, 22 tweets, 2 min read
My Authors
Read all threads
Nafaka meselesinde bir teklif de şudur: "Boşanma davası açıldıktan itibaren nafaka 5 yıl ile sınırlandırılmalıdır."

Böyle bir davada dava beş yılda neticelenmediğinde nafaka konusu nasıl düzenlenecektir.

Bu nedenle asıl olan TMK 175 "yoksulluk nafakası" hükmünün iptalidir.
"Yoksulluk nafakasının her davada müşterek çocuk olup olmaması hususuna bakılarak hakim tarafından takdir edilmesi gerektiği" de teklif edilmektedir.

Oysa boşanma halinde çocuklara "iştirak nafakası" bağlanmaktadır.
Yoksulluk nafakasının çocuklarla ilişkisi bulunmamaktadır.
Boşanma davalarının en fazla 1 yıl içinde sonlandırılmasını sağlayan bir düzenleme yapılmalıdır.

Boşanmanın feri (ikinci dereceden) sonuçlarını ilgilendiren davalar aynı mahkemede ayrı bir dosya konusu olarak görülmelidir.
Boşanma talebinde bulunan karı veya koca çekişmeli davalarda en fazla 1 yıl içinde boşanacağını bilerek yaşamalıdır.

İnsanların cinsel varlıkları askıda bırakılmamalıdır.
Boşanmak bir haktır.

Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı apaçık belli olmasına rağmen boşanmanın feri durumunda olan (nafaka, mal paylaşımı, velayet) uyuşmazlıklar nedeniyle karı-kocanın hükmen ayrılığına izin vermeyen mevcut yasa AİLE kurumunu zedelemektedir.
Boşanma davalarının neticelenmesini nafaka/mal paylaşımı/velayet gibi gerekçelerle geciktirmek davacı/davalıların yeni bir AİLE kurmasını engellemekte ve dava süresince "sadakat yükümlülüğü" adı altında bir tür ruhbanlık kültürü dayatmaktadır.
Zihnen ve fiziken ayrı yaşayan ve birlikteliklerini kesinlikle tazelemeyi düşünmeyen karı-kocanın boşanma davası, nafaka/mal paylaşımı/velayet gibi gerekçelerle uzadıkça uzamakta ve bu süreçte her iki tarafın da "cinsel perhiz"e girmesi yasa tarafından beklenmektedir.
Boşanma davaları, açıkça ruhban kültürü içermekte ve tarafların "cinsel perhiz"e girdiklerini kanıtlayacak şekilde mahkeme huzurunda "evliliğe sadakat" rolü oynamaları esası üzerinde durmaktadır.
Yasa, boşanacak karı-kocadan rahip/rahibe gibi yaşamasını beklemekte ve bunu "ödev" görmektedir.
Bu anlamda Türk Medeni Kanunu pozitif hukuk değerlerinden ayrılmıştır.

Kişilerden "ahlâkî ödev"beklemektedir.
Oysa evlilik birliği içinde olmayan, yani nitelikli birlikteliklerle "partner" olarak yaşayan çiftlerden "ahlâkî görev" beklenmemektedir.

Bu haliyle yasa ayrımcıdır.
Bugün İstanbul Sözleşmesi'ni eleştiren çevreler Türk Medeni Kanunu'nun boşanma hükümlerinin Türk AİLE modelini kurumsal olarak zedelediğini fark etmemiştir.
Mevcut yasa, partner olarak yaşayan çiftlerle resmi nikâhlı çiftler arasında açıkça ayrımcılığa neden olmaktadır.
Türk Medeni Kanunu (TMK), getirdiği hükümlerle resmi evlilik yapan çiftleri "boşanamamak" problemiyle muhatap etmektedir.

Oysa "nitelikli birliktelik" yaşayan çiftler "diledikleri gibi ve diledikleri zamanda" ayrılabilmektedir.

TMK'nın AİLE kurumunu desteklemediği açıktır.
AİLE MEclisleri ve AİLE meselesine duyarlı çevrelerin bütün problemleri İstanbul Sözleşmesi'ni odağa çekerek mevcut iktidara yüklenmesi, 22/11/2001'de yürürlüğe giren 4721 sayılı yasanın (TMK), sorunların kaynağı olduğu gerçeğini görmek istememesinden kaynaklanmaktadır.
2001'de TBMM'de kabul edilen TMK, 1985 tarihinde Türkiye'nin imzaladığı CEDAW'ın etkisiyle norm düzeni getirmiştir.
Bugün sorumlusu İstanbul Sözleşmesi olarak gösterilmeye çalışılan AİLE meselesinin kaynağı TMK düzenlemeleridir.

Bu düzenlemelerin uluslararası kaynak sözleşmesi ise CEDAW'dır.
AİLE'ye duyarlı çevreler meseleyi İstanbul Sözleşmesi'ne bağlayarak gerçekte problemin kaynağından uzaklaşmaktadır.
Boşanma davaları öncelikle davacının talebine bağlı olarak görülmelidir.
Dava dilekçesinde "evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" hususu boşanma talebinin gerekçesi olarak ileri sürülmüşse, mahkeme bu konuda acilen karar vermelidir. Davacı haklı ise boşanma sağlanmalıdır.
Evlilik bir akittir.
Evlenme aktini 1 günde gerçekleştiren çiftlerin boşanma süreçlerinin 5 yıla varan süreçlere uzaması akit özgürlüğünün ihlalidir.

Akit özgürlüğü ihlali Anayasa'ya aykırıdır.
Kimse, daha önce yapmış olduğu akti sürdürmeye icbar edilemez.

Bu nedenle TMK'nın boşanmaya dair hükümleri açıkça kişiye bağlı hakların ihlaline neden olmaktadır.

Ayrıca evliliğin uzaması ruhbanlığa neden olmaktadır. Bu da insan fıtratıyla çelişmektedir.
Evliliklerin TMK'daki boşanma hükümleri nedeniyle uzatılması gerçekte kadın-erkek ayrımcılığı da içerir.

Çünkü ailesinden ayrı bir ikamet edinen erkek, bir türlü boşanamadığı eşine tedbir nafakası ödemeye zorlanmaktadır.

TMK, eşitsizliği toplumsal akılda "normal" saymaktadır.
TMK'daki hükümlerin kusurlarına rağmen bugün AİLE MECLİSLERİ ve İstanbul SÖZLEŞMESİ karşıtları konuyu bağlam dışında incelemektedir.

Oysa İstanbul Sözleşmesi'nin hükümleri Türk Medeni Kanunu ile hiçbir şekilde bağlı değildir.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with lütfi bergen

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!