Kapheros Profile picture
Müzmin muhalif, evli, çocuklu, kedili, sana uymadıysa zamanımı alma, dm yok...

Sep 4, 2020, 24 tweets

Kendine özgü çizgisini erken yaşta olgunlaştırmış, mesleğinin ilk yıllarından itibaren dünyaya açık olmuş, başka ülkelerde karikatürleri yayımlanmış ve sayısız ödül almış bir sanatçı.
“Karikatürist az çizgiyle çok şey söylemelidir,”

tıpkı çizdiği gibi konuşan, az sözcükle tüm kariyerini özetleyebilen Turhan Selçuk, elbette her zaman politik bir sanatçıydı. ”Karikatürün amacı salt güldürü değildir” diyordu: “Bağnazlığın, tutuculuğun, cehaletin, çıkarcılığın, bilinçsizliğin desteklediği kötülükler,

ihanetlerle dolu bir dünyada iyilikleri, güzellikleri sezebilmek, görebilmek, anımsayabilmek, bilim alanında, sanat alanında yarınki kuşaklara kalacak yapıtları, güzellikleri bırakabilmek, insanı insan yapan, mutlu kılan başlıca nedenlerdir.”

Turhan Selçuk, 30 Temmuz 1922’de Milas Muğla’da doğar.
Girit kökenli babası Mehmet Kasım’ın subaylık görevi nedeniyle Anadolu’nun birçok yerini dolaşırlar. Annesi Hikmet Hanım, Dame de Sion’da okumuş, aydın bir kadındır.

1941’de Adana Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra, 1943’te İstanbul’a yerleşir. Kısa bir süre Diş Tababeti Mektebi’nde eğitim alır; 1948’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarih Bölümü’ne geçiş yapar, ancak eğitimini tamamlamadan okulu bırakır.

İlk karikatürleri 1941’de Adana’da yayınlanan Türk Sözü gazetesi ile İstanbul’da yayınlanan Kırmızı ve Beyaz, Şut spor dergilerinde yayınlandı. İlk olarak 1943’te Akbaba’da çalışmaya başlayan sanatçı, 1948’de Tasvir gazetesinde karikatürcü ve ressam olarak çalıştı.

Refik Halit Karay’ın çıkardığı Aydede’de baş çizer oldu
Yeni İstanbul, Yeni Gazete, Akşam, Milliyet, Cumhuriyet gazetelerinde Akis, Yön, Devrim, Toplum dergilerinde çizdi Kardeşi İlhan Selçuk’la birlikte 41 Buçuk (1952), Karikatür (1953) ve Dolmuş (1956) mizah dergilerini çıkardı

1957’de Milliyet gazetesinde çizmeye başladığı Abdülcanbaz dizisi ile tanınan sanatçının bu karakteri tiyatro ve sinemada da canlandırıldı. Ayrıca Abdülcanbaz 1991 yılında PTT tarafından bir posta pulu üzerinde resmedildi. Türkiye ve Avrupa’da birçok müzede

karikatürleri sergilenen sanatçının “İnsan Hakları” konulu karikatür sergisi Avrupa Konseyi’nin önerisiyle ilk kez Strazburg’da açıldı ve dünyanın birçok ülkesinde sergilendi (1992-1997).
“Barış ve Kitap” konulu karikatürü 1992’de Avrupa Konseyi’nin başlattığı

kitap okuma kampanyasının afiş ve logolarında kullanıldı.

12 Mart’ta gözaltına alındı, işkence gördü.

Çizgi roman kahramanı bir İstanbul beyefendisiydi Abdülcanbaz, Turhan Selçuk’un inandığı değerlerin de bir simgesi gibidir.

Hayattaki iyiler ve kötüler arasındaki savaşta iyilerden biridir.

Kötüler, Gözlüklü Sami’nin simgelediği sahtekar, kişiliksiz politikacılar ile gericiler olarak halkın zararına olan her şeyin sebebi iken Abdülcanbaz mertliği ile onların karşısına çıkar ve

zaman zaman o ünlü Osmanlı tokadını çakarak kötüleri cezalandırır.

“Adana Erkek Lisesi’ne gidip gelirken çamuru çok bir yoldan geçmeye mecburdu öğrenciler. Bir gün derste bu yolu eleştiren bir karikatür çizdim. Arkadaşlarım bunu gazeteye götürmemi istediler.

Belki ilgililerin dikkatini çeker de yolu yaptırırlar diye. Böylece karikatür gazetede basıldı. Yayımlanan ilk karikatürümdü bu, arkası gelmeye başladı.”
(Turhan Selçuk’un Türk Sözü Gazetesi’nde çıkan ilk karikatürü)

“Bence bir insan için en büyük avantaj, küçükken hedefini tayin edip, kendini bütün gücüyle o hedef için hazırlamasıdır. Ben çok sonraları karikatürist olmaya karar verdim. Hele çocukken resme ve karikatüre bayıldığım ve çalıştığım zamanlarda bile karikatüristliği meslek olarak

seçeceğim aklıma bile gelmezdi. Yoksa karikatürist olacak kimsenin Diş Tababeti Okulu’nda işi ne?”

“1957 yılında bir gün Abdi İpekçi ile masanın başında oturuyoruz. O zaman Milliyet’te tam sayfa çizgi romanlar çıkıyor, ama hepsi yabancı.

Abdi, “Ya Turhan, bunların hepsi kültür emperyalizmi yaratıyor. Sen yerli bir çizgi roman çizer misin?” dedi. Ben de “Abdiciğim, ben karikatüristim, çizgi romancı değilim ki” dedim. O ısrar edince aklıma bir fikir geldi.

“Ben çizeyim, yazıları Aziz Nesin yazsın” önerisinde bulundum. Aziz Nesin o zaman sakıncalı, kendi adıyla bir şey yazamıyor. Abdi İpekçi’nin de aklına yattı bu öneri. Aziz Nesin de olumlu buldu önerimi.
Abdülcanbaz böylece başladı."

Abdülcanbaz’ı şöyle tarif eder yaratıcısı: “Aklı, zekası, sağduyusu ile halkın bir numaralı sevgilisi haline gelmiş, dürüst tabiatlı bir İstanbul beyefendisidir. Haksızlıklara tahammülü yoktur, iyi yüreklidir, mücadelecidir.”

Turhan Selçuk çizgideki evrelerini şu sözlerle özetler: “Batı karikatürünü inceleme olanağı bulduktan sonra, bende ilk değişim başladı. Günlük gazete karikatürlerinde yazıyı atmak çok güç bir iştir. Buna rağmen hiç yazı kullanmamak, çizgimi sadeleştirmek amacım oldu.

Önceleri yuvarlak çizgilerle çalışıyordum. Sonra çizgilerimi köşeleştirdim. Daha sonra yuvarlak ve köşeli çizgileri beraber kullanmaya başladım. Bir ara çok sert, çok düz çizgilerle çalıştım. Ama sadelikten hiç ayrılmadım.

Çizgiyle beraber, konularımda da kişilik edinmek için çabalarım oldu.”

“Turhan Selçuk, bir edebiyat adamıdır. Bir şair, bir romancı, bir hikayecidir. Bu söylediklerimi şaşırtmak için söylemiyorum. Turhan Selçuk gerçeği budur da onun için söylüyorum.

Bunları gene söylerken de karikatür sanatını hiç de küçük görmüyorum, söylediklerim bu düşüncenin tam karşıtıdır. İnsan karikatürde de bir Çehov, bir Sait Faik, bir Mansfield olabilir. Karikatürün olanaklarını destan olanaklarına ulaştırabilir.

Bence Turhan’ın vardığı yer, karikatürü ulaştırdığı boyut, burasıdır.” (Yaşar Kemal)

11 Mart 2010 tarihinde İstanbul’da yaşamını yitirdi.

30 Temmuz 2020 günü Google Turhan Selçuk’u Doodle yaparak onurlandırmıştır.

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling