Kapheros Profile picture
Müzmin muhalif, evli, çocuklu, kedili, sana uymadıysa zamanımı alma, dm yok...

Apr 9, 2021, 23 tweets

Kadın bilim insanları yıllar boyunca kendilerini erkek meslektaşlarına kabul ettirememişlerdir.
Onlar bu zorluklara boyun eğmemiş, azimleri ve kararlılığı ile dünya tarihine oturmuşlardır.

Kadın olduğu için bilimsel çalışmalarını uzun süre başka isimle yürütmek zorunda kalan Marie-Sophie Germain 1 Nisan 1776′ da Paris’ te doğar.
Zengin bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir

Sophie Germain 13 yaşındayken, ebeveynleri onu evde tutarak Fransız Devrimi'nin kargaşasından tecrit ederler.

Babasının geniş kütüphanesinden okuyarak sıkıntıyla savaştı.
O yıllarda anlatılan bir hikaye göre,

öldürülmesi sırasında geometri okuyan Archimedes’in öyküsünü okumasıydı ve o kadar etkilenmişti ki matematik öğrenmeye karar verdi.

Okuduğu hikayenin etkisiyle “Eğer matematik bir insanın hayatını kaybetmesine neden olacak kadar yoğunlaşmasını sağlıyor ise

mutlaka bu bilimi öğrenmeliyim.” der Sophie.

Babasının kütüphanesindeki tüm matematik kitaplarına odaklanan Sophie kendi kendine Latince ve Yunanca öğrenir. Newton ve Euler’i okur.

1794’de Sophie 18 yaşında iken, sonraki yıllarda matematik ekolü olacak, Ecole Polytechnique açılır.
O yıllarda bir kadının bu okula gidip derslere katılması yasaktı.

Ancak ders notlarını almayı ve çalışmalarını fakülte üyesi ünlü matematikçi Joseph Louis Lagrange’a göndermeye başlar.
Kadın olmasının tepki çekeceğini bilmesi sebebiyle eski bir öğrenci olan Monsieur Antoine-August Le Blanc’ın adını kullanarak bu yazışmayı sürdürür.

Bu şekilde başlayan Sophie Germain, bir çok matematikçiyle mektuplaşmaya başladı.
“M. le. Blanc” sırayla onların üzerinde etkili olmaya başladı. Göze çarpan bu matematikçilerden iki tanesi: Çok geçmeden “le Blanc” in kadın olduğunu bulan ve

mektuplaşmaya devam eden Joseph-Louis Larrange ve üç sene boyunca bir kadınla karşılıklı fikir alışverişinde bulunduğunu sonunda çözen Alman Carl Friedrich Gauss.
“Matematikçilerin prensi” ve “antik çağlardan beri yaşamış en büyük matematikçi” olarak da bilinen Gauss,

matematiğin ve bilimin pek çok alanına etkisini bırakmıştır.
Gauss’un Sophie Germain’e Yazdığı Mektup;
“… Mektuplaştığım M. Leblanc’in -hiç tahayyül edemeyeceğim bazı şeyler hakkında bu mükemmel örneği vererek- birdenbire şu ünlü kişiliğe (Sophie Germain) dönüşmesini görmekle

duyduğum hayreti size nasıl açıklayabilirim.
Fakat bir kadın çetin araştırmalara girişince örflerimize ve düşüncelerimize göre erkeklerin karşısına çıkan güçlüklerden çok daha fazlasıyla karşılaşırsa, buna karşın önüne çıkan engelleri aşmaya ve

en karanlık noktalara kadar sokulabilmeyi başarırsa, bu kadında hiç şüphe yok ki, en asil bir cesaret, tamamıyla olağanüstü bir kabiliyet ve yüksek bir dehanın olduğu kanısına varmalıyız.
Gerçekten, yaşamımda bana o kadar neşe ve zevk vermiş olan bilimin

bu çekiciliğinin olduğu kadar, bilime onur vererek gösterdiğiniz ilginin imkansız hülyalar olmadığını hiçbir şey bu kadar çekici, şüpheye meydan vermeyen bir şekilde kanıtlayamazdı.”

Sophie Germain’in matematikteki ünlü Fermat Teoremi’nin çözümüne yaptığı katkılar bilim çevrelerince çok önemli kabul edilir.
Bu çalışmalar, sayılar teorisinde kendisinden sonraki 100 yıllık gelişmelere ışık tuttu.

Germain pek çok matematik yarışmasına katılmış ve makaleler yazmıştı ancak hiçbir zaman hak ettiği dereceleri elde edemedi.
Sophie Germian sonraki çalışmalarını metal plakaların titreşimi ile ilgili olan “Elastiklik Teorisi” üzerine yapar.

Yaptığı bu çalışma kendisine Paris Academy of Sciences ödülünü kazandırır.
Germian bu ödülü kazanan ilk kadındır.

Metal plakaların hareketleri üzerine yaptığı çalışması, yapımı 1889’da tamamlanan Eiffel Kulesi’nin yapımına büyük katkılar sağladı.

Buna rağmen kulenin yapımında katkısı olan 100 önemli insan içinde adı geçmedi.

Modern zamanlarda Sophie Germain büyük bir matematikçi olarak anılır.
Elastik ve katı cisimlerin hareketleri ile ilgili teorilerin geliştirilmesine ve

Fermat’ın son teoremi olarak bilinen tüm zamanların en meşhur matematik probleminin çözümüne ilişkin önemli katkılar yaptığı kabul edilir.

Sophie Germain o dönemdeki insanlara neden erkek ismiyle bir yaşam sürdürdüğünü de jüri önünde anlatmıştır.

Biilim İnsanları Topluluğu’ na kabul edilen Sophie Germain’ ın Instut de France’ de oturumlara katılmasına izin verildi.

Bu ayrıcalığın verildiği ilk kadındır.
1831′ de göğüs kanserinden ölene kadar kişisel çalışmasına ve mektuplaşmalarına devam etti.

27 Temmuz 1831’de hayata gözlerini yumdu.
Kuzeni Lherbette’nin çabaları sayesinde felsefik yazıları toparlanabildi.
İki felsefi eseri ölümünden sonra yayınlandı.

Paris’ te “L’École Sophie Germain” adlı bir okul ve “la rure Germain” adlı bir cadde Sophie Germain’ in hatırasını yaşatmaktadır.
Belli asal sayılar Sophie Germain Asalları olarak adlandırılmıştır.

Kadın matematikçiler yıllar boyunca kendilerini matematikçi olarak dahi erkek meslektaşlarına kabul ettirememişlerdir.

Tarih boyunca kadın-bilim ilişkisini engelleyen en önemli etken, ayrıcalıklı konumlarını yitirmek istemeyen egemen erkeklerin yaklaşımları oldu.

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling