Kapheros Profile picture
Müzmin muhalif, evli, çocuklu, kedili, sana uymadıysa zamanımı alma, dm yok...

Jun 10, 2021, 24 tweets

İlk insanlar, ağaç yapraklarını, dokunmuş otları veya ağaç kabuğunu, kemikleri, kafatasını ve ölü hayvanların derisini vb. sararak bedenlerini örtmüş ve korumuşlardır
Genetik analizler, giysilerde yaşayan insan vücudu bitinin 170.000 yıl önce baş bitinden ayrıldığını öne sürdüler

ve bu da insanların bu zamanlarda kıyafet giymeye başladığına dair kanıtları desteklemiştir.
Bazı uzmanlara göre insan vücudundaki kıllar dökülmeye başladıkça örtünmeye başladı.
Tarihte bilinen en eski dikiş iğnesi günümüzden 60.000 yıl öncesine tarihlendirilir.

Bu iğne Güney Afrika’nın Sibudu Mağarasında bulunmuştur.
2016 yılında Rusya-Sibirya’daki Altay Dağları’ndaki Denisova Mağarası’nda bulunan bir kemik iğnesinin tarihi de günümüzden 50.000 yıl öncesine dayanır.

Günümüzde de hala kullanılan bir çeşit kumaş oluşturma yöntemi olan Nalbinding kumaşlarının bilinen ilk örnekleri İsrail’de bulunmuştur ve tarihi M.Ö. 6500 yılına dayanmaktadır.
Antik toplulukların giyim kuşamlarının iç yüzünü anlamamıza,

kumaş elyaflarının ve derilerin korunmuş olması olanak tanıyor. Antik dünyada kullanılan kumaşlar, dönem insanlarının uzmanlaştığı teknolojileri yansıtıyor. Birçok kültürde kıyafet, toplumun farklı kesimlerinden insanın sosyal statüsünü gösteriyor.

Hayvan derisi ve bitkilerden elde edilen kıyafetler, ilk insanın vücudunu dış etmenlerden koruma güdüsü ile ortaya çıkıyor.
Yerleşen neolitik kültürler, hayvansal postlar üzerindeki dokuma liflerin avantajlarını keşfettiklerinde, sepet yapım teknikleri, kumaş yapım teknikleri,

insanlığın temel teknolojilerinden biri olarak ortaya çıktı.
İnsanlar dokuma, iplik ve diğer teknikleri ve giyim için kullanılan kumaşları yapabilmek için gerekli makineleri icat etmek zorunda kaldılar.

İnsanların tropik bölgelerde ortaya çıkıp sonradan kuzey ve güneye doğru yayıldıkları ileri sürülür. Buna göre, sıcak ülkelerde yaşayan ilk insanların giyim eşyaları pek basitti. Ancak edep yerlerini etlerini yedikleri av hayvanlarının derileriyle örtüyorlardı.

Mısır’da bulunan Tarkhan Elbisesi’nin Dünyanın bilinen en eski elbisesi, ve en eski dokuma kumaşı olduğu belirtiliyor.
Radyo karbon testleri elbisenin 5,500 yaşında olduğunu ortaya koydu.
Keten elbisenin %95 ihtimalle MÖ 3482-3102 yıllarına tarihlendiği açıklandı.

Arkeologlar tarafından ortaya çıkarılan diğer eski kıyafetler ya kumaşla vücudun üstünü örterek dökümlü şekilde, ya da kumaşla vücudu sararak yapılıyordu. Fakat bu elbise vücuda uygun olarak ayarlanmış ve kesilmiş.

İlk montajı yapılan giysinin tunik olduğu düşünülmektedir.

Bir tunik, kafasına bir delik bırakılarak kısa bir kenarı birbirine bağlanmış iki parça dikdörtgen hayvan derisinden yapılmıştır.
Erken giyim hakkında bilinenlerin çoğu, çok az kanıt ve iyi tahminlerden oluşan bir yama çalışmasıdır.

Sadece çok eski giysilerin parçaları hayatta kalmıştır. Bu nedenle arkeologlar, erken kıyafet resimlerini geliştirmek için mağara çizimlerine, oyulmuş figürlere ve fosilleşmiş bir çamur zeminde birbirine dikilmiş derilerin izleri gibi şeylere güvenmişlerdir.

Avusturya dağlarında 5,300 yıl önce ölen bir adamın kalıntılarının keşfi (Ötzi), bu arkeologların keşfettiklerinin çoğunu doğrulamaya yardımcı olmuştur.

Kostüm kelimesi latince consuetudo kelimesinden türetilmiştir ve bu da tam bir dış giysi seti anlamına gelmektedir.

Kostüm, bir bireyin veya grubun sınıfını, cinsiyetini, mesleğini, etnik kökenini, milliyetini, faaliyetini veya dönemini yansıtan kendine özgü giyim tarzıdır.
Giyim sabit ve modaya uygun olarak iki sınıf ile sınıflandırılmıştır.

Sabit olanlar büyük ölçüde kalıcıdır ve moda değişikliklerine tabi değildir, ancak her bölgeye göre değişmektedir.
Giysinin kökeni ile ilgili olarak, 4 ana teori vardır;
Tevazu teorisi: Giysilerin başlangıçta genital organları utanç, alçakgönüllülük veya

diğer bazı cinsel duygu biçimlerinden gizlemek için giyildiğini savunmaktadır.
Utangaçlık teorisi: Cinsel çekicilik teorisi insanlar önce dikkatleri özel bölgelere çekmek için giyilirmiş.
Süsleme Teorisi: Bu teorideki ilkel giyim, göze çarpan süslemedir.

Bu teori, giysilerin dekoratif doğasına ve diğer görünüş biçimlerine atıfta bulunmaktadır; sergileme, cazibe veya estetik ifade amaçlı değişiklikler.
Projeksiyon Teorisi: Bu teori, giysilerin insanları elementlerden, hayvanlardan ve doğaüstü güçlerden koruduğunu öne sürmektedir.

Neandertallerin yaşadıkları yerlere bakarak kışın vücutlarının yüzde 70-80'ini örtmüş olduğu, muhtemelen sırtlarına basit bir hayvan postu aldıkları tahmin ediliyor.

Modern insanlar ise birkaç parçayı birleştirerek daha karmaşık giysiler dikiyordu

Yakın Doğu ve Anadolu’nun bilinen en eski dokuma kumaşları, M.Ö. 6000 yılına tarihlenen ve ölüleri sarmak için kullanılan kumaşlardı. Bu kumaşlar Anadolu’da Çatalhöyük’te yapılan kazılar sonucu yanmış bir evin tabanında neredeyse bozulmamış bir halde ortaya çıkarıldı.

Antik Mısır’da yaşayanlar en çok bereketli kendir bitkisinden elde edilen keten kumaşı kullandılar. İnanışlarına göre hayvansal kumaşlar saf değildi, yün nadiren kullanılıyordu ve tapınak ve ibadethane gibi mekanlarda ise yasaktı.

Sınıflar arasında değişkenlik gösteren şey, malzemenin kalitesiydi; üst sınıflar daha iyi işlenmiş ve renklendirilmiş ketene sahipti.
Antik Yunan kıyafetlerinin en belirgin özelliği, çoğunlukla dikdörtgen kesilmiş farklı uzunluktaki yünlü veya keten kumaşı bir arada kullanmaktı.

Antik Romalılar, kıyafetlerinin diğer insanlardan farklı olduğunun bilincindelerdi.
Kendi savaşçılarını zırhlarla resmederken barbarları gömlek ve pantolonla tanımlıyorlardı.

Endüstri Devrimi sırasında tekstil endüstrisi, makineleştirilmiş ilk endüstridir.

Giysi halen modern insanın bir işareti ama ilkel kabileler için anlamsız bazıları da kısmi utanma duygusu için basit bir korunak.

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling