Sırp Konstantin Mihailoviç Osmanlı tarafından devşirilip yeniçeri yapılmış.
Daha sonra kaçan Mihailoviç 1451-1463 arası Osmanlı'da yaşananları yazmış.
Ben bu #TrakyaBalkanSerisi'nde şahsen katıldığı Vlad Drakul, nam-ı diğer KONT DRAKULA ile savaşlarda yaşadıklarını aktaracağım.
Osmanlı'ya bağlı Eflak voyvodası; büyüğü Vlad, küçüğü (Güzel) Radu adında 2 oğlunu Edirne Sarayı'na gönderdi.
Voyvoda ölünce, büyük oğlu Vlad yeni voyvoda olarak yollandı.
Küçük kardeşi ise sarayda tuttuldu.
Vlad, başta birkaç yıl vergilerini ödese de sonra ödememeye başladı.
Bunun üzerine Fatih, Hamza Bey’i İbrail şehrine, Drakul'a elçi olarak gönderdi.
Fakat Vlad onla görüşmeden ordusunu topladı, donmuş Tuna üzerinden geçip Niğbolu çevresinde Osmanlı topraklarını yağmaladı.
Müslüman-Hristiyan ayırmadan halkın burunlarını kesip Macaristan'a yolladı.
Dracul sonra İbrail'e döndü ve olanlardan habersiz Osmanlı elçisi Hamza Bey ve 40 kadar adamını önce Targovişte kalesine kapattı sonra da hepsini kazığa oturttu!
(Dracul'un uygulamaya başladığı bu tarz vahşetler, yüzyıllar sonra yazar Bram Stoker'a ilham olacaktı.)
Bunun üzerine Fatih, Vlad'ın kardeşi Radu'yu yeni voyvoda ilan ederek 4 bin askerle birlikte abisi üzerine gönderdi.
Biz Tuna kıyısındaki Niğbolu’ya vardığımızda Radu ve ordusu bizi bekliyordu.
Kazıklı Voyvoda (Vlad Drakul) da nehrin öte tarafında savaşa hazırlanıyordu.
Fatih, biz yeniçerilere
“Civanmertlerim, bu benim olduğu kadar sizin ve devletin hazinesi için. Bana tavsiye verin; çünkü öte tarafa geçip düşmanla çarpışmamız sizin elinizde.” dedi.
Biz de “Padişahım, kayıklar hazırlatın; biz gece karşıya
geçip canımızı ortaya koyacağız” dedik.
Bize 80 kayık ve humbara, tüfek, ok, yay gibi levazım verildi.
Hava karardığında kayıklara bindik ve sessizce-süratle
Tuna'nın öteki tarafında, Voyvoda’nın ordusunun kurulduğu yerin yakınına vardık.
Hendekler kazdık ve topları yerleştirdik.
Etrafını siperlerle çevreledik.
Emir gelince Vlad Drakul'un ordusu üzerine yürüdük.
Ancak onların top atışıyla 250 yeniçeri öldü.
Nehrin öteki tarafında kalan padişah, bize takviye gönderemediği için kederlere gark oldu.
Hemen diğer piyade kuvveti olan azapları bize takviye olarak gönderdi.
Tuna'nın geçilmesine mani olamayacağını anlayan Drakul, cenk ederek çekildi.
Ardından Sultan Mehmet tüm orduyla nehri aştı ve bize bölüşmek üzere 30 bin altın verdi.
Ayrıca yeniçerilerin elde ettikleri ganimetleri (ölürlerse) diledikleri birine vasiyet edebileceklerini söyledi.
Eflak boyunca biz yeniçeriler önde, kardeşi Radu arkada, Drakul’u takip ettik.
Askeri az kalmıştı ama korkuyorduk ve konaklarken kendimizi koruyorduk.
Bu da yetmedi, gece saldırdılar.
İnsanları, atları, develeri kırıp geçirdiler. Çadırları yağma edip binlerce Türk öldürdüler.
Bir süre sonra Vlad Drakul'un askerleri, kardeşi Radu'nun saflarına katılmak üzere Drakul’a sırt çevirdi.
Drakul ise Macaristan’a, Kral Matyas’ın yanına gittiyse de kral, onu zulümlerinden ötürü zindana attı.
Padişah da Drakul’un topraklarını Radu'ya emanet edip Edirne'ye çekildi
Osmanlı'da yeniçeri olarak bulunmuş Sırp Konstantin Mihailoviç'in anılarında Vlad Drakul bölümü bu kadar.
Drakul, Eflak'ın batısındaki Almanlara da çok zulmetti.
Alman hikayelerinde bu zulüm abartılı anlatıldı.
Bram Stoker da bunlardan esinlenip Kont Drakula karakterini yarattı.
Bram Stoker'ın kitabının (bana göre en iyi) film uyarlaması olan Coppola'nın yönettiği Dracula'nın açılışında, Vlad'ın Osmanlı ile savaştığı sahneler, yeniçeri Konstantin Mihailoviç'in anlatımlarıyla oldukça paraleldir.
Hatta arada Mihailoviç'in silüetini bile görebilirsiniz :)
Share this Scrolly Tale with your friends.
A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.