☪️Osmanlı için hoşgörü imparatorluğu falan derken şimdi bazı şeyler anlatacağım gülümseyeceksiniz. Hamam'a gayrımüslim girdiğinde 1. şart, peştemalında ziller olacak. Erkek adam için zil niye? Demeyin. Türk gözleri sabunluyken kazaya gitmemek için koymuş bu enteresan kuralı.
⬇️
2. garip kural da cenazelerini gündüzün gömmemeleri. Tabi bu kurallar zaman içerisinde değişmiş ama kural mı? Kural. Şehirde ise mümkünse akşam karanlığında, köyde ise tenha bir yerde gömülecek ve ağıt, ağlama gibi merasimler olmayacak. Cenaze KADI'dan izinsiz de gömülemiyor
⬇️
Hatta zannedersem Sırbistan'da Şehirköy (şu an Pirot) ÖLEN BİR HIRİSTİYAN İÇİN PAPAZA VERİLEN DEFİN RUHSATNAMESİ vardır ve çok ama çok enteresan sözler içeriyor. Ölmüş adamın annesine küfretse daha hafif kalacak sözler var ama o devir için doğal. Ne gibi? Aynen aktaralım.
⬇️
Papaz gömme izni istiyor. Kadı efendinin cevabı
Hitap cümlesi ile birlikte şöyle:
Labis-i Libȃs-ı Katrani, Hamil-i Tȃc-ı Şeytani
Merdud-u Huzur-u Rabbani, Bi Din Papaz!
Tercümesi: Katran karası giyinmiş, şeytan tacının taşıyıcısı, Rabbin huzurundan kovulmuş dinsiz papaz!
⬇️
Tebliğ edilir ki, Branko'dan olma Zoran adlı kimsenin ölüp geberdiği, müfsit, fesat çıkaran mahallesi tarafından haber verilmiş olmakla birlikte, gerçi kokmuş cesedini yeryüzü kabul etmese de çürüdüğünde tüm Müslümanlar için zarar sebebi olacağından bir kuyu kazıp tepip gelin.
⬇️
İla Cehennemüz zümera tepüp gelesüz diye de bitiyor bazılarında... Yani Cehennemin ta dibine tepip gelin manasında.
Ha bir de sonuna eklemiş. Zinhar mümanat olunmaya. Yani Sakın bekleme yapmayın! Aceleden tepin gelin manasında. Bu cümleler kalıp gibi çok yerde rastlanıyor.
⬇️
Bahsi geçen asırlarda İspanya'da Müslümanları meydanlarda çarklara asıp kol ve bacaklarını ayırıp keserlerken, ticaret yapmalarına müsade edilmeyip toplu vaftiz yapılarak zorla hristiyan edilirken şüphesiz bu bir toleranstır. Hoşgörü demiyorum dikkat. Tolerans. Bu vardı bizde.
⬇️
Yani adamı baştan aşağı boyuyorsun, lafları giydiriyorsun ama vergi son derece makul. %10'lar civarında. Askerlik de yapmıyor. Yaparsa da Voynuk olarak yapıyor para kazanıyor. Ama gel gelelim misal, Çan çalmak yasak. Tolere ediyoruz ama çan gürültüsüne izin verilmemiş genelde.
⬇️
Belli başlı yerler hariç tabi. Şehirlerde yasak var. Köylerde yok. İstanbul'un hristiyan köyleri ve adalar yasak kapsamı dışında. Müslümanların rahatsız olmaması ve kendilerini hristiyan memleketinde hissetmemeleri için. Bir de Çan, günün her vakti çalıyor yani ezan gibi değil
⬇️
Eğer "gavur kişi" işi icabı arabacı, oduncu değilse at binemez. Sürecekse de at arabasını sürebilir o da müslümana ait ise. Ata, Müslümanlar binebilir. Hristiyan, eşeğe binebilir, çok zorlarsa katıra binebilir ama at binme de belli izinlere tabi. Bu yasak da zamanla değişmiş.
⬇️
Buna rağmen papazlar, diyakozlar, patrikler ve diğer din adamları veya bunların vekilleri her hangi bir vesile ile seyahat ettiklerinde, Müslüman kıyafeti giymek, ata binmek ve silah taşımak serbestisi yanında her türlü gümrük ve bacdan muaftı. Din adamlarına serbestti özetle
⬇️
Müslüman gibi giyinmek kısmına özel dikkat. Bu hristiyanlara ciddi şekilde yasak edilmiş. Bu kılık kıyafette olanlar kalelere girerken rahat giriyor çünkü. Hristiyan isen zaten kalede işin yok. Eskiden şehirler kale içerisinde. Sadece Müslümanların yaşadığı kale şehirler vardı
⬇️
Evlerde de bir yasak var. Hristiyan evi, Müslüman evinden yüksek olmayacak. Hristiyan mabedi, aynı şehirdeki bir Müslüman mabedinden de yüksek olmayacak. Belli mesafede olacak (vardı sınırı şimdi unuttum) Şimdi bunu da yadırgamayın çünkü Yunan da bu yasağın benzerini koymuş.
⬇️
Yunanistan'da kilise ve cami minaresi boyları "sözde" bir yüksekliği geçemez. Ama camiler artık "ibadet evi" statüsüne indirildiği ve "CAMİ" kelimesi anılmadığı için, ibadet evlerinin minarelerine 9 metre gibi bir standart getirdiler. Yani Yunan da kilisesini yüksek tutuyor
⬇️
Kanun ülkesi, demokrasi beşiği Yunanistan'da KİLİSE can kulesi ve CAMİ minare boyları bir yükseltiyi geçemez. İkisi de sözde aynı irtifaya, yüksekliğe tabidir. Ama gözünü sevdiğim, canını yediğimin rumu, (Iasmos) Yassıköy'deki gibi kiliseyi +15 metrelik bir tümseğe yapar tabi.
⬇️
Umuma açık yerde bir Hristiyan, domuzları ile gezemez. Şehre domuz asla sokamaz, ortalık yerde şarap içemez, arsasına, arazisine Müslümanların göreceği şekilde haç dikemez, büyük ve gösterişli haç takamaz. Bu son madde, Hristiyan din adamlarını kapsamıyor, onlar yine muaf tabi
⬇️
Üzerlerinde süslü ve pahalı kemer, dolama, süslü at koşumları ve eğer atı varsa, atlarında eğer olmayacak (? nasıl binecekse) sanıyorum bu da onların savaş kabiliyeti kazanmalarını ve tehdit oluşturmalarını engellemek için bir maddeydi ki İslam hukukunda da benzeri görülüyor.
⬇️
Dolama denen giysi (aşağıdaki şey oluyor) Hristiyanlara balkanlarda özellikle yasak. Çok gösterişli ve özellikle yeşil dolama hepten yasak (Niye?). Sırp şarkılarında Marko'nun Ramazanda şarap içmesi ve Yeşil dolama giyip silah taşıması gibi meydan okumaları vardır ve ünlüdür.
⬇️
At neyse ama eşeğe de eğersiz binme gibi durumlar varsa da adalardakilere hiç karışılmamış.Sadece Müslümanlarla yanyana yaşadıkları yerde bu kriterler var. Kriterlerin esnetildiği yerlerde ise sonuç kanlı bitmiş. Örneğin Tepedelenli Ali Paşa,silahlı Rum birliklerini kullanırdı
⬇️
Bu rumları, yine rum isyancılara karşı kullanıyordu. Yani Osmanlı için savaşan bir grup Rum korucu, diğer grup Rum isyancıyı öldürüyordu. Ama tepedelenli öldürülünce hizmet edecekleri kişi gitti ve hepsi Rum isyancılara katılmış oldu. Esnetilen kural bize soykırım olarak döndü
⬇️
Bıçak, silah taşıma yasağı da var. Elma kesecek kadar bir bıçağa müsade edilebiliyor kama, hançer, yasak! Yatağan, kılıç ise hayal. Ama işte bunları veren hainlerimiz de olmuş. Misal Pazvantoğlu Osman, Osmanlı'ya isyan ederken, Sırp İsyancılara silah veriyor, at veriyor.
⬇️
Bir de Müslüman kadınlara kara çarşaf giymeleri yasak edilmiş hayli bir dönem.Sebebi ise gavura benzemeleri. Çünkü ortodoks kadınlar eşleri ölünce senelerce yas tutar ve karalar giyerler.Giymezlerse kocalarına saygısızlık kabul edilir.Hala Yunan teyzeler gidip görürsünüz böyle
⬇️
Bu eski resimlerden hiçbirinde Müslüman kadınların kara çarşaf giydiğini görmezsiniz. Son dönemlerde yayılmış bu nasıl yayıldıysa. Kültürel etkilenme olmalı. Zira Osmanlı'da özenilen, güzel ve şehirli olan ne varsa, Müslümanlara has görülmüş.Bir grubun diğerine benzemesi yasak
⬇️
Bir hristiyanın boş da olsa bir vakıf arazisinde bevletmesi (çiş yapması) veya kaka yapması da yasak ama dayak cezası yok. Tazir cezası uygulanmış bunun da Makedonya'da bir evrakta örneğini göstermişlerdi. Tazir ne demekse tam bilmiyorum azarlama gibi bir şeymiş sanırım.
⬇️
Patrik ya da haham ataması devlet tarafındandı. Atanacak patriği ise cemaat seçiyor,seçme işine devlet karışmıyor. Seçme hakkı tamamen kiliseye aitti. Kilisede de aynı dinden olanları yargılayabiliyorsun, mahkemen de var. Okul gibi de kullanıyorsun gençlere. Vakıf da var. Mis!
⬇️
Garip işler de var. Selanik'te bir cami bu. Daha bizdeykenki resmi. Camide ikonaya perde çekilmiş. Sanki Hristiyan girecek de görecek içerisini. Kendi mabedini emanet gibi kullanmak (?) Müslümanları rahatsız etmiyor,yıkmak, silmek gibi kompleksleri yok. Böyle de bir toplumduk.
⬇️
Hoşgörü hikaye. Hiçbir din,diğerini hoş görmez, tolere eder. Her din, diğerine batıldır, diğer dinin de inananları "kafirdir"ve bunu farklı göstermeye gerek yok. Toleranslı bir toplumduk ve adalet önünde herkes eşitti. Toleransı biraz fazla verince sonuç kötü bitti tabi.
Saygılar
Share this Scrolly Tale with your friends.
A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.