🇹🇷Dr.Yüksel Hoš PhD Profile picture
🌐Human Geographer,Academic, specialized in Ethno-cultural, political&military geography. Monotheist believer & full-time father Rt≠Endorsements+#Rumelist-ITC☪️

Dec 12, 2021, 34 tweets

📢Dünyada insanların birbirini yönetmesini sağlayan belli başlı yalanlar vardır.Bunlardan biri de eşitliktir. Eşitlik, gerçekte asla yoktur.İnsan toplulukları birbirinden farklı dönemlerde medeniyet(şehirleşme) ve uygarlık (devletleşme) ve uluslaşma yaşarlar.Eşitlik hiç olmadı
⬇️

Peygamberin de belirttiği gibi,bilenle bilmeyen bir değildir.Bilenin bilmeyenle eşit olmadığını o da söylemiş. Kimlik kartları ve akıllı sistemlerin olmadığı dönemlerde insanların birbirinin soyunu ayırt etmesi için belli başlı ayrımlar söz konusu olmuş. Peki niçin gerekliydi?
⬇️

Milletlerin bir yöneten sınıfı bir de yönetilen sınıfı olur. Yönetilen sınıfı yöneten yaparsanız, eline bakkal dükkanı geçmemiş adamın eline holding vermiş olursunuz. Yönetim işi öteden beri bir sınıfın elinde pişmek, olgunlaşmak ve kültür isteyen karmaşık bir uğraş olmuştur.
⬇️

O sınıf içerisine girilmez en fazla onun rızası ile dahil edilirdin.Eğer avamı asile eşitlersen devletin düzeni bozulurdu. Patrona halil mesela gücü eline aldığında kendisine borç veren Rum kasap Yanaki'yi Eflak'a vali olarak göndermişti. Çünkü yönetim kapasite ve kadro işidir
⬇️

Bu sebepten bir"avam"yönetime geldiğinde yönetimi kendisi gibi diğer hemşehrileri ya da diğer köy soylularla doldurma eğilimindedir.Çünkü kadrosu olmadığından"kendisine borçluluk hissedecek" bir kitle yaratır ve onları idare ederken devleti de idare eder. Gerçekte devlet çürür
⬇️

Bu hiçbir şekilde durdurulamaz çünkü sivil bilinç yani yurttaş bilincinde olmayan ve medeni(şehirli) atmosferde büyümemiş kimseler, kurumları eleştirilemez yaparlar ki ne kurum eleştirilsin ne de hataları. Memur olduklarını da unutturur, kutsal lidere oynarlar. Çürüme hızlanır
⬇️

Toplumlar bu kamburları üzerlerinden atmayı bazen birkaç nesil sonra öğrenirler bazen de bir çöküşle. Sonrasında ise bir daha avamı iş başına getirmemek için kuralları sağlam şekilde koyar ve taşları daha sağlam oturturlar. Eleştirilemeyen kurumun çürümesi onlara ders olmuştur
⬇️

Bir avamın mantığı ile bir asilin mantığı farklı çalışır. Örnek:

Bir pozisyon için asilin fikri sorulsa, ya da o iş için tam yetkisi olsa aklına ilk o işi iyi yapacak olan birini almak gelir. O da yoksa o işe ihtiyacı olan biri. O da yoksa ileride ona lazım olacak olan biri.
⬇️

Ama avamın ilk aklına gelen şey, "kendisine lazım olacak biridir". Liyakat değil, sadakat önemlidir çünkü hep o pozisyonu kaybetme korkusu duyar ve onu koruyacak olan bir hemşehriler ağına güvenir. Alttakiler de o pozisyonu ömrü boyunca bulamayacakları için üsttekine mahkumdur
⬇️

Bu tür ülkelerde sistem de devlet de kurumlar da kutsaldır. En ufak bir eleştiri sanki o sistemi vergileriyle ayakta tutanlar vatandaşlar değilmiş gibi, onlara ihanet olarak döner. Bir anda kendisini vatan haini bulur. Devletse son hızla şelaleden aşağı gidiyordur. Çare yoktur
⬇️

Asalet araplarda çok önemli olmuş. Avrupalılarda da. Türklerde eşitlik kuralları belirsiz olduğundan sürekli devletleri yıkılmış ve sürekli de devlet kurmuşuz. Yıkılan 16'dan fazla devletin bir kısmında sebep bundan. Osmanlı bile büyük kardeşi ufaktan üstün tutup çözmüş biraz.
⬇️

Eşitlik kavramı tamamen eşitliğe dayalı olsaydı, Ben padişahın şehzadesiyim devlet benim hakkım! Hayır ben de şehzadesiyim! Benim hakkım! olurdu gibi kavgalarla devlet yıkılırdı.Ama gördüğünüz üzere eşitliğe bir kural ekliyorsun ve devlet kurtuluyor. Çünkü eşitlik,yıkıcıdır da
⬇️

Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa? Diye özetlemiş atalarımız. Bir ülkede herkes asil olamayacağı gibi herkes de avam olamaz. Asaletin de kuralları olmalıdır. Türkler, bu kuralları koymakta da başarılı olamamış korumakta da. Ama Almanlar hayli başarılıdır. Nasıl mı? Bakalım mı?
⬇️

Mesela Almanlarda birinin edindiği veya bir şövalyeden miras aldığı soyluluk, baron veya şovalye soyunun bir temsilcisi olarak eski bir soydan gelir ve bu onu Uradel yapar. Asalet de o baronun kadim haysiyetine dayalıdır. Yok eğer bir belge ile asil yapılmış ise Breifadel olur
⬇️

Pek tabii ki, baronluğunu daha dün kazanan bir baron, altı yüz yıl ailesinde baronluğu elinde tutan bir baronla karşılaştırıldığında, eşit olmaması gerekir. İşte bu sebepten Uradeller,Brifadellere göre kıdemlidir. Birisine bir kral ya da imparator vermişken diğeri hep sahiptir
⬇️

İmparator tarafından verilen bu lisansla kişi, asil mertebesine yükseltiliyor.Bu sağdaki gördüğünüz ise onun aile arması oluyor.En üstte ise imparatorun amlemi. Size verilen aile arması da yapacağınız evlilikler ve ticaretlerde nişanlarda taşınacak. Koyun damgası gibi bir nevi
⬇️

Bu aynı zamanda "evet bu kişi, devlete yakın olma ehliyetine sahip kişidir" belgesi demektir de. Asil olmanın şartları ve özellikleri ile asillerin görgü kuralları da listelenmiş. Hatta bir sahte asil ya da görgüsüzün nasıl tanınacağına dair de kuralları yazmıştır Almanlar.
⬇️

Oturup kalkması,yürümesi,horolop şorolop tarzlı kimselerin yönetime oynamamaları konusunda da kurallar keskindir. Bu sebepten şehirler de gelişmiştir, medeniyet de, ekonomi de. Hemşehricilik de olmaz İtibar için asil, bilim ve sanatı, avamsa araba ev ve sarayı önemser. Şaşmaz!
⬇️

Almanlarda bu asaletin kuralları ve basamakları da mevcut. Mesela bizdeki eşrafın karşılığı olan "Adlig" var. Uzun süredir bir saygınlığı miras alan bilinen asiller bu gruba giriyor. Adler kelimesinden geliyor bu. Adler de Edel-Aar yani Asil kartal kelimesinden.
Almanlığın özü
⬇️

Bakmakla görmek arasında ufak bir fark vardır. Siz bu bayrağa baltığınızda sadece bir kuş görürsünüz ama o kuş, ülkeyi sürekli olarak idare edecek olan asil ve yönetici tabakanın bayrağa çakılı mührünü gösterir. Bu da bu ülkeyi belli bir yönetici sınıf yönetebilir demektir.
⬇️

Almanların soyadlarına baktığınız zaman misal "Bauer" ise çiftçidir. "Müller" değirmenci, "Schmidt" nalbant, demirci, "Schneider" ise terzidir. Bunları at çöpe. Von Krest, Von Bismarck Von Papen, Von Manstein veya Graf gibi takılar alıyorsa işte anlayın ki o boş biri değildir.
⬇️

Bu graf'lar kont gibi. Türklerdeki "bey" veya daha doğrusu "ayan" ile özdeş denebilir. İngilizlerde "earl" ile geçiyor bu ünvan. Bunlar önce Junker yani genç soylu olarak (bizdeki çelebi gibi) doğuyor ve sonrasında baron ailesindeki tüm erkek üyeler gibi Graf ünvanı alıyorlar.
⬇️

İnsanlar bir devrim yapacaklarında o devrimin gelecekte nerelerine g*receklerini de hesap etmelidirler.Zira sistemler binlerce yılda oluşur ve siz o sosyal tabakaları eşitlerseniz sözde eşitlikte kimin nemalanacağını bilemezsiniz. Eşitliği çıkaran ilk zümre oradan yürüyecektir
⬇️

Sovyetler sözde demokrasiye geçtiğinde elektrik kurumunun başında kim varsa, enerji sektörünün oligarkı o oldu.Sanayi tesislerinde kimler yönetici ise oligarklar, işadamları onlar oldu.Kıçı açık Rus köylüsü Rusya İslav aleminin yıldızı diye dehlene dursun kaderi daha pisleşti.
⬇️

Eşitlik hikayedir. Asla olmaz.
Ama asilin yönetiminde kurallar, oranlar bellidir. Asilin yediği de bellidir. Vergi neyse o. Ama avam yediğinde hamuduyla götürür ve hemşehrisine yedirir, halka da koklatır. Bu sebepten bir millet ayakları başa getirdiğinde her şeyi hak etmiştir.
⬇️

Floodda kazara Bilenle bilmeyenin eşit olmadığına yönelik hadis demişim.Zümer suresi 9. ayet idi.Affola. Bir bilenden kastı burada Allah, işi bilen, işin ehli olan gibi de yorumlanabilir. Yani bir ekolden gelmiyor ise ona işi vermeyeceksin yoksa sonradan görme olur ülke batar
⬇️

Bilen, bilgisi ile yönetir. Bilgisi yoksa bir ekolden gelir, o sınıf içerisinde bilenlerle dolu bir ortamda seçme imkanına sahiptir ki kraliyetler, soylular ve aristokrasi yönetimlerinde bu böyledir. Aksi halde hemşehricilik devreye girer ve milletler çok kötü bir döneme girer
⬇️

Rusya'da Çarlık Çar sülalesinin katledilmesi ile devrildiğinde ortaya çıkan boşluk 1950'lere dek hiç dolmadı. Dediğim oldu mantığıyla iş başına gelen Stalin gibi "Hıdolar" milyonlarca insanın açlığına sebep oldu. Ne hesap verdiler ne de aldatıldık dediler. Ölen öldüğüyle kaldı
⬇️

Bu tür devrimlerde liderler beraber yürüdükleri kişileri sürekli değiştirir. Önce samimi ideologlarının başını yer. Kendilerini o ideolojiye göre kontrol edecek kimse kalmayana dek. Arnavutluk'ta Enver Hoca'nın Kemal Stafa'yı, Stalin'in de Sultan Galiyev'in başını yediği gibi
⬇️

Enver Hoca en yakın arkadaşı Mehmet Şeyhu'yu bile öldürtmüştü. Lider sadece kendisinin kalması üzerine kurguladığı habis yönetimi ile geberene dek iktidarda kalacağı bir dönem için uğraşır ve artık o bunarken sadece yemlenenler ve onu yüceltenlerin rant yönetimi söz konusudur.
⬇️

Lider ayakta durma yetisini kaybetse onu gerekirse çelik destekle ayakta tutarlar. Lider konuşamasa da "şunu söyledi" der, onu konuştururlar. Lider saçmalasa, "şunu söylemek istedi" derler. Avamın rantını sürdürmesi için tek silahı, liderin kutsallığıdır. Lider ölmemelidir.
⬇️

O rant şemsiyesi düşerse en çok altında beslenen ve yemlenen gruba monte olacağı için lider ve liderin kutsallığı hiçbir şekilde bozulmamalıdır. O bir bayraktır ve düşmemelidir.Düşerse ülke düşer,düşerse İslav alemi düşer.Bu yüzden avamokrasilerde bu yönetim kendini tekrarlar
⬇️

Şimdi ellerinizi semaya kaldırın ve deyin ki;

Allah'ım, yaşadığım ülkemde böyle şeyler olmadığı için sana ne kadar hamd ü senalar etsem az. Şükür ki bolluk içerisinde, kültürlü insanlar tarafından yönetiliyoruz.Horolop şorolop kimselerce değil ve şükür ki eşitiz.
Elhamdülillah🤲

Floodda kopukluk olmuş. Buradan devam ediyor.

Share this Scrolly Tale with your friends.

A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.

Keep scrolling