Bu akşam size farklı bir vizyon vermek istiyorum.
Garip gelebilir, ne alaka? diyebilirsiniz. Bu bilgiselinde Türklüğün önce denizlere sonrasında ise Okyanuslara açılması için Azerbaycan ve Orta Asya'daki akraba devletleri denizlerimize çekmekten bahsedeceğiz. Peki nasıl?
⬇️
Ama ortamda teksek ortamı şenlendirmek gerekir. Eğer kardeşlerimiz denizin tuzunu ve yosununu bir kez koklar, serbest deniz ticaretini bir kez tadarsa, milletçe Okyanuslara dek sürecek bir serüveni başlatmış oluruz. Şu anda ortam çok müsaittir. Sebebine sonra gireceğim.
⬇️
Coğrafyada bir ülkenin denize çıkışının olmaması o ülkenin serbest deniz ticareti yapamaması demektir. Alacağın satacağın her şey, komşularının insafına, izni ve müsadesine tabidir. O komşularla iletişimin ve siyasi, diplomatik söylemine de yansır bu. Gardın hep düşüktür
⬇️
Denizeçıkmaz ülkelerin denizciliği de ne? Demeyin. Dünyadaki en büyük denizcilik filosu MSC İsviçreli bir şirkettir. Denizcilik, "ticaret ve serbest hareket egemenliğini" verir. Arnavutça atasözü ne der? "afer detit, afer mbretit" yani denize yakınsan, kralın yanındasındır.
⬇️
Tarihçiler, Hazar Denizi demeyi pek severler ama orası hukuken de coğrafi olarak da bir deniz değildir ve göldür. Orta Asya ülkelerinin de denizlere kıyısı yoktur, Hazar gölüne kıyısı vardır. Hepsinin de değil. Sadece 3 Türk ülkesinin kıyısı vardır. Peki Hazar'ı ne yapacağız?
⬇️
Sınırımızın tam dibinde BATUM'da bir demiryolu var. Buradan kalkan bir tren, Bakü'ye dek gidebiliyor. Buradan da Hazar'a ulaşıyor. Hazar'ı vagon feribotları ile geçirince Türkmenbaşı şehrinden başlayan hat zaten tüm Türk ülkelerine de bağlanıyor. İşte bedenin can damarı bu
⬇️
Hali hazırda Kazakistan'ın 3 bin kişilik hayli minör bir deniz kuvvetleri var ama bu,Hazar'da konuşlu bir kuvvet.Rusya,İsrail ve Türkiye üretimi gemilere sahip. En azından bir tecrübe edinmeleri açısından önemli. Ama bu ekipmanlardan fazlası Kazaklara dünya denizlerinde lazım
⬇️
Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan gemileri şu anda Karadeniz'e geçmek için Volga-Don kanalını yani şu sarı hattı kullanmaktalar. Kırmızıya bakmayın öyle bir şey yok. Yapılacağı da yok. Ama Kazakistan'ın Rusya ortalarına girmek zorunda kaldığı bir rota, rota değildir.
⬇️
Yakın zamanda Kazakistan devlet başkanı Tokayev, "Kazakistan ancak ve ancak denize çıkışı olduğunda gelişebilir" demişti. Ama Kazakistan'ın denize çıkışına dair çok da uzun açıklama yapmamıştı. Bunu da isterseniz biz öneri olarak getirelim ve alternatifleri sıralayalım.
⬇️
Kura-Rioni kanalı da bunun için bir alternatif. Kazakistan için Rusya'ya ne kadar az bağımlı olursa o kadar iyi. Zira Kazaklar,daha güneyindeki diğer 3 Türk ülkesi (Kırgız, Özbek,Türkmen) için Rusya ile arada tampon güç durumunda. O güç,ne kadar güçlenirse tampon da güçlü olur
⬇️
Peki nedir bu Kura-Rioni kanalı?
İşte size ayakları yere basan bir kanal önerisi. Buyrun dinleyin. Para harcanacaksa buna harcansın. Turan'ı kuracaksanız buradan kuracaksınız. Bunun dışında oturur ancak hayal kurarsınız. Bu kanal için fon da, manevi destek de bolca bulursunuz.
⬇️
Azerbaycan'ın Kura nehri ile Gürcistan'ın en büyük nehri olan Rioni nehrini birleştirecek olan bir ara bölgede yapılacak olan kanal, gemi geçişi için en uygun güzergah olarak belirlenmiş. Bu yapılırsa Türk ülkeleri Rusya'yı bypass ederek Karadeniz'e çıkarılmış olacaktır.
⬇️
Coğrafya harika bir şeydir.Onu okursanız çözümler onda gizlidir.Kimi siyasi coğrafya problemleri de fiziki coğrafyada çözümlere sahiptir. Kura nehri tarihte Azerbaycan ve Gürcistan arasında gemilerin işlediği bir rota olmuş.Şimdi ise arada elektrik üretme maksatlı barajlar var
⬇️
Türkiye'nin Türkleri Karadeniz'e çıkarması demek,Kurt sürüsünü arkamıza almak demek olur ki bu, Akdeniz'deki yalnızlığımızı azaltır.Aynı zamanda bu kanal bizim tek çaremiz de değil.Kanal inşa edilmez ise demiryolu rotası da hazırdır bu da Gürcistan-Azrbaycan arasında zaten var
⬇️
Peki Karadeniz'de nereye çıkarılacaklar? Ya da Karadeniz şart mı? Akdeniz'e çıkamazlar mı? Hepsini analiz edeceğiz şimdi. Arkadaşlar burası Artvin'in Kemalpaşa adlı kasabası. Kendi yağıyla kavrulan ufak bir yer. Çay üretir.Sınıra 4, Batum garına 24 km mesafede. Bu konum önemli
⬇️
Artvin’in Kemalpaşa İlçesi limanının sahil bandında bir dolgu“Serbest Bölge”meydana getirilmesi ile Kemalpaşa ile Batum garı arasına 24 km’lik bir demiryolu hattı,tüm deniz taşımacılığının Bakü’ye sevk edilip oradan da Türkmenistan ve Kazakistan limanlarına ulaştırır mı? EVET!
⬇️
Kemalpaşa'yı turizmle canlandıramazsın. Yakınında Batum gibi güzeller güzeli bir turizm şehri varken kimse bakmaz bu ücra sahil kasabasına. Gerçekçi olun biraz. 24 km ötede hayat var, oteller var, şehir var, doğa var. Kim n'apsın sizde turizmi? Sizi uçuracak şey budur beyler!
⬇️
Batum dediğimiz şehir, Karadeniz'in Dubai'si olmakta. Yeri de güzel, iklimi de, doğası da, şehri de. Burayla yarışamaz Kemalpaşa. Böyle ezber şeylerle de kimse köylüyü avutmasın.Allah Kemalpaşa'ya harika bir konum vermiş böylece Orta Asya ülkelerinin serbest bölgesi olabilir
⬇️
Yarışamaz derken turizmden ekmek yiyemez. Turizm için turistik altyapı lazımdır. Ben gitmem mesela. Oraya gidecek olsam Batum'a giderim. Olmadı Artvin Macahel'e giderim Kemalpaşa'yı n'apiyim? Ama orada serbest bölge olursa kasaba bir anda Mersin'e döner. Gelişmez, resmen uçar!
⬇️
Sevgili milli irade müteahhidi arkadaşlar duysun ve ilgilensin diye projenin içine "serbest bölge, inşaat, beton, kanal, rant" anahtar kelimelerini kattım. Şaka bir yana da bir projede rant olmazsa ona kimse girmez arkadaşlar. Rant, şarttır. Burada ise rantın en kallavisi var
⬇️
Kanal İstanbul projesi için yetkililerin ağzından ilk sene boyunca çıkan kelime "Çılgın Proje" idi. Çılgın, TDK sözlüğünde kötü bir şekilde tanım bulur. Ben şahsen "Çılgın" bir şey söylemiyorum. Bir projeyi ülkenin devlet adamına Çılgın diye "öneren" bürokrat da ayıp etmiştir
⬇️
Bunlar hep PR hatasıdır. Bir yeni yetme bürokrat ya da zırtapoz bir metin yazarı sayesinde "Çılgın Proje" kelimesi kullanılmıştı. Çılgın? Oysa olması gereken, "Cazip proje" veya "Müthiş proje"olmalıydı. Kanal İstanbul Çılgın proje olabilir ama bu çılgınca değil. Makul projedir
⬇️
Kemalpaşa'da inşa edilecek bir serbest bölgede Türk Dünyasının ticareti öncelikle Rusların ticari boyunduruğundan ve Don-Volga kanalına mahkum olmaktan kurtarılmış olacaktır. Batum'dan başlayan demiryolu, Hazar'dan Taşkent, Aşkabat, Bişkek ve Almatı'ya dek gidiyor arkadaşlar.
⬇️
Bu bir fikirdi. Ama daha iyisi nedir? Orta Asya'yı Akdeniz'e çıkarmak. Niye? Çünkü Türk Boğazları olası bir kötü senaryoda kapatılamaz diye, o boğazları EGE'de birkaç yerden kapatmak üzere kuruludur dengeler. Ege adalarının konumu zaten bizi birkaç yerde kapatabiliyor bile.
⬇️
Peki buna karşın alternatif var mı?Var. Coğrafyada çareler tükenmez ama akıl ister çünkü coğrafya, siyasetin satranç düzlemidir. Coğrafyayı bilmeyen de ne savaşı ne siyaseti bilir.Bu yüzden artık coğrafya eğitiminin de jeopolitiği fazlaca kapsayacak şekilde verilmesi gerekiyor
⬇️
Şu gördüğünüz kırmızı liman, Kıbrıs'ın eyfeli gibidir. Gemikonağı limanı, KKTC'nin derin su limanlarından biri ve tamamen atıl. Burası da ticari/askeri kullanılmalıdır ki fikir, @cemgurdeniznet paşaya ait ve buranın hem de facto tanınmasına hem de ekonomik canlanmasına yarar.
⬇️
Cem Amiralin bundan da ileri ve bence en can alıcı fikri Türkleri denize indirmekten de öte, Türk Dünyasını Okyanuslara çıkarmaya yöneliktir ve son görüşmemizde de bunun önemine dair ikna etti. Bu konuda da şimdi benim sizleri ikna etmem gerekiyor. Niye? Gelin bakalım haritaya
⬇️
Bildiğiniz üzere Çin-Pakistan arasında bir "Kuşak Yol" güzergahı demiryolu var. Bu, gelecekte Orta Asya ülkelerinin okyanusa çıkacağı diğer noktadır. Bu durumda onları hem Akdeniz'e hem de Okyanusa çıkarırken kendimizi de çıkarmış oluyoruz. Pakistan'da GWADAR'a dikkat. Mühim!
⬇️
Bu gördüğünüz çekiçbaşlı yarımada, arkadaki uçurumlu falezlerden de göreceğiniz üzere derinsu limanıdır ve Pakistan'ın en önemli kıyısıdır burası. Çin ve tüm dünya şu anda buradan yer kapıyor. GWADAR, geleceğin Hong-Kong'u olabilir. Biz de orada acilen yer kapmalıyız. Niye?
⬇️
Tarla iken al çünkü yol geçer derler ya bu da öyle. Buradan geçecek yol, öyle böyle değil. Çin'in tüm üretimini satmak için düşündüğü batı güzergahıdır burası. Ayrıca yerine dikkat et. Arap ülkelerinin boğazını yani Basra körfezinin girişini Hürmüz'ü kontrol eden bir yerdedir.
⬇️
Peki Çin neden bu yolu inşa ediyor? Çünkü Çin'in boğazını Çin denizinde sağlam sıkıyorlar. ABD Çin'e bakan her yerde konuşlanmış, İngiltere ise Malakka boğazında konuşlu, Çin bir restleşmede tüm ekonomisi ile o denizde boğulur. Bunu aşmak için batıdan çıkış aradı ve buldular
⬇️
Peki biz ne yapmalıyız? Bizim de yapabildiğimiz güzel işler de var. Bunlardan biri ise Somali'de konuşlanmaktı. Bu çok önemlidir zira Somali-Gwadar çizgisi, Türkiye'nin boğazını sıkabilecek tüm ülkelerin en güney hattan boğazını sıkacak bir çizgi. Ama tek bizimle olmamalı bu
⬇️
Ticari ve ekonomik çıkarlar, askeri güçle korunmalıdır. Bu çıkarlarının olduğu yerlerde askerin ve donanman mutlak olmalıdır ki sana "kapan" kuracak, denizleri kapatacak bir güçle restleştiğinde satranç düzleminin diğer yanından hamle yapabilesin. Geleceğimiz bu haritaya bağlı
⬇️
Bağlı ama tek masrafı da bizim olmamalı. Türk ülkelerinin deniz gücü olmaları için denizcilikle zenginleşmeleri de şart. Okyanuslara çıkmamış bir güç, Er meydanına çıkmamış pehlivandır. Denizcilik Türkün 1500'lerde zirveye çıkarak ispatladığı geçmişi, kayıp hazinesidir.
⬇️
Türkiye değil, tüm Türkler, denizcileşmek zorunda. Geçtiğimiz yüzyıl başında Yemen'i kaybederken Okyanus'a erişimimizi de kaybettik. İşte bu yüzden Yemen'de inat edildi. Yemen'den askeri en geç çekmemizin sebebi buydu. İngiliz'e karşı savaşta oyunu bozacak son kozumuz oraydı.
⬇️
Şunu da belirtelim ki; tüm bu planlama ve kurmay zeka, İttihat ve Terakki'nin jeopolitik ileri görüşlülüğüydü. Gerek Hicaz'da çekirge yiyip direnen Fahrettin paşa, gerek Asir'de direnen komutanlar ve bölgeyi teslim etmemekte direnen idarecilerin hepsi de İttihatçı beyinlerdi.
⬇️
Dün fetö gazetesinden ve kanalından ekmek yiyen 2-3 "maaşlı" dinliyorsun İttihatçılara küfrediyorsun.Olmaz! Bunları bileceksin önce. Arap çöllerinde ne işimiz vardı? Abdülhamid Kıbrıs'ı ve karşısındaki Süveyş'i İngiliz'e bırakmış İngiliz boğazını sıkıyor. Elde bir Yemen vardı
⬇️
Bir denizci güçle savaşıyor, onunla mücadele ediyorsun. Süveyş için savaşmamışsın,Kıbrıs'ı neredeyse hediye etmişsin, Girit'i, Tunus'u hovardaca vermişsin. Yemen senin tek tutunma noktan. O boğazda kalma inadımız buydu. Gariptir 1926'ya dek bazı askerlerimiz kalmıştır Yemen'de
⬇️
Konuya dönüyor, bağlıyoruz.Orta Asya, Bize özel bir hakimiyet teorisi için "Heartland" hükmündedir. Somali-Gwadar-Libya-Rumeli çizgisi ise bir diğer hakimiyet teorisi olan"Rimland"ımız oluyor. Bu iki Kalpgah ve Kenarkuşak alan Türklerin hakimiyet kartıdır.Politikamız bu olmalı
⬇️
Bu iki alanda güçleri uygun noktalarda toplayıp demiryolu ve limanlar arasında akışkanlığı temin edip, denizciliği geliştirip mal ve ticaret serbestisi ile ortak bir refah alanı oluşturur isek İran'daki Chabahar limanı da dahil olur ve İran da bu eksene Gürcistan gibi katılır
⬇️
Mesele ticaret ise Pakistan'ın düşmanı Hindistan ile ticaret yapabilmek için Gwadar yerine Chabahar kullanılır. Ama başka ülkelerle ticaret yapılacağı vakit de Gwadar. Ne kadar limana çıkış olursa o kadar çeşitlilik demektir. Türkler denizci olmalıdır ve Okyanuslara çıkmalıdır
⬇️
Ben bir Türkçü değilim. Rasyonel bir milliyetçiyim. Ama Türklerin gücü, Türklere dost tüm ülkelerin de geleceği demektir. Bu ortak refah alanı,ekonomi ve deniz gücü ile birlikte düşünüldüğü vakit tüm bölge için de bir alternatiftir.Bir denizci gücün parası asla değer kaybetmez
⬇️
Bu fikirlerin olgunlaşmasında tavsiye ve fikirleri ile yol gösteren sevgili @cemgurdeniznet amiralime saygılarımı iletiyorum. Bu ve benzeri konuları yeni yıldan youtube'da konuşacağız. Abone olun. youtube.com/channel/UCqAYc… Tüm floodlar da yakında AnavatanRumeli.org'a yüklenir.
Share this Scrolly Tale with your friends.
A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.