Araştırmacı Yazar Metin ALKAN'dan
::: HAİM NAHUM VE VEHBİ KOÇ :::
“Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur
Haim Nahum,Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı
Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi
Bernar Nahum ve Vehbi Koç ortaklasa BEKO’yu kurdular
(Bernar’ın BE’si, Koç’un KO’su=BE KO)
Vehbi Koç’un serveti,Osmanlı Parasıdır
”Kadir Mısırlıoğlu:“Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek..
Vehbi Koç kimdir?
Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider..
Bernar Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle..
Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç Ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..
Bu Hayim Nahum adı önemli..
Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist O..
Türkiye’deki“Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”in sponsoru da O
Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğinin liderliğini üslendi
Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakalım
Kod adı Tekinalp olan Moiz Kohen ve daha sonra dinde reform bayraktarlığı yapan
“Türk’ün Dini Kemalizmdir” diye kampanyalar yürüten Osman Nuri Çerman
Mesela birçok ülkede Siyonistler, bizzat Anti-Siyonist hareketleri kendileri örgütlerler ve kontrol ederler.. Zaten Yahudileri
göçe zorlayan soykırım meselesi de böyle bir şey değil mi idi? En azından biri bunu kullandı
Baksanıza Lenin de Yahudi imiş
Hitler için de aynı şey söylenir
Şimon Zwi oluyor Şemsi Efendi
Moiz Kohen oluyor Tekinalp
Türk Ocakları’nın kuruluşundaki
en büyük maddi desteği kim sağlamıştı, hatırlayın: Lazaro Franco”
İşte Bediüzzaman Said Nursi’nin Emirdağ Lahikası’ndaki ilgili bölüm:
“Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla,sun’î istiklâl işinde gizli anlaşmanın müessiri,tek kelimile, Yahudiliktir.
Buna memur-u müşahhas kimse de
şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Haim Nahum’dur
Bu Haim Nahum,bu korkunç teşebbüse evvelâ Amerika’da Türkler lehinde bir seri konferans vermek ve emperyalizma şeflerine,Türkün maddesini serbest bırakmaları,buna mukabil ruhunu, tâ içinden ve
kendi öz
adamlarına yıktırmaları fikrini telkin etmek suretiyle başlamıştır
Yani, masonluk hasebiyle Kur’ân’ın ahkâmını kaldırmak,milleti dinsiz yapmak
Hayim Naum müthiş plânının zeminini Amerika’da hazırladıktan sonra İngiltere’ye geçmiş ve hâlis Yahudi olan Lord Gürzon ile temas ederek
şu teklifte bulunmuştur:
“Siz Türkiye’nin mülkî tamamiyetini kabul ediniz
Onlara ben İslâmiyeti ve İslâmî temsilciliklerini ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum.”
Rıza Nur Haim Nahum’u anlatıyor ;
Rıza Nur’un iddialarını, bizzat Haim Nahum’un hakkında övücü ifadelerle
hayatını konu alan ve yazışmalarını aktaran eser doğrulanmaktadır.Bu iddialardan bir tanesi İttihat ve Terakkiye ait paralar ve belgelerin yurt dışına kaçırılması olayıdır
Eserde,Nahum’un Sadrazam İzzet Paşa tarafından, İtilaf Devletleri ile bağlantı kurmakla görevlendirildikten
sonra, 25 Ekim 1918 tarihinde özel bir yata binip Romanya’nın Köstence Limanına doğru yola çıktığı belirtilmektedir.İşte bu sırada çok miktarda altın ve belgeler de kaçırılmıştır
Eserde, söz konusu paraların kaçırıldığını reddetmenin aksine, Haim Nahum tarafından değil de
yakın çevresinde bulunan bir Yahudi banker tarafından İsviçre bankalarına transfer edildiği kaydedilmekte ve hırsızlık tescil edilmektedir
(Son Osmanlı Hahambaşısının Mektupları,s.49)
Rauf Orbay Haim Nahum’un LOZAN fitnesini anlatıyor:
Orbay, hatıralarında; “İsmet Paşa,
anlaşıldığına göre, Lozan’da İngilizlerle bir nevi gizli ara buluculuk rolü oynayan,İstanbul’un Hahambaşısı Haim Nahum Efendinin telkinleriyle, “Hilafetin artık ne şekilde olursa olsun Türkiye’de devamına müsaade edilmeyip derhal atılması lüzumu” fikrini tamamıyla benimsetmiş
bulunuyordu” (Lozan Zafer mi, Hezimet mi?,s.276)
Erbakan’ın Hatıralarından:(1977 Nisan-Günaydın Gzt.) Tarihin ilk ayakkabılı eylemi Erbakan’ın milli sanayi mücadelesiyle yapılıyordu
Dünya da ilk ayakkabılı protestonun patenti de bize ait çıktı.Hem de tam 50 yıl önceki bir olaydı
Peki, ayakkabıyı fırlatan ile muhatap olan kim olmaktaydı?
Yıl 1961 Yer Ankara
Birinci Otomotiv Sanayi Kongresi yapılmaktaydı
Kongre’ye katılanlar arasında işadamları,bürokratlar, mühendisler,gazeteciler vardı. Kongre’nin öncülüğünü yapan isimse daha sonra Türkiye’nin
siyasi hayatına damgasını vuracak olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’dı
Erbakan,1956 yılında daha 30 yaşında iken Gümüş Motor Fabrikasını kurarak Türkiye’nin ilk büyük sanayi hamlesini gerçekleştirmiş,yine 1960 yılında Ankara’da yapılan Sanayi Kongresi’nde ilk kez
“Türkiye’nin kendi otomobilini üretebileceği” fikrini ortaya atmıştı.1961 yılındaki Otomotiv Kongresi bu çabaların bir sonucu toplanmıştı
Kongre salonu oldukça kalabalık ve heyecanlıydı.Salonda Türkiye’nin kendi otomobilini üretebileceğinin inancı ile heyecanlanan mühendislerin
yanı sıra, yerli otomobil fikrine karşı çıkan işbirlikçi Masonlar da bulunmaktaydı
Bunlardan biri de, Bernar Nahum’dur
Koç ile Nahum ortaklaşa Otokoç’u kurmuş ve başına da Nahum atanmıştı.
Gelelim ayakkabılı eyleme:
Bernar Nahum, Birinci Otomotiv Kongresi’nde konuşurken
Salondaki hava giderek elektriklenmeye başlamıştı. Çünkü Otokoç’un ortağı ve yöneticisi Nahum, salondaki heyecanın aksine otomotiv sanayinin zorluklarından bahsetmekte ve yerli otomobil fikrine karşı çıkmaktaydı
O sırada ön sıralarda oturan genç bir mühendis, bir kürsüde konuşan
Bernar Nahum’a, bir de ayakkabılarına bakmaktaydı. Makina Kimya Endüstrisi’nde (MKE) çalışan Erbakan’ın Millici ekibinden olduğu anlaşılan mühendisin ayağında kurumun yeni dağıttığı postallardan vardı. Nahum konuşmasına devam ederken ön sıradaki genç ise, postalının bağcıklarını
çözmeye çalışmaktaydı. Çünkü öfkesi iyice kabarmıştı
Nahum; “Bursa’da şeftali üretmek otomotiv üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır” dediği anda da ortalık karışmıştı. Nahum’un “otomotiv yerine şeftali üretmeyi” önermesine dayanamayan genç mühendis ayağından çıkardığı
postalı kürsüye fırlatmıştı
Postal, Nahum’un alnına çarparken, MKE’li vatansever: “Bize otomobili siz ürettirmiyorsunuz, sizler bizi batıya mahkûm ve mecbur ediyorsunuz” diye bağırmaktaydı. Ve bu genç mühendis te Erbakan gibi, milli ve yerli kalkınma sevdalısıydı..
Herkes unutmuş olsa da işte bu olay ilk ayakkabılı protestoeylemi olarak tarihe geçmiş bulunmaktadır.
Yazının Devamı :Metin ALKAN
arastirmaciyazarlar.com.tr/yazar.asp?yazi…
Değerli Arkadaşlarım
Hayırlı Sabahlar
Share this Scrolly Tale with your friends.
A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.