📢200 yıl önce, Mora Yarımadasında Müslüman Türk ve Arnavutlar, Musevi, Hristiyan Yunan ve Arnavutlarla barış içerisinde yaşıyordu. Teodoros Kolokotronis, bir kaç haftada burada tam 40 bin insanı katledene dek
#TripolitsaGenocide
#1821PeloponneseGenocide
#TripoliceSoykırımı
⬇️
Aslında bölgede yaşayan hristiyanların çoğu Arnavuttu. O dönemler millet sistemi "Din esaslı" olduğundan Rum Ortodoks dinine mensupsanız Rum yani Yunandınız. Buradaki Arnavutlar da İngiltere'den gelen Lord Byron ve Victor Hugo gibilerince Yunan olduklarına inandırıldı.
⬇️
Bölgede 1820'lerde nüfusun %80 kadarı Müslüman ve Hristiyan arnavut iken, Arnavutça hep geriledi. 1890'larda Hristiyan arnavutların bölgedeki kalıntısı bu renklerle gösterilmişti. Yunan, deyimi yerindeyse Türk ve Müslüman Arnavutları değil kendi dininden olanları da bitirdi.
⬇️
Oysa o güne dek ressamların resmettiği Atina ve Mora'da insanlar kahve kokan çarşılarda gölgeliklerde dinleniyor, Müslüman, Musevi ve Rum Ortodoks Arnavutlar barış içinde yaşıyorlardı. 1821 yılında her şey böyleydi. İngilizler limanlardan eşkıyalara silahları vermeye başladı.
⬇️
İlk ve en büyük katliam,Navarin'de sergilendi. Kalede kuşatılan Türkler, kalan 2 günlük yiyecekle 17 gün idare edip açlıktan dolayı teslim olmayı önerdi. Yunanlar da onları Mısır'a güvenle transfer sözü verdi. Antlaşma da imzalandı. Ama bu söz tutulmadı. 3 bin sivil katledildi
⬇️
O esnada müzakereci Nikolaos Poniropulos vardı. Türklere "adamlığım ve İsa'nın Tanrının oğlu olduğuna yeminimdir" diye imzaladığı belgede tüm sivil Türklerin tesliminde canlarının garanti edildiğini, istediklerinin toprak olduğunu canlarının emniyette olduğunu garanti ediyordu
⬇️
Poniropulos, İngiliz General Gordon'a boş bir adam olmadığını vurgulamak için antlaşma belgesinin Türklerdeki kopyasını yok ettiğini ve böylece geride böyle bir anlaşmaya ilişkin bir kanıt kalmadığını söylemişti. Bu esnada Mora Yenişehri yani Tripoliçe kuşatmada ve direniyordu
⬇️
Tarihteki tüm sistemli soykırımlarda, bir milletin önce liman yolu kapatılır. Katletmek isteyen bunu yapar. İspanya'da Endülüs'ün başkenti Gırnata düşmeden önce tüm limanlar ele geçirilmişti. Navarin de kalleşçe ve savaşsız ele geçirilir. Artık Tripoliçe için her şey hazırdır.
⬇️
Kıyı yolunu kapatan ve kıyıları ele geçiren birileri olduğunda sizler, daha doğrusu Coğrafya ve Tarih bilinci olan kimseler, orta kısımda bir katliam döneceğini bilirler. Bu katliam hemen olmayabilir. İşte Endülüs'ün teslimine giden yolda şehirlerin işgal sırası. Önce kıyılar
⬇️
Halife hazretlerinin ümmetini sattığı Sevr antlaşmasında da kıyı yolu böyle kapatılıyordu. Karadeniz'de bırakılan kıyıya bakmayın boğazları almış sizin deniz gücü kurmanızı engellemiş, kapalı denizde azcık kıyı vermiş. Eğer Sevr'i çöpe atmasaydık 20 yıla kalmaz katledilecektik
⬇️
Bosna kıyıları önünde Hırvatistan tarafından yapılan Pelyeşats köprüsü de Bosna'nın gelecekteki katliamına bir hazırlıktır. Bu kıyı da gözlerimiz önünde bitirimiştir. Bizler bu meselelerle uğraşan, kafa yoran insanlarız. Konuştuğumuzda dinlemeyenler gelecekte kimi suçlayacak?
⬇️
İngiliz tarihçi George Finlay, Navarin'deki katliamı şöyle naklediyor. "Mermiler ve kılıçlarla yaralanmış kadınlar kaçmak umuduyla denize koştu, bu sırada kasten vuruldular. Kollarında bebekleri olan annelerin kıyafetleri çalındı ve tek gizlenme yeri olan denize koştular..."
⬇️
"....bu masumlar suda çömelirken insan olmayan tüfekli askerler tarafından vuruldular. Yunanlar bebekleri annelerinin kollarından aldı ve kayalara vurdu. Üç ve dört yaşlarındaki çocuklar denize atılarak boğuldu..."
⬇️
Katliam bittiğinde cesetler ya denize atıldı ya da sahile yığıldı ve bir salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya kalındı... Ben değil, Finlay yazmış. Ama bu, en büyüğü değil, prova katliamdı. Esası aylar sonra Mora'nın merkezi olan Tripoliçe'de yani Yenişehir'de sergilendi.
⬇️
Bu katliamlardan İngilizler bile ürkmüştü. Tıpkı Lawrence, Arapların katliamlarına dair "beklemediğim kadar vahşileşmişlerdi"dediği gibi. İşte böyle kuşatıldı Tripoliçe. Bu kuşatmayı bitiren katliamda tüm Museviler de öldürülmüştü.Yunanistan'ın Musevilere dair sabıkası ayrıdır
⬇️
Ortodoks milletlerin çok azı, mertçe kuşatma yapabilecek askeri cesarete sahiptir.Ya Saraybosna'da olduğu gibi şehri uzaktan topa tutar, bombalar ya da Srebrenitsa'daki gibi silahları toplar söz verir ve katleder. Bu, onlarda bir nevi "savaşın meşru hilesidir" Söz ver, katlet.
⬇️
"Tripoliçe Zaferi" dedikleri zaferde resimleri süsleyen yıkıntılar, askeri hedef olmaktan uzak mabetlerdir her nedense. Bu, o dönemki "Yunan Devriminin" ruhunu yansıtan bir ayrıntıdır. Döneme dair anlatılan katliam yazılarının tamamını paylaşmayacağım. Çünkü yürek dayanmıyor.
⬇️
Oysa Türkler bu toprakların çoğunu Yunandan değil, Venediklilerden almıştı. Buralardaki Rum Ortodoks inancından olan halk,Türkleri sevinçle karşılamış, %10'luk vergi ile de nefes almışlardı. Bu şekilde zamanla bir kısmı da İslamlaşmıştı. Ama milliyetçilik zehri bunu dinlemezdi
⬇️
Daha garibi de nedir biliyor musunuz? Yıl 2021 olmuş ve hala ülkemizdeki haberciliğin "Katliam" ve "Soykırım" arasındaki farkı bilmemesidir. Katliam kısmidir ve kısa sürede öldürme maksatlıdır. Soykırımda ise bir milletin etnik temizliği amaçlanır. Mora'da tam da bu olmuştur.
⬇️
Yunan milleti, kıymetli şahsiyetler çıkarmış önemli bir millettir. Antik yunanlardan fazla şey kalmamış olsa da içerisinde hakkaniyetli kimseleri çoktur. Prof. Dr. Kitsikis de Yunan devletinin yapay bir devlet olduğunu vurgular ve Türklerin değil, gerçeğin hakkını teslim eder.
⬇️
Yunanların büyük boy çizimler ve ateşli kahramanlık sahneleri ile çize çize bitiremedikleri Tripoliçe Savaşı aslında bir savaş değil, binlerce çetecinin ufacık bir şehre sığınan tüm Mora Türklerine çullanıp doğramasından ibarettir. Bunu İngilizlerin yazdıklarından okuyoruz.
⬇️
Bu nefretin bir sebebi de İngilizlerin onları "köleleştirildiklerine" inandırmalarıydı. Yunan tarihçilerince "uydurma" olmasına rağmen halen Yunan müfredatında "krifoskolio" denilen mağara okul saçmalığı okutulur.Yani sözde Türkler dillerini yasaklamış da mağarada öğrenmişler.
⬇️
Milletleri dehlerseniz ilk gaza gelecek olan cehalettir ve ölüm listeleri hazırlar.Sırplara "gökler ve cennetin milleti"olduğunu inandıran cehaletle, keçi güden Mora köylüsüne"Demokrasi,felsefe ve bilimin medeniyeti" olduğunu söyleten cehalet,AYNI KAYNAKTAN DEHLENEN cehalettir
⬇️
Bizler Osmanlı medeniyetini tek başımıza yükseltmedik. Bu medeniyette İslam'ı seçen ve seçmeyen Rumlar da vardı. Hepsi de bizim geçmişimizdi. Tekrar ediyorum. Osmanlı eğer bir milletler mozaiği ise hepsinin de birlikte yükselttiği bu medeniyette Yunan'a bir nefretimiz yoktur.
⬇️
Derhal Rumeli Türk Soykırımı, Mora Soykırımı, Girit Soykırımı, Kafkas ve Çerkes Soykırımı ve daha niceleri meclise sunulmalıdır. Biz hakkımızı haykırmazsak, Hazreti Ali'nin dediği gibi;
"Hakkı için mücadele etmeyen, önce hakkını, sonra Şerefini kaybeder."
#AnavatanRumelidir☪️🇹🇷
kadın, çocuk Türk; kendi komşuları Yunanlar tarafından birkaç hafta içinde öldürüldüler. Bu katliam acımasızca ve tereddütsüz hayata geçirildi... Bu konuda @Fuat0renc hocanın kitabı yanında Finlay ve Claire de okunmalıdır. Claire'i henüz okumadım. Ama yazanlar DEAŞ'ı aratmıyor
⬇️
Tüm bu savaşların Yunanlara da karı fazla olmadı. Hatta hiç olmadı. Aksine, Anadolu Rumluğu bitirildi. Koskoca bir coğrafyadan silinip gittiler. Kazanan, Mısır ve Hindistan yolunu garanti altına almak isteyen İngilizler oldu. Hala da Yunan'a kaybettirmeye devam ediyorlar.
⬇️
İngiliz zekidir çünkü bir şeyi yaparken siz hiç anlamadan yapar. Köpeğe hardal yedirirken Alman ağzına sürmüş köpek yememiş, Fransız sandviçe sürmüş köpek yememiş. İngiliz köpeğin kıçına sürmüş hayvan yaladıkça yanmış, yandıkça yalamış yemiş. Buyrun. Karşılıklı katliam diyor.
⬇️
40 bin Mora Türkü 200 yıl önce etnik temizlikle yok edildi ve halen yüce meclise bir "Mora Soykırımı" sunulmadı. Ama Yunan, sözde "Anadolu ve Pontus Soykırımı" diye kabul ettiği günler icat ediyor. Yarın biz bunu yapsak da hem geç olacak hem de cevaben yapıyormuşuz gibi olacak
⬇️
Bu tür meseleler, en az Münhasır Ekonomik Bölge ilanı gibidir. Ya da bir meselede mahkemeye ilk gidenin avantajı gibidir. İlk duyuran kazanır. Siz kendi acınızı duyurmazken katil kanlı ellerine eldiven takar ve Anadolu'da, Balkanlarda soykırım yapmamış gibi bağırtıyı basar.
⬇️
Çok zor değildir bu faaliyetler.Meclisinize karar sunar, bunu geçirir, sonra dost ülkelerin başkentlerinde sergiler, konferanslar düzenlersiniz. Ülkenizde bir SOYKIRIM MÜZESİ kurarsınız gelen giden turistler girer resimleri görür. Ama Rumeli insanına vaadedilenler boş işlerdir
⬇️
Yeşil sancağın ve evladının çektiği çile bitmedi. Yeşil vatanın acısı gibi sembolü de unutuldu. Bu asil ve acı tarihimizin önemli kısmında al bayrakla bir dalgalandı. Ama yeşil bayrak düştü. Al bayrağımız ise dalgalanıyor ve kardeşini kaldıracak olan da odur.Yeter ki ses olun!
⬇️
Derhal Rumeli Türk Soykırımı, Mora Soykırımı, Girit Soykırımı, Kafkas ve Çerkes Soykırımı ve daha niceleri meclise sunulmalıdır. Biz hakkımızı haykırmazsak, Hazreti Ali'nin dediği gibi;
"Hakkı için mücadele etmeyen, önce hakkını,sonra Şerefini kaybeder"⤵️
#AnavatanRumelidir☪️🇹🇷
Diplomasi rayında yürür. Türk Yunan ilişkileri, Türkiye ABD ilişkileri ve Türk Avrupa ilişkileri de bundan daha kötü olamaz. Öyleyse bundan daha uygun bir zaman da yoktur. Türkiye'de Rumeli soykırımı anıtı, müzesi ve soykırım kararları için mücadele başlatılmalıdır. Saygılarımla.
Kimisi yeşile kurban olur,
kimiyse yeşile köle.
Biz, kendi yeşilimize kurban olduk.
Köle olmamayı seçen herkes gibi.
#AnavatanRumeli
#AnavatanRumelidir
Share this Scrolly Tale with your friends.
A Scrolly Tale is a new way to read Twitter threads with a more visually immersive experience.
Discover more beautiful Scrolly Tales like this.