NEDEN ŞİMDİ,NEDEN DARON ACEMOĞLU?
1-Evet sevgili dostlar,son günlerde özellikle siyaseti yakından takip eden herkesin hayatına giren bir isim var: DARON ACEMOĞLU…
2-Türkiye’nin daralan ve gittikçe daha güçlü kriz sinyalleri veren ekonomisinin hızla IMF adresine doğru yöneldiği bu dönemde kimilerinin yeni duyduğu ama aslında Dünya’nın en prestijli iktisatçılarından birisinden bahsediyoruz…
3-“Nobel kazanmaya en yakın Türk” olarak da lanse edilen Acemoğlu bu ödüle 2 kez aday gösterilse de henüz Nobel alamadı ancak kısa süre içerisinde Nobel ödülünü kazanmasına uluslar arası çevreler kesin gözü ile bakıyor…
4-Peki kimdir IDEAS/RePEc araştırma ve veri tabanına göre “Dünya’nın en çok alıntı yapılan 10 ekonomistinden birisi” olan DARON ACEMOĞLU ve+++
5-+++yıllardır ünü bütün Dünya’da yayılmış son derece prestijli bir ekonomist olmasına rağmen neden şimdi Türkiye ekonomisinin “patronu” olacağı yönünde haberler boy boy manşetleri süslemektedir?
6-Kendisi “Bana gelen bir teklif yok” diyerek konuya açıklık kavuşturmuş olması ACEMOĞLU’nun böyle bir dönemde isminin ortaya atılması hangi açıdan önemlidir ve sebebi nedir?
7-İşte bugün sizlerle bu Dünya çapındaki prestijli ekonomistimize yakından bir mercek tutacağız ve bu isim üzerinden bir analiz yapmaya çalışacağız.
8-Ancak bu floodu kendi içerisinde 2 ana bölüm gibi düşünmenizi rica ediyoruz… İlk bölüm ana fikir ve anlatacaklarımızın kavranması açısından zorunlu olarak bilinmesi gereken hususları kapsamakta ve biraz daha kavramsal olarak bilgilendirme yapacağımız bir bölüm olacak.
9-Asıl bağlantı ve analizimizi yapacağımız 2. bölümün anlam kazanması için işte o “daha kavramsal ilk bölümün” mutlaka okunması ve ortaya koyacağımız “profilin” mutlaka anlaşılması gerekmekte.
10-Sizden ricamız floodumuzu sıkılmadan ve sabırla başından sonuna kadar okumanız.
Sizler hazırsanız biz de hazırız.İşte başlıyoruz,çayı kahveyi kapan gelsin…
11-Öncelikle kısaca DARON ACEMOĞLU’nın özgeçmişine şöyle bir bakalım sonra farklı detayları inceleyeceğiz…
12-1967 yılında İstanbul'da doğan Acemoğlu, 1986 yılında Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. Lisans derecesini İngiltere'nin York Üniversitesi'nde yaptı. Yüksek lisans ve doktora derecelerini ise bu dalda en prestijli okullardan olan London School of Economics'ten aldı. +++
13-1992-93 yılları arasında London School of Economics'te ders verdi.1993'te ABD'deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde ders vermeye başladı.
2000 yılında profesörlüğe yükseldi. +++
14-İlgi alanı içine giren başlıca konular, siyasal ekonomi, ekonomik kalkınma, ekonomik büyüme, gelir ve ücret dengesi eşitsizliği.
15-"Review of Economics and Statistics" ve "Journal of Economic Growth" dergilerinin yardımcı editörü.
16-Bunun yanı sıra James A.Robinson ile birlikte yazdıkları ve alanında çıpır açan kitabı “Ulusların Çöküşü” kitabı ile 2013 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat ödülüne layık görüldü.
17-Ancak Acemoğlu’nun bizce aldığı en önemli ödül kendisine 2005 yılında verilen John Bates Clark madalyası. Bu ödül 2 yılda bir Amerikan İktisat Birliği (American Economic Association) tarafından verilen son derece prestijli bir ödül…
18-Ancak önemi çok prestijli bir ödül oluşunda değil.
19-Bu ödül aslında bize Acemoğlu’nın “ekonomik felsefesini” göstermesi açısından önemli… Zira öğlen saatlerinde floodumuzun konusunu duyurduktan sonra yaptığımız bir paylaşımda da belirttiğimiz gibi önemli olan Daron Acemoğlu’nun ekonominin patronu olup olmaması,+++
20-+++Türkiye’ye gelip gelmemesi değil, önemli olan Acemoğlu’nun geldiği ekol ve tezlerinde işlediği kavramlar. Ve tabii bunlar üzerinden Türkiye bir mesaj verilip verilmediği…
21-Şimdi gelelim John Bates Clark madalyasına… Kimdir bu adına madalya verilen
John Bates Clark ?
22-Neo-klasik iktisadın Amerika’ya girişinin öncülerinden olan J.B. Clark üniversite eğitimini ABD’de Amherst College’da aldıktan sonra, 1872 yılında, Avrupa’ya, önce İsviçre’ye daha sonra ise Almanya’ya Heidelberg Üniversitesi’ne gitmiş ve+++
23-+++Alman Tarih Okulu (German Historical School)’nun etkisi altında kalmıştır. Clark’ın bu yıllarda yaptığı çalışmaları, genellikle kapitalizm eleştirileridir.
24-ABD’ye dönüşü sonrası ise Clark fikirlerini büyük ölçüde değiştirir ve neo-klasik iktisadın Amerika’daki öncüllerinden olur. Önce John Hopkins’te daha sonra ise ölene kadar Columbia Üniversitesi’nde çalışır.
25-Peki Clark’ın etkisinde kaldığı ekolün öncüsü olan ve iktisatta çığır açan “Kurumsal İktisat” kavramının öncüsü kimdir ve bu kavram ana hatları ile bizlere neyi anlatmaktadır?
26-“Kavramsal İktisat” kavramının öncüsü Norveçli göçmen bir ailenin çocuğu olan Thorstein Veblen’dir.
27-Veblen, yerleşik iktisata karşı bir protesto olarak tanımlanan “Kurumsal İktisat” ekolünü ortaya atarken, multidisipliner bir bakış açısı ile iktisadı ele alarak, iktisadi olayların analizinde sosyoloji,psikoloji,antropoloji,+++
28-+++yönetim,tarih,maliye ve istatistik gibi bilim dallarından da faydalanılması gerektiğini savunuyor…
29-+++Veblen ilk kitabı olan The Theory of the Leisure (Aylak Sınıfın Kuramı) isimli eserinde üretime katılmadan para kazanan “aylak sınıfların davranışlarını” incelemiş ve+++
30-+++ aylak sınıfların zamanlarını ve mallarını savurganca tüketmelerinin onların toplumsal saygınlığını arttırıdığını savunmuştur? Tanıdık bir ülke geldi mi aklınıza?
31-Şimdi dönüyoruz Daron Acemoğlu’na…İşte Acemoğlu’nun en önemli özelliği “Kurumsal İktisat” ekolünü benimsemiş olması ve makalelerinde “Kapsayıcı kurumlar” kavramına sıklıkla vurgu yapması…
32-Acemoğlu’na göre bir ülkenin gelişmişliğini belirleyen temel unsur “Kurumlardır”…Acemoğlu bunu “Kapsayıcı kurumlar” kavramı ile formüle ederken buna göre ülke genel katılımını demokratikliği,çoğulculuğu teşvik eden kurumlar “kapsayıcı kurumlardır”
33-Acemoğlu’nun bir diğer önemli özelliği ise 2007 sonrası AKP iktidarına karşı ciddi eleştirileri dile getirmiş olmasıdır.
34-Özellikle Gezi olayları esnasındaki tutumu nedeni ile AKP’yi eleştiren Acemoğlu, Ulusların Çöküşü kitabında Mısır’da yaşanan olayların ve Tahrir Meydanı’nda Hüsnü Mübarek’in devrilmesi ile sonuçlanan “toplumsal dönüşüm talebinin” +++
35-Mısır’ın refah seviyesini yükseltecek dönüşümü başlatacağını öngörmüştür.
Yine Acemoğlu, 2007 sonrasında AKP ve Erdoğan’ın AB çizgisinden Türkiye’yi uzaklaştırdığını ifade etmekte…
36-Daron Acemoğlu en çarpıcı makalelerinden birisine ise 22 Mayıs 2014 tarihinde imza atmıştır…
37-Acemoğlu Dünyaca ünlü Foreign Affairs dergisinde yazdığı “The Failed Autocrat” (Başarısız Otokrat) başlıklı makalesi ile Erdoğan’ı yaptığı tüm olumlu işleri otokratlığı ile gölgelemesi ile eleştirmiştir.
38- Ve toplumsal olarak güce ve gücü monopolleştiren yapılara/şahıslara karşı Türk toplumu olarak “sağlıksız” bir sevdamız olduğunu tüm açıklığı ile dile getirmiştir…
39-26 Aralık 2017 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği röportajda ise “Türkiye’de “talep odaklı” sağlıksız bir büyüme olduğunu bu nedenle 2018 ve 2019 yıllarında Türkiye’nin kriz riski ile karşı karşıya bulunduğunu” ifade etmiştir.
40-Özellikle akademik çevrelerde ve ekonomi dünyasında ciddi manada ses getiren ULUSLARIN ÇÖKÜŞÜ isimli eseri Acemoğlu’nun birlikte kaleme aldığı çok önemli bir isme de dikkat çekmek istiyoruz: James A. Robinson…
41-Robinson çok değil 2017’nin Kasım ayında İstanbul’da düzenlenen Sermaye Piyasaları Kongres’ne konuk konuşmacı olarak katılmış ve 14-15 Kasım 2017 tarihinde gerçekleşen bu kongrenin hemen ardından FORTUNE TÜRKİYE DERGİSİ’nden Ayfer Yıldız’a bir röportaj vermişti…
42-Robinson röportajında “Bizim kuramımız zenginlik yaratmak için kapsayıcı siyasi kurumlar oluşturmamız gerektiğini ve bunun orta gelire ulaştığınızda değil yoksul olduğunuzda daha kırılgan olduğunu vurgulamakta.” İfadelerini kullanmıştı.
43-Robinson aynı röportajda ekonomi bakanı Mehmet Şimşek’in söylemlerinin aksine “Orta gelir tuzağı bir şeyin var olduğuna inanmıyorum” diyordu…
44-Robinson’un bir diğer özelliği ise uzmanlık alanının dikta rejimlerinin yahut otokratik sistemlerin yönetimi altındaki Latin Amerika ve Güney Afrika konusunda uzman olması…
45-Bütün bunları yazmamızın ve belki de buraya kadar okuyan dostlarımızın sıkılmasının sebebi ortaya bir “profil” koymak…
46-Yani son dönemde adı bir anda gazetelere televizyonlara sıklıkla ekonominin yeni patronu olacak iddiaları ile gelen DARON ACEMOĞLU ile ilgili bir profil çizmek…
47-Yukarıda yazdıklarımıza bakacak olursak“Toplumsal gelişmişliği sağlamak için güçlü kurumların varlığının olması gerekliliğinden, Türkiye’de kurumsal bağımsızlığın ve kuşatıcı siyasi kurumların olmadığından,Erdoğan’ın otokratik yönetiminin Türkiye’ye zarar verdiğinden baheden+
48- +++şaha kalkmış ekonomi masalları anlatmak yerine yapısal ekonomik sıkıntılardan bahsederek 2018-2019’da Türk ekonomisinde bir kriz öngören” bir profilden bahsediyoruz…
49-Ve bu isim bize “IMF çıkış yolu” diyor…
50-Peki böylesi bir profilin hele hele Erdoğan’ın son derece hassas olduğu Gezi gibi bir konuda Erdoğan’ı cepheden eleştiren ve+++
51- Erdoğan için küresel etki ve prestije sahip bir yayın organında “BAŞARISIZ OTOKRAT” diye başlık atan bir Erdoğan’ın kabinesinin ekonomi patronajına getirilebileceğini düşünebiliyor musunuz?
52-Tabii ki hayır…
53-Şimdi sizlerle ekonominin son 3 patronuna ve okullarına bakalım…
Kemal Derviş:London School of Economics
Ali Babacan: Northwestern Üniversitesi Kellogg School'da
Mehmet Şimşek:Exeter Unıversity
Peki bu 3 ismin ortak özelliği ne ? Bu 3 isim de BİLDERBERG üyesi…
54-Yani KÜRESEL MERKEZ AKIL’ın Avrupa kanadının organizasyonunu yürüten örgütlenmenin temsilcileri...
55-Peki KÜRESEL MERKEZ AKIL’ın odağındaki ülke hangisi? İngiltere… Zaten Kemal Derviş ve Mehmet Şimşek İngiltere’nin “Başka ülkeler için devlet adamı yetiştirmekle ünlü” okulları London School of Economics ve Exeter Mezunu…
56-Ali Babacan ise sadece BİLDERBERG’in değil merkezi Londra’da bulunan ve kamuoyunun genel olarak Catham House olarak bildiği Royal Institute of International Affairs isimli think thank kuruluşunun da üyesi…
57-Erdoğan’ın son Londra ziyaretinde işte o Catham House’da Kraliçe ile görüştüğünü de aklınızdan çıkarmayınız…
Peki son günlerde gazetelerde ve televizyonlarda en çok konuşulan isim olan Prof. DARON ACEMOĞLU hangi okul mezunuydu? London School of Economics…
58-London School of Economics Dünya’nın en prestijli ekonomi okullarından birisi olmasına rağmen varlığı dahi başlı başına “politik bir proje” olan ve bunu kendi akademisyenlerinin özeleştiri yaparak kabul ettiği bir okul.
59-Okulun en büyük özelliği Dünya’nın pek çok önemli ülkesinin başta ekonomi bakanı olmak üzere, bakan ve başbakanlarını mezun etmesi… Şöyle kısaca bakalım akla ilk gelen “mezunlardan” kimler var?
60-John Fitzgerald Kennedy,(ABD Başkanı), Costas Simitis ( Yunanistan eski Başbakanı), George Papandreu (Eski Yunanistan Başbakanı), Romano Prodi (eski İtalya Başbakanı ve Avrupa Komisyonu Başkanı. ), George Soros ( Ünlü para spekülatörü, yatırımcı)…
61- Yani okul KÜRESEL MERKEZ AKIL için yönetici kadroların yetiştiği en önemli okullardan birisi...
62-Burada karşımıza çıkan tablo net… Türk ekonomisinin tüm ipleri KÜRESEL MERKEZ AKLIN elindedir ve KÜRESEL MERKEZ AKIL, Acemoğlu “ismi” üzerinden bir mesaj vermektedir…
63-Bundan önce pek çok kez bizi takip eden dostlarımızın bildiği üzere şunu yazdık: Erdoğan’ın tasfiye süreci KÜRESEL MERKEZ AKIL tarafından 2014 yılında başladı ve bu süreç adım adım uygulanmakta.
64-Bu süreci ve detaylarını ANALİZLER VE HİPOTEZLER 1 e-kitabımızda detayları ile yazdık…
Ve bu tasfiye sürecinin son adımı olarak Erdoğan’a İngiltere ziyaretinde “kısıtlı” ve “şartlı” son bir destek sağlandı.
65-Yine daha önce bizi yakından takip eden dostlarımızın çok iyi hatırlayacağı üzere KÜRESEL MERKEZ AKIL’ın Erdoğan’ın ağır ekonomik kriz ile tasfiyesinden önce bir süre daha görevde kalmasını istiyor”…
66-Zira planladıkları 2001 benzeri bir ekonomik kriz ile birlikte 2001-2007 arasında ilk ayağını tamamladıkları “1.TALAN OPERASYONUNUN” ikinci ayağını gerçekleştirecekler.
67-1.TALAN OPERASYONU’nda başta bankacılık sektörü olmak üzere pek çok “kurumu” çökerten KÜRESEL MERKEZ AKIL Türkiye’nin pek çok milli varlığını ele geçirmişti.
68-Şimdi 2.TALAN OPERASYONU’nda hedefte elde kalan ve hala milli sermayeninkontrolünde kalmış büyük özel sektör oyuncuları,şirketler olacak.
İşte “mesaj” tam da bu yüzden veriliyor Acemoğlu üzerinden…
69-Acemoğlu hangi ekolden gelmekteydi “KURUMSAL İKTİSAT” Yani güçlü ve “kapsayıcı kurumların varlığı ülkelerin gelişmesini sağlar” diyordu…
70-1.TALAN OPERASYONU’nda tüm kurumsal yapıların çökmesi işine gelen KÜRESEL MERKEZ AKIL için 2. TALAN OPERASYONU’nun başarıya ulaşması için bu kurumların çökmemesi, hatta mümkünse bir nebze daha güçlendirilmesi gerekiyor.
71-Muharrem İnce’nin seçim kampanyası döneminde televizyonlarda kullandığı bir örnek vardı:“Küresel sermaye neden Türkiye ekonomisinin batmasını istesin?Sizin bir firmadan alacağınız var batmasını ister misiniz? İstemezsiniz çünkü batarsa alacağınızı da alamazsınız”diyordu İnce
72-İşte durum tam da budur… Türkiye’de geniş yetkiler ile donatılan Erdoğan’ın otokratik yönetim tarzını daha da sert ve belirgin hale getirmesi ve kurumları devre dışı bırakması KÜRESEL MERKEZ AKIL’ın işine gelmiyor.
73- Zira o zaman derinleştirecekleri ekonomik kriz esnasında çökecek kurumlar nedeni ile–ki başta bankacılık ve finans sektörü-ele geçirmek istedikleri büyük özel şirketlerin küresel sermayeye transferi sadece “değersiz ve rantabl olmayan hisse senedi transferine” dönüşecektir.
74-Küresel sermayenin ele geçireceği şirketler ekonomisi ve kurumları yerle yeksan olmuş bir ülkede zaten iflas noktasına geldiği için el değiştirmiş ve fiyatları dip yapmış şirketler haline gelen kuruluşlar olacaktır.
75-Ama bu kuruluşlar eğer ülkede “kapsayıcı bir kurumsal yapılanma” var olursa kısa süre içerisinde küresel sermaye gruplarının eline geçmesinden sonra yapılacak sermaye takviyesi ve akıllı yatırımlar ile değerini arttıracak ve +++
76-+++“ucuza kapatılan” bu şirketler küresel sermaye için “alırken kazanılan” çok karlı bir ticaretin öznesi durumuna geleceklerdir. Ve bir süre sonra bu küresel güçler dip fiyattan aldıkları bu şirketleri, tavan fiyatlardan satarak büyük bir kar elde edeceklerdir.
77-İşte bunun olabilmesi içinse otokratlıktan uzak ve kurumsal yapıların güçlendiği ve yapısal reformların gerçekleştirdiği bir Türkiye’ye ihtiyaç vardır…
78-IMF işte bu nedenle “stratejik” olarak kıskaca alınan Türkiye’ye dayatılacaktır ve adım adım sürüklendiğimiz ve 2014’te başlayan bu küresel ekonomik kuşatma Türkiye’ye “yapısal reform ve kurumsal disiplin” öngören bir IMF reçetesini yaptırması söylenecektir.
79-İşte Daron Acemoğlu, yıllardır “Çok güçlü, şaha kalkmış ekonomimiz var masalı ile uyutulan Türk halkına Dünya’nın en prestijli ekonomistlerinden birisi olarak “Çare IMF’de” diyerek girilmeye mecburi bırakılacak IMF sokağının psikolojik alt yapısını yapmaktadır.
80-Acemoğlu burada “Sözüne karişı çıkılamayacak prestijli otorite” olarak “IMF”yi adres olarak göstererek “psikolojik hazırlık” evresini başlatmıştır…
DARON ACEMOĞLU Türk ekonomisinin patronu falan olmayacaktır ki bunu kendisi de ifade etmektedir.
81-Ancak Acemoğlu üzerinden verilen mesaj açıktır “Totaliter eğilimlerden uzak durun, kapsayıcı siyasal kurumlar oluşturun, demokratik kurumlar ile ülke yönetimindeki gerginliği azaltın”
82-İşte bu “Kurumsal İktisat” ekolünün Türkiye’de bundan sonra hakim ekol haline gelmesinin istendiğinin mesajıdır ve ekonomi patronluğuna Acemoğlu olmasa da kendisi gibi bu ekolü savunan,bu ekolden gelen bir ismin gelmesi ihtimali çok yüksektir.
83-Çünkü KÜRESEL MERKEZ AKIL bu kez “harap bitap ve kurumları çökmüş” bir Türkiye’ye değil, kurumsal olarak güçlendirilmiş, otokratlıktan daha uzaklaşmış, demokratik kurumlara sahip bir ülkeye operasyon yapmak istemektedir ki +++
84-+++bunun nedeni ele geçirilecek büyük şirketlerin kar edilerek satılacağı başka yabancı şirketlerin Türkiye’ye yatırım yapabilir bir iklimin hazırlanmasıdır.
85-KÜRESEL MERKEZ AKIL bu operasyon ile hem siyasal olarak operasyon gerçekleştirmiş hem de rantabl bir ortamda geride kalan son milli sermayeye ait şirketleri de TALAN ederek ülke ekonomisinin tüm kontrolünü ele geçirmiş böylece bir taşla iki kuş vurmuş olacaktır.
86-Başlığımızdaki soru olan NEDEN ŞİMDİ,NEDEN DARON ACEMOĞLU? sorusunun cevabı işte tam da budur...
87- Bizimle olan yahut daha sonra bizi okuyacak olan tüm dostlara selam olsun diyor ve klasikleştiği gibi bitiriyoruz floodumuzu : "Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk etsin"...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
CHP'DE "BÜYÜK KOALİSYONUN" BEYPAZARI MAĞLUBİYETİ
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz Cumhuriyet Halk Partisi'nde bugün Beypazarı Olağanüstü İlçe Seçimi gerçekleştirildi...
2- Beypazarı kendisi küçük olsa da gerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın ilçesi olması, gerekse bu ilçede bugün yapılan olağanüstü kongre öncesinde yaşananlar nedeni ile son derece önem taşımaktaydı...
3-17 Şubat günü gerçekleştirdiğimiz THE GAME OF THRONES: "MANSUR YAVAŞ'IN ADINI KULLANIP KONGRE KAZANMA OYUNU" başlıklı flood ile 10 ARALIK HAREKETİ başta olmak üzere CHP Genel Merkezi,+++
THE GAME OF THRONES: "MANSUR YAVAŞ'IN ADINI KULLANIP KONGRE KAZANMA OYUNU"
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz CHP Genel Merkezi'ndeki 10 ARALIK ekibi parti içerisinde "Parti içi demokrasi" masalları anlatırken+++
2-+++son yıllarda Genel Merkez'den dayattıkları tek adaylı kongreler ile partiyi "Parti içi demokrasi liginde" AKP ve MHP ile aynı "Amatör kümeye düşürdüler"
3-Parti içerisinde kendi "Delege ağalıklarının" ve bu "Delege ağalığının" kendilerine sağladığı makam,mevki,siyasi,ticari,etnsite siyaseti temsilciliği avantajlarını ve mezhepsel odak çıkarlarının sarsılmasını istemeyen bu 10 ARALIK ekibi+++
BİR AİLEDEN ÇOK DAHA FAZLASI, BİR VAKIFTAN ÇOK DAHA ÖTESİ:"TOPBAŞLAR VE AZİZ MAHMUT HÜDAYİ VAKFI"
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz son dönemlerde ekonominin hali fecaat,memleket adeta zam cennetine dönmüş durumda. Vatandaş ise ne yapacağını,nasıl geçineceğini şaşırmış halde.
2-Aldığı maaş işten çıkıp eve gelene kadar eriyen vatandaş özellikle faturaları ve mutfak masrafını yapamaz bunların yanına dahi yaklaşamaz hale geldi.
3-Ama değil Ortadoğu ve Balkanların, Batı Avrupa ve İskandinavya'nın hatta ve hatta Kuzey Amerika'nın en muhteşem hükümeti olan AKP özellikle gıda fiyatları konusunda faturayı "ZİNCİR MARKETLERE" kesti...
"KÜÇÜK" ADAMIN, BÜYÜK OPERASYONLARI...
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz Türk televizyonlarının kadrolu yandaşlarından Cem Küçük her gün çıktığı ekranlarda bir yandaşlık sanatının en ince örneklerini icra ederken,yaptığı konuşmalarla tüm Türk halkını sinir hastası ediyor.
2-Bu kerameti kendinden menkul,AKP öncesinde gazetecilik namına hiç bir geçmişi yahut gazetecilik başarası olmayan sonradan "Türedi" kullanım aparatı her çıktığı ekranda "Yandaşlık rekorunu" geliştirirken meydanı boş bulduğu için de esip gürlüyor...
3-Konuşmalarına verdiği "Gizem" havası ile "Devletten bilgi alan üst düzey gazeteci" havasını kendisine veren bu "Küçük " Cem bu "İstihbarat kaynakları ile yakın" imajını kullanarak normal hayatında da başka cakalar satmakta...
THE FAMILY: "KAVAKÇI HANEDANI"
1-Herkes O’nu Fazilet Partisi’nden Türkiye’nin ilk “Başörtülü milletvekili” seçilmesi sonrası TBMM’deki yemin töreninde yaşanan yemin krizi ile tanımıştı...
2-Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “Burası devlete meydan okunacak yer değildir…Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz” ifadeleri ile tarihe kazınan o konuşmasını yaptığında Meclis genel kurulu karışmış ve Merve Kavakçı, Meclis Genel Kurulu’ndan ayrılmak durumunda kalmıştı..
3-Sonra adeta “Siyasal İslam” geleneğini “Mağduriyet” sembolü haline getirilen Merve Kavakçı önce çıkarıldığı Türk vatandaşlığına geri alındı, hemen sonrasında ise Malezya’ya büyükelçi olarak atandı...
BİRAZ BİZDEN HABER VERELİM...
1-"Yaklaşık 20 gündür YouTube programı yok,neredesiniz?" diye soran çok sayıda dostumuz var. İşin açıkçası bu 20 günde sadece YouTube kanalımızda yaptığımız canlı yayınlar değil haber sitemiz olan HABER ALTERNATİF'e girdiğimiz haberler de azaldı.
2-Tek tek DM ve maillere yetişmek zor olduğu için buradan toplu bir yanıt verelim istedik. Öncelikle sağlık durumunuzu merak eden dostlar için söyleyelim ki merak edilecek bir durum yok sağlığımızda bir sorun bulunmuyor.
3-Gerek YouTube gerek HABER ALTERNATİF'te program ve haber olmaması tamamen sizler için yaşanan bir büyük yoğunluktan kaynaklanıyor.