BÜYÜK BİR DEMOKRASİ OYUNU:"PROJECT DEMOCRACY" BÖLÜM-1
1-Evet sevgili dostlar, bir kaç gün gecikmeli de olsa bu önemli serimize nihayet bugün başlıyoruz...
2-Son günlerde kadın "aktivist" Bassem Tamimi üzerinden yaşanan spekülasyonlar sonrasında herkes "Nedir bu aktivistler ve ne yaparla?" sorusunu sormaya başladı...
3-İlk bakışta insan hakları,kadın hakları,çocuk hakları,sivil toplum örgütü destekçileri gibi gayet masumane görünen bu "aktivistlerin" üzerini biraz "kazıyınca" yaldızlarının döküldüğünü ve bu işlerin hiç de öyle sıradan işler olmadığını anlıyoruz...
4-Ve bir de bakıyoruz ki aslında bu iş NGO'lar ve bu NGO'lara bağlı "aktivistler" eli ile yürütülen bir büyük "KÜRESEL PROJE"...
5-İşte dostlar bugünden itibaren yazmaya başlayacağımız ve kaç bölüm süreceğini bizim de bilmediğimiz bu flood serimizde sizlerin gözlerinin önüne tüm açıklığı ve ilişkiler ağı birlikte bu büyük küresel projeyi sereceğiz...
6-O zaman" BİR BÜYÜK DEMOKRASİ TİYATROSUNU" yazacağımız serimizde ilk perde açılsın... Sizler hazırsanız biz de hazırız,çayı kahveyi kapan gelsin...İşte başlıyoruz...
7-Bu yaşanan büyük küresel projeyi daha yakından ve daha iyi anlamak için filmi biraz geriye saracağız...
Tarih... 1982
Yer... Washington-Beyaz Saray...
8-Başta RAND CORPORATİON olmak üzere uzun süredir harıl harıl çalışan ve 50 senelik yeni bir projeksiyon için rapor hazırlayan Pentagon ve CIA gibi kuruluşlar Başkan Reagan'a sundukları birifinglerde ortak bir noktada uzlaşmaktadırlar: SSCB maksimum 15 ene içerisinde çökecektir.
9-Bu durum bazı önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Zira ABD nüfuzu altında bulunan Batı Bloğu'nu Komünizm tehdidi ile korkutarak yönetmektedir.Keza NATO'nun görev tanımı ve konsepti de Komünizm tehdidine göre konumlandırılmıştır. Ve pek tabii GLADİO'nun ki de...
10-Bununla birlikte Soğuk Savaş dönemi uluslararası koşullarında ABD özellikle CIA eli ile yabancı devletlerde gerçekleştirdiği "yasal olmayan" operasyonlarını Komünizm ile mücadele kılıfı ile maskelerken, bu çöküş artık bu maskeleme şansını da ortadan kaldıracaktır...
11-Ve özellikle yabancı ülkelerde yapılan yasadışı operasyonların yasallığının Batı dünyasında sorgulanmasının önüne geçmek için bir "Formül" üretilmelidir.
12-Ancak bu öyle bir formül olmalıdır ki hem bu yasadışı operasyonları legalize etmeli, hem de asıl büyük "proje" doğrultusunda ülkeleri manipüle ederek siyasal ve sosyal çatışmalara,hatta bölünmelere zemin hazırlamalı, hatta yeri geldiğinde bu süreçleri bizzat yönlendirmelidir.
13- Ancak Reagan'a bu brifingleri verenler çoktan bu "Formülü" de hazırlamışlardır... Gerekli bilgilendirme yapılır ve Reagan'ın imzası ile birlikte ABD'nin son 50 yıldaki en önemli projelerinden bir tanesi start alır: PROJECT DEMOCRACY...
14-Peki nedir, ne menem bir şeydir bu PROJECT DEMOCRACY?...
15-Bu proje ABD'nin çıkarlarına uygun siyasal operasyonları Dünya genelinde üzeri örtülü ve "sivil" biçimde, "HÜKÜMET DIŞI KURULUŞLAR" olarak tanımlanan Non-Governmental Organizations-NGO'ları kurgulayarak hayata geçirme temel esasına dayanmaktadır...
16-Bu NGO ismi daha sonra ülkeye göre değişecek kiminde "Sivil Toplum Kuruluşu", kimisinde "Kar Amacı Gütmeyen Kuruluş", kimisinde "Vatandaş derneği/platformu" şekline dönüşecektir...
17- Peki sistem nasıl işleyecektir? Anlatalım efendim... Öncelikle NED ismi ile bir çatı örgütü/kurumu kurulur... NED'in finans kaynağı ise direkt olarak ABD Hazine Bakanlığı'dır...
18-ABD'de Cumhuriyetçi Parti'ye yakın olan NGO faal hale getirilir yani IRI... E tabii bir de Demokrat Parti'ye yakın bir NGO daha ortaya çıkar: NDI... İşte sistem aslında tam da bundan sonra işlemeye başlamaktadır...
19-Öncelikle "Operasyon yapılacak ülke" belirlenir. Bu ülkenin siyasal ve sosyal duygu haritası ile temel eğilimleri analiz edilir... Bu ülke eğer sol eğilimli bir ülke ise devreye NDI, daha muhafazakar/liberal genel sağ politikalara eğilimli bir ülke ise devreye NDI sokulur...
20-Bazı stratejik ülke ve operasyonlarda ise NED ve IRI ikisi birlikte devreye alınır... NED ve IRI, finansmanlarını tepe kuruluş olarak konumlandırılan NED'den sağlar... NED ise parayı ABD hazine bakanlığından aldığından aslında operasyonları ABD devleti finanse etmektedir...
21-NED ve IRI hangi ülkede faaliyet göstereceklerse önce buralarda var olan kendi siyasal görüşlerine yakın vakıflar ile temasa geçer... Eğer böyle bir vakıf yoksa derhal kurdurulur...
22-Sonrasında bu vakıflar "proje partnerliği" adı altında fonlanır ve finanse edilir... Bu kurdurulan vakıflar operasyon yapılacak ülkede özellikle çeşitli etnik kökenler üzerinde yoğunlaşırlar...
23- Özellikle akademisyenler bu vakıflara dahil edilerek diğer önemli ayak olan "Eğitim kurumları" ayağına geçiş yapılır...
24-Daha sonra yine bu vakıflar eli ile ülkelerdeki çeşitli etkin medya grupları ile temas sağlanır, ABD'li "önemli dostlar" ile tanıştırılan bu medya gruplarına vakıflar kurdurulur yahut var olan vakıfları NED yahut IRI tarafından kurdurulmuş olan vakıflar ile "PARTNER" olur...
25-Siyasal olarak hangi kanattan bişr operasyon gerçekleştirilecekse bu siyasal eğilimin öncde gelen isimlerinin NED yahut IRI'nin kurdurduğu vakıflar ile +++
26-yahut az sonra belirteceğimiz üzere bu NGO projesini kendisine uyarlayarak adeta dışişleri politikasının bel kemiği haline getiren Alman vakıfları ile bağlantılı yahut "PARTNER" olan vakıflarda toplanması sağlanır...
27-PARTNERLİK adı altında bu kurdurulan vakıflar fonlanarak finanse edilmektedir...
28- NDI yahut IRI veya Alman Vakııfları ile "PARTNERLİK" ilişkisi olan bu vakıf ve STK'lar o ülkenin en önemli iş adamı,siyasi,gazeteci,yazar ve akademisyenlerince "kurulur"...
29-Bu daha en baştan bu STK'lara bir "prestij" kazandırırken asıl amaç olan "Devlet içerisinde nüfuz kullanabilmenin" de önünü açar...
30-Ve sonrasında bu vakıflar iki yönlü çalışmaya başlarlar... Hem prestij sahibi oldukları için kendilerine katılmayı bir "ayrıcalık" ve "yükselme" aracı olarak gören bürokratlar sayesinde bürokrasiyi sararlar ve +++
31-+++bu bürokratlar eli ile kendi amaçlarına uygun "raporları" devletin kritik makamlarına sunarak manipülasyon ve algı yönetimi yaparlar...
32-İkincisi ise kamuoyunu manipüle edecek girişimlerde bulunurlar ve işte tam da burada bu NED,IRI yahut Alman Vakıfları tarafından desteklenen çeşitli dernek,vakıf yahut platformların eylemlerini ve aktivistlerini görürüz...
33-Buraya kadar yazdıklarımız sistemin genel işleyişini anlattığımız ve ana hatlarını çizdiğimiz bölümdü... Peki bu devasa "KÜRESEL PROJE" hangi "asli amaca" hizmet edecekti ve bu devasa projenin koordinasyonunu kim yapacaktı?
34-Adına "PROJECT DEMOCRACY" denilen bu devasa projenin "Asli amacı" yeniden dizayn edilecek Dünya'da SSCB sonrasında Afrika-Ortadoğu-Kafkaslar hattını kontrol Orta Asya enerji koridorunu kontrol altına almaktı... Ve Büyük Ortadoğu Projesi yıllar öncesinden planlanmıştı...
35-Bu bölgelerde SSCB'nin yıkılmasından sonra hala Rusya'ya yakın olabilecek ülkeler yahut "Üniter Devlet Yapısına" sahip devletler, ya ABD yanlısı kukla yönetimler ile yönetilmeli yahut güçlü üniter devletler yerine parçalanarak küçük "devletçiklere" dönüştürülmeliydi...
36-Büyük Ortadoğu Projesi çok hayati bir projeydi ve asla riske atılamazdı... Bu nedenle PROJECT DEMOCRACY test edilmeliydi... Test alanı olarak ise Avrupa'nın göbeğindeki Yugoslavya seçilmişti... Bu KÜRESEL PROJENİN koordinasyonunu ise SOROS yapacaktı...
37- Yugoslavya'da kimsenin dikkatini çekmeyen "muhalif ve marjinal" görünümlü bir grup gencin OTPOR ismi ile bir STK'yı kurduğu günlerde kimse bunun büyük bir KÜRESEL PROJE'nin ilk işaret fişeği olduğunu bilmiyordu...
38-OTPOR adındaki bu kuruluş içerisindeki gençler "özel dostlardan" çok özel pasif direniş,kitle manipülasyonu,telekominikasyon kontrolü,kitle psikolojisi dersleri almaktaydılar...
39-Ve bir anda eylemleri ile Yugoslavya'yı karıştıran olaylar zincirini başlatan OTPOR'un özellikle etnik kimlik ve ayrılıkçılık üzerinden gerçekleştirdiği eylemler ile+++
40-+++sokaklara dökülen halkın önlenemez bölünmesi ve mobilize edilerek yönlendirilmesi sonrasında Yugoslavya paramparça oluyordu...
41- "PROJECT DEMOCRACY" nin ilk "LABORATUVAR TESTİNİN " sonuçları gerçekten muazzam ve göz alıcıydı... Çok ucuz maliyet ile yıkılan SSCB'nin en yakın müttefiklerinden birisi olan sosyalist bir ülke parçalara bölünmüş "uydu devletçikler" haline getirilmişti...
42-Bu arada yine kimsenin dikkatini çekmeyen bir "SİVİL TOPLUM KURULUŞU" yine SOROS eli ile Çekoslavakya'da kuruluyordu...Çekoslavakya da yıkılan SSCB'nin müttefiki olan sosyalist bir eski demir perde ülkesiydi. Çekoslavakya'da OTPOR'un rolü CHARTER 77 isimli STK'ya verilmişti.
43- Aynı Yugoslavya'yı parçalayan OTPOR'daki gençlerin profilindeki gençlerin kurduğu CAHARTER 77'de aynı eğitimler veriliyor hatta Yugoslavya'da "görevini başarı ile tamamlamış" OTPOR liderleri CHARTER 77 için "Eğitmenlik" yapıyordu...
44-Çekoslovak halkı farkında değildi ama çanlar Çekoslovakya için çalmaktaydı...
45- Ve kıs süre içerisinde Çekoslovakya, CHARTER 77 öncülğünde sokak eylemlerine sahne oluyordu,halk yine sokaklardaydı... Bu kez de Çek ve Slovak halklar arasındaki etnik farklılıklar ayrışma nedeni olarak körükleniyordu...
46-Kısa süre içerisinde Çekoslovakya'da Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak iki küçük devletçiğe bölünürken ne tesadüf tür ki (!) ikisinin de başına Amerikan yanlısı isimler geliyordu...
47-KÜRESEL "DEMOKRASİ PROJESİ" bir makine gibi işliyordu, Yugoslavya ve Çekoslovakya'nın parçalanması için SOROS sadece 1 milyar dolara yakın para harcamıştı...Yani bunu askeri operasyon ile yapmaya kalksa ABD'nin 10 milyarlarca dolar harcaması gerekirdi.
48-Ayrıca bu operasyonlar ile Dünya genelinde bir anti-Amerikan dalga uyanması riskinden de kurtulunmuştu...
49-Avrupa'da SSCB yıkılmadan müttefiki olan Polonya'da ise iş 1995'te bitirilmiş desteklenen işçi sendikası ve lideri Walesa sayesinde komünist düzen yıkılmıştı...
50-ABD,SSCB sonrası Avrupa'yı "bölerek" ve küçük devletler haline getirerek ve pek tabii bu devletçiklere kendisine yakın yönetimleri yerleştirerek yeniden dizayn ederken gözünü Kafkaslar'a dikmişti...
51-SOROS desteği ile SSCB'nin dağılmasından sona hala Rusya Federasyonu'na yakın yöneticilerin idaresinde olan Gürcistan ve Ukrayna hedef seçildi... +++
52-+++Bu ülkelerde de çeşitli STK'lar kullanılarak mobilize ve manipüle edilen güya halk hareketleri ile Gürcistan'da "Kadife Devrim", Ukrayna'da meşhur "Turuncu Devrim" gerçekleştirildi...
53- Böylece Gürcistan ve Ukrayna'da da ABD karşıtı yönetimler halk hareketleri ile (!) devrilerek yerine ABD kuklası yönetimler gelmişti...
54-ABD artık hazırdı,denemeler başarı ile sonuçlanmıştı... En stratejik plan olan BÜYÜK ORTADOĞU projesi için özellikle Ortadoğu'da "PROJECT DEMOCRACY" uygulanabilirliğini kanıtlamıştı...
55-Ve ABD'nin derin labirentinde gözler Ortadoğu'ya çevrilirken özellikle dikkat edilen bir ülke vardı:TÜRKİYE...
56-Ve SOROS'a yıllar önce temellerini atıp "uykuya yatırdığı" kimi STK'ların uyandırılması ve üzerinde etkisi olduğu kimi Alman Vakıflarını da kullanması talimatı gitti...
57-SOROS talimatı almıştı ve gereğini yapacaktı... Çanlar bu kez Türkiye için çalıyordu ve bu kez haberi olmayan Türk halkıydı...
58-Evet dostlar serimizin ilk bölümünün sonuna geldik... Serimizin 2. bölümüyle yarın sizlerle birlikte olacağız.Bizimle birlikte olan,okuyan yahut daha sonra okuyacak tüm dostlara selamlar...
59-Klasikleştiği gibi bitirelim floodumuzu "Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk etsin..."
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
CHP'DE "BÜYÜK KOALİSYONUN" BEYPAZARI MAĞLUBİYETİ
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz Cumhuriyet Halk Partisi'nde bugün Beypazarı Olağanüstü İlçe Seçimi gerçekleştirildi...
2- Beypazarı kendisi küçük olsa da gerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın ilçesi olması, gerekse bu ilçede bugün yapılan olağanüstü kongre öncesinde yaşananlar nedeni ile son derece önem taşımaktaydı...
3-17 Şubat günü gerçekleştirdiğimiz THE GAME OF THRONES: "MANSUR YAVAŞ'IN ADINI KULLANIP KONGRE KAZANMA OYUNU" başlıklı flood ile 10 ARALIK HAREKETİ başta olmak üzere CHP Genel Merkezi,+++
THE GAME OF THRONES: "MANSUR YAVAŞ'IN ADINI KULLANIP KONGRE KAZANMA OYUNU"
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz CHP Genel Merkezi'ndeki 10 ARALIK ekibi parti içerisinde "Parti içi demokrasi" masalları anlatırken+++
2-+++son yıllarda Genel Merkez'den dayattıkları tek adaylı kongreler ile partiyi "Parti içi demokrasi liginde" AKP ve MHP ile aynı "Amatör kümeye düşürdüler"
3-Parti içerisinde kendi "Delege ağalıklarının" ve bu "Delege ağalığının" kendilerine sağladığı makam,mevki,siyasi,ticari,etnsite siyaseti temsilciliği avantajlarını ve mezhepsel odak çıkarlarının sarsılmasını istemeyen bu 10 ARALIK ekibi+++
BİR AİLEDEN ÇOK DAHA FAZLASI, BİR VAKIFTAN ÇOK DAHA ÖTESİ:"TOPBAŞLAR VE AZİZ MAHMUT HÜDAYİ VAKFI"
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz son dönemlerde ekonominin hali fecaat,memleket adeta zam cennetine dönmüş durumda. Vatandaş ise ne yapacağını,nasıl geçineceğini şaşırmış halde.
2-Aldığı maaş işten çıkıp eve gelene kadar eriyen vatandaş özellikle faturaları ve mutfak masrafını yapamaz bunların yanına dahi yaklaşamaz hale geldi.
3-Ama değil Ortadoğu ve Balkanların, Batı Avrupa ve İskandinavya'nın hatta ve hatta Kuzey Amerika'nın en muhteşem hükümeti olan AKP özellikle gıda fiyatları konusunda faturayı "ZİNCİR MARKETLERE" kesti...
"KÜÇÜK" ADAMIN, BÜYÜK OPERASYONLARI...
1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz Türk televizyonlarının kadrolu yandaşlarından Cem Küçük her gün çıktığı ekranlarda bir yandaşlık sanatının en ince örneklerini icra ederken,yaptığı konuşmalarla tüm Türk halkını sinir hastası ediyor.
2-Bu kerameti kendinden menkul,AKP öncesinde gazetecilik namına hiç bir geçmişi yahut gazetecilik başarası olmayan sonradan "Türedi" kullanım aparatı her çıktığı ekranda "Yandaşlık rekorunu" geliştirirken meydanı boş bulduğu için de esip gürlüyor...
3-Konuşmalarına verdiği "Gizem" havası ile "Devletten bilgi alan üst düzey gazeteci" havasını kendisine veren bu "Küçük " Cem bu "İstihbarat kaynakları ile yakın" imajını kullanarak normal hayatında da başka cakalar satmakta...
THE FAMILY: "KAVAKÇI HANEDANI"
1-Herkes O’nu Fazilet Partisi’nden Türkiye’nin ilk “Başörtülü milletvekili” seçilmesi sonrası TBMM’deki yemin töreninde yaşanan yemin krizi ile tanımıştı...
2-Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “Burası devlete meydan okunacak yer değildir…Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz” ifadeleri ile tarihe kazınan o konuşmasını yaptığında Meclis genel kurulu karışmış ve Merve Kavakçı, Meclis Genel Kurulu’ndan ayrılmak durumunda kalmıştı..
3-Sonra adeta “Siyasal İslam” geleneğini “Mağduriyet” sembolü haline getirilen Merve Kavakçı önce çıkarıldığı Türk vatandaşlığına geri alındı, hemen sonrasında ise Malezya’ya büyükelçi olarak atandı...
BİRAZ BİZDEN HABER VERELİM...
1-"Yaklaşık 20 gündür YouTube programı yok,neredesiniz?" diye soran çok sayıda dostumuz var. İşin açıkçası bu 20 günde sadece YouTube kanalımızda yaptığımız canlı yayınlar değil haber sitemiz olan HABER ALTERNATİF'e girdiğimiz haberler de azaldı.
2-Tek tek DM ve maillere yetişmek zor olduğu için buradan toplu bir yanıt verelim istedik. Öncelikle sağlık durumunuzu merak eden dostlar için söyleyelim ki merak edilecek bir durum yok sağlığımızda bir sorun bulunmuyor.
3-Gerek YouTube gerek HABER ALTERNATİF'te program ve haber olmaması tamamen sizler için yaşanan bir büyük yoğunluktan kaynaklanıyor.