1. Malum, ilk futbol oynanan yer, Kadıköy'deki Papazın Çayırı… Bugün Fenerbahçe Stadı ile tam karşısındaki motorcu dükkanlarına denk düşüyor tam olarak… Galatasaray aslında burada da kuruldu denebilir; adını bile koymadan ilk maçlarını burada oynamıştı.
2. Bugünkü Gezi Parkı'nın yerindeki Kışlanın avlusunu, dönemin girişimci Spor Alemi dergisi sahibi Sait Bey, 1921’de boş duran kışlanın avlusunu futbol maçlarının yapılabileceği bir stadyum haline getiriyor. İlk İstanbul stadı diyebiliriz buraya
3. Ama kulüpler para payı az diye boykot edince stadı Yusuf Ziya (Öniş), Ali Naci (Karacan), Fazıl ve Zeki Beylerin kurduğu ortaklık stadı alıyor. Bir tür kulüpler koalisyonu… İlk özel stat aynı zamanda! Fotoda duvarın üstünde ilk naklen yayın için radyo hattı çekiliyor, 1933.
4. Yıllarca futbola ev sahipliği yapan kışlanın 1939'da yıkılma kararıyla Taksim Stadı da ortadan kalkıyor. Bu süreçte Papazın Çayırı arazisi Fenerbahçe'ye geçmiş olduğu için, onlar orada oynuyor ve yavaş yavaş tribünlerini de kuruyor…
5. Beşiktaş ise Çırağan Sarayı'nın yanındaki boş araziye geçiyor. Adı Şeref Stadı oluyor. Geriye bir tek açıkta biz kalıyoruz ve ve yıllarca sürecek "Galatasaray'ın Stadı Problemi" konusu başlıyor!
6. Sorunu çözmek için ilk adımlar atılıyor ve 30'lu yılların başında, şehrin dışındaki bir köyde (Mecidiye) 1930'da kurulan Likör Fabrikası'nın hemen yanındaki boş dutluk arazi, stat yapması için Galatasaray'a tashih ediliyor. Şehrin sınırı Şişli Camisi'nin olduğu yermiş...
7. Bu fotoğraf, Galatasaraylıların araziyi almanın mutluluğuyla fabrikasın sınır duvarının dibinde yaptıkları ilk "ikram"ın fotoğrafı, 1933. Tashihin ardından 5 yıl boyunca ancak arazi düzeltim çalışması yapılabilmiş ve dutluk futbol maçı oynanabilecek "düzlüğe" kavuşturulmuş.
8. Bu da, 1938 yılındaki ilk temel atma töreninden bulduğum tek ama müthiş fotoğraf. Aralık ayı. Galatasaraylılar toplanmış. Kulübün her işine bakan milli güreşci Çoban Mehmet kurban kesiyor. Bugün adına kupa yarışları yapılan Mavro Besim (Atalay) temel kazığı çukurunu açıyor.
9. Ama 2. Dünya Savaşı başlayınca öylece kalıyor. (İnönü Stadı da aynı şekilde 1939'da atılan temelle kalıyor) 1944'e kadar bu arazide iyi kötü futbol oynanıyor ama tribünlerin temeli ancak 1943'te. Bu fotoğraf da 25 Nisan 1943'den. Vali Lütfi Kırdar tribünlerin temelini atıyor.
10. Stadın ilk mimarı rahmetli Fazıl Aysu'yu bulup konuşmuştum dergi için. Başlangıçta bisiklet pisti (veledrom) yapmış . Ama kısa sürede Beden Terbiyesi bunu kaldırtııp atletizm pistne çevirmiş. Veledromlu Ali Sami Yen Stadı fotoğrafı bulamadım maalesef. Bulan bi zahmet.. :-)
11. Bu, henüz bitmemiş ama basit tribünleriyle izin alınarak açılan stattaki ikinci maçtan tarihi bir fotoğraf. 24 Eylül 1944. Önde Gündüz Kılıç, arkada Likör Fabrikası. İlk maçta Süleymaniye'yi 7-0 yenmişiz. Bu fotodaki maç İstanbulspor'la 1-1 bitmiş. Adı, Galatasaray Stadı"...
12. Ancak kullanılmaya başlanan stad, büyük problemleri de beraberinde getiriyor. Çünkü stat o haliye adeta kullanılamaz durumda. Çok rüzgar alıyor, çamur deryası, ulaşımı zor, seyirci çok az… (Bu arada Allahtan 1947'de İnönü Stadı açılıyor. O zaman "ortak" stat, İnönü)
13. Savaş sonrası toparlanma, siyasi çekişmeler, çok partili hayat filan derken stadın bitilmesi çalışmaları 60'lı yıllarda hızlanabiliyor ancak. Kütüphanede bulduğum, 1962 kışında çekilen olağanüstü bir fotoğraf: Numaralı inşa ediliyor...
14. Maceralı inşa sürecinin sonunda 1964'te törenle açılıyor. Adı, Ali Sami Yen artık. Ama güne damgasını vuran olay, yol tarafındaki tribünün korkuluk demirlerinin çökmesi. Sosisçinin gazocağının parlamasıyla panik başlıyor. Aşağıya sarkan ve ezilen 80 kişi...
15. Bu fotoğraf, rüzgarı kesmek için yapılan ve 8 yıl süren inşaatın önünde çekilen kupalı hatıra fotoğrafı :-) Naif, sade, samimi...
16. Stat açılıyor 1972'de kapısına yine kilit vuruluyor! Boğaziçi Köprüsü için Mecidiyeköy Viyadüğü yapılacak çünkü. 1980 Aralık ayına kadar 8 yıl kapalı kalıyor. O dönemlerde o kadar bakımsız kalmış ki 1979’da stadın ışıklandırma direklerinden biri kendiliğinden çöküvermiş!
17. Bu kapalı yıllar boyunca İnönü Stadı'nda oynuyoruz. 1980 sonunda açıldığında çimlere herkes hayran. Ancak yağmurlar başlayınca drenajın eksik olduğu anlaşılıyor; saha göle dönüyor! Oynamak imkansız. 84'te yeniden kapatılıp bakıma alınıyor. İstikamet, yine İnönü, zavallı stat.
18. Ali Sami Yen Stadı, nihayet 1986-1987 sezonu başında yenilenmiş çimlerle tekrar açılıyor ve başından geçen onca meceranın ardından artık uğur getirmeye başlıyor: İlk uğur: 13 yıl ardından gelen Şampiyonluk… :-)
19. 1990'larla birlikte, dahası Manchester United maçıyla birlikte Ali Sami Yen Stadı efsaneleşmeye başlıyor, adı Avrupa'da da duyulmaya başlanıyor. İngilizler stada “Hell” diyor. Zaferler, zaferleri kovalıyor.
20. Yeni Stad projesi, 1997’de açıklanıyor. Türkiye için bir ilk: Ali Sami Yen yıkılacak, yerine 50 bin kişilik modern bir stat yapılacak! Localar, modern mimari, işletme... Ülkenin hayallerinin ötesinde; maketi bile hepimizi büyülüyor.
21. Sonuçsuz onca girişimin ardından nihayet yapılacak umuduyla 2003-04'te Olimpiyat'a geçiyoruz. Yapımın başlayamaması bir yana, felaket bir sezon geçiriyoruz. Uzaklık, ulaşım aracı yokluğu yetmezmiş gibi soğuk ve rüzgar… Sonuç, çok başarısız bir sezon.. Sınanıyoruz resmen!
22. Kös kös geri dönüyoruz, ama mutluyuz kurtulduğumuz için oradan. Bu arada 99 depremiyle tehlikeli hale gelen eski açık yıkılıyor ve 2005-2006 sezonunun üçüncü haftasındaki Malatyaspor maçıyla yeniden açılıyor. Buna bile çok seviniyoruz; heyt be, harika oldu Ali Sami Yen :-)
23. Ve "trafiği berbat eder, şehir merkezi orası" diye dönemin Belediye Başkanının vermediği inşaat izniyle, 77 yıllık öykü 2011'de sona eriyor. 8 yıl önce bugün tarihimizin en güzel anılarının yerini "trafik sorunsuz" dev gökdelenlere terkediyoruz...
24. The End.
Esrarengiz bir şekilde aniden hafifçe aralanan (ve hızla kapanan) Şu itfaiye kapısından stadın çimlerini görünce çok heyecanlananlara ithaf ettim bu "flood"u...
Onlar ki kendilerini bilirler :-)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Bu akşamki çok önemli maç dolayısıyla şu harika flamayı paylaşayım.
Flama, 19 Eylül 1951 yılından. Galatasaray ile PAOK arasında oynanan ilk maç için yapılmış. Yer, Selanik...
Galatasaray'ın "komşu" kulübü, Beyoğlu kökenli PAOK hakkında kısaca yazayım./1
Bugün, Galatasaray'ın Beyoğlu’ndaki tarihi merkezinin bulunduğu Hasnun Galip sokağına çok yakın olan Katip Çelebi Sokağı’ndaki tarihi bir binada sessiz sedasız faaliyetlerini yüz yılı aşkın bir süredir devam ettiren sarı-siyah renklere sahip bir kulüp vardır: Beyoğluspor…/2
Galatasaray’ın doğduğu semtin diğer kulübü olan Beyoğlu Spor Kulübü, bugün Avrupa Ligi’nde ilk maçımızı yapacağımız PAOK’un İstanbul’da kalan ana gövdesi, Beyoğluspor’u yönetenlerin deyimiyle “anne”si. ( Atina merkezli AEK takımının da “babası”)…/3
Bugün verilecek tarihi karar öncesinde bir de Florya Tarihi hazırladım
Çoğu ilk kez yayınlanacak fotoğraflarla, Galatasaray'ı şimdi milyonlarla buluşturan başarılara götüren, bilinmesi gereken müthiş bir fedakarlık hikayesi...
Florya'nın Kapıları flood'u...
2
Bugün Florya'daki Galatasaray futbol üssü, büyük olasılıkla üyelerin onayıyla elden çıkacak, satılacak, paraya çevrilecek; her neyse...
Birkaç yıla, orada -yine büyük olasılıkla imar değişeceği için- dev gökdelenler yükselecek.
Tıpkı Mecidiyeköy'de olduğu gibi...
3.
Florya, aslında Galatasaray için bir araziden öte anlam taşıyor.
Bugünün değerleriyle pek uyuşmayan uzun vadeli bir bakış açısı... Yenilikçi-modern, öngörülü bir vizyon...
...ve sabrederek, dayanışmayla, imeceyle başarılan, başka türlü anlatılması, anılması gereken...
30 Temmuz 1951 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, Ali Sami Bey'in ölüm haberini 1. sayfadan ve 4. sayfada devam eden bir yazıyla okurlarına duyurur.
Klasik bir ölüm haberinin ötesinde bir yazıdır bu ve içinde hiç alışılmadık şöyle bir cümle geçer:
3
"Bütün hayatında ciddi bir karakter sahibi olarak fikir ve kanaatinin daima cesaretini taşımış, çok defa nikbete uğramış olmasına rağmen kimseye boyun eğmeyerek bütün hayat zorluklarını tek başına yenmeğe muavaffak olmuş pek kıymetli bir zattı..."