, 18 tweets, 3 min read Read on Twitter
ATATÜRK'TEN BİR ANI
1-Başkumandan, düşmandan kurtardığı İzmir’de geçireceği ilk geceyi yaşıyordu. Mustafa Kemal Paşa, İzmir’de ilk gecesini çalışarak geçirdi. Zengin sofra hazırlandığı halde ufak tefekle karnını doyurdu ve geç saatlere kadar çalıştı. Ertesi sabah erkenden uyandık
2-Hafif bir kahvaltıdan sonra vilayet konağına gittik. Vali, İngiliz konsolosu ile konuşuyordu. Biz gelince vali ayağa kalktı ve konsolos ile Mustafa Kemal Paşa’yı tanıştırdı. Konsolos iyi Türkçe biliyordu.
Paşa valiye sordu:
“Konu nedir?”
Vali anlattı:
3-Sayın konsolos,İngiliz tebaası vatandaşlarla Rum ve Ermeni azınlıkların güven altında olup olmadığından endişeleniyorlar.Ben kendilerine herkesin güven altında olduğunu bildirdim.Mustafa Kemal Paşa konsolosun Türkçe bildiğini biliyordu,buna rağmen kendisine valiyi muhatap aldı:
4- “Ee, peki daha ne istiyormuş?”
Bu soruya konsolos Türkçe cevap verdi: “Tebaamız için hükümetinizden yazılı teminat istiyorum.
”Paşa:
“Ne yani, Yunanlar zamanında sizin tebaanızı daha emniyette mi görüyordunuz?”
Konsolos kasılarak, “Evet,” dedi,
5-“Yunanlar buradayken tebaamızı daha emniyette görüyorduk.” “Öyleyse buyurun, tebaanızla birlikte Yunanistan’a gidin, efendim!”
Konsolos sinirlenerek sesini yükseltti.
“Yani majestelerimin hükümetine savaş mı açıyorsunuz?”Paşa:“ Siz kiminle neyi konuştuğunuzu biliyor musunuz?
6-Ben Millet Meclisi’nin başkanı ve Türk ordularının başkomutanıyım. Savaş açmaya da barış yapmaya da tam yetkiliyim. Siz kimsiniz?
Hükümetiniz adına savaş ve barış görüşmeleri yapmaya yetkili misiniz? Böyle bir yetkiniz varsa görüşelim.
7-Yoksa (eliyle kapıyı göstererek) buyurunuz dışarıya, efendim!”Konsolos, Mustafa Kemal Paşa’nın sözleri üzerine sapsarı kesildi ve tek bir kelime söylemeden kapıdan çıktı gitti. Mustafa Kemal Paşa, adamın arkasından valiye döndü:
“Bunlara yüz vermeyin vali bey!
8-Donanma önünde pısacak, bir blöf karşısında yelkenleri suya indirecek devletçik sanıyorlar bizi! Küstahlık derecesine bakın, bana ‘Savaş mı açıyorsunuz?’ diye soruyor. Barut kokan bir odada adamın sorduğu şeye bak! Savaş halinde değiliz sanki!” Birkaç saat sonra,
9-İngiliz donanma komutanı hükümet konağının kapısından girerek Mustafa Kemal Paşa’nın odasına yöneldi. Nazik fakat öfkeli bir hali vardı. Ruşen Eşref kendisine ne istediğini sordu.
“Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek istiyorum.”Birlikte odaya girdiler, kapı kapandı.
10-Amiral:
“Çok güç koşullar altında bir savaş kazandınız, sizi asker olarak içtenlikle kutlarım. Çanakkale’deki başarınızı rastlantıya borçlu olmadığınız kanıtlandı böylece. Böyle bir askerle tanıştığım için memnunum.” diyerek övgüler yağdırmaya başladı.
11-Paşa, bıkkın bir ifadeyle, “Bunları geçin amiral. Çok işimiz var,asıl konuya gelin!” dedi. Amiral bu tavır karşısında bocalayarak konuya girdi: “İzmir’de tebaamız ve sizin azınlık Ermeniler, Rumlar var. Yeni askeri yönetim altında bu insanların statüsü nedir? Güvende midirler?
13-“Hiç kuşkunuz olmasın amiral. Tebaanız ve azınlıklar hükümetimizin koruması altındadır. Suç işlemeyenler kendilerini güvende sayabilirler.”“Peki suç işleyenler?”
“Suç işleyenler sayın amiral, muhtemelen sizin ülkenizde de olduğu gibi, adaletin huzuruna çıkar.
13-Suçlu olanlar, cezalarını çekerler.”Amiralin yüzü bembeyaz oldu:
“İngiliz hükümetinin tebaasını her yerde koruma hakkı, devletler hukuku teminatı altındadır. Rum ve Ermenilerin güven içinde bulundurulmasını sadece rica ettik. Biz bu güvenliği sağlayacak güçteyiz.
”Paşa:
14-“Arkaladığınız Yunan ordusunun denizde yüzen cesetlerini herhalde görmüş olmalısınız. Ordumuz asayişi sağlamıştır. İzmir limanını donanmanıza kapatıyorum. İsterseniz tebaanızı gemilerinize doldurabilirsiniz. Donanmanızın en kısa zamanda limanı terk etmesini istiyorum.
15-”Sert sözler karşısında amiral ne yapacağını şaşırdı: “İngiltere’ye savaş mı açıyorsunuz?
”Paşa: “Savaş açmak mı? Siz yoksa Sevr Antlaşması’nın halen yürürlükte olduğunu mu sanıyorsunuz? Biz onları çoktan yırtıp attık bile.
16-Karşımda serbestçe oturuşunuzu, sizi konuk saymama borçlusunuz. Fakat nezaketimizi kötüye kullanmanıza asla müsaade edemem. Şu anda hukuken barış antlaşması yapmamış iki devlet arasında savaş hukuku halen yürürlüktedir.
17-Gemilerinizi derhal karasularımızdan çekmenizi size tekrar ve son defa ihtar ediyorum.”
Bir balmumu heykeline döndü amiral. Sert adımlarla girdiği Mustafa Kemal Paşa’nın odasında oturduğu sandalyede küçüldükçe küçüldü ve sonunda kekeleyerek, “Affedersiniz” dedi,
18-eğilerek geldiği kapıya gidip dışarı çıktı.Olay kısa süre içinde şehirde duyuldu. Yabancılar kendi uyruklarının gemilerine binmeye başladılar. Birkaç saat sonra da sessizce çekip gittiler.

Atatürk'ün Yaveri Salih Bozok'un anılarından.(İsmail Kalay syf. alıntı)
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to Ebru özkan
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!