*Abbas oğlu Abbas Emret komutatan!.. der.
+ Nerelisin?
- Memleket Mardin, kaza Midyat komutan
+ Sen benim emir erim olur musun?
- Sen bilir komutan!.
Askere eşyalarını toplamasını ister ve kendi evinin altındaki boş yere taşınmasını ister.
Akşam olunca Cahit Sıtkı'nın sevdiği yemek ve mezeleri hazırlar. Zamanla aralarında komutan asker ilişkisinden daha güçlü bir dostluk bağı oluşur. Bu saf ve temiz Anadolu çocuğundaki sadakat ve temiz yürekten etkilenmiştir Cahit Sıtkı.
Akşamları rakı sofrası kurup en güzel kızartma ve mezeleri hazırlar Abbas. Aralarındaki duygu bağları güçlenir. Böyle bir keyf gecesi akşamında alkollü Cahit Sıtkı sorar;
- Bilir komutanım.
+ Orda bir Beşiktaş var bilir misin?
- Bilir komutan!. Ben orda acemi birlikteydim.
+ Orda benim bir sevgilim var. Sen bana kaçırıp
onu getirir misin?
- Elbet komutan!
+ Hayırdır Abbas neden böyle hazırlık yaptın?
- Ben istanbula gidecek komutan!.
+ Ne yapacaksın sen İstanbul'da?
getirecek!..
Gözlerindeki hüznü ve gözyaşlarını gizlemek istercesine arkasını dönüp kapıyı çarpar ve çıkıp gider Cahit Sıtkı. Fakat bu mert askerin, yüreği sevgi dolu Anadolu çocuğunun samimiyeti ve sıcaklığından duygulanır.
Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Tam kenarında havuzun.
Aya haber Sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;