Türkiye'de neler oluyor?
Ne olacak?
Ne olmalı?
Yazalım o zaman...
Pelikan, ilk kez DAVUTOĞLU'nun görevden ayrılmaya zorlanması ile kamuoyu ile açıktan tanıştırılmıştı.
Pelikanın şahıslardan bağımsız olarak tanımını yapmak lazım zira içindeki şahıslar kişilik sahibi değiller+
"kendisini partimizin kurullarının üstünde gören ve adeta paralel bir yapı gibi partiyi yönetmeye çalışan bir odak..."
"hırslarına esir düşmüş dar ve çıkarcı bir çevre..."
Duyduğumuz en iyi tanım da bu oldu
Bu gayreti en rezil ve açık şekilde İstanbul seçimlerinde ortaya koydular.
Çünkü İstanbul rantın maden ocağıydı.+
Peki bu pelikan ERDOĞAN'dan bağımsız mı ya da Erdoğan Bunlara neden yol veriyor / veriyor mu?+
Erdoğan onlara yol vermiyor sadece onlar ERDOĞAN'ın ne istediğini diğer kliklerden önce ve daha doğru tahmin edip ona göre pozisyon alıyorlar +
(Şimdiye kadar) vurgusuna dikkat edin geri döneceğiz.
Pelikan mevzusuna şimdilik ara verelim ve Türkiye İttifakına geçelim+
Öyle olmasa Kızgın demiri soğutmak sözü neden Bahçeli'yi soğutmasın ki?
Bahçeli gelmekte olanı gelmeden görüyor o yüzden de "ah olmaz, bensiz olmaz" dercesine % 18.81 hatırlatması yaparken, İstanbul seçimi iptal edilsin diyor.
+
Erdoğan elbette bir karar verecek hatta bence verdi.
İkisine de hayır diyecek ve yeni bir oyun kuracak.
İşte pelikanın tahmin gücünü yazarken bu yüzden şimdiye kadar demiştim.
+
Pelikan ise Damat'ın seçimden sonra Erdoğan'ın gözünden düşmesi sebebiyle vazgeçişi önceden öğrenemedi
Kamuoyuna açık şekilde mükemmel bir manifesto ile ERDOĞAN'a "Kurucu ayarlara dönelim, bu yiyicilerden kurtulalım, yoksa..." dedi++
Yoksa parti içinde bir hareket başlatacağım ve sarsılmaz liderliğini en azından sarsacağım dedi.
Aslında bu bir rest değil tam tersine jest...
Sayın reisim gördüklerini görüyorum ve seni kurtarmaya talibim demekti.
Reis bunu anlayacak mı?
Bahçelinin nefret ettiği Davutoğlu, Tam da Reis TÜRKİYE İTTİFAKI demişken ortaya çıkıyor, ne tesadüf değil mi?
Tam da Bahçeli Türkiye İttifakı ne ola ki deyince.
+++
Erdoğan, Pelikanın da İstanbul ısrarının ikinci sebebi dolayısıyla yeni oyun kurgulamak zorunda.
Hani yukarıda yarım bıraktığımız İstanbul ve Ekrem İmamoğlu meselesi.
Erdoğan, İmamoğlu'ndaki potansiyeli fark etti ve önünü kesmeli+
İşte ERDOĞAN burada Pelikanın tahmin edemediği şeyi yaptı
İstanbul'dan şimdilik vazgeçti.
Çünkü kendi hayatından biliyordu, İstanbul'u yönetmeyi haketmiş birini engellersen o kişi Türkiye'yi yönetir.
Üstelik kırılgan ve güvenilmez bir ittifak varken+
Bu yüzden kızgın demiri soğutmak istiyor.
Bunu BAHÇELİ ve MHP ile yapamaz hatta kimse ile yapamaz+
Önce ekonomiyi toparlayacak, bunun için Demokrasiyi toparlamak zorunda olduğunu biliyor, bunun için ise önce partisini toparlamak zorunda,Davutoğlu tüm bunları gördü ve topa girdi
Önce demokratikleşme gösterisi başlayacak, sonra Davutoğlu yada benzerleri partide etkili yerlere gelecekler, Damat gidecek, erken seçime kadar MHP etkisizleştirilecek, dışarıdan ekonomik destek alınacak.
Erken seçim diyorum çünkü +
Şöyle ki İMAMOĞLU İstanbul'u 5 yıl yönetecek.
Seçim normal zamanda olursa İMAMOĞLU süresinin bitimine sadece 6 ay kalacağı için rahatlıkla istifa edip CB adayı olur+
Çünkü İBB meclisinde Ak Parti çok üstün ve İMAMOĞLU istifa ederse İstanbul Ak Parti'ye geçer.
CHP seçimi kazanamaz ise evdeki bulgurdan da olur+
Buna fırsat vermemek için şimdilik İstanbul'dan vazgeçti ve demokrasiye dönüyor algısını oluşturmaya çalışacak
Peki ERDOĞAN gene başaracak mı?
Çubuk meselesi gösterdi ki DEMİR ÇOK KIZGIN, SU ÇOK SOĞUK, USTA ÇOK MAHARETSİZ
Yani bu sefer demir soğumayacak ya kırılacak ya da en azından eğilecek.
Yani ya Parlamenter sisteme dönmek zorunda ya da kaybetmeyi göze almak zorunda. Başkanlık bitti
İşte sopanın büyüğü orada...
Vakti gelsin onu da yazarız...