Adil ve özgür seçimlerin ortadan kaldırılması, Istanbul seçimlerinin iptali eleştirildi ve seçim gözlem heyeti gönderilmesi gündeme getirildi.
Bu hafta ortaya çıkan tutuklulara işkence haberleri gündeme getirildi.
Müzakerelerin başladığı 2005 yılının üzerinden 14 yıl geçti ve Türkiye bir arpa boyu yol gitti. Üstelik bir çok kazanımını kaybetti.
Bunda en büyük sorumluluk ülkeyi otoriterlik batağına sürükleyen AKP iktidarlarınındır.
Erdoğan'ın itiraf ettiği gibi İstanbul'a da ülkeye de ihanet ettiler.
Raporlar tek başına felaketin tutanağını tutmaktan başka bir şey değil.Avrupa ve onun dönüştürücü gücü de bu değildir.
Türkiye'de yeni ve bu kez samimi, derinlikli bir Avrupa hareketi yaratılacak mı? AB'de gerçekten Avrupalı ve gereğini yapan bir entegrasyon politika uygulaması yaratılacak mı?
İki sorunun da hayır yanıtı bir kaybet/kaybet formulünün mükemmel halidir.
Bu düzenin açtığı yaraların üstünü içeride ve dışarıda örtmeye çalışanlar, ne sebeple olursa olsun susanlar bu ülkenin yarınlarına ihanetin parçasıdır.
İçeride ve dışarıda bu iki gerici, köhnemiş anlayışın tarihin sayfalarına gömüldüğüne hep beraber şahit olacağız.
Her yurtsever bunun haklı gururuyla emeğini vermeli.
Ve yüreğinin en derinliklerinden inanmalı ki #HerŞeyÇokGüzelOlacak
Avrupa'dır ve bu gerçeği değiştirmeye güçleri yetmez.
AB İlerleme Raporu sadece bu karanlığı tasvir eden bir manzume.
Bu tüneli aşıp onu saygın bir AB üyesi de yapacağız.
İstikbal hayallerinin güzelliğine inananlarındır.