Thread by @sigaramcamel

1965 yılında Kısmet adlı teknesiyle yelkenler fora diyen ve yedi denizleri aşıp İstanbul’a dönen korkusuz denizci Sadun Boro, her deniz tutkunu için bir idoldür. Amatör denizciliğimizin öncüsüdür. Sadun Boro, 1965 yılının Ağustos ayında, Kısmet adlı küçük yelkenlisiyle çıktığı

yolculukta, o güne kadar imkansız olan bir şeyi başarmış; dünyayı dolaşarak okyanuslardan, uzak denizlerin maviliklerinden çıkıp gelmiş ve dünyanın çevresini dolaşan ilk Türk denizci ünvanını almıştı. Yelkenlisi 10,5 metre boyunda ve keç armalı Kısmet, 1963’te Salacak’ta

Athar Beşpınar’ın atölyesinde kızağa kondu. Sadun Boro’nun dünya seyahatinde teknesinde Alman asıllı eşi Oda Boro ile kedisi Miço da vardı.
Boro Caddebostan’da bekar hayatını sürdürürken, o günlerde çalışmak için Almanya’dan İstanbul’a gelmiş olan ana okulu öğretmeni Oda hanım

ile tanıştı. Teknesini yaptırırken Oda hanımdan büyük destek gördü. Sadun Boro, o günlerde Sümerbank’ta çalışırken kazandığı tüm parayı teknesine yatırıyordu. Kısmet’in yelkenlerini de çalıştığı tekstil atölyesinde dokuttu.
İşini bırakıp kendini tamamen teknesini donanımına

adadı. Ve sonunda büyük gün geldi. 22 Ağustos 1965 sabahı, eşi Oda Boro ile Caddebostan’da palamarı çözerek 105. metrelik teknesiyle yelken açtı, onu tüm Türkiye heyecanla uğurladı ve denizlerdeki macerasını heyecanla takip etti. 16 Haziran 1968 tarihinde 3 yıl sonra İstanbul’a

döndüğünde tüm sahillerde toplanan yüzlerle kişi onu karşıladılar. Sadun Boro 1965 Ağustos’unda başlayıp 15 Haziran 1968’de tamamlanan dünya seyahatinde Cebelitarık Boğazı, Kanarya adaları, Karaib adaları Panama Kanalı, Endonezya, Singapur ve daha birçok ülkenin denizini aşarak

yoluna devam etti. Kanarya Adaları’nda denizci çifte bir de kedi katıldı. Tekneye aldıkları kedileri Miço bu zorlu yolculukta bu cesur çifte eşlik etti. Sadun Boro’nun açık denizlerde birçok serüvene tanık olan teknesi Kısmet, İstanbul/Hasköy’deki eski Haliç tersanesinin olduğu

yerde, Rahmi Koç Müzesi’nde görülebilir. Sadun Boro üç yıl süren seyahatinin anılarını gazetede yayımladı; ilgiyle merakla okunan bu anılarını, daha sonra Pupa Yelken adlı kitapta topladı.
1928 yılında İstanbul doğumlu Sadun Boro’nun çocukluk ve gençlik yılları Caddebostan ve

Marmara kıyılarında geçti. Denizcilik hayatına önce sandalla başladı; liseye geçtiği yıllarda ilk yelkenli teknesine sahip oldu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra 1948’de İngiltere’ye giderek Manchester Üniversitesi’nin Tekstil Mühendisliği bölümünü bitirdi. Sadun Boro

denizlere açılma hayalini önce 1952’de gerçekleştirdi. 1952’de Ling adlı 11 metrelik bir yelkenliyle İngiltere’den Karayip Adaları’na kadar uzanan ilk açıkdeniz, Atlantik yolculuğunu, bir İngiliz dostuyla birlikte gerçekleştirdi. O günlerde gazetede dizi olan bu gezinin anıları,

2004 yılında Bir Hayalin Peşinde adlı eserinde yayınladı. Sadun Boro kızının adını da Deniz koydu. Sadun ve Oda Boro, denizlerden uzak kalamayıp yeni bir deniz yolculuğuna çıktılar.

1977-1979 arasında, o günlerde sekiz yaşında olan kızları Deniz’le beraber Karayip Adaları’nı,

Amerika’nın doğu sahillerini gezdiler. Sadun Boro 1980’de Bodrum’a yerleşerek orada yaşamaya başladı ve özellikle Gökova, Göcek gibi güney Ege koylarının korunması için çaba harcadı. Rahmi Koç Müzesi’ne giden Kısmet’in yerine “Son Bahar” isimli yeni bir tekne yaptırdı.

Boro, gazete ve dergilere deniz ve doğa sevgisini aşılayan yazılar yazmayı sürdürdü. Sadun Boro 87 yaşında, 2015’in haziran ayında Marmaris’te tedavi gördüğü hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Sadun Boro denizlerdeki soluk kesen anılarını

Pupa Yelken ve Kısmet’in Dümen Suyunda isimli kitaplarında topladı.

çocukluğumun hikaye kitaplarını kapatmamışken günlük gazetelerden biri Caddebostan’lı çılgın bir denizcinin Marmara’dan yelkenli bir tekne ile yola çıkıp dünyanın etrafını dolaşacağını yazıyordu.

Üç koca yıl boyunca Sadun Boro’nun, Oda’nın ve Kısmet’in yolculuğunu seyre koyuldum
Gittiği yerlerden gazeteye ara sıra haberler gönderiyordu. Uzak bir akrabadan mektup bekler gibi bazen haftalar, bazen aylar boyunca gazetede Kısmet’le ilgili yeni bir haber çıkmasını bekledim.

Cebelitarık’tan Atlantik’e geçtiğini, Karayip adalarında teknesine bakım yaptığını, Panama kanalından Pasifiğe çıktığını gazeteden okudum. Dünyanın en gezgin kedisi Miço ile tanıştım.
Kısmet’in İstanbul’da karşılanışı muhteşem oldu. Dünya çevresinde 30 000 mile yakın köpükten

bir iz bırakan Kısmet ulusal bir kahraman gibi karşılandı

Denizler beni çağırıyor!
Efsane denizcimiz Sadun Abi’nin sloganı bu. Kitabın bir yerinde diyor ki:
“Şu deniz öyle haşin bir sevgilidir ki, bir an ihmal ve hürmette kusur ettin mi, hemen şamarını suratında bulur insan..”

Denizler ve okyanuslar 5 Haziran 2015'de yıldızını kaybetti. Artık bizimle olmayan Sadun Boro ardında tek bir vasiyet bıraktı. Yelkenliyle dünya turunu tamamlayan ilk Türk, hayatının geri kalanını Türk denizcilerine örnek biri olarak geçiren Sadun Boro'nun,

hayattayken hem sözlü olarak dile getirdiği hem de kitaplarında yazdığı bir vasiyeti vardı: Öldüğünde İngiliz Limanı'na (İngiliz Koyu) teknesinin bağlı olduğu çam ağacının dibine gömülmek.

Türk amatör denizcilerini okyanusla buluşturan Boro'nun seyahatlerinde çizdiği rota,

arkasından gelen denizcilerin de rotası oldu. Öyle ki; 1965 – 1968 yılları arasındaki yolculuğun yaptığı bu rota, denizciler arasında ‘Sadun Boro Rotası' olarak anılmaktadır.
İlk yelkenlisi olan Kısmet onun evi hatta kabuğu gibiydi. Denizden son kez çıkartılarak tıra yüklenip

restorasyona giden ilk aşkı Kısmet için Sadun Boro; ‘Sevgilimden ayrılıyor gibiyim' demişti. Kısmet, denizle ilk kez 17 Temmuz 1964'da Salacak Sahili'nde kavuştu ve Mayıs 2010'da denizden ayrılarak karaya çıkartıldı.

Türkiye'de denizciliğin ulu ağacı, çevreciliğin neferi oldu. Hediyesi ölümsüzlük.

“Şu deniz öyle haşin bir sevgilidir ki, bir an ihmal ve hürmette kusur ettinmi, hemen şamarını suratında bulur insan.”

Işıklar içinde uyu büyük usta, selametle…

bu sıra dışı insanı hatırlatan @Sumorsu1 ya teşekkürlerimizle