METİN FEYZİOĞLU ve BÜYÜK DEDESİ...
1-Malumunuz Saray'a tam "biatı" ile son günlerin Külliye gözdesi haline gelen Barolar Birliği başkanı Metin Feyzioğlu son günlerde gündemde...
2- Şimdi uzattığı sakalı ile aslında "sisteme el uzatan" bu meşhur barolar birliği başkanımızın dedesi meşhurdur...CHP'nin 60'lı yıllardaki ünlü isimlerinden Metin Feyzioğlu...Kendisi CHP içerisinde İnönü'ye sırtını dayamış,ststükocu,"düzenden yana" Ecevit'in azılı düşmanı...
3-Not: 2.maddede Metin Feyzioğlu'nun dedesinin ismini yanlış yazmışız dalgınlıkla...Turhan Feyzioğlu olacaktı
4-Şimdi tabii herkes dediğimiz gibi bu Ecevit karşıtı Turhan Feyzioğlu'nu tanır hatta dede Turhan Feyzioğlu CHP'den ayrılıp,Cumhuriyetçi Güven Partisi'ni kurmuştur.Bununla da kalmamış Demirel-Türkeş ikilisinin Milliyetçi Cephe hükümetine de girmiştir kendisi...
5-Dedik ya dede Turhan Feyzioğlu "düzene" bağlı... Güç nerede kendisi orada...
6-Şimdi sizlerle tarih yapraklarını biraz geriye saracağız..
Tarih yaprakları 1897'yi gösterdiğinde Harp Akademisi'nden bir Süvari Yüzbaşı mezun olarak Osmanlı Ordusu'na katılacaktır...
7-Kısa süre sonra İttihat ve Terakki özellikle askeriye içerisinde çok güçlenmiştir...Ancak ne yaparsa yapsın bu genç süvari yüzbaşı İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Merkezi Umumi'sinin güvenini kazanamaz...
8-Hal böyle olunca 1908 yılında gerçekleşen 2. Meşrutiyetin ilanında kendisinden daha alt rütbeli subaylar dahi daha etkin rollerde olurken kendisi dışlanır...İşte süvari yüzbaşı bunu hazmedemez...
9-İttihat ve Terakki Fırkası ile iyice arası açılınca ordudan da istifa eder... Sistemi değiştirmek için yola çıkan bu genç"ihtilalci"birden 180 derece dönerek saraya yakın davranışlar sergilemeye ve ilişkiler kurmaya başlar...Bunun "hediyesini" ise Kayseri Mebusu yapılarak alır
10-Artık sisteme iyice yakın olan bir zamanların genç süvari yüzbaşısı 1.Dünya Savaşı sonrasında Damat Ferit Paşa'nın en yakın olduğu isimlerden birisi olur...
11-Tarih yaprakları 1919'u gösterirken bu bir zamanların genç süvari yüzbaşısı Damat Ferit Paşa tarafından saraya çağrılır...
12-Mustafa Kemal,Anadolu'da kurtuluş mücadelesinin ateşini yakmıştır... Sivas Kongresi toplanacaktır ve Damat Ferit Paşa Mustafa Kemal'in ölmesini istemektedir...
13-Bu bir zamanların süvari yüzbaşısı ve ihtilalcisi,sonraları sarayın ve Damat Ferit'in has adamı olan "eski" ihtilalciye Damat Ferit'in teklifi açıktır. Sivas Valiliği ve 3.Ordu komutanlığı karşılığında Sivas Kongresi'ni basıp Mustafa Kermal'i öldürmek...
14-Bir zamanların ihtilalcisi her zamanki gibi "düzenin" ve gücün sadık adamı olarak teklifi hemen kabul eder.Karşılığında Sivas Valiliğini alır...Derhal Sivas'a hareket eder...
15-Bir zamanların ihtilalcisi,yeni düzen adamı yanına 100 kişilik bir kuvvettoplayarak Sivas Kongresi'ni basmaya kalksa da bunu başaramaz ve İngiliz binbaşı Edward Noel'e sığınır...
16-İşi başaramayınca çok güvendiği Saray da kendisine sahip çıkmaz.Bir zamanların ihtilalcisi Halep'e kaçar... Kurtuluş Savaşı sonrasında kendisini Adapazarı'nda 1numaralı Askeri Mahkemede yargılanır ve beraat eder ama korkusundan ülkeye dönemez...
17-Ama yeni vegenç Cumhuriyet'in bu sarayın has adamını affetmeye hiç niyeti yoktur.Rauf Bey'in de bastırması ile "150'likler" listesine alınır ve Romanya'ya gönderilir.1932'de Romanya'da at cambazlığı yaparken ölür...
18-İşte bu kendi menfaati için ihtilalcilikten saray ve Damat Ferit "yancılığına" savrulan adamın adı Ali Galip Bey'dir ve Ali Galip Bey, Metin Feyzioğlu'nun büyük dedesi olur!
19-Demek ki önce muhalif gözüküp sonra sisteme entegre olup, sistemin ve gücün has adamı olmak bazılarında genetik...
20-Biz Metin Feyzioğlu'nu o nedenle gayet iyi anlıyoruz... O'nun anlamadığı ve tarihten ders almadığı ise bu milletin kendisine ihanet edenleri asla affetmediği...
AK MEDYANIN “BÜLBÜLLERİ”: SAADET ZİNCİRİ/YAZI DİZİSİ: BÖLÜM-1
1-Bir siyasi iktidarın “Siyasi iktidardan” “Hegemon iktidara” evrilebilmesi için en kritik ve stratejik hamlelerden birisi şüphesiz toplum üzerinde kendi ideolojik arka planını dayatacak propaganda tekniklerinin kullanıldığı bir “Kültürel hegemonya” inşa etmesidir.
2-Dünya’nın her yerinde “Hegemon siyasal güce” evrilmek amacı taşıyan iktidarlar için gerekli olan bu kural AKP gibi var olan sistem ile hesaplaşarak bir “Karşıdevrim” süreci yürüten ve bunu yaparken giderek otoriterleşen yapısını meşru hale getirmek için “Gereklilikten” öte bir “Hayatiyet” unsurudur.
3-Ve günümüzde hem “Hegemon siyasal güç” hem giderek otokratikleşen bir siyasi yapı olarak AKP bu hayatiyete uygun olarak hareket etmiş ve özellikle devlet kurumları ve yandaş yapım şirketleri eli ile çok geniş bir ağ kurularak “Kültürel hegemonya” sağlanmış,+++
TÜRK MİLLETİNİN GERÇEK YURTSEVERLERİNE AÇIK ÇAĞRIMIZDIR
1-Türkiye tarihinde hiç bir döneminde olmadığı şekli ile iktidar ve sözde işbirlikçi çeşitli muhalefet partilerinin emperyalist odakların emir ve talimatları doğrultusunda iş birliği yaptığı karanlık ve sonu uçurum olan bir yola sokulmak istenmektedir.
2-Bu süreçte artık açıktır ki bir tarafta AKP/MHP/DEM/CHP/TİP gibi partilerin “BOP İTTİFAKI” bir yanda ise bu ülkenin gerçek yurtseverleri bulunmaktadır.
3-Kurulan bu emperyalist odakların hizmetindeki BOP İTTİFAKI,yandaş ve sözde,işbirlikçi muhalefetin medya kalemşörleri,televizyonları,gazeteleri ve dijital medyadaki fonlanan yüzleri eli ile bir ihanet sürecini Türk milletine “Barış ve terörsüz Türkiye” süreci olarak dayatmak istemektedir.
BURSA “RANT” KARDEŞLİĞİ: “BOZBEY-ÇELİK İLİŞKİSİ” VE BİR KOOPERATİF HİKAYESİ
1-AKP’nin son belediye operasyonları sonrasında bir operasyonun da Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne gelebileceğini konuşan çevreler var…
2-Ben cevap vereyim: Gelmez,daha doğrusu gelemez…
3-Zira ta Nilüfer Belediyesi Başkanlığı döneminde başlayan AKP’nin eski bakanı ve Bursa vekili,halen de AKP içinde etkin olan bir isim olan Faruk Çelik ile Mustafa Bozbey arasında “Kardeşler-Yeğenler” üzerinden yürüyen bir “Rant kardeşliği var” ve bu kardeşliğin ucu Ankara’da çok yüksek rakımlara çıkar.
TÜM GERÇEK YURTSEVER MEMLEKET PARTİLİ VATANDAŞLARIMIZA AÇIK DAVETTİR
1-CHP’deki “Yönetim kadrosu değişimi” dışında Muharrem İnce’nin 2020’de partiden ayrılarak Memleket Partisi’ni kurmasına gerekçe gösterdiği hiç bir “İdeolojik değişim” yaşanmadı.
2-CHP hala bölücü etnisite siyasetine ve federatif yapıya destek veriyor…
3-CHP hala Dersim Katliamı ve Ermeni Soykırımı anan siyasi aktörleri önemli konumlarda bulunduruyor ve aslında üzeri kapalı olarak Atatürk yönetimini “Katliam” ile suçluyor.
BİR "ORAN"TISIZ YÜKSELİŞ HİKAYESİ
1-Efendim bugün sizler için mutlu,pembe tablolar çizen bir yazı kaleme almayı isterdik lakin memlekette ağır derecede A HABER bültenlerine maruz kalmadıysanız böyle bir şeyi yazmak mümkün değil.
2-Bugün sizlere AKP döneminde artık alışkın olduğumuz o muhteşem(!) yükseliş öykülerinden birisini ve bir “Bulunmaz Hint kumaşı” olan ismi anlatacağız.
3-Lakin yazının son kısmında siz de “Bu kadar da olmaz” diye isyan edebilirsiniz, şimdiden söylemesi…
Evet efendim işte başlıyoruz sizlere bir “Orantısız” yükseliş hikayesini anlatmaya…
“TURAN EVRENİ” MARVEL KAHRAMANLARI VE KÜLTÜR EMPERYALİZMİ ÜÇGENİNDE BİR DEĞERLENDİRME: “DOĞRU ADIM,YANLIŞ UYGULAMA”
1-Dünya’nın “Tamamen yapay zeka ile çekilmiş ilk filmi” olma özelliğini de taşıyan “TURAN EVRENİ” isimli filmin çok yakında sinemalarda gösterime gireceği duyuruldu.
2-Film konsept olarak tıpkı MARVEL kahramanlarının bir araya gelip Dünya’yı kurtardığı filmler gibi Türk tarihinin sembol liderlerinin bir araya gelerek yeni bir çağı açtıkları bir konsepti işliyor. En azından fragmandan çıkardığımız sonuç böyle…
3-Yorumlara baktığım zaman pek çok aşağılama ve dalga geçme hatta “Hemen silin, Dünya’ya bizi rezil etmeyin” diye yorumlar gördüm.
Turan Evreni isimli film konusunda görüşümü 2 ana noktadan belirtmek isterim.