Türk Silahlı Kuvvetleri'miz Suriye Milli Ordusu'yla birlikte Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG ve Deaş terör örgütlerine karşı #BarışPınarıHarekatı'nı başlatmıştır.
Amacımız güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek ve bölgeye barış ve huzuru getirmektir.
Barış Pınarı Harekatı ile,
Ülkemize yönelik terör tehdidini bertaraf edeceğiz.
Oluşturacağımız GÜVENLİ BÖLGE sayesinde Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmelerini sağlayacağız.
Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyacak, tüm bölge halkını terörün pençesinden kurtaracağız.
#BarışPınarıHarekatı'nda görev alan kahraman Mehmetçiklerimizin her birini alınlarından öpüyor, kendilerine ve bu harekatta Türkiye'yle birlikte olan tüm yerel destek unsurlarına muvaffakiyetler diliyorum.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Devletimiz deprem anından itibaren tüm kurumlarıyla harekete geçmiştir. Valiliklerimiz kendi illerindeki tüm imkânları derhal seferber etmiştir.
Depremden etkilenen 10 ilimize mevcut valilerimizle birlikte çalışacak 10 vali daha görevlendirilmiştir.
AFAD ve Kızılay gibi doğrudan afet görevi olan kurumlarımız, ekiplerini bölgeye göndermişlerdir.
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve belediyelerimiz başta olmak üzere afet çalışmaları konusunda altyapısı ve eğitimi olan birimlere sahip kurumlarımız göreve çağrılmıştır.
Halihazırda 9 bin personel arama-kurtarma çalışması yürütmekte, deprem bölgesine dışarıdan ulaşanlarla bu sayı sürekli artmaktadır.
Yıkılan binalarda kalan vatandaşlarımızın tespiti ve kurtarma faaliyetleri kesintisiz şekilde sürmektedir.
Millete sundukları vaatlerin çoğu ya son 20 yılda yapılmış ya zaten yapılan işlerdir. Kalan başlıklar da ülkenin kazanımlarını yok ederek efendilerinden “aferin” almak için güvensizliğin, istikrarsızlığın, kavga ve çekişmenin sembolü eski Türkiye’yi hortlatma vaadinden ibarettir.
“Avrupa bize aferin diyecek” diye övünenler, iplerinin sömürgecilerin elinde olduğunu ikrar ediyorlar.
Menderes’in idama giderken milletimize emanet ettiği tespitindeki gibi “efendilerinin emriyle” kurdukları bir masadan yeniden tarihe yüz karası olarak geçecek işler peşindeler.
Gazi Mustafa Kemal, Millî Mücadele’yi müstevlilere karşı vererek artık ilk asrını geride bırakmaya hazırlandığımız şanlı Cumhuriyetimizi kurmuştu.
Biz de hayatımızın her döneminde, her alanda emperyalist sömürgecilere karşı mücadele vererek ülkemizi bugünkü seviyesine getirdik.
Bay Kemal... Madem kendine bu kadar güveniyorsun, madem siyaset tarzının doğruluğundan bu kadar eminsin, madem ülkenin ve milletin geleceğinde sorumluluk almak istiyorsun…
Öyleyse hodri meydan!
Gücün yetiyorsa, yüreğin varsa, kendi özgür iradenle hareket edebiliyorsan seçimlerde çık karşımıza; birikimlerimizi, vizyonlarımızı, programlarımızı, projelerimizi, heyecanlarımızı yarıştıralım.
Kararı milletimiz versin.
Yok eğer aday olmak istiyor ama birilerinin şantajına, baskısına, telkinine, tehdidine maruz kalarak bunu ilan edemiyorsan da korkma…
AK Partinin ülkemizde 20 yılda sağladığı huzur, adalet, hak, hukuk, özgürlük iklimi her bir vatandaşımız gibi senin de en büyük güvencendir.
Bugün Türkiye’nin gündeminde başörtüsü diye bir mesele, verdiğimiz mücadele ve yaptığımız düzenlemelerle hamdolsun artık kalmamıştır.
Geçmişte bu ülkede böyle utanç verici bir mesele yaşandıysa bunun tek müsebbibi Kılıçdaroğlu’nun temsil ettiği CHP zihniyetidir, faşizmidir.
Kılık kıyafet ve başörtüsü meselesi ne yasa ne de anayasa konusu olmaması gereken tabii bir haktır.
Nasıl başı açık bir hanım kardeşimizin hayatın her alanında var olabilmesi için herhangi bir düzenleme gerekmiyorsa aynı durum başörtülü kardeşlerimiz için de geçerlidir.
Ülkemizde milletimizin inancına, değerlerine, tarihine, kültürüne düşman olan CHP faşizmi, geçmişte bürokratik vesayetle ve darbecilerle el ele vererek önümüze böyle bir sorun çıkarmıştır.
İnsanlarımızı mağdur eden bu mekanizmayı perde gerisinden işleten hep CHP zihniyetidir.