Türkiye’nin en önemli zenginlerinden olan ve sahadan canlı yayınları başarılı olsa da #BarışPınarıHarekatı hakkında Suud ve İngilterenin etki ajanlığını yapan kişileri canlı yayına çıkaran Haber Türk kanalının da sahibi olan Turgay Ciner kimdir?
1956 yılında 1 Mart tarihinde Artvin‘in Hopa ilçesinde dünyaya geldi
Anne adı Naciye, baba adı Hüsnü. Kendisinden büyük bir kardeşi var adı Tuncer Ciner
Turgay, lise öğrenciliği sırasında çaycılık yapıyordu. Üniversite öğrencisiyken ise oto yedek parçacılığıyla ticarete başladı
Turgay Ciner ilk evliliğini Ayşe Mevhibe Çağlayan ile yaptı bu evlilikten Atilla adında bir oğlu var. Ciner, daha sonra 29 Mart 2006’da bilinen siyasetçilerden Hüsamettin Özkan’ın kızı Didem Özkan ile ikinci evliliğini yaptı.
Ciner’in yakın akrabalarından; Nizamettin Ciner, Yener Ciner ve Yılmaz Ciner’in uyuşturucu madde ve sigara kaçakçılığından poliste kayıtları bulunduğu, ayrıca Hüsamettin Ciner’in Hasan kod adıyla DHKP-C terör örgütünün Kocaeli il sorumlusu olduğu kayıtlara geçmiş.
İlk kez ciddi biçimde ön plana çıkışı Susurluk Raporu'nda adının geçmesiyle başlayan Turgay Ciner’in daha öncesinde Oflu Osman’ın dağıtım şebekesi içinde yer aldığı, Almanya ve İngiltere ile bağlantılı şekilde uyuşturucu ticareti yaptığı hakkında ciddi iddialar bulunmaktadır.
Turgay Ciner'in yıllarca devlet ve hükümet nezdinde arkasını kollayanlar arasında Hüsamettin Özkan, Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz, Çevik Bir ve Ünal Korukçu gibi kişiler bulunuyor.
1984 yılında Turgay Ciner Almanya'dan otomobil ithalatına başladı.Turgay Ciner ve ağabeyi Tuncer Ciner hakkında, çok sayıda Mercedes marka otomobili ülkeye kaçak yollarla soktukları nedeniyle 1995 ve 1998 yılında 'Teşekkül Halinde Kaçakçılık' suçlaması ile birkaç ayrı dava açıldı
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Alın size oyuncu TEKELİ nasıl oluşturuluyora cevap.
Başrolde Ayşe Barım var,
Arkadaşları dijital platformlarda yönetici.
Oyuncuları için yapmayacağı şey yok.
Çünkü TEKELİNİ korumak zorunda.
Türkiye son günlerde, oyunculuk sektöründeki ajansların mafyatik tekelleşmesiyle yüzleşiyor.
Sektördeki (hanım) ağaların yurt içindeki ve yurtdışındaki bağlantıları, patronlarına köle gibi bağımlı ünlüler, apolitik görünümlü politikler tek tek ifşa oluyor.
Size Gezi’de ve 2019 yerel seçimlerinde planlı ve organize operasyonlar yürüten bir yapıdan bahsetsem, hiçbiriniz bu yapının bir oyuncu ajansı olduğuna ihtimal vermezsiniz, değil mi?
Ya da şöyle soralım: X bir ülkedeki Y oyuncu ajansının, kendisine bağlı olanların hayatlarının her alanına müdahale etmesi, organize şekilde ülkedeki eylemlere itmesi, hep bir ağızdan siyasi operasyona sürüklemesi, söz konusu ajansı“biatçı bir yapılanma” olarak tanımlamaya yeter diye düşünüyorum.
Sadece cast-menajerlik ajansı sahibi olmayıp aynı zamanda yapımcı olan Barım, kurduğu tekel sistemini ideolojik ve siyasi manipülasyonlar için de kullanıp yıllardır kamuoyunu bu yolla yönlendiriyor.
Arşivinde ünlülere ait gizli çekim videolar bulunduğu @kuscusencer adlı hesap tarafından 2017’de belirtilen Barım’ın direktifiyle emrindeki bütün yıldız şarkıcı ve oyuncular, hep bir ağızdan aynı sloganı atabiliyor.
Peki kendisine bağlı çalışan ünlülerin kayıtsız şartsız biat ettiği Ayşe Barım gücünü nereden alıyor, Barım kime biat ediyor?
Rekabet Kurumunun soruşturması tamamlanınca bunun büyük ölçüde netleşeceğini umuyorum.
Ben size şimdilik Ayşe Barım’ın biat ettiği kurumlardan sadece biri olan Disney’den bahsedeyim.
Disney+ 2022’de, Türkiye’den “göz dolduran” bir kadroyla Atatürk belgeseli çekti ve yüksek beklentilerle reklam/tanıtım yaptı.
Tamamen ticari kaygılarla ve klişe bir senaryoyla siyasal Atatürkçülerin ağzına bir parmak bal çalmak isteyen Disney+, son anda bu diziyi yayımlamaktan vazgeçti.
Hatırlarsınız, dizi tam vizyona girecekken Ermeni lobisinin baskısıyla yasaklandı ve hatta Disney Türkiye Genel Müdürü Cenk Soner, “biz global bir firmayız” diyerek baklayıağzından kaçırdı.
Buldukları her fırsatta Atatürklü paylaşım ve açıklamalar yapan bizim siyasal Atatürkçüler ve apolitik görünümlü politikler (ünlüler), derin bir sessizliğe büründü.
Halbuki her biri birer “Atakız”- “Atatürk askeri” olan iddia sahiplerinin diziye olmasa da en azından Atatürk’e sahip çıkması beklenirdi.
Ancak birçok apolitik görünümlü sanatçı, kendilerine konuyla ilgili soru sorulacak diye evlerinden dışarı dahi çıkmadı.
Zira Ayşe Barım, Disney+ ile başrolünde Serenay Sarıkaya’nın olduğu Alice Müzikali’nin yayın anlaşmasını henüz imzalamıştı.
Hazal Kaya Disney+'ın Atatürk dizisini sansürlemesi hakkında ne demişti?
"Konuya yorum yapacak kadar bilgim yok, olsaydı söylerdim. Bilmiyorum.“
Her konuda fikri olan Hazal bu sefer fikirsizdi çünkü talimat öyleydi.
Hazal Kaya Ayşe Barım’a çalışıyordu Ayşe Barım da Serenay Sarıkaya Disney anlaşması zarar görmesin diye herkesi susturmuştu.
“Magazin Mafyası mı var?” tartışmaları büyürken ID İletişim’in patronu ve dizi sinema sektöründeki tekelleşmenin odağındaki isim Ayşe Barım’ın sektörde haksız rekabet yaratmasını destekleyen ünlülerin listesi:
Ayşe Barım’ın sektörde haksız rekabet yaratmasına ve mafyavari yöntemler benimseme iddialarına, yalnızca kendi çıkarlarını gözeterek sessiz kalan ünlülerin listesi:
2️⃣ Hazal Kaya
Haksızlığa karşı suskunluk da bir seçimdir. Devamı yükleniyor…
Türkiye’de toplumsal kırılma anlarında sanatçıların kullanılması artık bir yöntem oldu, kitle psikolojisisinin anatomisinde sevilen simgelerin kullanılması bir yöntem.
Türkiye’de 2013’ten bugüne siyasi arenada sanatçıların sahaya sürülmesinde karşımıza çıkan isim: Ayşe Barım
Ayşe Barım’ın oyunculuk ajansının ismi ID iletişim.
Rekabet Kurum’un soruşturmasından sonra Ayşe Barım’ı da ID iletişim’i de çokca duyacağız.
Oyuncuları nasıl bağladıkları, nasıl ünlü ettikleri, oyuncuları nasıl yönlendirdikleri, nasıl kullandıkları fazlasıyla konuşulacak.
Ama biz bugün Ayşe Barım konusunda başka bir konuyu konuşacağız.
Sene 2013 Aylardan Mayıs.
Ayşe Barım ismi ilk o zaman gündemime girdi, arşivimdeki ısrarlı aramalarıma rağmen o günkü paylaşımlarıma ulaşamadım büyük ihtimalle yazdıklarım sessiz sedasız silinmiş. Ayşe Barım hakkında 2019’da yazdıklarımın da bir kısmı yok.
Birkaç gündür şu ifade karşıma çıkıyor “Doğalgazı Sudan Ucuz Hale Getiren Adam Berat Albayrak” gelin bu konuya beraber bakalım.
Doğalgaz sudan ucuz mu?
Bu konunun Berat Albayrak ile ilgisi var mı? 
Doğal Gazı Sudan Ucuz Hale Getiren Adam: Berat Albayrak
Türkiye, ABD ve AB’nin agresif politikalarına rağmen 2017’den bu yana “milli enerji politikası” yürütüyor.
“Doğal gaz ve petrol ithal etmeyen bir Türkiye” için o gün atılan tohumlar bugün enerjide sevindiren haberler duymamızı sağlıyor.
Türkiye bugün, yenilenebilir enerjide dünyada 11’inci ve Avrupa’da 5’inci sıraya yükseldi.
Ekim 2024 itibariyle de Avrupa'da arama faaliyetlerinin yoğun olduğu ülkelerdeki sondaj yapan aktif kule sayıları sıralamasında 45 kule ile ikinci sıraya yerleşti.
Bu sayının ne anlama geldiğini size şöyle anlatayım. Bu kulelerden mesela Birleşik Krallık'ta 8, İtalya’da 4, Almanya'da 3, Fransa’da 2, Hollanda’da ise sadece 1 tane bulunuyor.
Bu ve benzeri rekorların arka planında elbette inanılmaz bir emek ve vizyon yatıyor.
Gelin size Türkiye’de neredeyse her eve giren doğal gazın keşif sürecini, daha doğrusu Türkiye’nin bağımsız enerji politikalarının nasıl ve kimler sayesinde meyve verdiğini anlatayım.