Thread by @yazparov

BİR PETROL ŞİRKETİNDEN ÇOK ÇOK ÖTESİ:"SOCAR"-BÖLÜM/2
1-Evet sevgili dostlar birkaç gün önce SOCAR flood serimizin ilk bölümünü yayınlamış ve serimizin devam edeceğini sizlere duyurmuştuk...

2-İşte bugün sizlerle SOCAR flood serimizin 2.bölümünde birlikte olacağız... Hatırlayacağınız üzere bir petrol şirketinden çok çok öte öneme sahip olduğunu flood serimizin başlığı ile de belirttiğimiz SOCAR'ı anlatmaya başladığımız serimizin ilk bölümünde +++

3-+++ Azerbaycan'da 1990'ların başındaki siyasi çekişmeleri ve dengeleri de sizler ile paylaşmıştık...

4-Serimizin ikinci bölümünde SOCAR ve Türkiye ayağına geçmeden önce ise atlayamayacağımız bir konu var ki o da 1995 yılında Azerbaycan'da yaşanan ve başarısız olan darbe girişimi...

5-Zira bu darbe girişiminin merkezinde de petrol var ve bu darbe girişimi Azerbaycan adına ciddi bir "kırılma noktası"... Peşrev kısmını daha fazla uzatmadan serimizin 2.bölümüne geçelim isterseniz.Evet sizler hazırsanız biz de hazırız.İşte başlıyoruz.Çayı kahveyi kapan gelsin...

6-1993 yılında Azerbaycan'da yaşanan kaos ortamını ve Aliyev'in nasıl iktidara geldiğini, Ebulfez Elçibey'in nasıl devrildiğini serimizin ilk bölümünde sizlere aktarmıştık...

7-Ebulfez Elçibey ile Haydar Aliyev arasında çok keskin bir siyasal hat ayrımı bulunmaktaydı...

8-SSCB'nin bağımsızlığı sonrasında bağımsızlığını yeni ilan etmiş olan Azerbaycan'da küresel petrol devleri adeta bu petrol denizi üzerine çöreklenebilmenin hesaplarını yaparken Elçibey,Azeri petrollerinin milli kalabilmesi için direnmekteydi.

9-Öte yandan herkesin SSCB yıkılmadan önce Komünist Parti'nin 2 numarası haline gelmesinden ötürü "Rus yanlısı" olarak tanıdığı kurt siyasetçi Haydar Aliyev 1987 yılı itibariyle istifa ederek Komünist Parti ile köprüleri çoktan atmıştı.

10-Haydar Aliyev SSCB'nin dağıldığını görüyordu... Kurt politikacı bölgede bundan sonra ABD nüfuzunun hızla artacağını da çoktan görmüştü ve Ermeni lobisi üzerinden ABD ile"derin" bir ilişki kurmuştu bile...

11-Aliyev 1990'ların başında Nahçıvan Yüksek Konseyi Başkanı sıfatı ile Nahçıvan'daki özerk bölgeyi yönetmekteydi.

12-Bu dönemlerde Ebulfez Elçibey, yabancı öğretmen çalıştırdıkları ve İngilizce eğitim verdikleri gerekçesi ile o zamanki adı ile Gülen okullarının Azerbaycan'da açılmasına müsaade etmiyordu...

13-Ama ne "enteresandır" ki Haydar Aliyev yönetimindeki Nahçıvan Gülen Hareketi'nin bölgedeki en önemli üssü haline çoktan gelmişti bile...

14-Yine "tesadüf" olsa gerek,ülke Ebulfez Elçibey sonrasında Aliyev'in başa geçmesi esnasında adeta ikiye bölünürken Azerbaycan'da her evin kapısına ÜCRETSİZ bırakılan ZAMAN Gazetesi adeta Haydar Aliyev'in "Propaganda Makinesi" gibi işliyordu...

15-Haydar Aliyev'in iktidarını sağlamlaştırır sağlamlaştırmaz yaptığı iki önemli icraat oldu... Bunlardan birincisi Elçibey döneminde yapılan ve Azeri petrolünün milli kalmasını sağlayacak tüm anlaşmalar iptal edilerek küresel devler ile pazarlıklar başladı...

16-İkinci önemli icraat ise tüm Azerbaycan'da o zamanki adıyla "Gülen Okullarına" izin verildi ve önemli destekler sağlandı...

17-Dedik ya Aliyev ile Elçibey arasında ciddi bir "Siyasal Hat" ayrımı vardı... Elçibey Türkiye-Azerbaycan-KKTC birleşmesini yakın çevresine savunan ve bu fikrini önemli,kritik platformlarda dile getiren bir liderdi.

18-İşte bunun tam karşısında, ABD ile "Derin" ilişkiler kuran,iktidarını da perçinleyen Aliyev bir yandan da Azerbaycan'daki Türkçü muhalifleri tasfiyeye başlayacaktı...

19-Tüm bunlar yaşanırken takvim yaprakları 1995'i gösterdiğinde Türkiye'de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,Başbakan ise DYP lideri Tansu Çiller'di...

20-Bakü 1995 yılının ilk baharına girdiği Mart ayını çok ama çok "sıcak" geçirecekti... Şubat ayının sonunda devrik Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey'in görüşme trafiği giderek yoğunlaşıyordu... Bu görüşmelerin daimi konuğu ise Ferman Demirkol isimli bir Türk'tü...

21-Ferman Demirkol kimdi peki? Kendisi bir TİKA görevlisiydi... Ebulfez Elçibey ile konuştukları ve günlerce ince ince planlamasını yaptıkları konu ise Haydar Aliyev'in devrileceği ve iktidarın başında Elçibey'in olduğu Türkiye yanlısı muhalif kanada verileceği bir darbeydi...

22-Kutlu Savaş'ın Susurluk Skandalı sonrasında hazırladığı meşhur SUSURLUK RAPORU'nda bakın hangi ifadeler yer almakta:

23- "Bu notun tetkikinden görüleceği üzere ve özetle darbe Azerbaycan'ın karışıklığından kaynaklanmış, Ayvaz Gökdemir'in zımni desteği sağlanarak Acar Okan, Kamil Yüceoral'ın Türkiye'den katkısıyla Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Ayaz Muttalibov, eski Başbakan Suret Hüseyinov ve ++

24- +++OMON birlikleri kumandanı Ruşen Cevadov ve Elçibey'in iştirakiyle yapılacak ihtilal, Azerbaycan'daki Türk görevlilerinden TİKA görevlisi Ferman Demirkol'un ve Din Hizmetleri Müşaviri Abdülkadir Sezgin'in ihmali, kusuru veya tertibi ile oluşmuştur."

24-

25- NOT:Bu ifadelerde bir MİT üst düzey görevlisinin de ismi geçmekle beraber ben bunu yayınlamayı uygun bulmuyorum...

26-Yine Kutlu Savaş'ın raporundan devam edelim:
"Sayın Başbakan'a tarafımızdan açıklama yapılmış ve kısaca; hazırlanan darbede Türk tarafının da yer aldığını, Cevadov ve taraftarlarının Türkiye'den destek gördüğünü, MİT'in yanısıra Emniyet'in de devrede olduğunu,

27-Özel Harekat mensuplarının Azerbaycan'ın muhtelif bölgelerinde gruplara eğitim verdiğini, patlayıcı ve silah taşıdıklarını, Ferman Demirkol'un muhtelif toplantılarda Rus Büyükelçisi ile tartıştığını, Bakü'den yola çıkıp Elçibey'le görüşmeye gittiğini,

28-+++yoldaki güvenlik tedbirlerinin sıklığını rapor ettiğini, ancak kendisinin engellenmemesini dikkate alacak basireti gösteremediğini, Elçibey'le yeni yönetimde görev alacak kişileri tartışıp bir liste oluşturduğunu, +++

29-+++kendisinin de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağını, kendilerine göre her şeyi belirlediklerini, fakat darbe tarihi yaklaştığında vaziyetin vehametini farkettiklerini ve Cumhurbaşkanımızı devreye sokup, sözde Aliyev'i ikaz edip işin içinden sıyrılmaya çalıştıklarını,

30-+++gerçekte ise Aliyev'in her şeyin farkında olduğunu, Cevadov'un çok yakınındakilerin KGB'nin eski mensupları ve Aliyev'in adamı olduğu, olayların Aliyev'in izni ve bilgisi ile kendi lehine olacak şekilde yönlendirilmiş bulunduğunu,+++

31-+++ MİT ve Türkiye açısından acı bir komedi biçiminde cereyan ettiğini açıklamamız üzerine Sayın Sönmez Köksal, sadece komedi ifadesine itirazda bulunmuştu."

32- Görüldüğü üzere Türkiye'de 1995'de devletin "Şahin ve proaktif" bir kanadı gayet planlı programlı biçimde ülkenin Başbakanı'nı da ikna ederek Azerbaycan'a kendimizin gayet alışkın olduğu "Darbe" ihracında bulunmaya çalışmıştı...

33-Ama burada kendisi de ABD ile çok sıkı ilişkiler içerisinde olan Demirel devreye giriyor ve Kopenhag'da bir zirvede birlikte oldukları esnada kendisinin MİT tarafından bilgilendirilmesi sonrası Aliyev'e Kopenhag'da durumu bildiriyordu...

34-Ve Aliyev derhal Azerbaycan'a dönerek bu darbe girişimini bastırıyor,darbe girişiminin askeri kanadının başında gözüken isim olan Ruşen Cavidov dahil 400 darbeci OMON mensubunu kamplarına yapılan baskın ile öldürüyordu.

35-ABD SSCB'nin yıkılması ile bölgede kontrolü bırakmaya, hele hele Türkiye ile "birleşmek" gibi son derece "sakıncalı" fikirlere sahip Elçibey gibi bir isme bırakmaya hiç niyetli değildi.Bu darbenin bastırılması ile Aliyev gerçek anlamda Azerbaycan'ın "Mutlak" ve tek hakimi oldu

36-Aliyev,Türkçü muhalifleri bazı Batılı siyasi analizlerin "Gaddar Kararlılık" adını verdikleri politikaları ile tamamen tasfiye etti...

37-Bu darbeyi planlayıp,Cumhurbaşkanı Yardımcılığı için pazarlık yapan Ferman Demirkol'a ne mi oldu? Hiç bir şey! Demirel'in özel ricası ile Aliyev'in elinden alınıp Türkiye'ye getirildi hatta İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Anayasa Hukuku dersleri vermeye başladı!

38-Şimdi tabii 1995'te Azerbaycan'da yaşanan bu "Başarısız" darbe Azeri petrollerinin kimin hakimiyeti altına gireceği konusunda kesin bir sonuç doğurdu ama bu konu ile ilgili sizlerin de bize zaman zaman sorduğunuz önemli bir soru hala tartışılmaya devam ediyor...

39-O konu da Kaşif Kozinoğlu'nun 1995 yılındaki başarısız askeri darbe ile ilgisi olup olmadığı konusu ki rahmetli Kozinoğlu Ergenekon Davası sürecinde bu konu ile ilgili suçlamalara maruz kalmıştı...

40-İsterseniz bu noktada rahmetli Kozinoğlu'nun savunmasında verdiği ifadelere bakalım,o ifadeleri hatırlayalım:
"...Diğer taraftan hakkımda ileri sürülen asılsız iddialardan biri de “Azerbaycan Darbesinin örgütleyicilerinden olduğum”dur. Bu da külliyen yalandır. +++

41-+++Benim mesleğimde hangi gün nereye gidip veya gönderilip; oradan hangi gün nasıl ve ne sebeple ayrıldığım teşkilatımda kayıt altındadır. +++

42-+++Basit bir araştırma yapılsa idi, benim Azerbaycan’a 1991 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri Özel Kuvvetler Komutanlığı tarafından görevli eğitmen olarak gönderildiğim ve aynı yıl yani darbeden yıllar önce Türkiye’ye geri döndüğüm saptanır, +++

43-+++Azerbaycan darbesi sırasında ve öncesinde orada olmadığım cihetle bu iddialara iddianamede yer verilmezdi. Ben o tarihlerde TSK Özel Kuvvetler Komutanlığı Özel Harp Dairesi tarafından görevlendirilmiş subay eğitmen olarak Nahçivan’da bulunmaktaydım.

44-+++Kaldı ki bugün de Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevli birlikleri Azerbaycan’da eğitim vermektedir. Bunun neresi suçtur? Bunun yanında ben 34 yıllık mesleki kariyerimde Çeçenistan’a, Çin-Uygur Bölgesine ve Rusya’ya hiç gitmedim ve gönderilmedim. +++

45-+++Ben meslek hayatım boyunca yalnızca Azerbaycan, Arnavutluk, Nahçivan ve Afganistan-Pakistan bölgesinde görev yaptım. Bu hususların Genel Kurmay Başkanlığı’ndan sorularak öğrenilmesi mümkünken bu husus da araştırılmamıştır"

46-Kozinoğlu ifadelerinde açıkça 1991 yılında Azerbaycan'da görevli olarak bulunduğunu ve aynı yıl Türkiye'ye döndüğünü ifade etmekte...

47-Şimdi sizlerle 1993 yılının Mayıs ayına gideceğiz... Bir askeri havaalanından -ismi bizde mevcut-havalanan uçak 137 subay ve astsubayı Azerbaycan-Bakü'ye götürmek üzere havalanır...

48- Bu ekibin hepsi Genelkurmay'ın "en seçkin" isimlerinden oluşmaktadır...Görev gizlidir,çıkışları hiç bir kayıtta gözükmez... Bu ekip Bakü'ye gittikten sonra görev resmiyet kazanır.Ekibin görev tanımı ise "Eğitim ve Teşkilatlanma" olarak yapılır...Henüz Elçibey devrilmemiştir.

49-Türkiye Cumhuriyeti,yeni bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan'a elini uzatmıştır ve Azeri ordusunun kuruluş çalşışmalarını işte bu 137 kişilik subay ve astsubay "seçkin" ekip yapmaktadır.Ekip tüm Azerbaycan'a dağılırken 13 isim Bakü'de kalır...

50-Hatta bu ekip görev resmileşinceye kadar ilk gittiklerinde Azerbaycan ordusu üniforması giyer...Orada bulunan askeri ateşeye bağlı olarak görev yaparlar...

51-İşte bu seçkin ekibi 1993 yılının Mayıs ayında Bakü'de karşılayan ve ilk "oryantasyonunu" yapan isim Kaşif Kozinoğlu'dur...Yani Kozinoğlu "1991 yılında görevliydim ve aynı yıl geri döndüm" dediği Azerbaycan'da 1993 yılının Mayıs ayında bulunmaktadır...

52-Kozinoğlu görev teslimi yaparak 1993 yılı Ağustos ayında Türkiye'ye döner... 1993 Ağustos ayı aynı zamanda Haydar Aliyev'in Azerbaycan'da iktidara geldiği zaman dilimi olması açısından enteresandır...

53-Bu verdiğim bilgiler de öyle duyum,açık kaynak tarama,analiz falan değil üst düzey bir yetkiliden tarafımca teyit ettirilmiş" BİLGİ" dir...

54-Kozinoğlu 1993 sonrası 1995 yılında yeniden Azerbaycan'a gitti mi orası meçhul zaten kendisi de Azerbaycan'da yaşanan darbe girişimi esnasında orada olduğunu da, darbe girişimi ile ilgili iddiaları da kesin ve net bir dille yalanlıyor...

55-Ama ısrarla 1993 yılında Azerbaycan'da olduğunu söylemeyişi,1991 yılında Azerbaycan'a gidip aynı yıl geri döndüğünü söylemesi de enteresan.Büyük ihtimalle Kozinoğlu o ağır suçlamalar ve kumpaslar altında dahi önemli bir devlet bilgisini kendisini feda ederek saklıyordu.

56-Azerbaycan'da odağında petrol paylaşım hesaplarının ve nüfuz mücadelesinin olduğu bu başarısız darbe girişiminin aylar öncesinde ise çok önemli bir gelişme yaşanmış ve Haydar Aliyev SOCAR'ın 2 numarası olarak çok tanıdık bir ismi atamıştı: İlham Aliyev

57-Ve flood serimizin ilk bölümünün sonuna gelirken dediğimiz bir "Masa" vardı ve "Masa" Türkiye'de kurulurken büyük bir güç savaşı yaşanacaktı...

58-Şimdi sizlerle filmi biraz geriye saracağız...
Takvim yaprakları 2007’yi göstermekteydi… Sıcak bir Temmuz gününde Türkiye’nin son yıllardaki en önemli ve en büyük özelleştirmesi için ihale başladığında heyecan da doruğa çıkmıştı…

59-İhaleye 2 grup katılıyordu. Bunlardan birincisi Rus-Kazak ortaklığı olan Trans Central Asia Ortak Girişim Grubuydu.

60-PETKİM’in %51’i için teklif veren diğer konsorsiyum ise SOCAR-TURCAS-INJAR Ortak Girişim Grubuydu.
İhale kıran kırana geçmiş ve tam 10 tur devam etmişti…

61-10. turun sonunda teklifini 2 milyar 40 milyon dolara yükselten Rus-Kazak ortak girişim grubu olan Trans Central Asia Ortak Girişim Grubu olmuştu.

62-Trans Central Asia Ortak Giriğşim Grubu’nun bu ihaleyi kazanması demek ABD’nin yıllardır SOCAR üzerinden ilmek ilmek ördüğü ve kurulan büyük “Masalar” için hazırladığı planın da sıkıntıya girmesi demekti ve +++

63-+++ Türkiye pazarında çok stratejik bir “kalenin” Rusya eline geçmesi anlamına gelmekteydi.
Peki Rusya ile Trans Central Asia Ortak Girişim Grubu arasındaki bağ sadece bir “nüfus kağıdı” bağlılığından ibaret miydi yoksa daha mı ötesiydi?

64-İşte bu sorunun cevabını verebilmek için Trans Central Asia Ortak Girişim Grubu’na daha yakından bakmamız gerekmekte…

65-Bu girişim grubunun en önemli hissedarı konumundaki şirket Troyka Dialog’du…

66-Ve Troyka Dialog isimli şirketin sahibi ise Ermeni asıllı Rus iş adamı Ruben Vardanyan’dı…

67-İhale Ruben Vardanyan’ın “Ermeni Diasporası ile ilişki içerisinde olduğu” gerekçesi ile Rus-Kazak ortaklığı olan Trans Central Asia Ortak Grubu’na verilmeyip, PETKİM için SOCAR-TURCAS-INJAR Ortak Girişim Grubu ile el sıkışıldı.

68-Oysa “Ermeni Diasporası ile ilişki” tam anlamı ile milliyetçi duygulara hitap ederek iptalin sorgulanmasının önüne geçilmesi amacı ile tasarlanmış bir algı operasyonuydu.
Zira Ruben Vardaryan Rusya devleti ve Rusya finans sistemi için hiç de sıradan bir isim değildi…

69-Vardaryan 1991 yılında ABD’li yatırımcı Peter Derby tarafından kurulan Troyka Dialog şirketine yönetici olarak girdikten kısa bir süre sonra şirketin çoğunluk hisselerine sahip olmuştu…

70-Takvim yaprakları 11 Mart 2011 tarihini gösterdiğinde Rusya’nın en büyük,Avrupa’nın 3. Büyük bankası olan SBERBANK,Ruben Vardanyan’ın sahibi olduğu Troyka Dialog şirketinin tamamını satın aldı.

71-Ve SBERBANK-TROYKA DİALOG birleşmesi ile birlikte SBERBANK’a bağlı, yeni ve küresel bir dev şirket daha ortaya çıktı:SBERBANK CIB

72-Kurumsal satın almalara –şirket satınalmaları- odaklanan- Damat Berat Bey’in tabiri ile “Burası çok önemli”- bu yeni firmanın başına ise tabii ki Ruben Vardanyan getirildi.

73-SBERBANK’ın en önemli özelliği neydi peki? Bu banka bir özel banka gibi gözükse de banka hisselerinin %51’i bizzat Rusya Merkez Bankası’na ait olması.
Yani SBERBANK aslında bizatihi Rus Devletinin bankası…

74-Ve işte o SBERBANKK, Troyka Dialog’u satın alıp, birleşme sonrasında ortaya çıkan ve başında Ruben Vardanyan’ın olduğu SBERBANK CIB’ın de büyük katkıları ile +++

75-+++2012 yılının Haziran ayında daha önce Dexia Grubu’na satılmış olan Denizbank’ı alarak Türkiye pazarına elini kolunu sallaya sallaya girdi.

76-Ve kimse de “Hayır efendim sizin ortaklarınızdan Ruben Vardanyan Ermeni diasporası ile ilişkili biz bu satınalma işlemine onay vermeyiz” demedi…

77-Oysa ki aynı Vardanyan PETKİM’i almak istediğinde bir bardak suda fırtına koparılarak “Ermeni diasporası” bahanesi ile milyar dolarlık ihale iptal edilivermişti…

78-Kim bilir belki de SBERBANK’ın Denizbank’ı satın alırken hiçbir engelle karşılaşmayışı PETKİM ihalesindeki “iptalin” diyeti olmuştu.

79-Sanırız kurulan masanın önemini ve bu masayı kuranların işlerini kesinlikle şansa bırakmayışlarını çok daha net biçimde anlatabildik…
SOCAR’ın Türkiye’ye girişi sadece ABD için değil başkaları için de çok büyük önem taşımaktaydı…

80-Şimdi sizler ile 23 Ocak 2020 tarihine gidiyoruz…

81-Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Ali Haydar Hakverdi @ahhakverdi bir soru önergesi veriyor…Ali Haydar Hakverdi o soru önergesinde bakalım neler soruyor aynen aktarıyoruz:

82-"2013 yılı Ocak ayında akaryakıt dağıtım lisansı alan SOCAR enerji şirketi Türkiye’ye 18 milyar dolar yatırım yapacağını duyurmuş daha sonra ise bu rakamı 19,5 milyar dolar olarak revize etmişti. Şirket bu rakamın büyük kısmını gerçekleştirdiğini duyurdu.

83-Azerbaycan’ın enerji kaynaklarını dünya pazarına ulaştırmakta kardeş ülke Türkiye’den beklediği desteği gören şirket Petkim, Star Rafineri ve TANAP (Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi) gibi birçok projeyi hayata geçirdi.

84-Elektrik, Akaryakıt ve Doğal Gaz alanlarında birçok ürünü ülkemize de satmaktadır. SOCAR sadece yatırım yapmakla kalmayıp Türkiye’de birçok iş insanı ve şirketle de ortak işler yapmaktadır.

85-Bu çerçevede;
1- SOCAR şirketinin ülkemize yaptığı yatırımların toplam tutarı ne kadardır?
2- Şirketin Aliağa’da yaptığı Star Rafineri için uygulanan stratejik yatırım teşvikinin şartları nelerdir? Daha önce böyle bir teşvik alan olmuş mudur?

86- 3-SOCAR şirketine Star Rafineri’yi yapması için uygulanan Stratejik yatırım teşviki; Gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, Vergi indirimi, Sigorta primi işveren hissesi desteği, +++

87-+++Yatırım yeri tahsisi, Faiz desteği , KDV iadesi gibi destek unsurları barındırmakta olduğuna göre;bu şirkete uygulanan stratejik teşvikin piyasa değeri ne kadardır? Şirket bu teşvikle toplamda ne kadar avantaj sağlamıştır?

88-+++4-Türkiye, SOCAR ya da ortaklığı olan şirketlerden hangi kalem enerjileri satın almaktadır? Miktar ve fiyat bazında ülkemizin bu enerji kalemleri için ödediği toplam tutar son 3 yılda ne kadardır? Yıllara göre dağılım nedir?

89-+++5-SOCAR Şirketinin ülkemize sattığı Elektrik, Doğalgaz ve Akaryakıt son üç yılda ne kadar gerçekleşmiştir? Toplam tutar nedir? Yıllara göre dağılım nasıl gerçekleşmiştir?

90-+++6-Günümüz itibarı ile SOCAR’dan alınan doğal gazın metreküpü ülkemizde kaç liradan satılmaktadır? Kaç liraya alınmaktadır? Aynı gaz kardeş Azerbaycan halkına kaç liradan satılmaktadır?

91-7-SOCAR Türkiye’ye yatırım yapmaya başladığı günden beri ülkemizde hangi şirketlerle ortak işler yapmıştır? Bilal Erdoğan, Mustafa Erdoğan ve Ziya İlgen’in sahip oldukları BMZ gruba ait filodan kaç gemi kaç lira tutarla SOCAR tarafından alınmıştır? +++

92-+++Bu gemiler Malta’ya kayıtlı Malta bayrağı taşıyan gemiler midir?

93-+++8- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın arkadaşı giyim sektöründe faaliyet gösteren Remzi Gür, SOCAR ile birlikte iş yapmakta mıdır? Bu alanda şirket ya da şirketler kurmuş mudur? Remzi Gür daha önce hiç enerji sektöründe faaliyette bulunmuş mudur?

94-+++9- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi ya da akrabalarının SOCAR şirketi ile doğrudan ya da dolaylı ortaklığı var mıdır?

95-Peki normalde yasal olarak bir milletvekilinin soru önergesine cevap verilmek zorunda,CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi'nin bu sorularına cevap verildi mi dersiniz?

96-Flood öncesi kendisi ile konuştuğumuz Ali Haydar Hakverdi @ahhakverdi en ufak bir cevap verilmediğini belirtti.

97-Üstelik yine aynı konuda çok ciddi iddiaları CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndaki bir basın toplantısı ile dile getiren CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu'nun @aykuterdogdu iddiaları karşısında da +++

98-+++tabiri yerindeyse her şeye cevap veren AKP üst yönetimi adeta "Dut yemiş" bülbüle dönerek,duymazdan gelmiş ve iddialara cevap vermemişlerdi....

99-Peki bu milletvekilleri bu iddiaları durup dururken mi dile getiriyorlardı? Ya da bir başka deyişle bu iddialara cevap verilmeyişi/verilemeyişi boşuna myıdı. ?

100-Hiç bir şey "Boşuna" değildi...Ve hikaye 2005 yılında başlıyordu aslında...Mekanın kimi zaman Panama,kimi zaman Malta,kimi zaman ise Virgin Adaları olduğu bu hikayenin oyuncuları da oldukça tanıdık isimlerdi...

101-İşte o hikayeyi sizlere flood serimizin 3. bölümünde anlatmaya başlayacağız...

102-Floodumuzun Kutlu Savaş'ın Azerbaycan Darbesi ile ilgil Susurluk Raporu'nun ilgili bölümü konusunda Milliyet Gazetesi'nin 19.02.1998 tarihli İŞTE BAKÜ DARBESİ haberini kaynak olarak kullandığımızı da belirtelim unutmadan...

103-Evet bugün flood serimizin 2. bölümünün sonuna gelirken bu saate kadar bizi okuyan yahut daha sonra okuyacak tüm dostlara bin selam olsun diyor ve floodumuzu klasikleştiği şekli ile bitiriyoruz"Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk yapsın"...