Grigory Sivkov Profile picture
Apr 5, 2020 60 tweets 13 min read Read on X
Uzun yıllardır #ABD ve #NATO'nun, kendisine yönelik esas tehdit olarak gördüğü #Rusya'nın yanına #Çin de eklenmiş durumda. Bu iki ülke hem #Amerika hem de Avrupa Birliği üyesi başat ülkeler tarafından tehdit olarak tanımlanıyor. Son NATO zirvesinde de bu teyit edilmişti. Image
Putin, tüm stratejisini rusya’nın yeniden bir küresel güç olması üzerine bina etmişti. Tüm konuşmalarında “büyük güç”, “büyük #Rusya” söylemlerini kullanıyordu. Bir yandan küresel bir aktör olmaya çalışan Putin, öte yandan Avrasyacılık stratejisine uygun adımları atıyordu. Image
Söylem olarak Avrasyacılık kavramını kullanmasa da, o her zaman #Rusya’nın Avrasya’da başat güç olması gerektiğine inanageldi. Bu doğrultuda ilk olarak Bağımsız Devlet Topluluğu'nun eski üyeleriyle yakın ilişkiler geliştiren Putin
bu ülkelerle ilk elden Avrasya Ekonomik İşbirliği Bölgesi’ni kurdu ardından da Kolektif Güvenlik Paktı’nı kurdu. Ancak Putin, Avrasya’daki amaçlarına ulaşabilmek ve batı karşısında daha güçlü bir ele sahip olabilmek için bölgedeki başlıca aktörlerden #Çin ve #Hindistan ile Image
yakın ilişki kurması gerektiğini biliyordu. Bunun sağlamak için de bir dizi adımlar attı ve büyük oranda başarılı da oldu. Ekonomik, siyasal ve askeri olarak ilerleme sürecine giren #Rusya, böylece dünya siyasal güçler arenasında da kendisine yeniden yer açmayı başardı.
Putin’le girilen bu süreç, aynı zamanda #Rusya-#Çin ilişkilerinin de, Mao ve Stalin dönemi sonrası en üst seviyeye taşındığı dönem oldu. İki ülke, 2001’de “Dostluk Anlaşması” imzalamayı kararlaştırırken; enerji, ekonomi, güvenlik ve siyaset alanlarında ilişkilerini geliştirdi. Image
#Rusya’da putin’in dönüşümlü olarak başkanlığı devrettiği/devraldığı Medvedev döneminde de bu adımlar hız kazanarak devam etti. #ABD ve #NATO ittifakının, Rusya’nın yeniden etkin bir aktör olma çabasına karşılık, Rusya’ya komşu ülkelerde etkinliğini arttırma girişimi Image
ve #Rusya’nın karşı hamleleri; #Çin-Rusya yakınlaşmasını daha da zorunlu hale getirdi. Zira bu durum sadece Rusya için değil ama aynı zamanda Çin için de bölgesinde giderek artan bir ABD hegemonyası anlamına geliyordu. Image
Kafkasya ve Orta Asya cumhuriyetlerinin içinde bulunduğu SSCB’nin eski topraklarını ekonomi ve güvenlik açısından “yaşamsal çıkar alanı” kabul den #Rusya; #ABD egemenliğindeki #NATO’nun bu bölgeye müdahalesini varlığına yönelik bir tehdit olarak görmüştür. Image
Bu tehdidi durdurma saikiyle adım atan #Rusya, 21 mart 2014’te Kırım’ı işgal etmiştir. Bu yeni durum, #ABD ve #AB tarafından siyasi ve ekonomik yaptırımlara maruz kalmasına ve yalnızlaştırılmasına neden olmuştu. Bu da Rusya'yı #Çin’e daha çok yakınlaştırmıştır. Image
#Çin de, #ABD ve #NATO güçlerinin giderek Asya etrafında bir kuşatma alanı oluşturma girişimlerine karşılık #Rusya’nın bu hamlesini, Çin için de bir ön savunma hattı olarak kabul etmiş ve desteklemiştir. Ancak Rusya’nın Kırım’da referandum seçeneğini masaya koymasından ötürü Çin
bu desteğini sessizce gözden uzak olarak yürütmüştür. Zira #Çin’in de sorunlu bölgeleri olan Uygur bölgesi, Tayvan gibi noktalarda referandum yapılması halinde bağımsızlık kararının çıkması kuvvetle muhtemeldir. bu nedenle çin, referandum konusunda sessiz kalmayı tercih etmiştir. Image
Dünyanın en kalabalık nüfusuna ve ikinci büyük ekonomisine sahip ülkesi olarak #Çin; enerji ve hammadde bakımından büyük oranda dışarıya bağımlıdır. Öyle ki Çin, dünyanın ikinci büyük petrol ithalatçısı konumundadır ve 2010'un sonuna kadar petrol ihtiyacının önemli bir kısmını Image
#İran, #Irak, #SuudiArabistan ve #Libya gibi orta doğu ülkelerinden karşılamış ve İran’ın en büyük petrol alıcısı olmuştur. Image
#ABD’nin, uluslararası güç dengelerini kendi kontrolünde tutmak adına Asya-Pasifik bölgesine yoğunlaşması, Arap Baharı'yla beraber GOP çerçevesinde #Suriye’de rejim değişikliği istemesi ve #İran üzerindeki baskısını artırması, #Çin’in bu bölgelerdeki nüfuzunu Image
enerji güvenliğini ve ekonomik alandaki çıkarlarını tehdit etmektedir. #Çin’in #Afrika’daki diğer önemli enerji kaynakları durumundaki Suudi Arabistan ve Angola ise hali hazırda tamamen #ABD kontrolünde bulunmakta olduklarından, Çin açısından “riskli” enerji tedarikçileridir.
Bu durum, #Çin’i; #ABD’ye karşı Asya-Pasifik bölgesinde ve Ortadoğu’da #Rusya ile iş birliğine itmekte ve dünyanın önde gelen enerji üreticisi #Rusya’ya bağımlılığını sürdürmektedir. Aynı durumu, doğalgazın %45’ini, petrolün %20’sini Rusya’dan alan AB için de söylemek mümkün. Image
Elbette madalyonun diğer yüzüne bakıldığında, #Rusya da bu ülkelere yaptığı enerji satışından elde ettiği gelir ile ekonomisini güçlendirebilmekte olduğundan, o da bu partnerlere bağımlı durumdadır, en azından şu an için.
Bugüne değin, ucuz para birimi ve ucuz iş gücü sayesinde üretim maliyetlerini oldukça düşük tutmayı başaran #Çin; #ABD ve #AB'ye karşı ciddi anlamda ticaret fazlası vermekte, bu ülkelerin ihraç ürünlerinin küresel piyasalarda Çin ürünlerine karşı rekabet gücünü azaltmaktadır. Image
ticaret açıklarını kapatabilmek için, #ABD ve #AB ülkeleri, #Çin para biriminin değerinin yükseltilmesi için baskı yaptıysa da başarılı olamadı. Bu nedenle ABD, ticari yaptırımlar uygulama yoluna gitmiştir. ABD-Çin ticaret savaşının vuku bulması da buradan ileri gelmiştir. Image
Bu durum zaten 2008 yılındaki ekonomik daralmadan sonra alternatif pazar arayışlarını hızlandırmış olan #Çin’i, #Rusya ile daha güçlü ekonomik partnerliğe taşımıştır. Bu iki ülke; nanoteknoloji, uzay araştırmaları, biyoteknoloji ve IT alanlarındaki işbirliklerini güçlendirmiştir. Image
ve yatırımların artırılacağını söylemektedir. Buna karşın #ABD dolarının küresel para birimi olmasından ötürü, bu durum #Rusya ve de #Çin için ciddi bir ekonomik tehdit riski oluşturmaktadır.
Dolarının üstünlüğüne son verebilmek amacıyla #Çin ve #Rusya, VTB Bank’ı ve Bank of China’yı devreye sokmuşlardır. 9 kasım 2014 tarihinde Pekin’de bir araya gelen iki ülkenin devlet başkanları, yen’in ikili ticarette kullanılmasında görüş birliğine varmışlardır. Image
2013 yılında yapılan 73,98 trilyon dolar değerindeki dünya mal ve hizmet üretiminin %14,86’ını (11,252 trilyon dolar) gerçekleştiren Pekin ve Moskova, yen ve rubleyi, küresel anlamda, dolar ya da avro karşısında rağbet gören bir para birimine evirebilirler mi göreceğiz. Image
#Çin, #ABD ve #AB’den sağladığı ticari çıkarları riske etme potansiyeli taşıyabilecek #Rusya ile her türlü işbirliğine temkinli yaklaşmaktadır. Ekonomik açıdan Çin’in partneri, rakibi ABD ve AB’dir. sahip olduğu ekonomik güç kapasitesi açısından Rusya’nın ABD ve AB gibi küresel Image
ekonomik güçler arasındaki payı küçüktür. #ABD’nin hegemonyal güç iddiası iki aktör arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesinde etkili olmaktadır.
2010'da #Rusya’yı dışlayarak #Çin’e G2 konsepti çerçevesinde küresel politikanın yapısını ve yönünü beraber belirlemeyi teklif eden #ABD, bu teklifi reddeden Çin’e karşı şu anda hücuma dayalı bir politika izlemekte, çasya-pasifik bölgesindeki etkisini arttırmaktadır. Image
Dönemin #ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ABD’nin yeni dış politikasını kısaca şöyle özetlemişti; “Asya-Pasifik bölgesi küresel politikanın motoru olmuştur. ABD süper güç olarak kalmak istiyorsa, bu bölgeye ekonomik, siyasi, stratejik kaynaklarla, daha çok yatırım yapmalı.” Image
Zengin maden, gaz, petrol yataklarının olduğu tahmin edilen ve balıkçılık açısından da oldukça verimli olan ve #Çin'in yüzde 90’nında hak iddia ettiği Güney Çin Denizi’nde, #Japonya, #Vietnam, Güney Kore, #Filipinler gibi bölge ülkeleri de hak iddia etmektedirler
ve bölgedeki enerjilerin çıkarılması hakkı bu ülkeler arasında ciddi bir sorun teşkil etmektedir. #Çin, bu bölgede özellikle #Japonya ile, #Çin açıklarında bulunan Senkaku-Diaoyu adalarının aidiyeti üzerinden karşı karşıya gelmektedir. Image
Bir diğer bölge ülkesi #Rusya da, jeopolitik açıdan büyük öneme sahip bölgede nüfuzunu artırmak, buradaki teritoryal, ekonomik ve enerji çıkarlarını korumak ve #Japonya ile Kuril Adaları’nın paylaşımı konusunda yaşadığı anlaşmazlığı kendi çıkarları doğrultusunda çözerek istiyor. Image
#Çin ve #Rusya ile sorun yaşayan #Japonya, Güney Kore ve #Filipinler gibi bölge ülkeleri, bu alanı kendi dış politikasının merkezine oturtan #ABD ile işbirliğine giderek çıkarlarını Rusya ve Çin'e karşı korumak istemektedirler.
Bu durum ise #Rusya ve #Çin’i bölgede beraber hareket etmeye yöneltmektedir. Asya-Pasifik alanında #ABD’nin hâkimiyetine karşın, iki önemli ekonomik ve askeri güç olan BMGK daimi üyesi Çin ve Rusya'nın işbirliği bölge politikasının yönünün belirlenmesinde daha etkili olmaktadır. Image
Ortadoğubölgesi ve özellikle de #Suriye, #Irak ve #İran, #Çin ve #Rusya için çok önemli. İki ülke, #ABD'nin korsan devlet ilan ettiği, #İsrail güvenliği açısından tehlike olarak algılanan, İran ve Suriye’yi destekleyerek Ortadoğu’daki çıkarlarını korumayı hedeflemektedirler. Image
#Çin’in önemli petrol tedarikçilerinden olan #İran, #Rusya’nın ve #Çin'in İslam dünyasına ve Ortadoğu’ya açılan kapısıdır. İki ülke, bölgede nüfuzu giderek artan İran üzerinden, bölgedeki siyasi varlıklarını #ABD’ye karşı güçlendirmek istemektedir. Image
#ABD Yale Üniversitesi’nden Emma Sky’a göre; ABD’nin kuvvetlerini 2011 yılında #Irak’tan çekmesinde çok önemli rol oynayan #İran, şiilerin Irak’ta iktidara gelmeleriyle bu ülke için en etkili dış aktör konumuna gelmekle kalmamış, aynı zamanda şii İslam üzerinden etki alanını
#Irak, #Lübnan, #Yemen ve #Bahreyn’e kadar genişlemiştir. Bu durum, #İran’ın müttefikleri olan #Rusya ve #Çin’in de bölgede etkilerinin arttığı anlamına gelmektedir.
#Rusya, #İran’ın nükleer programına ve savunmasına geniş ölçekte destek vererek ciddi bir pazarı kontrol ederken, İran ise #Çin ve Rusya üzerinden #ABD’nin BM Genel Kurulu’nda kendisi aleyhine kritik kararlar çıkartmasının önüne geçebilmektedir.
#Suriye ise, gelinen durumda #Rusya’nın gemilerine, uçak filolarına, askeri personeline ve ev sahipliği yapmakta, ayrıca #Irak’la beraber #İran için bölgedeki tek müttefik konumunda bulunmaktadır. Bu yüzden bu ülke İran ve Rusya’nın bölgedeki varlığı için çok önemli bir unsurdur.
Şangay İşbirliği Örgütü'ne özel olarak değinmek istiyorum. 26 Nisan 1996 yılında #Rusya, #Çin, #Kazakistan, #Kırgızistan ve #Tacikistan tarafından karşılıklı güven ve işbirliğini amacıyla kurulan örgüt, daha sonra genişletilerek önemli bir uluslarüstü kurum haline getirilmiştir.
Örgütün giderek büyüyen gücü ve etkinliği kısa sürede sonuç getirmiş, önce 2001 yılında #Özbekistan bu oluşumdaki yerini almıştır, ardından 2005 yılında #Moğolistan, #İran, #Hindistan ve #Pakistan, 2012 yılında da #Afganistan gözlemci sıfatıyla ŞİÖ’ye dahil edilmiştir.
#Hindistan ve #Pakistan 2017 yılında örgüte tam üye olmuştur. Böylece coğrafi olarak Avrasya kıtasının %61’ine denk gelen ŞİÖ’nün, ekonomik ve siyasi etkisi hızla artmış, #NATO’nun doğuya ilerleyişini engelleyen bir örgüt olduğu yönündeki fikirler güçlenmiştir.
ŞİÖ’nün hedef ve kurulma nedenlerini temel başlıklar altında özetlemek gerekirse:
- SSCB’nin dağılmasından sonra, NATO’nun doğuya genişlemesi ve ABD’nin Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinde askeri üsler kurarak varlığını artırması.
- SSCB’nin dağılmasıyla oluşan sınır sorunları, bunların eşgüdüm çerçevesinde çözülmesi.
- Ekonomik güvenliğin ve enerji güvenliğinin sağlanması.
- üye ülkeler arasında askeri işbirliğini sağlamak ve olası dış müdahalelere karşı caydırıcılık oluşturmak.
#Rusya, bugün dünya silah ticaretinin %27’sini elinde tutmaktadır. Rusya’nın bu alandaki en önemli alıcıları #Çin, #Hindistan, #Venezüella, #İran, #Suriye, Suudi Arabistan, #Cezayir ve #Vietnam’dır. Batı’nın yaptırımları, Pekin ve Moskova’yı askeri alandaki işbirliğine itmektedir
En son, #Fransa, Ekim 2014’te, 1.2 milyar euroya satın aldığı, helikopter taşıyabilen iki “mistral-sınıfı” savaş gemisini Kırım krizi nedeniyle, #Rusya’ya teslim etmeye yanaşmamıştı. Batı dünyasının kendilerine savunma alanında uyguladıkları bu yaptırımları eleştiren Putin,
kendi savunma sanayilerini geliştirerek ve bu alanda çalışabilecekleri yeni partnerler bularak bu durumu avantaja çevirme yoluna girmiştir. Dahası #ABD ve #AB’nin bu yaptırımları, #Rusya’nın bölgedeki güç dengesini değiştirebilecek silahlarını #Çin’e vermesinde etkili olmuştur:
#Çin’e, 1,5 milyar dolar değerindeki 24 adet Su-35 savaş uçağı 2014 yılı içerisinde satılmıştır. Bununla beraber #Rusya’nın geliştirdiği S-400 hava savunma sistemleri de 2015 yılında Çin’e satılmıştır. Rusya’nın bu manevraları, kendisine ekonomik güç kazandırmasının yanında
#Çin’in #Japonya karşısında elini güçlendirerek de #ABD’nin bölge siyasetini yeni bir zorlukla karşı karşıya bırakmıştır.
Çin ve #Rusya, askeri alandaki işbirliklerini, birlikte yaptıkları bir dizi askeri tatbikatla da pekiştirmişlerdir.
Bunlardan bel ki en önemli olanı, 16-21 Mayıs 2015’te Akdeniz’de gerçekleştirdikleri tatbikattır. Zira Akdeniz, uzun yıllardır #ABD ve #NATO’nun rakipsiz at koşturduğu bir alan ve bu iki ülkenin burada yaptıkları ortak tatbikat.
Elbette #Çin ile #Rusya arasındaki ilişkide bolca pürüz de bulunmaktadır. Örneğin Rusya’nın, #Vietnam ve #Hindistan’a savaş gemileri ve denizaltılar satması buna karşın Çin’in ise #Ukrayna ile silah ticareti yapması ve ukrayna’da yatırımlarda bulunması gibi.
Yine iki ülkenin bölgedeki etkinlik çabaları birbirleriyle kesişmektedir. Öte yandan #Çin’in silahlanmaya ayırdığı her yıl artan kaynak göz önünde bulundurulduğunda, Çin, gelecekte askeri anlamda #Rusya’ya rakip olup, onun hegemonyal politikası için tehdit oluşturabilir.
Merkezi #İsveç’te bulunan SIPRI’nin Nisan 2014’te yayınladığı rapora göre; 2013 yılında küresel çapta savunmaya ayrılan kaynak 1.747 trilyon dolar civarındayken, #ABD tek başına 640 milyar dolar ayırmıştır. buna karşın #Çin 188 milyar dolar, #Rusya 87,8 milyar dolar ayırmıştır.
2004 rakamlarına göre #ABD’nin savunmaya ayırdığı bütçe %12 artarken, #Çin’in %170, #Rusya’nın ise %108 oranında artmıştır. Çin güçlü ekonomisi sayesinde savunmaya ayırdığı kaynak açısından da Rusya ile arasında asimetrik bir denge oluşturmaktadır.
#Çin’in savunmaya büyük kaynak ayırmasının nedeninin, küresel güç olmanın vazgeçilmez unsuru olan askeri güç kapasitesini artırmak olduğu söylenebilir. Bütün bu veriler ışığında bakıldığında, Çin’in bölgede askeri olarak aşırı güçlenmesi ile Rusya’nın çıkarları ile çelişmektedir.
#Çin ve #Rusya arasında geçmişten bu yana süregelen çatışmalı bir ittifak söz konusudur. Şunu açıkça belirtmek gerekir ki, tüm çatışma ve karşıtlıklara rağmen bu iki ülke de aralarındaki ilişkileri başarılı bir şekilde yürütmeyi başarmış ve güçlü bir ittifak oluşturmuştur.
Ancak bu iki ülkenin ittifakını mümkün kılan unsur, öteden beri #ABD’nin bu iki ülkeye ve bunların etkinlik alanlarına yönelik izlediği politikalar olmuştur. Bu yüzden bu birliktelik bir zorunluluktan meydana gelmiştir. Fakat gelinen durumda bünyesindeki bütün çelişkilere rağmen
#ABD’nin liderlik ettiği tek kutuplu dünyanın ve emperyal hegemonyanın karşısında denge unsuru olabilecek tek güç de yine bu iki ülkenin başını çektiği ittifak olarak durmaktadır. Elbette bu değerlendirme insan hakları, demokratik özgürlükler gibi alanlar üzerinden değil;
salt başına jeo-stratejik, ekonomik ve askeri hususlar üzerinden yapılmıştır.

Umarım keyifle okumuşsunuzdur ve faydalı olmuştur.
Okuyan arkadaşların yorumlarını bekliyorum.

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Grigory Sivkov

Grigory Sivkov Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @GrigorySivkov

Feb 25
Avrupa'da patlak veren çiftçi eylemlerinde, Ukrayna'dan vergisiz olarak yapılan tarım ürünleri ithalatı konusu çokça eleştirilmişti. Ortaya çıkan yeni bilgiler, Ukrayna'daki tarım arazilerinin %70'inin Monsanto, Blackrock ve Vanguard tarafından satın alındığına işaret ediyor.
Ukrayna yönetimi ile BlackRock, Vanguard ve JP Morgan arasında gerçekleştirilen görüşmelerde Ukrayna'nın yeniden inşaasını sağlamak üzere Ukrayna Kalkınma Fonu'nun kurulması için imzalar atılmıştı.
ABD Senatosu Azınlık Lideri Mitch McConnell vaktiyle boşuna, "Endişelenmeyin, Ukrayna'ya gönderilen yardımlar gerçekten Ukrayna'ya gitmiyor, Amerikan şirketlerine gidiyor." dememişti.
Read 6 tweets
Feb 11
Göç edenlerin gelişmiş ülkeleri seçmesi bağlamında bu söylem doğru fakat ziyadesiyle eksik. Buradaki "eksiklik" öylesine geniş bir kavram ki, içinde bulunduğumuz küresel yeniden biçimleniş tam da bu eksikliklerin üzerine bina oluyor. Gelin bu konuya girelim, sonuna kadar okuyun👇
1: Nüfus Sorunu:
Avrupa ve Kuzey Amerika'nın sosyo-ekonomik olarak gelişmiş ülkeleri büyük bir nüfus sorunu sorunu yaşıyor:
- Dünya nüfusunun %59.76'sı Asya'da
- %18.68'i Afrika'da
- %9.6'sı Avrupa'da
- %7.6'sı Kuzey Amerika'da
- %5.53'ü Güney Amerika'da
2: Genç Nüfus Sorunu:
- Afrika'nın %40'ı 15 yaşın altında, %3'ü 65 yaşın üstünde
- Asya'nın %23'ü 15 yaşın altında, %10'u 65+
- K. Amerika'nın %18'i 15 yaşın altında, %17'si 65+
- Avrupa'nın %16'sı 15 yaşın altında, %19'u 65+
- Güney Amerika'nın %23'ü 15 yaşın altında, %9'u 65+
Read 21 tweets
Nov 30, 2023
Kör ölünce badem gözlü olurmuş. Henry Kissinger'ın ölümünün ardından kendisinin uluslararası politikadaki ağırlığına dair bolca övgüler yapıldı. Peki "uluslararası politikadaki ağırlığı"nın altını dolduran gerçekler nelerdi? Bunları pek yazan olmuyor. Gelin hafızamızı tazeleyelim
Şili'de Pinochet'in darbesini organize etti ve destekledi. Bu darbe sürecinde sonrasında on binlerce insan öldü, kayboldu, çocuklar kaçırıldı... Image
1976 yılında yine bir başka Latin Amerika ülkesi olan Arjantin'deki darbenin arkasında bu politik deha vardı. Bu darbe neticesinde insanlar uçaklardan atılarak öldürüldü, işkencede binlerce kişi öldü. Plaza de Mayo anneleri halen kayıp çocuklarını arıyorlar!
Read 6 tweets
Nov 28, 2023
Çin'in düzenlediği, dünyanın ilk tedarik zinciri fuarı bugün başladı. 2 Aralık'a kadar sürecek olan fuarda elektrikli araçlar, çevreci tarım, yenilenebilir enerji, dijital teknoloji ve sağlıklı yaşam alandaki üreticilerle tedarikçiler bir araya geliyor.
en.cisce.org.cn
Fuarın mottosu, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in uzun süredir gündemde tuttuğu ve Çin'in küresel politikasının temel argümanlarından birisi olarak kullandığı "Ortak bir gelecek için dünyayı birleştirmek".
Fuara ABD, Japonya, Birleşik Krallık, ingiltere, Avustralya gibi 55 ülkeden 515 firma katılıyor. Bu firmalardan 53'ü Fortune 500 içinde, 57'si ise China Fortune 500 içinde yer alan büyük ölçekli firmalar.
Read 5 tweets
Nov 27, 2023
Türk Milli Savunma Bakanı'nın Birleşik Krallık Milli Savunma Bakanı'nı ağırlaması ve karşılıklı işbirliğinin güçlendirilmesi mesajları sonrası Yunanistan Başbakanı Miçotakis Birleşik Krallık'ta Türkiye-BK ilişkilerini önleme turunda. Miçotakis 3 günlük BK ziyaretine başladı.
Pazar sabahı BBC röportajıyla başlayan gezi, aynı günün akşamı Yunan diasporası yemeği ile devam etti. Miçotakis bugün ise Morgan Stanley ve Athens Stock Exchange tarafından düzenlenen yatırım zirvesine katılarak Birleşik Krallık sermayesi ile görüştü.
Saat 17:00 sularında ise Birleşik Krallık'taki muhalefet partisi olan İşçi Partisi lideri Keir Starmer ile görüştü. Görüşmede iki ülke arasındaki ilişkiler, Doğu Akdeniz, Ege, Ortadoğu gelişmeleri ve Türkiye meseleleri ele alındı.
Read 6 tweets
Nov 27, 2023
Aşağıdaki anlaşma, GKRY Cumhurbaşkanı Dr. Nikos Christodoulides'in bugün Katar'a yaptığı resmi ziyarette imzalandı. Christodoulides, Katar emeri Şeyh Tamim ile görüştü. Görüşmede, Katarlı yatırım fonlarından bir heyetin yakın zamanda GKRY'yi ziyaret etmesi de karar altına alındı.
Yatırım fonları temsilen ziyarete gidecek olan heyet, GKRY'de altyapıdan enerjiye, turizmden finansa kadar geniş bir çeperde yatırım fırsatlarını değerlendirecek. Ziyaret esnasında çeşitli alanlarda imzaların atılması güçlü ihtimal.
Katar ile GKRY arasındaki diplomatik ilişkiler 2001 yılında başladı. 2004 yılında GKRY, Katar/Doha'da bir büyükelçilik açtı. Bu adımı 2007 yılında Katar takip etti ve GKRY'de bir büyükelçilik açtı. Akabinde iki ülke arasında imar, altyapı ve enerji alanında işbirliği hız kazandı.
Read 4 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(