My Authors
Read all threads
EĞİTİME VURULAN PRANGA:"FULBRİGHT ANLAŞMASI"
1-Yıllardır Türkiye’nin en büyük sorunlarından bir tanesi hiç kuşkusuz Milli Eğitim Sistemi...
2-Ve eğitim sistemi denildiğinde ise yıllardır içeriği çok bilinmese de hep konuşulan bir anlaşma ve bu anlaşma ile kurulan komisyon dillerden düşmez.
3-Türk Milli Eğitimi’ni bu anlaşma ile Amerika’nın yönlendirdiği iddiaları dönem dönem gündeme gelse de bu iddiaların üzeri hemen örtülür...
4-Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da “ŞEHİR EFSANESİ” diyerek geçiştirdiği bu anlaşma ve Türk Milli Eğitimine etkileri acaba gerçekten bir şehir efsanesi midir?
5-Yoksa bu anlaşma ile birlikte gerçekten Milli Eğitimimizin kontrolü yıllardır Amerika’nın eline mi geçmiştir?
6-Evet dostlar girizgahı fazla uzatmadan yazımıza geçelim bakalım gerçekten bu anlaşma ile ABD'ye esir edilen bir MilliEğitim Sistemi mi yoksa büyük bir şehir efsanesi mi varmış karşımızda...İşte başlıyoruz...
7-2.Dünya Savaşı bitmiş ve Dünya siyaset sahnesinin kartları yeniden dağıtılmıştır. Yalta Konferansı ile başlayan süreçte ABD ve SSCB yeni dönemin 2 süper gücü olmuştur...
8-Savaş sonrası Türkiye’ye Boğazlar’da üs ile Kars ve Ardahan’ı isteyerek baskı uygulayan SSCB tehlikesi karşısında ABD hemen devreye girecektir.
9-12 Mart 1947 tarihinde ABD Başkanı Turuman’ın kongreye yaptığı konuşma ile Türkiye ve Yunanistan’a verilecek 400 milyon $’lık mali ve askeri yardımın önü açılır.
10-Ancak Fulbright Anlaşması’nı daha iyi anlamak için aslında Truman Doktrini olarak da adlandırılan bu askeri ve mali yardımların Kongre izninin alınmasından 13 gün öncesine gitmemiz gerekmekte...
11-Tarih yaprakları 27 Şubat 1947’yi göstermektedir. Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Kahire’de imzalanan anlaşma ile Amerika,+++
12-+++ 2.Dünya Savaşı sonrasında ordusunun “fazlası” durumunda bulunan silahları satın alabilmesi için Türkiye’ye 10 milyon Dolar tutarında kredi vermeyi kabul eder...
13-İşte FULBRİGHT ANLAŞMASI’na uzanan yol, aslında bu anlaşmanın imzalanmasıyla başlayacaktır. Zira Türkiye kredi taksitlerinde ödemeleri kısa süre içerisinde aksatacak, +++
14-+++Amerika ise bu durumu “Fırsata” çevirerek, eğitim alanında yeni bir anlaşma teklifi ile Türkiye’nin kapısını çalacaktır...
15-Amerika Büyük Elçiliği 12 Şubat 1948 tarihinde Dışişleri Bakanlığına müracaat ederek Türkiye ile bir “Kültür Anlaşması” gerçekleştirmek istediğini belirtecek ve bir “proje” sunacaktır…
16-Ve tarih yaprakları 27 Aralık 1949’u gösterdiğinde Türk Milli Eğitimi için bir “Kırılma noktası” olan FULBRİGHT ANLAŞMASI imzalanacaktır...
17-Anlaşma, Amerika Birleşik Devletleri’nin 2.Dünya Savaşı sonrasındaki dış politikasında uzun yıllar çok etkin rol oynayan Senatör William Fulbright’ın ismi ile anılmaktadır
18- Zira Fulbright, Amerika’nın Dünya üzerinde hegemon güç olarak etkin olması ve Sovyet tehdidine karşın Amerikan değerlerine uygun toplumların yetiştirilmesi için bulunan formülün fikir babasıdır...
19-Formüle göre Amerika’nın hedef olarak belirlediği ülkeler önce borçlandırılmakta, daha sonra bu borçlarına mahsuben ülkelerinde “EĞİTİM KOMİSYONLARI” kurulmakta, +++
20-+++eğitim alanındaki dizaynın sağlaması ve bu dizaynın finansmanı ise ülkelerin Amerika’ya olan borçlarından düşülecek şekilde ancak Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın uygun göreceği, Amerikalı uzmanlar denetiminde gerçekleştirilmektedir.
21-Kahire Anlaşması ile Türkiye’nin Amerika’dan aldığı ve ödemesini aksattığı 10 milyon dolarlık borcun taksitleri, Amerika’nın bu “EĞİTİM PROGRAMI”nın finansmanının sağlanması ile ödenecekti.
22-Önce bu anlaşmayı buraya belgeleri ile bir bırakalım sonra detaylara geçelim...
23-Anlaşmanın 1.Maddesinin ilk paragrafı aynen şu cümle ile başlamaktadır:
24-“Türkiye’de Birleşik Devletler Eğitim Komisyonu (ki aşağıda «Komisyon» ismiyle anılmıştır) namı altında bir komisyon teşkil olunacak ve +++
25-bu komisyon iş bu Anlaşmanın hükümleri dairesinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından temin edilen paralarla finanse edilecek olan eğitim programının idaresini kolaylaştırmak için ihdas ve+++
26-+++ tesis edilmiş bir teşekkül olarak Türkiye Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümetleri tarafından tanınacaktır...”
27-Yani bu anlaşma ile birlikte Türk milli eğitim programını bahsi geçen komisyon idare edecektir...
28-Ve anlaşmanın ünlü 5. Maddesine göre komisyon 4 Amerikalı 4 Türk üyeden oluşacak, Amerikan
Büyükelçisi ise komisyonun “FAHRİ BAŞKANI” olacaktır...
29-Şimdi "Aman canım sen de amma büyüttün...Fahri üye ne de olsa sembolik bir şey işte belli ki" derseniz çok acele etmiş olursunuz...Zira kararların oy çoğunluğuna göre alınacağı komisyonda oylar eşit çıkarsa son kararı Amerikan Büyükelçisi verecektir!
30-Yanlış okumadınız... Anlaşma ile kurulan ve Türk eğitim programını idare edecek olan bu komisyonda 4’er üye bulunuyor gibi olsa da komisyonun başı Amerikan Büyükelçisi ve eşit oy çıkması halinde son kararı verecek oyu Amerikan Büyükelçisi kullanmakta!
31-Ve anlaşmanın diğer “ilginç” ve “Çarpıcı” hükümleri bununla da sınırlı değildir... Örneğin anlaşmanın 10. Maddesine göre Amerikan Dışişleri Bakanı uygun gördüğü taktirde “Komisyonun” her türlü kararını gözden geçirme hakkına sahipti...
32-Anlaşmanın 7. Maddesi ise “KOMİSYONUN” her sene “Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı tarafından tâyin edilecek şekilde” Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine ve Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanına bir rapor sunmasını öngörmekteydi...
33-Yani “KOMİSYON” raporlarını Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı nasıl uygun görürse öyle yazacaktır...
34-Anlaşmanın 18 Mart 1950’de Resmi Gazetede yürürlüğe girmesinden tam 56 gün sonra ise Türkiye’de 14 Mayıs 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin iktidara gelişi ile birlikte yeni bir dönem başlayacaktır...
35-Demokrat Parti, son derece Amerika yanlısı politikalar izlemektedir ve FULBRİGHT KOMİSYONU etkisini Demokrat Part iktidarı döneminde hızla gösterecektir...
36-Dünya’da başka bir örneği olmayan ve çeşitli ülkeler tarafından örnek eğitim modeli olarak alınan KÖY ENSTİTÜLERİ, Demokrat Parti iktidarı döneminde dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin imzası ile 27 Ocak 1954 tarihinde kapatılır...
37-Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarına Demokrat Parti iktidarı ile birlikte, 1950 yılından itibaren pek çok Amerikalı isim “uzman” ve “danışman” sıfatı ile yerleşiyor ve +++
38-+++1950 sonrasında Türk milli eğitimini Amerika Birleşik Devletleri eğitim sistemine benzer şekilde yeniden dizayn ediyorlardı...
39-1950-1960 yılları arasında Türk Milli Eğitimi’nin yeniden dizayn edilmesi Amerikalı uzmanlar eli ile gerçekleşirken, bu tarihler arasında 41 Amerikalı uzman Türkiye’ye gelerek eğitim sistemi üzerine rapor sunuyordu...
40-Ancak bunlardan 8’i gerçek anlamda belirleyici olacak ve işte Türk Milli Eğitim sistemi Amerikan değerlerine ve ideolojik bakış açısına göre bu isimlerin raporlarına göre dizayn edilecekti..
41-Bu 8 rapor, yazarlarının soyadları ile anılmaktaydı... Dickerman,Wofford, Rufi,Maaske,Beals,Topkins ,Costat ve Gorvine “Raporları” Türk Milli Eğitim sisteminin baştan sona yeniden dizayn edildiği süreçteki ana “Raporlar” oluyordu...
42-Raporların sonuç kısımlarındaki tavsiyeler ise gerçekten ilginçti... Hem de oldukça "ilginç"...Anlatalım efendim...
43-Örneğin Amerika’da haftanın 5 günü Amerikan tarihi okutulmasına rağmen, Türkiye’de “Osmanlı Tarihi”nin okutulması gereksiz görülüyor, tarih derslerinin sadece lisede ve 1.Dünya Savaşı sonrasını kapsayacak şekilde kısıtlı olarak verilmesi tavsiye ediliyordu.
44-Teknik liseler yerine Amerika’daki “Highschool” yapılanması öneriliyor, çok fazla ders yoğunluğu
olduğundan bahsedilerek ders yoğunluğunun azaltılarak sosyal aktivitelere daha çok zaman ayrılması gerekliliği vurgulanıyordu.
45-Uzmanların ağız birliği ettiği başlıca konu ise milli eğitimin bakanlığı bünyesinde hemen her birimden pek çok kişinin Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderilmesi gerekliliğiydi.
46-Raporların hepsinde bu konu adeta bir “zorunluluk” olarak belirtilmekteydi...
47-Ayrıca Osmanlıca eserlerin Türkçe’ye çevirisine kesinlikle soğuk bakan bu “uzmanlar”, ısrarla çok sayıda yabancı eserin çevirisinin yapılması konusunda raporlar hazırlıyorlardı…
48-Yani “Milli Eğitimin” içi boşaltılıyordu...
49-Türkiye’de 1950-1980 arasında üniversite sayısı hızla artarken bu üniversitelerin hepsinin Amerikan tarzı eğitim veren, özellikle bazılarının “tamamen” İngilizce ile eğitim veren bir yapıda oluşturulması ise +++
50-+++Amerika’nın eğitim yolu ile sosyolojik mühendislik projesinin zirvesini oluşturmaktaydı...
51-1950 sonrasında adeta ABD eğitim sistemi Türkiye’ye kopyalanmıştır...
52-2010-2011 öğretim yılı itibariyle ise YÖKFULBRİGHT KOMİSYONU işbirliği ile hayata geçirilen İngilizce Öğreten Asistanlar projesi ile yeni açılan üniversitelerde Amerika’dan seçilerek gelen Amerikalıların öğretmen olarak yerleşmesi sağlanacaktır...
53-FULBİRGHT Amerika’nın sadece Türkiye’de değil Dünya’nın onlarca ülkesinde kurarak uygulamaya soktuğu bir “Proje” için kurulan bir komisyon…
54-Bu Fulbright Komisyonu’nun verdiği bir de burs var. Bu bursun en önemli özelliği bir burs ücreti olarak çok yüksek bir rakamın veriliyor oluşu.
55- Bu rakam günümüzde 50 bin Dolar, ABD’ye gidiş dönüş uçak bileti ve çok yüksek seviyeli bir sağlık sigortasını kapsamakta. Burs tamamen karşılıksız.
56-Ancak “tek bir şartı” var bu bursun. Amerika’daki öğrenim sonrasında derhal bu bu8rsu alan bursiyerlerin kendi ülkelerine dönmesi şart koşuluyor…
57-Ne hikmettir ki bu burstan yararlanan bursiyerlerin ülkelerine döndükten sonra önleri açılıyor ve jet hızı ile yönetim kademelerine geliyorlar… Tesadüf işte...
58-İşte size Dünya’daki “Fulbirght Bursu” alıp ABD’de bu burs ile okuduktan sonra kendi ülkelerinde siyaset dünyasında zirveye tırmanan bir liste…
59- Heinz Fischer (Avusturya Cumhurbaşkanı) ,Yves Leterme (Belçika 48. Başbakanı) ,Željko Komšić (Bosna-Hersek eski Cumhurbaşkanı) ,Lars Løkke Rasmussen (Danimarka eski Başbakanı, Liberal Parti Venstre lideri) ,Tarja Halonen (Finlandiya eski Cumhurbaşkanı)
60-Matti Taneli Vanhanen (Finlandiya eski Başbakanı), Nicolas Sarkozy (Fransa eski Cumhurbaşkanı) ,François Fillon (Fransa eski Başbakanı) ,Mikheil Saakashvili (Gürcistan Cumhurbaşkanı),Fatmir Sejdiu (Kosava eski Devlet Başkanı) +++
61-+++Dalia Grybauskaite (Litvanya Cumhurbaşkanı), Andrius Kubilius (Litvanya eski Başbakanı) l Nikola Gruevski (Makedonya Başbakanı)
62-+++ Lawrence Gonzi (Malta Başbakanı),Jan Peter Balkenende (Hollanda Eski Başbakanı),Jens Stoltenberg (Norveç Başbakanı, İşçi Partisi Genel Başkanı),Donald Tusk (Polonya Başbakanı),Anibal Cavaco Silva (Portekiz Cumhurbaşkanı),+++
63-+++Robert Fico (Slovakya Başbakanı),Fredrik Reinfeldt (İsveç Başbakanı),Gordon Brown (Birleşik Krallık eski Başbakanı)...
64-NOT:Listedeki isimlerin görevleri bu floodun dosya haber olarak dergimiz KRİPTEKS E-DERGİ'nin 2. sayısı olan 2019 Mart'ı itibariyle değerlendirilmelidir.Aradan geçen zaman zarfında bazı isimlerin görevlerinde değişiklik olmuş olabilir...
65-Yeniçağ Gazetesi yazarı,değerli meslek büyüğüm Aslan Bulut @ArslanBulut9 2009 yılında Abdullah Gül’ün Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Eğitim ve Kültürel İşler Bürosu’nun (The Bureau of Educational and Cultural Affairs) resmi sitesinde Abdullah Gül’ün adı, +++
66-+++International Visitor Leadership Program (Uluslararası Ziyaretçi Liderlik Programı) ile “yetiştirilen” dünya liderleri arasında gösterildiğini ortaya çıkardı ve yazdı…
67-Bulut Gül’ün isminin ECA ve Fulbright bursları altında listelendiğini ortaya çıkardı ama içerik apar topar resmi siteden kaldırıldı…
68-İşte yukarıdaki liste ABD tarafından ECA ve Fulbight Bursu adı altında listelenen “Yetiştirilen” yöneticilerin listesiydi…
69-Ama listede bir eksik vardı…O isimse şu sıralarda kurduğu DEVA PARTİSİ ile siyaset sahnesine geri dönen ekonomi eski bakanı Ali Babacan’dı…
70-Evet Babacan da Fulbright kursu alan ünlü siyasetçilerimizden ve kendisi aynı zamanda BİLDERBERG’in daimi katılımcısı ve siyasi yeni parti çalışmalarını ABD’nin ECA ve FULBRİGHT BURSU altında listelediği isimlerden Abdullah Gül ile yapmakta…
71-Halihazırda Türkiye’de faaliyetlerine devam eden Fulbright Komisyonu’nun başında John Thomas McCarthy ismi bulunmakta…
72-Peki kimdir efendim bu Thomas McCarty?
73-Kendisi ING BANK TÜRKİYE’nin Yönetim Başkanı.. ING BANK ise Dünya siyasetini yönlendiren en önemli 3 yapılanmadan birisi olan BİLDERBERG’in kurucusu olan Hollanda Prensi Bernhard tarafından temelleri atılan bir oluşum.
74- Ve Hollanda Kraliyet Ailesi’nin Dünya’nın “Küresel Yöneticileri” arasında çok önemli bir rolü var.
75-Yine kısa süre önce Thomas McCarty’nin bizzat Hollanda Kraliyet ailsesi tarafından çok az kişiye ve ender olarak verilen yüksek onur ödülü olan, “Officier of the Royal Order of Orange and Nassau”ya (Orde van Oranje-Nassau)’ya layık görüldüğünü ekleyelim…
76-Bu arada Thomas McCarty’ye biraz daha yakından bakınca ilginç bir detay daha gözümüze çarpıyor… McCarty, ABD’nin adeta yabancı ülkelere “diplomat, elçi, BM Genel Sekreteri, Başbakan, müsteşar” yetiştiren okulu olma özelliğini taşıyan TUFT UNIVERSTY mezunu…
77-Bu okuldan mezun olanlara şöyle bir bakacak olursak; ABD Başkanı Obama’nın eski Ortadoğu danışmanı Prof. Vali Nasr, Yunanistan eski Başbakanı Kostas Karamanlis,+++
78-+++CFR Üyesi Pentagon’un önemli isimlerinden olan emekli Amiral James G.Stavridis,eski New Mexico Valisi Bill Richardson,ABD’nin önemli büyükelçileinden Sott Brown,+++
79-+++New York Times Company’nin başındaki isim Arthur Ochs Sulzberger, Etiyopya Devlet Başkanı Mulathu Teshome gibi isimler ile pek çok önemli siyasetçi, diplomat ,elçi dikkati çekmekte.
80-Yani bu okul adeta “Yönetici ihraç eden” bir okul… Ve bu Thomas McCarty şimdi Türkiye’de komisyonda 1 numara olarak görev yapmakta… Tabii dedik ya bunlar hep tesadüf...
81-Evet, günümüzde ne Kahire Anlaşması ile alınan 10 milyon dolar borç kalmıştır, ne bu Anlaşmayı imzalayan hükümetler...
82-Ancak borç da bitse, hükümetler de değişse değişmeyen tek şey FULBRİGHT ANLAŞMASI’dır... Ve anlaşma ile kurulan FULBRİGHT KOMİSYONU halen faaliyetlerini sürdürmektedir...
83-İşte ne zaman Milli Eğitim denilse dillerden düşmeyen ama içeriği hakkında çok şey bilinmeyen FULBRİGHT ANLAŞMASI, işte anlaşma ile kurulan komisyon, işte anlaşma sonrası Türk Milli Eğitimi’nin Amerikalı uzmanlar eli ile dizayn edilişi...
84-Tabii bu detaylı dosyayı tüm belgeleri ve anlaşma metinleri,infografikleri,fotoğrafları ile KRİPTEKS E-DERGİ'mizin aboneleri okuyalı 14 ay oluyor...Araya bir reklam da sıkıştıralım ama hakkımız sayılır :)))
85-Şimdi yeniden ama farklı biçimde sormak gerekir sayın Bakana sanırız: “Şehir efsanesi olan FULBRİGHT ANLAŞMASI MIDIR, YOKSA EĞİTİMİN “MİLLİ” OLDUĞU SÖYLEMİ Mİ?”
85-Karar sizin dostlar...
86-Bizleri okuyan yahut daha sonra okuyacak tüm dostlara bin selam olsun derken klasikleştiği şekli ile bitiriyoruz floodumuzu:"Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk etsin"...
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Celal Eren Çelik

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!