Tanzimat Döneminde Bir Rumeli Şehri #Manastir Sosyo-Ekonomik Yapı 1839-1876 @hboztunc
Manastir'in nufusu
Osmanli Devleti'nin Fethinden 19.yy kadar Manastir Nüfusu
Osmanlilarin Rumeli'deki fetihlerinin akabinde bölgeye gelen Türkler ilk başlarda Hristiyan köylerine
yerleştirilmişlerdi Manastir şehrinin Osmanli Devleti tarafindan fethedilmesinden sonra buraya cok miktarda Muslüman -Türk yerleştirilmiştir.Gerek şehir merkezine gerekse merkeze bağli köylere yerlestirilen Müslüman-Türkler "Yürük"veya "Evlad-ı Fatihan"adiyla adlandirilmislardir.
Tayyip Gökbilgin Manastir'inda içinde bulunduğu Yürük grubunu Selanik yürükleri olarak belirtmiş ve bu bölgenin Rumeli'de Yürüklerin en yoğun yaşadiği yer olduğunu ifade etmiştir.Evlad-ı Fatihan'in yoğun olarak görüldüğü yerler ; Manastir haricinde Prilepe, Florina , Cuma,
Tikveş, Radoviş, İştip, Doyran, Usturumca, Avrethisar, Yenice, Vidin, Vodina,Serez, Demirhisar, Zihne, Drama ve Langaza'dir.Bu kazalarin birçoğu idari taksimatta Manastir'a bağli bulunuyordu.Örneğin Mamastir merkeze bağli büyük bir köy olan , Kinali, Evlad-ı Fatihan köyüydü. Yine
Vakif Eğri , Mescidli , Lahçe(Eflahçe) köyleri de Anadolu'dan iskan edilen Müslüman-Türk nüfusun yaşadiği yerlerdir.Bu iskan politilasi neticesinde şehrin demografik yapisinda önemli değisikler meydana gelmiştir
Şehrin nüfusu ile ilgili ilk bilgilere tahrir kayitlarinda rastlamaktayiz.Bahaeddin Yediyildiz 1468-1569 yillari.arasindaki nüfusu verilerini bir tabloda toplamistir şehrin nufusu asagida fotografi yayinlanan tabloya gore şehrin nüfusu bu sekildedir.(fotoya bakiniz)
1569 ýilindaki nufus verilerini gösteren başka bir veride de sehirde ; 608 müsluman hane ve 248 mühtedihane olmak.üzere toplamda 856 hanede 4.280 kişinin yaşadiği gösterilmektedir.Bu dönemdeki nüfusla.ilgili başka bir veri , şehre gelen Venedik elçisi ve ayni zamanda bir
seyyah olan Lorenzo Bernardo'nun verdigi rakamlardir. Elçi ,1591 yılında şehirde 1.500 hane olduğundan bahsederki bu da hane başi hesap edildiğinde 7.500 yapar .Şehirdeki Müslüman hane sayisi 1622 yılina geldığinde 1.000'i bulmustu .
Ayni dönemde şehri gezen Evliya Çelebi ise Manastir'da Müsluman-gayrimüslim ayrimi yapmadan büyüklü küçüklü 3.000 ev olduğunu söylemektedir.Bu ise 15.000 nüfusa tekabül etmektedir .
Anastasovski,18 .yy ilk çeyreğinde 12.000 olan sehrin nüfusunun 1783 yılinda 30.000'e ulaştiğini ileri sürmektedir..
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
110 yıl önce bugün 15 Kasim 1912'de Balkan Muharebeleri Sırasında #CisriMustafapaşa'da(Bulgaristan) Bulunan İngiliz Gazeteci Philip Gibbs’in İzlediği Balkan Harbinin simge fotoğraflarına yansıyan elim bir vaka İki Türk’ün İdam Edilmesi İle İlgili #TheGraphic Dergisine Yolladığı
Fotoğraflı Haber.
The Graphıc – 30 November 1912 No:2244
s:818-819
15 Kasım Cuma günü, akşamüstü günesi Marita’ya altın parıltıları gibi vurduğu zaman, arka bahçede yaşanan bir olayı izlemek üzere Bulgaristan Cisri Mustafa Paşa’nın ana caddesine gittim.
Binlerce insanın öldürüldüğü bir savaşta cinayet sonrası suçüstü yakalanan iki Türk’ün asılması pek de önemli bir olay sayılmazdı. Ancak onlar için hayatlarının son perdesinde arka bahçede Bulgar izleyiciler önünde sergileyecekleri davranış, Türk hakimiyetinde geçen yıllarda
Siyasal bir söylem ve yalandan ibaret olan 1915 olaylarıyla Her 24 Nisan ısıtılıp gündeme getirmeye çalışanların asıl amacı üzeri bir duvar gibi örülmeye çalışılan bir gerçek olan bizim bile hatırlamadığımız 144 yıl önce bugün (24 Nisan 1877) 93 harbi ile başlayan 5 milyon
soydaşımizin canına ırzına malına malolacak bununla birlikte yerinden yurdundan vatanindan edecek 19 yy başlarindan ilk Sırp isyanları ve ilerdeki isyan ve katliamlara örnek teşkil edecek 1821'deki Yunan isyani, 93 harbi ile Balkan Harbi katliamlari ve soykırmlarıdir
Asil soykırim ve katliam 1804'den 1912 kadar olan süreç içinde isyanlar ve 144 yıl önce bugün başlayan 93 harbi ile 1912 deki Balkan harpleri neticesinde Balkanlarda Türklere karşı yapılmiştir..
"Bizim sanatımızın mertebesinden, milletimizin ululuğundan en ufak bir şüphemiz yoktur ki başkalarının ağzına bakalım. Böylece en temiz ve saf şekilde sanat ifadesine erişen millet, çapraşık yollara giremez. Ezelden, büyük nimete erişmiştir; onun kadrini bilmelidir"
Büyük Türk mimar-mühendisi ve mimarlık tarihi araştırmacısı Ekrem Hakki Ayverdi'yi vefatının 37.yılında rahmet ve saygı ile anıyorum
Osmanlı nın Kendini En İyi İfade Ettiği Sanat Kolu Mimaridir
''Abideleri seviyor musunuz? Seviniz; çok seviniz. Eğer üstünde durmadınız, onlarla bir alış – veriş kurmadınızsa kalb gözünüzü açınız; abidelerle konuşmayı öğreniniz. Bunun için lüzumu kadar temas imkânı hazırlayın.
Tüm Çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun
Turgut Özakman'dan bir çocuk hikâyesi ;
Sakarya Savaşlarının ilk günleriydi. Ordumuz bazen zor zamanlar yaşıyordu. Tam bir ölüm kalım savaşı idi. Vatan savunmasında çok büyük kayıplar veriliyordu.Sakarya
boylarında zor zamanlar yaşanıyordu. Sakarya boylarında ordumuz bozulsa Ankara'yı kaybedecek, belki de her şeyi kaybedecektik.
İstanbul büyük bir heyecan içinde savaşın sonunu bekliyordu. İngiliz işgaline rağmen İstanbul Hilâl-i Ahmer Şubesi(Kızılayı), kendiliğinden İstanbul’da
birkaç yerde Anadolu’ya bir yardım kampanyası başlattı. Toplanan yardımlarla askerlere silah, cephane temin edilecekti.
Bu bir vatan savunmasıydı.
Yardım toplanan Hilâl-i Ahmer Şubelerinin önünde uzun kuyruklar oluşuyor, herkes gönlünden ne koparsa veriyordu.
Güzel #İşkodrâ !! #Rumeli'nin çiçeği ıhlamur kokulu şehri, #Üsküdar'ın isimdaşi idi (Scutari) Çoğumuzun ismini bile bilmediğimiz yada unuttuğumuz Rumeli'den en son çiktiğimiz kale ve bir Vatan topragi idi !! 108 yıl once bugün veda ettik
Kaybının 108. yılında (22-23 Nisan 1913 ) güzel hatıraları ile yad ederken başta #İşkodra Müdafii Şehit Hasan Rıza Paşa olmak üzere tum.şehitlerimizi Rahmet ve saygiyla.aniyorum..
108 yıl önce #İskodra'ya veda 22-23 Nisan 1913 Balkan Harbinde Rumelide'ki son toprağımız İşkodra'da (Arnavutluk) Osmanlı Yönetiminin sonu ;
Karadağ Kralı Nicholas şehri Esat Toptani'den teslim alıyor
Bulgarlar, 3 Kasım’da Çorlu’yu, 6 Kasım’da Tekirdağ’ı işgal eder. Hedef Çatalca üstünden Çarigrad’dır (İstanbul). “Osmanlı ordusu kalıntıları, kovalanmadıkları için”, rastgele yönlere yayılırlar. “Kırlarda, ovalarda 100.000 kaçan asker
yürüyor, dolaşıyor, ‘Ekmek! Ekmek!’ diye bağırıyordu. Korkunç kâbus –açlık- kahrediyordu”. Yenilenler, “aç, tok yürümek zorundaydı. IV., I. ve II. Kolordular, sürü manzarasını taşıyordu. Ne amir vardı, ne emir. Askerler silahlarını atmışlardı. Çoğu, o müthiş soğukta, postallarını
bile çıkarmıştı, aralıksız sağanak altında yalınayak yürüyordu. Çünkü çamura bulanmış olan postallarının ağırlığını o batak yollarda çekmeye takatleri yoktu. Bütün çevre köy ve kasabaların sakinleri de arabaları, eşyaları, hayvanları ve çocuklarıyla İstanbul’a akın ediyorlardı..