İranlı dini Lider Rehber Ali Hamaney diyor ki;
"Türkçe'yi (çocuğunuzla) konuşun ki öğrensin.Bunlar okulda, sokakta bir şekilde Farsça'yı öğrenecek zaten.
Siz evde Türkçe'yi öğretin ki Türkçe bilsin.Yine Farsça'yı da öğrenecektir.Böylece iki dili de bilmiş olacak."
Rehber Seyyid Ali HAMANEY
Zalim emevi komutanı Kuteybe’nin adamları Türkistan'da eli kılıç tutabilen ne kadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirirler. Kuteybe bu soykırımı diğer beyliklere ibret olması için yapar...
Bu olay, Ziya Kitapçı”nın, İslam Tarihi ve Türkler isimli kitabında aynen şöyle anlatılır ;
Herkesi kılıçtan geçirdiniz. Yalnızca ata bile binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.”
2.Bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 Türk gencini esir olarak verecektir.
3.Şehirde Cami yapılacaktır.
4.Şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır.
5.Tapınaklardaki tüm mücevherler Kuteybe’ye teslim edilecektir...
"Her kim Türk’lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. İmdi müslümanlar bir bir Türk’lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.
1- 100.000’in üstünde Türk katledilmiştir.
2- 50.000’in üstünde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- Şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın herşeyi talan edilmiştir.
5- Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan “Talkan Katliamında” 40.000 Türkün kesilerek 24 kilometre yol süresince ağaçlarda sallandırılmıştır.( Tarihte örneği çok azdır.)
9- Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi Çinlilerden bile görmemişlerdir.
10- Bu tarihi gerçekler “Türkler özüne dönmesin” düşüncesiyle gizlenmekte , söz edilmemektedir.
(Alemdar Yalçın, Hacı Yılmaz, "Kargın Ocaklı Boyu Yeni Belgeler", Hacı Bektaş Velî Dergisi, S. 21., ss. 13-89., s. 14)
Hz. Ali’nin evlatlarına bağlılıklarını tarih boyunca devam ettirmişlerdir.
Hz. Ali (as), sağlığında Hz. Muhammed (s.a.a.)’in övgüsüne mazhar olmuş bir sahabedir. Hz. Peygamber’in bu övgüsü, tekke ve dergâhlarda iyi algılanarak, Hz. Ali’ye karşı güçlü bir muhabbet beslenmiştir.
Hakk’ın anadır çünkim bilesin inâyeti."
(Âşık Vîranî Divanı, haz. M. Halid Bayrı, İstanbul, 1957, Maarif Ki- taphanesi.s. 110)
(Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî, trc: Şefik Can, İstanbul, 2003, Ötüken Y., c. I, s. 240)
Dîn-i Ahmed’e eylediler ikrar.
Nice ger zât kişi ateşperesti (Mecûsî),
Yıkıp tahtın yüzünü yere bastı.
Zülfikâr korkusundan ehl-i zünnâr, Muhammed dinine etmiştir ikrâr."
(Yemînî, Fazîletnâme, İsmail Özmen, Alevî-Bektâşî Şiirleri)
(Seyyid Battal Câzî’nin menkîbeleri ile ilgili olarak bkz. Behçet Kemal Çağlar, Seyyid Battal Gâzî Destanı, İstanbul,
1968, Ak y.)
"Ne Türkistan kaldı ne Bedehşan, imana davet etti Şâh-ı Merdân.
Şehâdet getiren buldu necâtı,
İnanmayan gösterdi memâtı.
Muhammed dini ile tuttu kuvvet,
Küfür ehlinde hiç kalmadı kudret."
Vâhib Ümmî, Zülfikârnâme’sinde Hz. Ali’yi şu mısralarla methetmektedir:
(Vâhib Ümmî, Dîvân, haz. Ali Torun, Ankara, 1987,Gazi Ü. S. B. E., Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, s.340)
(Bkz. İbrahim Arslanoğlu, Yazarı Belli Olmayan Bir Fütüvvetnâme, Ankara, 1997, Kültür Bakanlığı Yayını, s. 40; Şevki Koca,)
İslâm dünyası dikkate alındığında, belki en çok Ahmed, Mehmed, Ali, Veli, Fatma, Hasan ve Hüseyin isimlerine Anadolu’da rastlanılmaktadır.
"Şehidlerin ser çeşmesi evliyânın bağrı başı,
Fatma ana gözü yaşı, Hasan ile Hüseyin’dir."
"Hazret Ali babaları, Muhammed’dir dedeleri,
Arşın iki gölgeleri Hasan ile Hüseyin’dir."
(Yunus Emre Dîvânı)
"Ol Hasan hazretlerine zehr içirdi eşkıyâ,
Hem Hüseyin oldu susuzluktan şehîd-i Kerbelâ,
İkisidir aslı nesli cümle âl-i Mustafâ,"
Ben anın âl’ine evlâdına kurbân olayım.
(Niyâzî Dîvânı, Maarif Kitaphanesi, ts., s. 114)
Gulâmım cânu dilden Murtazâ’ya,
Ali evlâdının hak bendesiyem,
Muhibbem şah Hasan Hulki’r-Rızâ’ya."
(Âşık Vîranî Divanı, s. 31-32)
Hem Hüseyn-i Kerbelâ’dan keşf olur envâr- ı zât,
Nesl-i Şâh’ı sevdi her kim buldu mematta hayat,
Sevmişem cân u gönülden ben hem imamı Kâzim’ı."
(Âşık Vîranî Divanı, s. 72)
İsnâ aşerin hayline serdâr Ali,
Anlar ki Hüseyn ü Mûsiy ü Ca’fer’dür,
İki Hasan üç Muhammed ü çâr Ali.
(Şeyh Gâlib Dîvânından Seçmeler, haz. Abdülbâki Gölpınarlı, İstanbul, 1971, M. E. B. Yayını, s. 96)
Cem TV - Mozaik Programı - 16.03.2008
Bu tarihi programı sonuna kadar izlemenizi öneriyorum. Konu çok daha net anlaşılacaktır!
2. Bölüme geçmeden Seyyid Cemaleddin’in görüşleri bağlamında İslam, Direniş ve Milliyetçilik üzerine hazırladığım yazı dizisinin linkini buraya ekliyorum.
Şehit Ayetullah Dr. Beheşti