My Authors
Read all threads
Erdoğan sadece bir marka değil umutsuzluğa kapılanlara da bir örnektir. Kâfirlerin kâbusu mazlumların duasının kabulüdür. Daha önce yazmıştım, İslâm karşıtı olduğum yıllarda İBB seçimlerinde ilk defa Siyaset Meydanı adlı tartışma programında gördüğümde onun diğer ezik+
siyasetçilere benzemediğini onda farklı bir şey olduğunu ben bile görmüştüm. Tabii benim gördüğümü KOÇlar, DOĞANlar ve Sezarlar da görmüş olacak ki okuduğu bir şiir yüzünden hapse attılar. "Muhtar bile olamaz" manşetini attılar. Çünkü üstlendiği her işi en kısa +
zamanda sonuçlandırıyor ve halkın sevgisini kazanıyordu. Çöp yığınları, susuzluk ve trafik keşmekeşi sebebiyle yaşanmaz hale gelmiş olan İstanbul'u çok kısa bir zamanda imrenilecek bir metropol haline getirmişti. Kendi partisini kurmak zorunda kaldığında ilk önce ayrıldığı+
yerdeki, sabit fikirli, yeni politika üretmekten uzak, statükocu eski dostları tarafından lince tabii tutuldu. Yine bir inanılmazı başarmış ve yeni partisi girdiği ilk seçimlerden tek başına iktidar olarak çıkmıştı. Bu defa bu yola beraber çıktığı yakınları tarafından+
eziyet görmeye başladı. Kimi ayrı parti kurdu kimi yanında kalıp biraz daha nemalanma yolunu seçti. Hep sorulan soru şuydu, Erdoğan bu tiplerin sadakat ve liyakat sorunu olduğunu göremiyor mu? Bu soruyu ben cevaplayayım, dört ayrı şirketim 4 ayrı şehirde 6 ofisim+
vardı. Sürekli çalışan sayısı 40 civarı, prim bazında çalışan sayısı da 6 bin civarındaydı. Her ofisi ayda iki defa ziyaret eder ofis müdürleriyle günde en az iki defa telefonda konuşurdum. Çok detaycı ve dikkatli biri olmama rağmen öyle entrikalar dönüyordu ki, anlatamam.+
İyi bir asistan bulmak için piyasa raicinin üzerinde maaş da versem istediğim gibi ne asistan ne sekreter ne de muhasebeci bulabiliyordum. Ne yazık ki, iyi insanları bulmak zor hele de siyasette...bulduktan sonra onların 'iyi' kalmasını sağlamak daha da zor. Belli bir noktaya,+
mevkiiye getirdiğiniz kişiler kimi zaman egolarına kimi zaman hanımlarının sözüne kimi zaman da şeytanların goygoyuna gelerek kendine de, kendini oraya getirene de zarar verebiliyor. Bu içerideki mücadelesi...parti dışında ise tüm diğer partiler ve amiral gemisi+
başta olmak üzere tüm medya Tayyip Erdoğan'a karşı algı ve yalan haberlerle yıpratmaya çalıştı hem de AB ve ABD'deki patronlarının desteğini de alarak. Üniversite diploması yok, diye bir yalan ortaya atıyorlar sonra kendileri de bu yalana inanıyorlardı. CHP mv olan+
bir prof. dayanamayp açıklama yaptı, Tayyip Erdoğan üniversitede benim öğrencimdi, diye. Ama doğruyu dinlemek isteyen yoktu. Ayrıldığı parti her seçimde hedefine Erdoğan'ı koyuyordu ama Erdoğan bir kere bile onlara hakettikleri sert cevabı bile vermedi. Başörtüsü+
sorununu çözdü, yatırımlar, yollar, barajlar, köprüler, hastaneler... yaptırdı ama ne kalbi yalan ve nefretle dolu olan lâiklere ne de ayrılmış olduğu partideki kalpleri hınç ve hasetle dolu olan kifayetsiz muhterislere yaranamadı

Ben 37 yaşında Müslüman oldum. Rabbime şükürler+
olsun. Her ayeti sindire sindire okuyup alemlerin Rabbinin hiç bir hükmüne itiraz edilemeyeceğini idrak ederek Müslüman oldum. Ve ilk yıllarımda tağuti sistem olan 'demokrasi' adındaki uyduruk sisteme bulaşmamak hatta oy bile vermemek gerekir, diye düşünüyordum. Sonrasında+
dünyanın ve dünyanın ortasındaki Türkiye'nin içinde yaşayan Müslümanların bugünkü şartlarda yapması gerekeni düşündüm. Ben Almanya'da üniversiteye gittim, kariyer yaptım kendi işimi kurdum iki çocuğum orada dünyaya geldi... benim Almanya'da oy hakkım olsa, tağuti sistem+
diyerek oy vermesem mi yoksa iki aday arasında Türkiye'ye ve İslâm'a düşmanlık yapmayan adaya mı oy versem daha akılcı olurdu? Müslüman olarak İslâm'a faydalı olacak olan adayı seçmek cüz-i irademizle yapmamız gereken görevimiz ancak demokrasi ve siyaset adına+
Müslümanların birbirlerine düşmeleri olacak iş değil. Hatta müslüman kardeşlerine duydukları öfkeden, hasetten ve kıskançlıktan dolayı İslâm düşmanı siyasetçilerle birlik olmalarını tanımlayan bir kelime bile bulamıyorum. Ben A.Menderes'in idamında çocuktum ve Demirel-Ecevit+
veya başka bir deyişle Karagöz-Hacivat kavgalarında delikanlıydım. Sonra DünyaTürkleri Konseyindeki görevim sebebiyle merhum Özal'la da, Demirel'le de, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller hatta Erdal İnönü ile de üç-dört kişilik toplantı yapma ve yakından inceleme imkânım oldu. +
Orada söyledikleriyle sonradan yaptıklarının aynı olup olmadığını da gördüm. Ve diyorum ki, Tayyip Erdoğan gibi bir lider yoktu. Bunu dünya da biliyor. Lütfen sizler de kininizi, hasetinizi, ucuz çıkarlarınızı, patates-soğan gibi saçma bahanelerinizi, ev, araba, traktör+
ve hiç kimseyi işten çıkarmayacağız vaatlerine kanıp seçtiğiniz ve sizi yüzü bile kızarmadan kapının önüne koyan sonra da pişkin pişkin gülen tiplere kanmayın. Zaten hiçbir maddi vaat peşinden gitmeyin çünkü Türkiye'nin güçlü olmasının önemi İslâm'ın güçlü olmasının önemiyle+
doğru orantılıdır. Benim Almanya ve Türkiye'deki yatırım ve şirketlerim Erdoğan başbakan olduğundan beri kötü gitti. Haklı olduğum ticari davalarım 18 yıldır sonuçlanamadı. Her celse 6 ay gün atarak oyalanıyorum ama bir kere bile Erdoğan'ı ve onun yönetimini sorumlu tutmadım+
çünkü hakimlerin kimlere yakın olduğunu görüyorum, biliyorum. Benim derdim önce İslâm sonra da vatanımdır. İkisi de ne maddiyatla ne hırsla ne de egoyla değiştirilecek konular değildir. Tayyip Erdoğan'ın tüm yaptıklarını görmezden gelsem 15 Temmuz'da, halkla birlikte başardığını+
nasıl unuturum. 15 Temmuz bir darbe girişimi değildi, 15 Temmuz bir işgal girişimiydi. NATO müttefiklerimiz dediğimiz baş düşmanlarımızın FETÖ ve PKK'yı kullanarak tezgâhladığı bir işgal ve Türkiye'yi parçalama, yok etme girişimiydi. Ya o gün Erdoğan değil de+
başka bir figür başımızda olsaydı? Allah muhafaza, bunu tahayyül etmek bile istemem. O gece eşimle birlikte şehit olmak üzere çıkmıştık sokağa. Çünkü işgal altında yaşamak yerine şehit olmak bizim için çok güzel bir seçenekti. Bunları anlayamayana anlatmak beyhude ancak+
anlamasına rağmen egosuna yenik düşenler belki tekrar düşünürler. Sözüm zaten İslâm ve vatan kelimelerinin yankı bulacağı insanlara, diğerleri benim alanıma girmiyor. Erdoğan'a her defasında "yapamaz, yaparsa Taksim'de anırırım, yaparsa tavuk çiftliği kurarım" vs diye+
lâf çakmaya çalışan, "ekonomi battı öldük bittik" hikayeleri anlatan cıvık tipler halâ utanmadan tivit atıyor ve bazıları da bu tiplerin halâ peşinden gidiyor.Belki de batı dünyasında olduğu gibi Erdoğan'a düşmanlık İslam'a düşmanlık gibi algılandığından veya uzaktan kumandayla+
yönetildiğimiz günlere dönme hevesinden. 15 Temmuz'da Büyükada'da toplantı yapan ABD derin devleti elemanları ertesi günü işgâli bizzat görmek için bekliyordu ama Erdoğan vatan aşığı insanlarla birlikte, İŞGÂL GİRİŞİMİNİ YENİDEN BİR DİRİLİŞ DESTANIna çevirip dünyayı şaşırttı.
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Keep Current with Salim Öztoksoy

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!