papaz, "kabul" diye yanıtlar. "sor bakalım!"
haham:
"iki adam bir bacanın içine düşerler. biri kirli, öteki tertemiz çıkar. hangisi yıkanır?"
papaz, "bundan kolay ne var?" diye atılır. "kirlenen yıkanır, temiz kalan
haham içini çeker, "sana tevrat'ın kelamını asla anlamayacağını söylemiştim! doğrusu tam tersi. temiz kalan adam ötekinin kirlendiğini görünce, kendisinin de kirlendiğini sanıp yıkanır. kirlenen adam ise karşısındakini temiz gördüğü için kendisini de
papaz, kafasını kaşır. "bak bu aklıma gelmemişti. bir soru daha sorar mısın?"
haham aynı soruyu yeniden sorar: "iki adam bir bacanın içine düşerler. biri kirli, öteki temiz çıkar. hangisi yıkanır?"
papaz, doğru yanıtı artık
haham, başını sallar. "yine yanıldın! sana söylemiştim, asla anlamayacağını. temiz kalan adam
papaz itiraz eder: "ayna nereden çıktı? bana ayna var demedin ki..."
haham, parmağını sallar: "seni uyardım, bu kafayla tevrat'ın kelamını kavrayamazsın.
"peki, peki" diye inler papaz. "izin ver, bir kez daha şansımı deneyeyim. başka bir soru sor!"
"son kez soruyorum" der, haham: "iki adam, bir bacadan içeri düşerler. biri temiz, öteki kirli çıkar. hangisi gidip yıkanır?"
haham başını sallayıp, cık cık yapar: "hayır, sana söylemiştim, kafan yahudi kafası değil, tevrat'a basmaz! söyle bana,