Bugün #Makedon'lar Osmanli'ya başkaldirislarinin yildönumü olan #İlinden ayaklanmasini (1903 Cumhuriyet günü)'nu kutluyorlar
02.08.1903, 117 yıl önce bugün...
Demirhisar Smilevo'nun Asilerin Baskınına Uğraması İle İsyanın Başlaması Smilevo'da 30 Osmanlı Askerinin Şehit Edilmesi
İlinden İsyanı, 1903
Selanik olaylarından sonra, 2 Ağustos 1903’te Makedonya İç Devrim Örgütü (Vitreşna Makedonska Revulyutsionna Organizatsiya-VMRO) tarafından İlinden Ayaklanması başlatılmıştı. İsyan, Slavlar için kutsal olan İlinden gününde (İlyas Peygamber Yortusu)
başladığı için bu adı aldı. VMRO isyanın başlama noktasını Manastır bölgesi olarak belirlemişti. Bunun çeşitli nedenleri vardı. Osmanlı birlikleri burada Makedonya bölgesinin kuzeyine göre çok daha zayıftı. Babıâli, Bulgarların Makedonya bölgesindeki eylemcilere desteğinden ve
ayrıca Arnavutların eylemlerinden dolayı birliklerini Makedonya’nın kuzeyinde yoğunlaştırmıştı. Üstelik Avrupalı devletlerin kontrolünün Makedonya bölgesinin güneyinde yoğunlaşmış olması, Osmanlı birliklerinin Manastır ve civarında daha etkisiz olmasına neden olmuştu.
VMRO isyanın başladığının işaretini diğer yandaş köylere de bildirmek için bölgede bulunan Türk samanlıklarını ateşe vermişti. Civardaki köylülerinin gönüllü veya gönülsüz, isyankârlara desteği de eklenince İlinden ayaklanmasında olayların şiddeti iyice artmıştı.
2 Ağustos’ta VMRO teröristleri isyanın merkez üstü olan Smilevo’da Osmanlı garnizonunu basmışlar ve 30 askeri şehit etmişlerdi.
Ozan Arif Bodur, Osmanlı’nın Son Yüzyılında Terör Örgütleri ve Eylemleri (1), 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, 21. Yüzyıl Dergisi, Şubat 2010, Sayı: 14, s. 53-69
Makedonya Bulgar İsyanı, Makedonya İlinden Ayaklanması , Kruşevo'nun Asilerin Eline Geçmesi ve Kruşevo Cumhuriyeti'nin Kurulması, Kruşevo ve Kastoria Katliamları Bölgeye Asker Sevki Diplomatik Müdahalelerin Başlaması:
3 Ağustos günü Osmanlı
hükümeti bölgeye kırk bin askerin sevk edileceğini açıkladı [11]. Ancak askerlerin bölgeye gönderilmesi, diplomatik çevrelerde rahatsızlık meydana getirdi [12]. Nitekim Avusturya, Almanya ve Rusya temsilcileri sadrazamdan suçluların cezalandırılmasını ve reform çalışmalarının
tehlikeye atılmaması konusunda hükümeti uyardı [13].
Komite, isyanın başlama noktasını Manastır Vilayeti olarak belirledi. Bunun çeşitli nedenleri vardı. Osmanlı birlikleri burada Makedonya bölgesinin kuzeyine göre çok daha zayıftı. Babıâli, Bulgarların Makedonya bölgesindeki
eylemcilere desteğinden ve ayrıca Arnavutların eylemlerinden dolayı birliklerini Makedonya’nın kuzeyinde yoğunlaştırmıştı [14]. Üstelik Avrupalı devletlerin kontrolünün Makedonya bölgesinin güneyinde yoğunlaşmış olması, Osmanlı birliklerinin Manastır ve civarında daha etkisiz
olmasına neden oldu. 500 kişilik bir güç 3 Ağustos 1903 günü Kruşevo’ya girerek burayı işgal etti ve buradaki birçok önemli noktaya saldırdı [15]. Kruşevo Kasabası’nın isyancıların eline geçmesi ile İlinden İsyanı doruk noktasına ulaştı [16]. Bulgar köylülerinin isyancılara
yardım etmesi Makedonya’da şiddetin artmasına neden oldu [17].
[11] Aberdeen Journal, Monday, 3 August 1903; Sheffield Daily Telehraph, Monday, 3 August 1903; Western Times, Monday, 3 August 1903; Western Daily Press, Monday, 3 August 1903; Yine aynı gün Selânik-Manastır
arasındaki telgraf telleri kesilmiştir; Derby Daily Telegraph, Tuesday, 4 August 1903.
[12] The New York Times 6 Ağustos 1903 tarihli sayısında merkezi hükümetin bölgede başlayan isyan hareketinden son derece rahatsız olduğunu ve isyanın bastırılması için Makedonya’ya takviye
kuvvet gönderileceğini de haberin detaylarında okurlarına aktarmıştır. Gazetenin İstanbul’daki muhabirinin aktardığına göre Osmanlı hükümeti Makedonya’daki durumun izahı için yabancı temsilciliklerle iletişim kurmaya çalışmaktaydı: The New York Times, Thursday, 6 August 1903.
[
13] Lancashire Evening Post, Thursday, 6 August, 1903.
[14] Gazetelerdeki haberlere göre Bulgar isyancılarının Manastır’daki birçok Müslüman köyüne saldırarak genel isyanı başlatmışlardır. On bin isyancının Türk ordusuna saldırırken diğer bir grubun da Manastır Vilayeti’nde
saldırılar yaptıkları aktarılmaktadır. Hüseyin Hilmi Paşa’ya dayandırılan haber de ise isyancıların Kastoria’ya [Kesriye] saldırarak buradaki ahaliyi katlettikleri, ayrıca hapishanedeki tutukluları da diri diri yaktıkları belirtiliyordu. Saldırılar esnasında bazı Rumların da
katledilmesi üzerine Yunanistan bölgedeki Rum reayanın korunması talebini Babıâli’ye iletmişti. Sunderland Daily Echo and Shipping Gazette, Monday, 10 August 1903; Gloucister Citizen, Monday, 10 August 1903.
[15] Bulgar isyancılar Kruşevo hükümet konağını havaya uçurmuş ve elli
Türk hayatını kaybetmiştir. İsyancıların vahşice saldırmaları Müslüman ahaliyi dehşete düşürmüştür. 9 Ağustos’ta Hüseyin Hilmi Paşa isyancıların Kastoria’ya [Kesriye] saldırarak ahaliyi çoluk-çocuk demeden katlettiklerini bazılarını da canlı canlı yaktıklarını duyurmuştur.
Bulgar çetelerinin yapmış oldukları saldırılara karşı Müslüman ahali birlikleri kurmuş ve isyancılara karşı kendilerini korumaya çalışmıştır. The New York Times, Sunday, 9 August 1903; Tuesday, 11 August 1903.
[16] Kruşevo’da 8-9 Ağustos’ta meydana gelen çatışmada her iki
taraftan toplam 160 kayıp verilmiştir. Manchester Courier and Lancashire General Advertiser, Monday, 10August 1903.
[17] The New York Times’a göre isyan her ne kadar yerel Bulgar ahali tarafından destek verilse de maddi nedenlerden ötürü başarısızlığa uğrayacaktır: The New York
Times, Saturday, 8 August 1903; Debre’deki Bulgarlar Arnavutları kışkırtmaya çalışmıştı. Fakat hükümetin Arnavutları teskin etme çabası netice vermiş ve köylerini terk etmiş olan Arnavutlar evlerine geri dönmüştü. İsyanın Makedonya geneline yayılmasından endişe eden yabancı
sefaretler Osmanlı hükümetine Müslümanların isyancılarla çatışmasını engellemesi gerektiğine dair tavsiyelerde bulunmuşlardı: The New York Times, Sunday, 9 August 1903.
Yakup Ahbab, Amerikan ve İngiliz basınında İlinden İsyanı (1903), Karadeniz Teknik Üniversitesi,
Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (KAREN), 2015 1/1 s. 119-151
110 yıl önce bugün 15 Kasim 1912'de Balkan Muharebeleri Sırasında #CisriMustafapaşa'da(Bulgaristan) Bulunan İngiliz Gazeteci Philip Gibbs’in İzlediği Balkan Harbinin simge fotoğraflarına yansıyan elim bir vaka İki Türk’ün İdam Edilmesi İle İlgili #TheGraphic Dergisine Yolladığı
Fotoğraflı Haber.
The Graphıc – 30 November 1912 No:2244
s:818-819
15 Kasım Cuma günü, akşamüstü günesi Marita’ya altın parıltıları gibi vurduğu zaman, arka bahçede yaşanan bir olayı izlemek üzere Bulgaristan Cisri Mustafa Paşa’nın ana caddesine gittim.
Binlerce insanın öldürüldüğü bir savaşta cinayet sonrası suçüstü yakalanan iki Türk’ün asılması pek de önemli bir olay sayılmazdı. Ancak onlar için hayatlarının son perdesinde arka bahçede Bulgar izleyiciler önünde sergileyecekleri davranış, Türk hakimiyetinde geçen yıllarda
Siyasal bir söylem ve yalandan ibaret olan 1915 olaylarıyla Her 24 Nisan ısıtılıp gündeme getirmeye çalışanların asıl amacı üzeri bir duvar gibi örülmeye çalışılan bir gerçek olan bizim bile hatırlamadığımız 144 yıl önce bugün (24 Nisan 1877) 93 harbi ile başlayan 5 milyon
soydaşımizin canına ırzına malına malolacak bununla birlikte yerinden yurdundan vatanindan edecek 19 yy başlarindan ilk Sırp isyanları ve ilerdeki isyan ve katliamlara örnek teşkil edecek 1821'deki Yunan isyani, 93 harbi ile Balkan Harbi katliamlari ve soykırmlarıdir
Asil soykırim ve katliam 1804'den 1912 kadar olan süreç içinde isyanlar ve 144 yıl önce bugün başlayan 93 harbi ile 1912 deki Balkan harpleri neticesinde Balkanlarda Türklere karşı yapılmiştir..
"Bizim sanatımızın mertebesinden, milletimizin ululuğundan en ufak bir şüphemiz yoktur ki başkalarının ağzına bakalım. Böylece en temiz ve saf şekilde sanat ifadesine erişen millet, çapraşık yollara giremez. Ezelden, büyük nimete erişmiştir; onun kadrini bilmelidir"
Büyük Türk mimar-mühendisi ve mimarlık tarihi araştırmacısı Ekrem Hakki Ayverdi'yi vefatının 37.yılında rahmet ve saygı ile anıyorum
Osmanlı nın Kendini En İyi İfade Ettiği Sanat Kolu Mimaridir
''Abideleri seviyor musunuz? Seviniz; çok seviniz. Eğer üstünde durmadınız, onlarla bir alış – veriş kurmadınızsa kalb gözünüzü açınız; abidelerle konuşmayı öğreniniz. Bunun için lüzumu kadar temas imkânı hazırlayın.
Tüm Çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun
Turgut Özakman'dan bir çocuk hikâyesi ;
Sakarya Savaşlarının ilk günleriydi. Ordumuz bazen zor zamanlar yaşıyordu. Tam bir ölüm kalım savaşı idi. Vatan savunmasında çok büyük kayıplar veriliyordu.Sakarya
boylarında zor zamanlar yaşanıyordu. Sakarya boylarında ordumuz bozulsa Ankara'yı kaybedecek, belki de her şeyi kaybedecektik.
İstanbul büyük bir heyecan içinde savaşın sonunu bekliyordu. İngiliz işgaline rağmen İstanbul Hilâl-i Ahmer Şubesi(Kızılayı), kendiliğinden İstanbul’da
birkaç yerde Anadolu’ya bir yardım kampanyası başlattı. Toplanan yardımlarla askerlere silah, cephane temin edilecekti.
Bu bir vatan savunmasıydı.
Yardım toplanan Hilâl-i Ahmer Şubelerinin önünde uzun kuyruklar oluşuyor, herkes gönlünden ne koparsa veriyordu.
Güzel #İşkodrâ !! #Rumeli'nin çiçeği ıhlamur kokulu şehri, #Üsküdar'ın isimdaşi idi (Scutari) Çoğumuzun ismini bile bilmediğimiz yada unuttuğumuz Rumeli'den en son çiktiğimiz kale ve bir Vatan topragi idi !! 108 yıl once bugün veda ettik
Kaybının 108. yılında (22-23 Nisan 1913 ) güzel hatıraları ile yad ederken başta #İşkodra Müdafii Şehit Hasan Rıza Paşa olmak üzere tum.şehitlerimizi Rahmet ve saygiyla.aniyorum..
108 yıl önce #İskodra'ya veda 22-23 Nisan 1913 Balkan Harbinde Rumelide'ki son toprağımız İşkodra'da (Arnavutluk) Osmanlı Yönetiminin sonu ;
Karadağ Kralı Nicholas şehri Esat Toptani'den teslim alıyor
Bulgarlar, 3 Kasım’da Çorlu’yu, 6 Kasım’da Tekirdağ’ı işgal eder. Hedef Çatalca üstünden Çarigrad’dır (İstanbul). “Osmanlı ordusu kalıntıları, kovalanmadıkları için”, rastgele yönlere yayılırlar. “Kırlarda, ovalarda 100.000 kaçan asker
yürüyor, dolaşıyor, ‘Ekmek! Ekmek!’ diye bağırıyordu. Korkunç kâbus –açlık- kahrediyordu”. Yenilenler, “aç, tok yürümek zorundaydı. IV., I. ve II. Kolordular, sürü manzarasını taşıyordu. Ne amir vardı, ne emir. Askerler silahlarını atmışlardı. Çoğu, o müthiş soğukta, postallarını
bile çıkarmıştı, aralıksız sağanak altında yalınayak yürüyordu. Çünkü çamura bulanmış olan postallarının ağırlığını o batak yollarda çekmeye takatleri yoktu. Bütün çevre köy ve kasabaların sakinleri de arabaları, eşyaları, hayvanları ve çocuklarıyla İstanbul’a akın ediyorlardı..