DOĞU KARADENİZ'İN VAMPİR KELEBEĞİ Ricania Simulans 'a bir bakalım..
Ülkemizde son 10 senedir bulunan ve Gürcistan ile Türkiye arasındaki sınır hareketliliği nedeniyle buradan gelen bulaşık bitki materyalleri ile zararlının ülkemize
bulaştığı düşünülmektedir. #hangitür
Ricania simulans ; Taksonomik olarak Hemiptera takımının Ricaniidae familyasında bulunur. Adı kelebek olarak anılsa da, görünüşünün dışında kelebek değildir.
Zararlı 2009 yılından itibaren Doğu Karadeniz bölgesinde ürünlerde ciddi zararlar yapmaya başlamıştır. Bölge halkı bireysel mücadeleden ziyade, toplu mücadele yöntemlerine yönelmeliler.
Zararlı en yaygın konukçuları ise mürver, fasulye, kivi, yabani böğürtlen, ortanca, incir, kızılağaç, karayemiş, çay ve asma olduğu belirlenmiştir.
Nimfler; Mayıs ortasından itibaren çıkarak 5 nimf dönemi geçirir. Erginler ise temmuz başında çıkarak yumurtalarını ağustos başından itibaren koyar.
Kışı yumurta döneminde geçirerek yılda bir nesil verir.
Nimfler için önemli olan husus; ilk önce tarım alanlarının kenarında yer alan mürver, yabani böğürtlen, ısırgan ve pelin gibi yabancı otlar, çit bitkileri ve asma gibi yumurtaların yoğun olarak bırakıldığı bitkilerde görülmekte ve daha
sonra buralardan kültür bitkilerine geçerler
Mücadele konusunda dikkat edilmesi gereken dönem nimflerin bu dönemidir. Yabancıotların ve çit bitkilerini kültür bitkilerinin yanında bulundurmamak zararlıya karşı populasyon azaltıcı kültürel mücadele yöntemidir.
Fındık, kivi, kızılağaç, karayemiş ve incir gibi
konukçuların daha çok dip sürgünleri ve taze uç sürgünlerinde beslenir. Kültür bitkilerinden
fasulyede özellikle çiçeklenme döneminde yoğun olarak zarar yaptığı görülür..
Dişileri bitki dokularını oyarak içerisine yumurta koyarlar. Doku içerisine yumurtalar gruplar halinde konur. Yumurta sayısı 50 civarında olup, yumurtalar kışlamaktadır. Yumurtalar oval yapıda olup, şeffaftırlar.
Yumurtlama dönemi Ağustos ayı başında olmakta, Mayıs ayı içinde yumurtaların açılımı gerçekleşmektedir. Bu açılım kışın yumuşak ve sert geçmesine göre olur.Yiyecek bulamamaları populasyonu kırabilir.
Nimfler sarı renkte olup kahverengi lekeler vardır. Olgun nimfler tavus kuşunu andırırlar. Beyaz beyaz parlayarak koloni oluştururlar.
Yumurta konulan dokular ölmektedir. Yumurtalara yarı odunsu bölgelerde de olduğu gibi taze sürgülerdede rastlanmaktadır. Taze sürgün olan her bitkide zararı görülmektedir.
Zararlının yumurta bırakma tercihinde en önemli faktörün, bitki türünden çok, konukçuda yumurta koymaya elverişli sürgünlerin bulunup bulunmaması olduğu belirlenmiştir.Zararlı yumurta koymak için daha çok kuru ya da kurumaya yüz tutmuş sürgünleri tercih etmektedir.
Zararlının mücadelesinde kullanılan yöntem, kültürel ve biyolojik mücadele olmalıdır. Gürcistanda 50 senedir var olan bu tür, bizde doğal düşmanlarının varlığı olmadığından sorun teşkil eder.
Zararlı kışı konukçu bitkinin kurumuş dal ve sürgünlerinde yumurta olarak geçirdiği için ; kurumuş dal , bitki artıklarının nimfler çıkmadan temizlenmesi önemli ölçüde mücadele sağlar.
Ayrıca, biyolojik mücadelesine yönelik olarak Formica rufa (Kırmızı Orman Karıncası),Böcekçil kuşlar,Asiliidae familyası (yusufcuk) ve entomopatojen mantar olan Lecanicillium muscarium 'un etkili olduğu saptanmıştır.
Her biyolojik mücadele de olduğu gibi, ricania simulans ile de mücadele edilirken, toplu halde önce kültürel ve mekanik mücadele yöntemlerini kullanmak, daha sonra ise biyolojik ajanları mücadeleye katmak gerekir.
Bölgede ki bilinçsizce yapılacak olan ilaçlamaların, etkinlikleri engellediği doğal düşmanların yaşamını da sonlandırdığını ve ekolojik dengeyi bozduğunu unutmamak gerekir.
Merhaba dünyanın en çok çay tüketen insanları.
Dünya'da ve Türkiye'de çayın hikayesi. 🌐🍃☕🥄
1️⃣-1️⃣8️⃣
✍🏻 @emre_ayhan_16
2️⃣
Çayın hikayesi aslında M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğu'na kadar dayanır. Efsaneye göre Çin’in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur. İmparator, işte bu keşifle birlikte çayın büyüsüne kapılır ve yine efsaneye göre yedi +
3️⃣
yıl boyunca o bölgede kalarak sürekli çay içer.
Çayın Avrupa’da ilk söz edilişi ise yüzlerce yıl önce, 1559 yılında gerçekleşir. 1606 yılı ise çayın Avrupa’yla tanıştığı yıl olarak tarihe geçer. 1635 yılından sonra, Hollanda ve Fransa, Avrupa’da çay tüketimine öncülük eden +
1️⃣Esnek yakıtlı araçlar (flexible fuel vehicles – FFV’s)
Bu tabir en genel anlamıyla sadece petrol bazlı yakıt kullanmayan araçlar için kullanılan bir isimlendirmedir. Mısır ya da şeker kamışının damıtılması sonucu elde edilen etanol bir çeşit esnek yakıt uygulamasıdır. +
2️⃣
+ Bildiğimiz kurşunsuz benzine %85’e varan oranlarda karıştırılarak elde edilen etanol de en az kurşunsuz benzin kadar kaliteli ve daha temiz bir yanma sağlar. Etanol'ün dışında alkol bazlı metanol gelmektedir. Karışım oranları; E85, E10 ve M85 vs. olabilmektedir. +
3️⃣
+ Kısaca esnek yakıtlı araçlar, benzinle değişik oranlarda karıştırılan bioetanolü (gasohol) kullanabilen araçlardır. Bazı büyük otomotiv firmaları FFV’lerin satışına yönelik olarak, bu günlerde bio-etanolün oldukça popüler olduğu Brezilya’da çalışmalar yürütmektedir. +
1️⃣Kenevir üretiminin yaygınlaştırılması için bilimsel çalışmalara yönelen Yozgat Bozok Üniversitesi'nin Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadağ, yeni nesil bataryaların üretiminde kenevirden yararlanılacağını söyledi.
2️⃣Yerli otomobil bataryası için kenevir kullanılabilir mi?
Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadağ’ın iddialı açıklamaları şu şekilde, “Süper kapasitör yapımında kenevirden yararlanılıyor. Biz de bu yönde Ar-Ge merkezi kuracağız. Bozok Üniversitesi, kenevire
3️⃣dayalı batarya üretecek. Kenevir kullanılarak üretilen bataryaların mevcut bataryalardan ömrü çok daha uzun. 200 kat daha uzun ömürlü olan bir bataryadan bahsediyoruz. Biz, neden yerli otomobilimizin bataryasını üretmeyelim? Kenevir esaslı batarya yapımında öncü bir üniversite
#madeinturkey#şeftali#nektar
Ülkemiz de ne üretiliyor, neyi ihracat ediyoruz diyenlere.
Şeftali ve nektarin, Bursa iliyle özdeşleşmiş bir meyve olup, ihracatta ilk sira Rusyadadır. Corona virus pandemisi ile , çine kapatılan ihracat kapıları, ülkemize çevrilmiştir.
EGE İhracatçı Birlikleri'nden (EİB) derlediği verilere göre, 2019'da 45 ülkeye ihraç edilen şeftaliden 42 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Bu yıl ise hem kalite hem de verimde artış yaşanan şeftalide ihracat da arttı.
Ocak-mayıs döneminde Türkiye'nin şeftali ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 36 artarak, 7 bin 955 tondan 10 bin 807 tona, değer bazında ise 7 milyon 93 bin dolardan yüzde 44 artışla 10 milyon 218 bin dolara yükseldi.
Evde çelik ile basit LAVANTA çoğaltma işlemi ;
Bu bilgisel de , Lavantayı olgun bitkilerden alınan çelikler ile nasıl çoğaltabileceğimizden ve gövdeleri su veya toprak içerisinde nasıl köklendirebileceğimizden bahsedeceğiz.
Köklendirme İçin malzemeler:
- Çoğaltma Toprağı ( Perlit ve vermikülit karışımı)
- Bir saksı veya benzeri bir kap
- Köklendirme hormonu
- Keskin, steril bir makas veya keskin bir bıçak
- Plastik torba
Lavantayı evinizin içinde veya dışında kuru bir iklimde yetiştirmeyi amaçlıyorsanız ortamın nemi çok önemlidir.
Bunun için özel olarak üretilen çimlendirme hazneleri var. Eliniz de yoksa; çeliklediğiniz kabın üzerini şeffaf bir poşet ile örtebilirsiniz.
Daha önceden #lavanta hakkında bilgi vermiştik, bugün ise, YETİŞTİRİCİLİĞİ hakkında bilgi vereceğiz. Bu güzel bitkinin ticari yetiştiriciliği için devlet destek veriyor. Bitkinin çiçek ve çiçek saplarından yapılan uçucu yağ ,dünyada en çok ticareti olanlardandır. #yetiştiricilik
LAVANTA ; 1 m 'ye kadar boylanabilen yarı çalımsı ve çok yıllık bitkidir. 40 farklı türü olan lavanta, 200-1600 rakım aralığında yetişir. üretimi ekiminin ardından 2. yılda başlar.
TİCARİ olarak uçucu yağı ;
Kozmetik parfüm sanayinde,
Sabun ve tütsü yapımında,
İlaç sanayinde,
Ağrı kesici, sakinleştirici ve uykusuzluk giderici olarak aroma terapide
Çiçekleri çay sanayin de ,
Bal sanayinde kullanılır.