Hayatı boyunca tek bir motosikleti modifiye ederek hız rekorları kıran, iki teker dünyasının efsane isimlerinden Burt James Munro’nun hikayesi anlatıyoruz.
Yıl 1899, Yeni Zelanda’dayız. Çocukluğundan beri motorlara ilgili olan Burt, 21 yaşında ilk motosikletini satın aldı. Aldığı motosiklet ile maksimum 100 km/sa hıza ulaşıyor, ancak tatmin olmuyordu. Daha fazla nasıl hızlanabileceğini düşünmeye başladı.
Kendi imkanlarıyla motoruna modifiye yapmaya başlayan Burt, giderek daha yüksek hızlara ulaşıyordu. Bu tutkusu onu hız yarışlarına katılmaya kadar götürdü. 1938 yılında katıldığı yerel bir yarışta 193 km/sa hıza ulaşarak ilk yarışını kazandı.
1940’ta bu kez ülke çapında düzenlenen bir yarışa katıldı ve saatte 195 km hız yaparak ülkesinin en hızlı motor sporcusu oldu. Burt’un imkansızlıklar içinde, 20 yıllık modifiyeli motoruyla yakaladığı bu başarı adını tüm ülkeye, hatta yurt dışına bile duyurdu.
Modifiye işinde o kadar başarılıydı ki kamyonetlerden çıkardığı dingilleri kullanarak, efsane motorunun iskeletini değiştirmişti. Ardından vitesinden, pistonlarına kadar A’dan Z’ye her şeyi kendisi geliştirdi. En sonunda motorun hacmini 1000 cc’ye kadar çıkarmayı başardı.
20 Ağsutos 1962’de, bu kez ABD’nin Oregon eyaletinde düzenlenen dünya çapındaki bir yarışa katıldı. Saatte 290 km hıza ulaştığı bu yarışta birinciliği göğüslemeyi başardı. Altındaki canavar her ne kadar çok değişse de 42 yıllık, çıtır hasarlı bir motordu.
Döneminin en hızlı isimlerinden birisi olmayı başaran Munro, 1967 yılında katıldığı bir yarışta saatte 296 kilometre hıza ulaşarak dünya rekoru kırdı. 68 yaşındaki efsane, bu zaferiyle tarihe geçmişti. Kendisi gibi yaşlı motoruyla gençlerin idolü haline geldi.
1977 yılında kısmi felce yakalanan Munro, yeteneğini kaybettiği için efsane motosikletini sattı, 1978 yılında ise hayatını kaybetti. Kendisinin ve biricik yol arkadaşı motosikletinin hikayesini anlatan ‘Fastest Indian Man’ isimli filmi izlemenizi tavsiye ederiz.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Meğer biz GTA 6 için Rockstar'ı darlarken, Rockstar da çalışanlarını darlıyormuş...
📌Pek çok insanın hayali olan Rockstar Games'te çalışmak o kadar da 'iyi bir şey' değilmiş dedirten çalışma koşullarını anlatıyoruz.
Red Dead Redemption 2'nin piyasaya sürülmesinin ardından Rockstar çalışanları, şirketi adeta topa tutmuş ve pek çoğu "haftada neredeyse 100 saat çalıştığını" söylemişti.
📌 Rockstar Games'in savunması ise "Hiç kimsenin bu şekilde çalışmasını talep etmiyoruz." olmuştu.
Tabii bu açıklamadan sonra tepkiler büyümeye devam etti ve Dan Houser haftada 100 saat çalışma sisteminin yalnızca "bir grup insana" ve "3 hafta boyunca" uygulandığını söyledi.
Tosuncuk’u bile kıskandıran Elizabeth Holmes’u duyan var mı? Kendisi, bırakın mavi yumurta ve olmayan inekler satmayı, doğrudan Silikon Vadisi’ni dolandırdı ve 4,5 milyar dolar servete ulaştı. Peki böylesine büyük bir vurgun nasıl gerçekleşti? Gelin yakından bakalım.
Elizabeth, 1984 yılında dünyaya geldi ve Enron Davası’yla adı yolsuzluğa karışan ailesinin iyi günlerine kavuşması gerektiği misyonuyla yetiştirildi. Ancak armut pek de uzağa düşmeyecekti…
Parlak zekasıyla Stanford’da Kimya Mühendisliği bölümünü kazandı fakat gözünü bürüyen hırs yüzünden ikinci sınıfta bölümü bıraktı. Elizabeth’in okulu terk etmesiyse bir son değil, her şeyin başlangıcıydı.
Sürekli 'ne izlesem?' diye düşünenlere özel fava atmalık liste geldi.
21. yüzyılın en iyi 100 dizisi 👇
1. The Wire 2. Mad Men 3. Breaking Bad 4. Fleabag 5. Game of Thrones 6. I May Destroy You 7. The Leftovers 8. The Americans 9. The Office (UK) 10. Succession
...
Bu liste BBC tarafından yapılan ve 43 ülkeden 206 sinema uzmanının katıldığı anket sonuçlarına göre oluşturuldu.
11. BoJack Horseman 12. Six Feet Under 13. Twin Peaks: The Return 14. Atlanta 15. Chernobyl 16. The Crown 17. 30 Rock 18. Deadwood 19. Lost 20. The Thick of It
...
21. Curb Your Enthusiasm 22. Black Mirror 23. Better Call Saul 24. Veep 25. Sherlock 26. Watchmen 27. Line of Duty 28. Friday Night Lights 29. Parks and Recreation 30. Girls
...
144 yıl önce telefonun patentini alan Graham Bell, telefonun mucidi olarak anılıyor. Ancak Graham Bell’den önce telefonu icat eden ve patentini alan başka bir mucit daha var... Gelin tarihin tozlu sayfaları arasında telefonun icadına doğru bir yolculuğa çıkalım.
Antonio Meucci, 13 Nisan 1808 tarihlerinde İtalya’da dünyaya geldi. Toplamda 9 çocukları olan Meucci ailesi, ekonomik olarak oldukça zorlu günler yaşıyordu. Antonio, 15 yaşında Florence Akademisini kazanan en genç insan olarak kimya ve makine mühendisliği okumaya başladı.
Ancak ekonomik zorluklar peşini bırakmıyordu ve iki yıl sonra okulu bırakmak zorunda kaldı. Bir süre iş aradıktan sonra Floransa Teatro della Pergola tiyatrosunun sahne ışıklarını ve seslerini geliştirmek üzere çalıştı.
Uçağın icadından 13 yıl sonra uçak motoru üretmeye başlayan, savaşta fabrikası bombalanınca 15 yıl mutfak malzemesi üreten, ancak günümüzün otomotiv devi olan BMW’nin çarpıcı hikayesini anlatıyoruz.
1903’te tarihin ilk uçağını havalandıran Wright kardeşler, yaptıkları keşfin nelere yol açacağından haberdar değillerdi. 1914’te I. Dünya Savaşı başladığında uçaklar, tarihin en ölümcül silahı haline gelmişti. Savaşa giren ülkelerin uçaklara ve uçak motorlarına ihtiyacı vardı.
Almanya’nın Münih kentinde yaşayan Karl Friedrich Rapp, bu ihtiyacı karşılamak için uçak motoru üretmeye karar verdi, fabrika kurdu. Gökyüzü için mavi, pervaneler için beyaz rengi kullandığı bir logo tasarladı ve piyasaya girdi.