🔵 İŞTE ZEKAİ AKSAKALLI'NIN ÖLÜM EMRİNİ VERDİĞİ KOMUTAN
Nordic Monitor, 15 Temmuz'un en karanlık olaylarından bir tanesinin izini sürdü ve inanılmaz bilgilere ulaştı.
Gül döneminin Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhammet Tanju Poshor'a yapılan suikastın ayrıntıları...
Kosova Barış Gücü'nde görevli Kurmay Albay M.Tanju Poshor ailesini karayolu ile götürmek üzere izin alarak geldiği Ankara'da sicil amiri Orgeneral Yaşar Güler tarafından Muhafız Alayı'nın faaliyetlerine gözlemci olarak katılması için yazılı emir alır.
Muhafız Alayı'nın faaliyetlerini izlerken IŞİD'in TRT binasını işgal eylemine giriştiği ihbarı üzerine yardım istenen birlikle TRT'ye gider. Herhangi bir komuta yetkisi olmadığını söyleyen Poshor mahkemede "Bomba arama köpeğiyle darbe yapmaya mı gidilir?" demişti.
TRT binasını saran 40 kadar polisin bahçede bekleyen askerlere ateş açması sonrası neler olduğunu öğrenen Poshor polislerin yanına giderek ateşi kestirir askerlerin başındaki rütbeliyle konuşup askerleri çekileceğini söyler.
Tam o esnada gökyüzünde beliren helikopterden Nizamiye yanındaki askerlere doğru ateş edilir. Birçok asker şarapnel parçası ile yaralanırken Poshor vurularak yere düşer. Poshor helikopter ateşinden değil ne polisin ne askerin kullandığı 9mm mermi ile sırtından vurulmuştur.
Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Poshor'un öldürüldüğünü o gece konuştuğu irtibatlarına haber vermektedir. İlk haber Oda tv'de yayınlanır. Balyoz Seminerine katıldığı, mahkemede sanıkların lehine ifade verdiği halde ceza almamasından dolayı Poshor kara listededir.
Ancak Poshor ölmemiş Gata'ya kaldırılmıştır. Ameliyata alınmaya hazırlanırken hastaneyi basan kimliği belirsiz kişiler tarafından gözaltına alınır ve tutuklanana kadar ağır işkence göreceği gözaltı merkezine götürülür.
POSHOR (1): Aksakallı ile ilgili ilginç bir durum var ondan da bahsetmek istiyorum. Aksakallı ile ilgili o gece kendi birliğine gitmiyor Kendisini çok iyi tanırım. Sağı solu arayarak onu vur bunu vur emirleri veriyor, vurulmasını emrettiği kişilerden biri de benim.
POSHOR (2): Aksakallı benim TRT'de
olduğumu nereden biliyor, vurulmam için kime emir veriyor. Bu kişi Zekai'ye görev tamamlandı tekmili verdikten sonra benim öldüğümü daha sonra başka bir yerde de ismi geçecek olan Mustafa Önsel üstünden Oda TV'ye Müyesser Yıldız'a bildiriyor.
POSHOR (3):16 Temmuzda Oda TV öldüğümü haber yapıyor. Tabi Zekai'nin o gece telefonla görüştüğü kişiler ve bunlar arasında TRT'de baz istasyonunda sinyal verenler tespit edilebilir, bu hususlar bu güne
kadar araştırılmadı, bir tezgahın kumpasın ortaya çıkarılması için önemli.
POSHOR(4): Benim gözaltına alınmam işkencenin ve hukuksuzluğun da başlangıcıdır. GATA'da iddianamede yazılanın aksine tedavim tamamlanmadan 16 Temmuz 2016 sabahı ameliyathaneden ameliyata hazırlanırken
gözaltına alındım.
POSHOR(5): Savaşta bile askıya alınmayacak tedavi hakkım ihlal edilerek Merkez Komutanlığı'ndan hiç kimse olmadan ameliyathaneden çıplak vaziyette kim olduğunu bilmediğim kişiler tarafından darp edilerek, sırtımda açık yara olmasına rağmen ters kelepçelenerek gözaltına alındım.
POSHOR(6): Nazi Kamplarındaki gibi çıplak vaziyette dizlerinin üstünde başlar öne eğik olarak tutuluyor, aralarında bulunan sivil kıyafetli polisler ve bir kısım üniformaları askerlerce ki bu askerlerin başında da o zaman binbaşı rütbesinde olan Barış Dedebağ vardı
POSHOR(7): Barış Dedebağ'da ordaki pek çok kişiye özellikle generallere ve bana da darp ederek işkenceye katılmıştır, ismini de burda veriyorum ve suç duyurusunda bulunuyorum kendisi hakkında.
POSHOR(8): Sincan Yerleşkesinde tellerle çevrili dar asfalt zeminde, su, yemek verilmemesi, tuvalete gönderilmemesi, özellikle rütbelilerin sürekli darp edilmesi, diz üstünde ve ters kelepçeli olarak bekletilmesi benim için çok büyük sıkıntı arz etmeyen yaşadıklarımdı.
POSHOR(9): İlk sorgu grubu örgüt üyesi olmadığıma ikna oldu ancak onlara görev veren zevat ikna olmamış ulaşılan
sonucu bu sorgu grubunun beceriksizliğine bağlamış olmalı ki yaklaşık bir günlük aradan sonra yüzüm bağlanarak ters kelepçeyle başka bir sorgu
grubuyla tanıştım.
POSHOR(10): Sorular üç aşağı beş yukarı aynıydı, aynı beynin ürünü olduğu anlaşılıyordu. Bütün sorulara bütün samimiyetimle içten ve tabii, aşırı seviyede kaygı, endişe
korkuyla cevap verdim, ne yazık ki bu cevaplar beni defalarca bayıltana kadar verilen elektrikten kurtaramadı.
ETİMİN YANIK KOKUSUNA HALA ALIŞAMADIM
POSHOR(11):Ayık kaldığım zamanlarda hatırladığım acıya alışmaya başladım ama etimin yanık kokusuna bir buçuk yıldır hala alışamadım. Bu koku işkencecilerimi de
rahatsız ediyordu ki ara sıra kusanlar oluyordu aralarından.
POSHOR(12):İlk önce beni sırtüstü yere yatırdılar içlerinden oldukça yapılı ağır birisi göğsüme oturdu, iki diziyle kollarımı bastırdı bir poşet ile yüzümü kapattı kuvvetle bastırdı bu sırada başka birisi hayalarımı sıkarak çevirmeye başladı.
POSHOR(13): Acının ne olduğunu burada yaşadım kaç saniye sürdü bilmiyorum, nefessiz kaldım vücutta ne kadar sıvı varsa bulabildiği her yerden çıktı. Ağzım yüzüm poşetle kapatıldığından kusmuğumun
bir kısmını yuttum.
POSHOR(14):Avukatın ilk sorusu işkence yaptılar mı oldu, benim cevap verecek halim yoktu. İşkenceden bahsedersek devam ederler bundan hiç bahsetmeyelim dedi.
POSHOR(15): Avukatı Savcının odasına almadılar yalnız girdim sadece örgüt üyesi olduğumu itiraf edersem beni ilk duruşmada alacağını aksi takdirde beni MİT'te bir ay kadar daha tutacağını söyledi. Bana şunu sordu bu kadar işkence göreceğini biliyordun neden intihar etmedin?
Haberin @nordicmonitor ’de yayınlanan İngilizce orjinali ve belgelerin tamamı için
Nordic Monitor, 15 Temmuz'dan hemen sonra gözaltına alınan bir MİT personelinin 2018 yılında avukatı aracılığıyla mahkeme kayıtlarına geçirdiği bilgileri yayınladı. Hande Fırat, dönemin MİT Basın Müşaviri Nuh Yılmaz ile defalarca görüşmüş.
MİT personelinin yazılı olarak avukatı Ayten İzmirli'ye verdiği mektupta Hande Fırat'ın kitabında yer verdiği ve Nuh Yılmaz'ın darbe girişimini Fırat'tan öğrendiğini gösteren konuşmayı manidar bularak araştırılması için mahkemeye dilekçe verdiği de ortaya çıktı.
MİT personeli mahkemede Nuh Yılmaz'ın bir çok kereler "teşkilat usul ve metotlarını kullanarak" 15 Temmuz'dan önce Hande Fırat'la görüştüğünü belirtiyor ve kendi istihbarat tecrübelerine göre bu durumun Hande Fırat'ın MİT için görevlendirildiği anlamına geldiğini söylüyor.
Nordic Monitor, Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy'nin dün akşam paylaştığı Bayraktar videosunda fark edilmeyen bir ayrıntıyı ortaya çıkardı.
Videoda, SİHA'nın yönetildiği yer istasyonunda Türk operatörlerin görev yaptığı anlaşılıyor.
Zalujnıy'nin resmi Facebook hesabından yayınladığı videoda Türk personelin kendi arasında konuşmaları ve hedefin vurulması için birbirlerine verdikleri talimatlar duyuluyor.
Bir Türk personel "Tamam arkadaşlar bu daha iyi oldu" dedikten sonra "Kullanıyoruz "komutu veriyor ve ardından Rusya'ya ait olduğu iddia edilen topçu birlikleri komuta merkezi havaya uçuruluyor.
Nordic Monitor, Türkiye'ye Suriye üzerinden kaçak yollarla giren; 3kg patlayıcı, canlı bomba yeleği, patlayıcı düzenekleri ve el bombaları ile yakalanan 5 IŞİD'linin ceza almalarına rağmen 6 ay sonra tahliye edildiklerini ortaya çıkardı.
10 Haziran 2017 tarihinde Kilis'in Suriye sınırına yakın askerî bölgede 3'ü Azeri, 1'i Kazak ve 1'i Boşnak asıllı 5 kişi ve beraberlerinde 2 çocuk Jandarma tarafından yakalandı.
Hükümete ait medyada yakalananlarla ilgili geniş haberler yayınlandı.
Yakalanan şüpheliler ifadeleri sonrası tutuklandılar ve cezaevine gönderildiler. 3'ü kadın 2 erkek şüpheliden Azeri Serkan Aliyev ve Boşnak Begzat Spahich etkin pişmanlıktan yararlanmak istedikleri bildirdiler. Tüm sanıklar patlayıcıların kendilerine ait olduğunu reddetti.
🔵 İSVEÇ, TÜRKİYE'NİN TALEBİNİ REDDETTİ
AİHM'in Türkiye'deki yargı skandallarını teyit eden kararlarından sonra İsveç Yüksek Mahkemesi de iadesi istenen gazeteci Levent Kenez kararında Türkiye'nin delil olarak gönderdiği eylemlerin suç olmadığı gerekçesiyle iade talebini reddetti
Ülkenin en yüksek yargı mercii olan mahkeme, Türkiye'nin terör suçu olarak yolladığı tweet mesajlarını, HTS kayıtlarını ve banka bilgilerini değerlendirmeye bile almazken Kenez'in gazetecilik faaliyeti kapsamında yaptığı eylemlerin İsveç kanunlarına göre suç olmadığına hükmetti.
Kararda ayrıca Türkiye tarafından Meydan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak Gülen Cemaati'nin sözcülüğünü yapmakla suçlanan Kenez için belli bir grupla iltisaklı olsa dahi gazetecilik faaliyetinin bir suça karşılık gelemeyeceğini belirtti.
MUHALİF(!) AVUKATIN AKP'YE YALAKALIK ŞOVU
Kamuoyunda Twitter ve Google/Youtube'ın avukatı olarak bilinen Gönenç Gürkaynak, Meclis komisyonuna yaptığı sunumda AKP'nin interneti kontrol altına almak için çıkardığı kanuna, Google'ın ilk uyan şirket olmasından gurur duyduğunu söyledi
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu'nda konuşan muhalif avukat uluslararası şirketlerin, temsilci atamaları ve gelen sansür taleplerini yerine getirmelerini öngören kanun maddesine tereddütle yaklaştıklarını ancak Google gibi bir şirketin öncülük ederek örnek teşkil ettiğini söyledi
Muhalif avukat milletvekillerine, devletten gelen Youtube'u da kapsayan resmî talepleri yerine getirmeye riayet etiklerinin altını çizerek, Google'ın 2500'ü aşkın içeriği nasıl kaldırdıklarının raporlarda yer aldığını aktardı.
PİLOT YARBAY HASAN HÜSNÜ BALIKÇI: "BANA İFADEN HAZIR DEDİLER"
16 Temmuz sabahı lojmandaki evime geldim. Eşim ve çocuklarım memleketim Konya'ya gittiler. Ben 2-3 gün evimde kaldıktan Konya'ya gittim. 10 gün sonra gözaltı alındım, Ankara'ya terörle mücadele ekibine teslim edildim.
BALIKÇI (2): 2 gün kesintisiz ellerim arkada ters kelepçeli olarak süren işkence burada başladı. Gözlerim bağlı ters kelepçeli olarak bodrum katında polis grubu bana hoş geldin merak etme biz her şeyi tamamen biliyoruz diyerek benim ifademin hazır olduğunu söyleyip ayrıldılar.