a) "Sevr imzalandı" derler ama bunun delege imzası olup hukuki bağlayıcılığı bulunmadığını, antlaşma olması için Padişah imzasının gerektiğini fakat onun
2) hiçbir zaman imzalamadığını söylemezler.
b) "Musul, Batı Trakya vs. gibi vatan topraklarının işgal edildiğini" söylerler, fakat işgal edilen yerlerin bir antlaşma ile verilmeden el değiştiremeyeceğini gizlerler.
c) "Şapka kanunuyla kimse asılmadı" derler. Fakat asılanların
3) ç) şapka kanunuyla değil; şapkadan dolayı ve fakat "Teşkilatı Esasiye kanununu tağyir" suçundan idama mahkum edildiklerini anlatmazlar.Teknik kavramla aldatırlar.
d) "Atatürk döneminde din dersi vardı" deyip,din dersleri kaldırılmadan önceki din dersi kitabını gösterirler.Ama
4) daha sonra kaldırdığına dair bilgiyi vermezler.
e) "Atatürk cepheden cepheye koştu" derler ama bunun kendi mesleği olduğunu, karşılığında maaş aldığını, Samsun'a gönderilmek istenince, "ileriye dönük 3 aylık maaşımı verirseniz hareket edeceğim" dediğini gizlerler.
5) f) "Atatürk Cumhuriyeti kurdu, demokrasi getirdi, kadınlara seçme hakkı verdi" derler fakat onun döneminde seçim yapılmadığını, milletvekillerinin atama usulüyle meclise girdiklerini, tek parti rejimi olduğunu, ilk normal seçimlerin hileli de olsa ölümünden 8 sene sonra
6) yapılabildiğini, dolayısıyla erkeklerin dahi seçme hakkı bulunmadığını ve her şeyin sadece formaliteden ibaret olduğunu anlatmazlar. Osmanlı'da Anayasa, Meclis, partiler ve seçimler olduğunu söylemezler.
g) "Atatürk dilimizi yabancı kelimelerden temizledi" derler ancak
7) yabancı kelimelerden kastın arapça ve farsça kelimeler olduğunu, halbuki yığınla fransızca kelimeler alındığını belirtmezler.
ğ) "Atatürk dine karşı değildi" diyerek onun Milli Mücadele döneminde halkı peşine takmak için (tıpkı bugün seçimden evvel halktan oy alabilmek için
8) camileri dolaşıp dua eden CHP'liler gibi) din ile alakalı güzel sözlerini zikrederler, fakat ipleri eline aldıktan sonra bu söylemleri bıraktığını söylemezler, hatta aleyhte hakaretlere varan sözlerinin üstünü kapatıp sansürlerler.
h) "Atatürk bütün mal varlığını millete
9) bağışladı" derler ama bu serveti nasıl edindiğine temas bile etmezler.Aslında satmak istediğini, inönü'nün onu bağışlamaya ikna ettiğini anlatmazlar. Kardeşine ev ve maaş verdiğini, diğer manevi kızlarına da maaş bağlattığını söylemezler.
Dahası var.
Ama şimdilik bu kadar!
.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) (Bugün biraz ağzımı bozacağım)
Bizim "çapulcu tarihçi" dediğimiz kemalist sahtekarlar hala halkı aldatmaya gayret ediyorlar.
Bu artık çapulculuktan çıkıp namussuzluk halini almış duruma geldi. Ilmin namusu alenen kirletiliyor.
Bu namussuzlar, "1930" senesine ait çarşaflı➡️
2) bir kadının fotoğrafını paylaşıp; "Hani Atatürk döneminde başörtüsü ve çarşaf yasaktı" diye başlık atıyor.
Halbuki 1925 tarihli, 2413 sayılı ve “Gazi M.Kemal” imzalı; “Bilumum Devlet Memurlarının Kıyafetleri Hakkında Kararname”nin 2. maddesine göre; “Binalar dahilinde➡️
3) başı açık bulunmak kaidedir" ifadesi geçmektedir. Yani Atatürk döneminde başörtülü kadınlar memur öğretmen olamazdı.
M. Kemal halktan olan kadınların örtünmesine de karşıydı ve açılmalarını istiyordu, ancak hedefine, şapka kanununda olduğu gibi “zorla” değil “ikna” yoluyla➡️
Türkiye'deki iman-küfür kavgası Anadolu-Balkan göçmenleri arasında yaşanıyor sanki. Tabii tüm Balkan göçmenlerini kastetmiyorum ama İslam'a hakaret eden ve sürekli laiklik ve dinsizlik propagandası yapan ünlülerin soyağacına baktığımızda hep Balkanlar ile➡️
2) bir irtibat görüyoruz. Kiminin anne, kiminin ise baba tarafı oralarda doğmuş.. İsimleri kısaltarak birkaç misal vereyim:
- Ş.G. adlı sözde komedyenin annesinin babasının annesi İştip doğumlu.
- Son zamanlarda Twitter fenomeni olan B.L. adlı dizi oyuncusunun annesinin➡️
3)
babası Kavala doğumlu.
- Müstehcen içerikli sinema filmleriyle tanınan M.A. adlı oyuncunun kimliğinde yer alan ikinci soyadı, sabetayistlerin üç cemaatinden birine verilen isimdir.
- Ş.P. adlı sözde program sunucusunun babasının babası Makedonya Üsküp doğumlu.
1) M.Kemal döneminde yapılan bazı heykellerin adet, maliyet ve acı gerçeklerini derledim. Milletin derdiyle dertlenen hisli yürekler okumasın. Evvela o dönem ortalama memur maaşının 30-40 TL'cik olduğunu hatırlatayım:
1926: İstanbul Sarayburnu, Atatürk Anıtı. Tutar: 15 bin TL➡️
2) 1926: Konya, Atatürk Anıtı. Tutar: Bilinmiyor. (?)
1927: Ankara, Etnoğrafya Müzesi Önü, Atlı Atatürk Anıtı. Tutar: ?
1927: Ankara, Zafer Alanı, Atatürk Anıtı. Tutar: ?
1927: Ankara, Ulus Meydanı. Zafer Anıtı. Tutar: ?➡️
3) 1928: İstanbul Taksim, Cumhuriyet Anıtı. Tutar: 16.500 İngiliz Lirası. Başka kaynakta: 140 bin TL.
-Ortaylı, "Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek" kitabında, Yeniçeri Ağası'nın Divan-ı Hümayun üyesi olduğunu söyler, halbuki değildir. Vezir rütbesine yükelirse olabilirdi.
-Aynı kitapta, Türk çocukları da devşirilirdi der, ki-->>
2) yanlıştır.
- "Avrupa ve Biz" kitabında, Sırpsındığı Savaşı'nda bozguna uğradığımızı yazar. Oysa galip gelmiştik.
- Aynı yerde "ikinci Varna Savaşı'ndan" bahseder. Halbuki böyle bir savaş yoktur. "Bir" tane Varna Savaşı vardır.
- "Osmanlı Barışı" kitabında, "Avusturya -->>
3) İmparatoru II. Joseph" der. Halbuki o "Kutsal Roma-Cermen İmparatorudur.
- "Cumhuriyet’in ilk Yüzyılı" kitabında, CHP’nin İmam Hatip "Okulları" açtığını yazar.
Yalan.
"Kurslar" açmıştı.
Bunlar çok farklı şeylerdir. Üstelik sadece 10 aylık bir kurstu. İmam Hatip-->>
2) Atatürk, 21 Mart 1934’de, yunan istiklalinin ve cumhuriyet idaresinin 10. devir senesinin 25 Mart’ta yapılan kutlama merasimine iştirak etmek üzere kaymakam Şefik beyin kumandasındaki 5 uçaktan mürekkep hava filosu Yunanistan’a göndermişti.
Belgeler ekte.
Bu da yetmiyor-->>
3) Atatürkçü Büyükelçi Bilal Şimşir'in Türk Tarih Kurumu tarafından yayınlanan kitabındaki 25 Mart 1936 tarihli belgede, M.Kemal'in "bizzat" Yunan Cumhurbaşkanı Zaimis "Hazretlerini" tebrik ettiği görülüyor.