ABD'NİN "SARMALADIĞI" ÜLKE:ERMENİSTAN
1-Evet sevgili dostlar,Azerbaycan ile Ermenistan arasında başlayan çatışmaların 7. günündeyiz...Dağlık Karabağ sorunu nedeni ile uzun süredir gergin olan ilişkiler, iki ülkenin son 3 yıldaki silahlanma yarışı aslında bugünü bize gösteriyordu.
2-Tabii tüm bu süreç içerisinde gerek tarihsel gerekse kültürel bağlarımız olan Azerbaycan'ın ekonomik,sosyal ve siyasi durumu ile biz Türk vatandaşları olarak çok daha ilgiliydik,Azerbaycan hakkında bu konularda çok daha fazla bilgi sahibiydik...
3-Ama ya Ermenistan? 24 Nisan'dan 24 Nisan'a Ermenistan "Ermeni soykırımı" iddiasını gündeme taşıdığında kendi tezlerimizi savunmaktan,hamasi nutuklar atmaktan,Twitter'da esip gürlemekten başka bu ülke hakkında ne biliyorduk?
4-İşin doğrusunu söyleyelim hadi kendimize...Buradan baktığımızda Ermenistan bizim açımızdan,küçük,fakir,tarihsel husumetlerimiz olan ama neticede önemsiz bir ülkeydi...
5-Ama buradan binlerce kilometre örtedem,Washington D.C'den bakıldığı zaman durum hiç de öyle değildi...Hatta sandığımızın tam tersine Ermenistan ABD için "Stratejik" önem taşıyan bir ülkeydi...
6-Bu gece sizlerle ABD'nin kendisi için Ermenistan'ın neden bu kadar önemli olduğundan,Ermenistan'ı bir ağ misali nasıl sarıp "Sarmaladığına" kadar uzanan bir flood yapacağız...
7-E bu kadar peşrev de yeter zaten.Sizler hazırsanız biz de hazırız,işte başlıyoruz.Çayı kahveyi kapan gelsin...
8-Tarih yaprakları 1970'lerin sonunu gösterdiğinde ABD'de kamuoyu CIA'nın ABD adına yabancı ülkelerde yaptığı operasyonlardan rahatsızlık duymaya başlamış,Kongre'de bu noktada ABD yönetimini sıkıştırmaya başlamıştır...
9-1970'lerin sonu itibariyle yaşanan bu gelişme ABD devletini yeni bir proje geliştirmeye zorlayacaktır...ABD'de Reagan'ın başkan seçilmesi sonrasında CIA ve NSA Başkan Reagan'a uzun birifingler sunarak yeni projeyi açıklarlar...
8-Bu brifinglerde sunulan rapora göre SSCB maksimum 15 ene içerisinde çökecektir.Bu durum bazı önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Zira ABD nüfuzu altında bulunan Batı Bloğu'nu Komünizm tehdidi ile korkutarak yönetmektedir.
9-Bununla birlikte Soğuk Savaş dönemi uluslararası koşullarında ABD özellikle CIA eli ile yabancı devletlerde gerçekleştirdiği "yasal olmayan" operasyonlarını Komünizm ile mücadele kılıfı ile maskelerken, bu çöküş artık bu maskeleme şansını da ortadan kaldıracaktır...
10-Ve özellikle yabancı ülkelerde yapılan yasadışı operasyonların yasallığının Batı dünyasında sorgulanmasının önüne geçmek için bir "Formül" üretilmelidir.
11-Ancak bu öyle bir formül olmalıdır ki hem bu yasadışı operasyonları legalize etmeli, hem de asıl büyük "proje" doğrultusunda ülkeleri manipüle ederek siyasal ve sosyal çatışmalara,hatta bölünmelere zemin hazırlamalı, hatta yeri geldiğinde bu süreçleri bizzat yönlendirmelidir.
12-Ancak Reagan'a bu brifingleri verenler çoktan bu "Formülü" de hazırlamışlardır... Gerekli bilgilendirme yapılır ve Reagan'ın imzası ile birlikte ABD'nin son 50 yıldaki en önemli projelerinden bir tanesi start alır: PROJECT DEMOCRACY...
13-Peki nedir, ne menem bir şeydir bu PROJECT DEMOCRACY?...
14-Bu proje ABD'nin çıkarlarına uygun siyasal operasyonları Dünya genelinde üzeri örtülü ve "sivil" biçimde, "HÜKÜMET DIŞI KURULUŞLAR" olarak tanımlanan Non-Governmental Organizations-NGO'ları kurgulayarak hayata geçirme temel esasına dayanmaktadır...
15-Bu NGO ismi daha sonra ülkeye göre değişecek kiminde "Sivil Toplum Kuruluşu", kimisinde "Kar Amacı Gütmeyen Kuruluş", kimisinde "Vatandaş derneği/platformu" şekline dönüşecektir...
16-Peki sistem nasıl işleyecektir? Anlatalım efendim... Öncelikle NED ismi ile bir çatı örgütü/kurumu kurulur... NED'in finans kaynağı ise direkt olarak ABD Hazine Bakanlığı'dır...(Bu arada bu NED'i not edin ilerleyen bölümlerde karşımıza çıkacak yine zira)
17-ABD'de Cumhuriyetçi Parti'ye yakın olan NGO faal hale getirilir yani IRI... E tabii bir de Demokrat Parti'ye yakın bir NGO daha ortaya çıkar: NDI... İşte sistem aslında tam da bundan sonra işlemeye başlamaktadır...
18-Öncelikle "Operasyon yapılacak ülke" belirlenir. Bu ülkenin siyasal ve sosyal duygu haritası ile temel eğilimleri analiz edilir... Bu ülke eğer sol eğilimli bir ülke ise devreye NDI, daha muhafazakar/liberal genel sağ politikalara eğilimli bir ülke ise devreye NDI sokulur...
19-Bazı stratejik ülke ve operasyonlarda ise NED ve IRI ikisi birlikte devreye alınır... NED ve IRI, finansmanlarını tepe kuruluş olarak konumlandırılan NED'den sağlar... NED ise parayı ABD hazine bakanlığından aldığından aslında operasyonları ABD devleti finanse etmektedir...
20-NED ve IRI hangi ülkede faaliyet göstereceklerse önce buralarda var olan kendi siyasal görüşlerine yakın vakıflar ile temasa geçer... Eğer böyle bir vakıf yoksa derhal kurdurulur...
21-Sonrasında bu vakıflar "proje partnerliği" adı altında fonlanır ve finanse edilir... Bu kurdurulan vakıflar operasyon yapılacak ülkede özellikle çeşitli etnik kökenler üzerinde yoğunlaşırlar...
22-Özellikle akademisyenler bu vakıflara dahil edilerek diğer önemli ayak olan "Eğitim kurumları" ayağına geçiş yapılır...Öte yandan işin "Kültür" ayağı da ihmal edilmez...
23-Daha sonra yine bu vakıflar eli ile ülkelerdeki çeşitli etkin medya grupları ile temas sağlanır, ABD'li "önemli dostlar" ile tanıştırılan bu medya gruplarına vakıflar kurdurulur yahut var olan vakıfları NED yahut IRI tarafından kurdurulmuş olan vakıflar ile "PARTNER" olur...
24-Siyasal olarak hangi kanattan bir operasyon gerçekleştirilecekse bu siyasal eğilimin önce gelen isimlerinin NED yahut IRI'nin kurdurduğu vakıflar ile +++
25-yahut az sonra belirteceğimiz üzere bu NGO projesini kendisine uyarlayarak adeta dışişleri politikasının bel kemiği haline getiren Alman vakıfları ile bağlantılı yahut "PARTNER" olan vakıflarda toplanması sağlanır...
26-PARTNERLİK ve "HİBE PROGRAMI PROJESİ" adı altında bu kurdurulan vakıflar fonlanarak finanse edilmektedir...
27-NDI yahut IRI veya Alman Vakııfları ile "PARTNERLİK" ilişkisi olan bu vakıf ve STK'lar o ülkenin en önemli iş adamı,siyasi,gazeteci,yazar ve akademisyenlerince "kurulur"...
28-Bu daha en baştan bu STK'lara bir "prestij" kazandırırken asıl amaç olan "Devlet içerisinde nüfuz kullanabilmenin" de önünü açar...
29-Ve sonrasında bu vakıflar iki yönlü çalışmaya başlarlar... Hem prestij sahibi oldukları için kendilerine katılmayı bir "ayrıcalık" ve "yükselme" aracı olarak gören bürokratlar sayesinde bürokrasiyi sararlar ve +++
30-+++bu bürokratlar eli ile kendi amaçlarına uygun "raporları" devletin kritik makamlarına sunarak manipülasyon ve algı yönetimi yaparlar...
31-İkincisi ise kamuoyunu manipüle edecek girişimlerde bulunurlar ve işte tam da burada bu NED,IRI yahut Alman Vakıfları tarafından desteklenen çeşitli dernek,vakıf yahut platformların eylemlerini ve aktivistlerini görürüz...
32-Buraya kadar yazdıklarımız sistemin genel işleyişini anlattığımız ve ana hatlarını çizdiğimiz bölümdü... Peki bu devasa "KÜRESEL PROJE" hangi "asli amaca" hizmet edecekti ve bu devasa projenin koordinasyonunu kim yapacaktı?
33-Adına "PROJECT DEMOCRACY" denilen bu devasa projenin "Asli amacı" yeniden dizayn edilecek Dünya'da SSCB sonrasında Afrika-Ortadoğu-Kafkaslar hattını kontrol Orta Asya enerji koridorunu kontrol altına almaktı... Ve Büyük Ortadoğu Projesi yıllar öncesinden planlanmıştı...
34-Bu bölgelerde SSCB'nin yıkılmasından sonra hala Rusya'ya yakın olabilecek ülkeler yahut "Üniter Devlet Yapısına" sahip devletler, ya ABD yanlısı kukla yönetimler ile yönetilmeli yahut güçlü üniter devletler yerine parçalanarak küçük "devletçiklere" dönüştürülmeliydi...
35-Projenin koordinatörlüğü ise George Soros ve ünlü NGO'su Açık Toplum Enstitüsü'ne verilmişti.Bu proje SOROS eli ile, SOROS tarafından finanse edilip,eğitimleri sağlanan OTPOR isimli yapılanma ile Yugoslavya'da test edildi...Yugoslavya SOROS sayesinde 5 ayrı ülkeye bölündü
36-Sonrasında aynı Yugoslavya'yı parçalayan OTPOR'daki gençlerin profilindeki gençlerin kurduğu CAHARTER 77'de aynı eğitimler veriliyor hatta Yugoslavya'da "görevini başarı ile tamamlamış" OTPOR liderleri CHARTER 77 için "Eğitmenlik" yapıyordu...
37-Ve kıs süre içerisinde Çekoslovakya, CHARTER 77 öncülğünde sokak eylemlerine sahne oluyordu,halk yine sokaklardaydı... Bu kez de Çek ve Slovak halklar arasındaki etnik farklılıklar ayrışma nedeni olarak körükleniyordu...
38-Kısa süre içerisinde Çekoslovakya'da Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak iki küçük devletçiğe bölünürken ne tesadüf tür ki (!) ikisinin de başına Amerikan yanlısı isimler geliyordu...
39-Proje Kafkasya hattına taşındı...Ukrayna'da "Turuncu Devrim", Gürcistan'da "Kadife Devrim" ile Rus yanlısı yönetimler aynı yöntemler ile SOROS koordinasyonunda devrildi ABD'ye yakın yönetimler iktidarı ele aldı...
40-Şimdi siz diyeceksiniz ki "Arkadaş hani Ermenistan floodu yapacaktın,sen bize ne anlatıyorsun?" Demeyin sakın...Zira tam da Ermenistan'ı anlatıyoruz size...Yaslanın arkanıza ve çayınızdan kahvenizi yudumlayıp okumaya devam edin...
41-Şimdi efendim 1991'de SSCB yıkıldıktan sonra Rusya Yeltsin tarafından felaket bir yönetimle canının derdine düşmüş haldeydi,ABD ise SSCB'nin yıkılışı ile birlikte yeni pozişsyon konumlanması için bazı yapılarını reorganize ediyordu...
42-Ancak 1993-1994 itibariyle Rusya ilk hamleyi yaptı...ABD'den beklediği ilgi ve desteği bulamayan Ermenistan Rusya'nın nüfuz alanına girmek durumunda kalmıştı...
43-Ancak dedik ya floodun başında Wasington D.C'den bakılınca Ermenistan hiç de öyle önemsiz bir ülke değil hatta "Stratejik" öneme sahip bir ülkeydi ABD için...Neden derseniz anlatalım efendim,zira floodun devamının daha sağlıklı anlamlandırılması için de bu nokta önemli...
44-Gürcistan ve Azerbaycan arasında güçsüz ve Rusya tahakkümünde bulunan Ermenistan ülkesindeki Rus askeri üslerinin de varlığı ile birlikte Rusya'nın Kafkaslar'da Güney'e uzanan kolu pozisyonundaydı...
45-Hatırlayacak olursanız Rusya tüm Dünya'nın tepkisine karşın Gürcistan'a askeri müdahalede bulunmuş hatta neredeyse Tiflis'e kadar Rus tankları ilerlemişti. İşte o müdahaleyi başlatan da Ermenistan'daki Rus üslerinden kalkan Rus savaş uçaklarının bombalamalarıydı.
46-Yani Rusya aslında Ermenistan üzerinden tüm Güney Kafkasya'ya müdahale etme ve nüfuz kurma gücünü elde ediyordu.Bu ise ABD'nin Güney Kafkasya üzerindeki nüfuz kazanma planlarını sekteye uğratıyordu... Ermenistan ABD için mutlaka kazanılması gereken bir "KALEYDİ"...
47-Tarih yapraklarını sizlerle şimdi 1997 yılına sarıyoruz...Ermenistan'ın en fazla sıkıntı çektiği yıllar...Ekonomi fecaat,toplumun her alanında huzursuzluk var,Rus baskısı artık bunaltıyor...
48-Yolsuzluk almış başını gitmiş,iktidara eleştiriler yükselmeye başlamış kısacası kaotik bir ortam var...İşte böyle bir ortamda OPEN SOCIETY FOUNDATIONS-ARMENIA isimli sivil toplum kuruluşu Ermenistan'da faaliyet göstermeye başlıyor...
49-Evet efendim yanılmadınız...OPEN SOCIETY FOUNDATIONS,SOROS'un meşhur "AÇIK TOPLUM ENSTİTÜSÜ" ve bizzat SOROS'un özel "İlgisi" ile Ermenistan'da çalışmaya başlıyor...
50-Bu arada floodumuzun başında belirttiğimiz bir hususu tekrar hatırlatalım... ABD kendisi için stratejik önem taşıyan ülkeler için PROJECT DEMOCRACY operasyonlarında Alman Vakıfları ile koordineli hareket ediyor...
51-Şaşırmayın efendim ABD için "Reinhard Gehlen" ismi ne anlam ifade ediyor bildiğiniz zaman bu gayet doğal bir durum oluyor...
52-Bu arada Reinhard Gehlen bir Nazi subayı notunu da ekleyip devam edelim... Şimdi efendim bu Alman Vakıfları'nın özelliği Alman istihbaratı BND'nin yan kolu gibi çalışması ve her partinin kendisine yakın bir vakfı olması.Vakıflar etki alanı olan ülkeleri adeta bölüşmüş...
53-Her ülkede farklı bir Alman vakfı etkin...Ermenistan'da ise bu vakıf Heınrıch Böll Stiftung...Bu vakfa da az sonra döneceğiz...Devam edelim...
54-Aman efendim SOROS'un Ermenistan'a adım atması ile pıtırcık gibi STK'lar kurulmaya başlanıyor...Kimisi demokrasi,kimisi yolsuzluk,kimisi kültür,kimisi LGBT,kimisi feminist STK'lar bunlar... Ama tek ortak özellikleri var:"PARTNERLERİ" SOROS'un Open Socıety Foundatıons'u...
55-Yani efenim SOROS veriyor parayı "Çalışın sivil sivil aslanlarım" diyor...Eee,ağanın eli tutulmaz tabii...
56-Bu arada SOROS'un Open Socıety Foundatıons-Armenia'sında yavaştan yavaştan bir "Kemik Kadro" oluşmaya başlıyor...
57-Ama SOROS,2000'lerin başı itibariyle Ermenistan'da genç,cevval,atakan bir gazeteci ile yakın ilişkiler kurmaya başlıyor...O isim Nikol Paşinyan... Tesadüf tabii bunlar hep...Neyse biz yazmaya devam edelim...
58-Ermenistan içerisinde 2001-2018 arası SOROS'un "Partnerlik" adı altında çeşitli projelere Open Socıety Foundatıons kanalı ile harcadığı rakam ise 55 milyon doları buluyor... Ve tarih yaprakları 2018'e dayandığında SOROS için Ermenistan "Kıvama gelmiş" durumda...
59-Yugoslavya,Çekoslavakya,Gürcistan ve Ukrayna'da oynanan,sonrasında Arap Baharı'nda "Mükemmelleştirilen" oyun 2018'de Ermenistan'da "Galasını" yapıyor...Sokaklar karışıyor,yine gençler sokaklarda,yine sosyal medya etkili,yine "değişim" ana tema slogan ise "ÇIKIŞ"...
60-Emenistan karışırken tüm bu sokak protestolarında en ön safta üzerinden hiç çıkartmadığı "Askeri kamuflaj "desenli tişörtü ile "MÜCADELE ve DİRENİŞ" imajını veren bir isim var...Ve o isim tesadüfe bakın ki SOROS'un sıkı ilişkiler kurduğu Paşinyan'dan başkası değil...
61-Ermenistan muhalefetini arkasına alan Paşinyan parlamento oylaması ile Başbakan olurken SOROS ise ikinci aşamaya geçiyor...Artık Ermenistan'ı "SARMALAMA" zamanı...
62-2006-2013 yılları arasında Ermenistan'ın Ermenistan Büyükelçiliği'nde görev yapan bir isim var:David Kaçatryan... Bu isim uzun yıllar SOROS'un Ermenistan'daki Open Socıety Foundatıons'unun yönetim kurulu başkanı olması ile tanındı...
63-Paşinyan başbakan oldu,David Kaçatryan hoop Ermenistan'ı AB'de temsil eden en önemli isim oluyor...
64-Bu David Kaçatryan'ın bir kardeşi var: Sasun Kaçatryan. Ve tabii ki o da SOROS'un Ermenistan'daki Open Socıety Foundatıons'unun en önemli üyelerinden biriydi...
65-Paşinyan Başbakan oluyor ve Sasun Kaçatryan Ermenistan'ın en kilit kilit görevlerinden birisine atanıyor.Ermenistan Özel Soruşturma Servisi Başkanı olan isim Sasun Kaçatryan oluyor!
66-SOROS'un Open Socıety Fondatıons'unun Ermenistan'da bir icra direktörü var:Larisa Minasyan... Bu isim aslında Paşinyan'ı da yöneten isim...Ermenistan'da alınan tüm önemli kararlarda imzası var arka planda. Zaten Ermenistan kendisini "Gölge Başbakan" olarak tanıyor.
67-Paşinyan Başbakan olunca Ermenistan'ın fecaat olan ekonomisi bir an önce düzelsin diye süper yetkili bir danışman atıyor efendim.Danışman dediysek boş beleş biri değil,ABD görmüş,Dünya Bankası'na falan danışmanlık yapmış bir isimden bahsediyoruz...
68-Yani aslında Ermenistan ekonomisi bu arkadaşa teslim. Kim bu isim:Artak Kyurumyan... Peki Artak Kyurumyan kim? Bingo!SOROS'un Ermenistan'daki Open Socıety Foundatıons'u vardı ya? Hah, işte onun şu anki başkanı olur kendisi...
69-Ne demiştik floodun başında bu PROJECT DEMOCRACY operasyonları nasıl işler,tezgah nasıl çalışır anlatırken? "Kültür ayağı da boş bırakılmaz işin..." Ermenistan da da hiç sekmemiş bu durum...
70-Paşinyan Başbakan olduktan sonra SOROS'un Açık Toplum Enstitüsü'nün en önemli isimlerinden birisi olan Ruben Babayan,Erivan G. Tumanyan Devlet Kukla Tiyatrosu'nu en tepesine geliyor...
71-Kukla falan deyip geçmeyin Ermenistan'da sanat,kültür adına bu güzide arkadaştan izinsiz adım atamazsınız...
72-Ermenistan'ın bir enteresan özelliği var:Kadınlar oldukça politize ve duyarlı...E tabii hal böyle olunca kadınları kontrol altında tutmak için de bir STK lazım...Var efenim var merak etmeyin
73-Şimdi efenim ABD Dışişleri Bakanlığı ile koordineli çalışan bir kurum var:BUREAU OF EDUCATIONAL AND CULTURAL AFFAIRS...Şimdi bu güzide kurumumuzun da bir özel programı var : International Visitor Leadership Program (IVLP)
74-Bu arada PROJECT DEMOCRACY'de para aktarılacak STK'lara sağlanacak paranın ABD Hazinesi ve CIPE ile öncelikle ABD Dışişleri Bakanlığı kontrolünden geçtiğini de hatırlatalım...
75-Neyse efendim devam edelim.BUREAU OF EDUCATIONAL AND CULTURAL AFFAIRS'ın özl programı International Visitor Leadership Program (IVLP)'nin amacı çeşitli ülkelerden "Parlak" gençleri seçip,+++
76-+++tabii ki ABD yararına "Geleceğin Küresel Liderleri" olarak ABD'de çeşitli eğitimlerden geçirip ülkelerine göndermek ve önlerini de açıp yükselmelerini sağlamak.
77-ABD,Paşinyan başbakan olmadan hemen önce Ermenistan'dan bu özel eğitim programı için genç bir gazeteci seçiyor...Bu isim Zaruhi Hovhannisyan. Bu isim Ermenistan'da şu an kadınlar üzerindeki en etkili hareket olan “Kadına Şiddeti Durdur” hareketini yönetiyor...
78-Bu hareketi kim fonluyor? SOROS'un Açık Toplum Enstitüsü...Peki bu Zaruhi Hovhannisyan nerede karşımıza çıkıyor? Kendisi SOROS'un Açık Toplum Enstitüsü'nde Yönetim Kurulu Üyesi...
79-Bitti mi? Bitmedi...Bu "Özel eğitimli" Zaruhi Hovhannisyan hanımefendi aynı zamanda Ermenistan'da SOROS ile koordineli çalışan Alman Vakfı Heınrıch Böll Stiftung'un da en önemli isimlerinden biri...
80-Ama bunlar hiç bir şey değil...Şimdi size SOROS'un Paşinyan'ın iktidara gelmesi sonrasında kurduğu "YILDIZLAR GEÇİDİ" kadoyu sayalım...
81-Mher Grigoryan: Başbakan Yardımcısı.
Armen Grigoryan: Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri.
Mkhitar Hayrapetyan: Eski Diaspora İşleri Bakanı.
Lilit Makunts: Eski Kültür Bakanı.
Arayik Harutyunyan: Eğitim Bakanı.
Arsen Torosyan: Sağlık Bakanı.
82-Suren Papikyan: Yerel Yönetimler ve Altyapı Bakanı.
Artak Zeynalyan: Eski Adalet Bakanı.
Aşot Hakobyan: Eski Ulaştırma ve Bilgi Teknolojileri Bakanı.
83-Mane Tandilyan: Ulusal Meclis Bütçe Komisyonu Başkanı ve eski Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı.
Sos Avetisyan: Paşinyan’ın başkanlığındaki “Benim Adımım” bloğu vekili ve aynı zamanda vakfın daimi üyesi.
Hovhannes Hovhannisyan: Ulusal Meclis vekili.
84-Daniel Ioannisyan: Seçim Reformları Komisyonu Başkanı.
Arevik Anapiosyan: Eğitim Bakanı Yardımcısı. Vakıf tarafından finanse edilen programlara başkanlık ediyor.
85-Gayane Abrahamyan: Ulusal Meclis vekili. Vakıf tarafından finanse edilen “Hak Eşitiliği İçin” isimli STK’nın başkanı.
Taguhi Gazaryan: Ulusal Meclis vekili.
86- Kaynak:Ermenistan'da SOROS nüfuzunu araştıran önemli bir çalışmaya imza atan True Armenia... Aynı zamanda harika blog yazıları olan Emre Köse'nin medium.com'da yayınladığı SOROS-ERMENİSTAN-PAŞİNYAN üçgeni ile ilgili yazıları...
87-Peki bu kadar mı? Değil efendim değil...Şimdi TRANSPARENCY INTERNATIONAL ANTICORRUPTION CENTER isimli bir güzide kuruluşumuz daha var
88-Nedir bu kuruluşumuzun "Misyonu"? Uluslararası arenada şeffaflık ve yolsuzluk ile mücadele...Ama kadroların bir bakıyoruz bu kuruluşun hep dış işleri,uluslar arası ilişkiler alanında uzmanlaşmış kişiler...
89-Sonra efendim tesadüfe bakın ki bu güzide kuruluşumuzu hibe ve fonları ile SOROS'un Açık Toplum Enstitüsü'nün fonladığını görüyoruz...
90-Yine bu Transpancy Internatıonal'in en büyük 2. para kaynağının ABD'de PROJECT DEMOCRACY'nin 2 temel kolonundan birisi olarak Demokreat Parti'ye yakın şekilde konumlandırılan NGO Natıonal Endwoment for Democracy yani NED olduğunu görüyoruz...
91-Bir başka önemli finansörün PROJECT DEMOCRACY'nin tepesindeki ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Erivan'daki Halkla İlişkiler Bölümü olduğunu görüyoruz...
92-SOROS'un her daim iyi ilişkileri olan Norveç Dışişleri Bakanlığı,SOROS'un elinin uzandığı Avrupa Demokrasi Vakfı hepsi bu kuruluşa para yağdırıyor maşallah...
93-"Peki konu ile alakası ne?" derseniz bu yağan paraların anlatalım efendim.
94-2018 sonrası Paşinyan iktidara gelir gelmez işte bu TRANSPRANCY INTERNATIONAL'in başta dışişleri ve uluslararası ilişkiler alanındaki "Uzmanlarını" alıyor ve Ermenistan'da başta dışişleri olmak üzere tüm bakanlıklara danışman ve en önemli bürokratlar olarak atıyor...
95- Nasıl güzel mi dostlar? Yani SOROS, totalde 55 milyon Dolar harcayarak bir ülkedeki "SİSTEMİ" komple ele geçiriyor...Adına da "Demkokratikleşme" "Değişim" deyip ambalajlıyor.ABD de resmi olarak elini bile dokunmadan Rusya nüfuzundan Ermenistan'ı kendi yanına çekiyor.
96-Şimdi doğru soru şu:"ABD,Paşinyan'a desteğini devam mı ettirecek yoksa bu süreçten prestij kaybı ile çıkması kesin Paşinyan'ın orta vadede tasfiyesine göz mü yumacak? Ama ne olursa olsun SOROS ve ABD için yeni bir Paşinyan bulmak hiç de zor olmayacaktır...
97-Burada çatışma Rusya ve ABD arasındaki Güney Kafkasya ve bu bölge üzerinden enerji hatlarının kontrolü mücadelesidir ki bunun için 10 tane Paşinyan harcanır,50 tane 55 milyon sokağa atılır...
98-Bu saate kadar bizlerle olan ve okuyan tüm dostlarımıza bin selam olsun derken,floodumuzu klasikleştiği şekli ile bitiriyoruz:"Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk etsin"...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
HALEP-MUSUL-KERKÜK “ZEHİRLİ HAVUCU” VE “PANZEHİR”
1-Son günlerde bazı çevrelerin Halep’in Türkiye sınırlarına dahil edilmesine dair “Senaryoları” ve buna dayanak olarak sundukları “HTŞ Halep kırsalına Türkiye desteği ile girdi,Türkiye burada toprak kazanacak”+++
2-+++ yahut “Halep’in Türkiye kontrolüne geçerek Esad rejimi kontrolünden çıkması ile en az 1 milyon Suriyeli Suriye’ye geri döner” şeklindeki açıklama ve argümanları tamamen yanlış ve dezenformasyon amaçlı açıklama ve argümanları dikkat çekmekte.
3-Bu argümanları ileri sürenler Türkiye’ye gelen Suriyelilerin %75’inin Halep ve civarından geldiğini iddia etmektedirler.
Oysa böyle bir gerçeklik olması mümkün değildir.
SİZ HİÇ ESENLER EROKSPOR DİYE BİR TAKIM DUYDUNUZ MU? : “MATES İŞÇİLERİNE ZULM EDİLİŞİN ÖYKÜSÜ,KÜLÜPTEN MADENE”
1-Öncelikle baştan söyleyelim ki bu bir “Futbol” yazısı değildir.Bu yazı yandaşlıkla dolu girift ilişkiler ağı sonrasında “Ufacık tefecik” (!) bir kulübe değen “Sihirli elin”,+++
2-+++ maden ve inşaat krallığına nasıl evrildiğini ve maden emekçilerine nasıl ve sırtını nerelere dayayarak zulmedip,olumsuz iş koşullarında çalıştırdığı işçileri nasıl haksızca işten çıkarttığının,+++
3-+++ madenlerinde yaşanan heyelanlar sonucu maden emekçilerinin hayatını kaybetmesine rağmen nasıl ve neden kendisine dokunulmadığını anlattığımız bir yazıdır.
YENİDOĞAN ÇETESİ SKANDALINDA GÖZÜMÜZÜ ÇEVİRMEMİZ GEREKEN BAŞKA HUSUSLAR VE YANIT BEKLEYEN ÖNEMLİ SORULAR
1-Yenidoğan Çetesi skandalının yenidoğan bebeklerin bile isteye 3 kuruş para için ölüme gönderilmesi ile ilgili karşımıza 2 önemli ayak çıkıyor:
2-Bunlardan ilki ve en önemli ayağı tabii ki Sağlık Bakanlığı.
İkinci ayak ise skandaldaki vurgunun yapıldığı SGK’nın bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı…
3-Şimdi kronolojik olarak gidelim isterseniz…
CİMER üzerinden skandalın ihbar edildiği ve soruşturma başlatıldığı tarih olan 27 Mart 2023 tarihinde İstanbul İl Sağlık Müdürü şu anda Sağlık Bakanı olan Kemal Memişoğlu.
YENİDOĞAN ÇETESİ’NİN KORKUNÇ FAALİYETLERİ VE SGK VURGUNU İLE İLGİLİ 19 HASTANENİN ADI GEÇERKEN NEDEN SADECE 9 HASTANENİN RUHSATI İPTAL EDİLDİ?
1-Malumunuz tüm Türkiye “Yenidoğan Çetesi” adı verilen,insanlıktan nasibini almamış 3 kuruş için yenidoğan bebekleri bile isteye ölüme sürükleyen bir çeteyi ve+++
2-+++ bu çetenin yenidoğan bebekleri nasıl ölüme sürükleyip,bir de bunun üzerinden nasıl SGK’ya kestikleri faturalar ile devasa bir vurgun yaptığını konuşuyor.
3-Skandalın ortaya çıkmasının ardından uzun sayılabilecek bir süre açıklama dahi yapmayan Sağlık Bakanlığı ise dün itibariyle skandala ismi karışan 9 hastanenin ruhsatını iptal etmişti.
NOBEL’İ KİM KAZANDI? : DARON ACEMOĞLU MU, KÜRESEL ŞİRKETOKRASİ Mİ?
1-Efendim malumunuz bizim kendisi hakkında 2018 yılında yani 6 sene önce 87 maddelik bir flood da kaleme aldığımız Daron Acemoğlu 2024 Nobel Ekonomi Ödülünü kazandı.
2-Acemoğlu böylece bu ödülü kazanan 3. Türk oldu.
3-Peki Nobel Ekonomi ödülünü kazanan Daron Acemoğlu muydu yoksa Acemoğlu’nun “Parlak bir savaşçı” gibi uğrunda kuramlar oluşturduğu bir ekonomik felsefe ve bu felsefenin Dünya’ya hakim olmasını isteyen “Küresel Şirketokrasi” mi bu ödülü kazandı?
İYİ OKU FATİH ALTAYLI “SEN KİMSİN?” YAZIYORUM: “BU BİZİM PEŞREVİMİZ,HODRİ MEYDAN”
1-Dün Erdem Atay VERYANSIN TV’de konuştu, ben burada daha da detayları ile yazdım ve Fatih Altaylı @fatihaltayli hemen İmamoğlu savunmasına geçti. AKP’li de olmuşuz.:)))
2-Bu @fatihaltayli bizim Erdem Atay ile ortak yazdığımız bir yazı sonrasında bir kez de hemen TEKE TEK programında yazılarımızın konusunu olan zat-ı muhterem için 48 saatte PR programı çekmiş, yine burada olduğu gibi bizi “Tanımadığını” (!) söylemişti. Ama sorularımıza cevap veremeyip rezil olmuştu.
@fatihaltayli 3-Şimdi Fatih Altaylı @fatihaltayli bana bak;
Sen Erdem Atay’ı da beni de gayet iyi tanıyorsun.
Biz de seni “Gayet iyi” tanıyoruz.
O zaman biraz konuşalım senle…