"Beyin, bir deneyime yönelik olarak tam bir algı üretmeden önce, kısmi bir algı yaratır.
İşte bu kısmi algı, daha önce deneyimlenmiş bir olay olduğu hissi yaratmaktadır."
Dr. Edward Titchener (1928-Bir Psikoloji Kitabı )
Bilim camiasında deja vu, hatırlanan veya yeni oluşturulan bir anıda meydana gelen ve yeniden yaşanmışlık hissi uyandıran bir hafıza hatası olarak görülmektedir.
Uzmanlara göre, insanların yüzde 50’sinden fazlası, yaşamları boyunca en az bir kez deja-vu anını yaşadı.
Fransızca bir sözcük déjavu. ‘Daha önce görüldü’ anlamını taşıyor.
Deja vu, bilimsel olarak beynin sağ lobu ile sol lobunun milisaniyeden daha ufak bir zaman farkıyla çalışmasıdır. Bir taraf, olayı öteki taraftan daha önce algıladığı için,
geç algılayan taraf bu olayı daha önceden yaşamış gibi olur.
Başka bir deyişle, bu olay, beyindeki küçük bir sapmadan kaynaklanır.
Raporlara göre, dejavu en çok genç insanlarda görünüyor.
Toplumun küçük bir oranı ilk dejavularını 6 yaşında tecrübe ettiklerini söylese de, çoğu insan 10 yaşlarında yaşadıklarını bildiriyor.
25 yaşından sonra ise, dejavu sıklığında çok ani bir düşüş yaşanıyor.
İlk defa 1876 yılında, Fransız Fizikçi Emile Boiraç tarafından kullanılan 'deja vu' kavramı, bilim literatüründe ise 1928 yılında, Edward Titchener'in 'Bir Psikoloji Kitabı' adlı eserinde tanımlanmıştır.
Dr. Titchener'e göre beyin, deneyime ilişkin kesin bir algı üretmeden önce kısmi bir algı oluşturmakta, bu kısmi algı da deja vu duygusunun yaşanmasına sebep olmaktadır.
Gönüllü denekler üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda insan beynindeki sol alt lobun yaşadığımız olayları sadece ana hatlarıyla kayıt altına aldığı ve gelecekte aynı olaya benzer bir durumla karşılaşıldığı zaman,
beynimizin o olayı öne çıkartıp sanki yaşanmışlık hissi verdiği ortaya çıktı.
Dejavu durumu farklı sinirsel hastalıklarda da yaşanabilmektedir.
En çok ise sara nöbetleri öncesinde bu durumla karşılaşılır.
Kişide dejavunun çok sık bir biçimde yaşanıyor olması aynı zamanda bir çeşit sara hastalığının belirtisi olabilmektedir.
Gerçek bir deja vu nedeni bilim tarafından henüz onaylanmamıştır. Buna rağmen, bu durumu açıklamaya çalışmak için 40’tan fazla teori önerilmiştir.
Paralel evren teoriye inananlar deja vu ‘nun insan deneyiminin, bir an önce paralel bir evren ile “geçit” olarak yaşandığı huzursuz edici hissi göz önüne alınarak açıklanabileceğini iddia ediyorlar.
Hermonsno tarafından önerilen Hologram teorisi, hatıralarımızın üç boyutlu görüntüler gibi oluştukları fikridir, yani onlar için yapılandırılmış bir çerçeve ağına sahiptirler.
Hafızanın tüm oluşumunun bir element tarafından yeniden yapılandırılabileceğini öne sürüyor.
Bu nedenle, ortamınızdaki bir uyarıcı (ses, koku, vb.) Size önceki bir anı hatırlatırsa, tüm hafıza zihniniz tarafından bir hologram gibi yeniden yaratılabilir.
Genel reenkarnasyon teorisine inananlara göre,
belki de önceki varoluşumuzdan belli bir sesi, kokuyu ya da görüntüyü tanıyoruz ve önceki yaşamımızı bir an için hatırlıyoruz.
Tabi bu teoriyi bilimsel olarak ispatlamanın veya ispat etmenin bir yolu yoktur
2008 yılında Dr. Cleary tarafından yapılan bir araştırmada, deja vu'nun hafıza tiplerinden "benzerliğe dayalı tanımlama" ile ilgili olduğu gösterilmiştir. Sonrasında, 2012 yılında yapılan ve sanal gerçeklik kullanılan deneylerde,
bu tip hafızanın gerçekten de deja vu ile yakından ilişkili olduğu ispatlanmıştır.
1799 , Fransız General Napolyon Bonaparte, Osmanlı yönetimindeki Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması fikrini ortaya attı.
Birinci Siyonizm Kongresi İsviçre'nin Basel şehrinde toplandı. 1896'da gazeteci Theodor Herzl, ''Der Judenstaat'' yani Yahudi Devleti adlı
bir kitap yayınlamıştı ve kongrede bu kitaptaki fikirler tartışıldı.
Kongrenin sonunda, Basel Programı yayınlandı. Bu belgede, Filistin'de bir Yahudi vatanının kurulması ve Dünya Siyonizm Teşkilatı'nın bu amaca ulaşmak için faaliyete geçirilmesi öngörülüyordu
1903'e kadar, göçmen sayısı 25 bine ulaştı. Çoğu Doğu Avrupa'dan gelmişti.
O zamanlar Filistin, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçasıydı.
1904 ila 1914 arasında 40 bin kişilik bir ikinci göçmen dalgası geldi.
Ünlü yönetmen Steven Spielberg'in filmine ilham verdi.
1942’de İran’da doğdu. 1973 yılında Bradford Üniversitesinden kabul aldı ve 3 yıl boyunca İngiltere’de yaşadıktan ve okul bittikten sonra ülkesi İran’a geri döndü.
Mehran Karimi Nasseri, hayatı , 2004 yılında Steven Spielberg’in yapımcısı olduğu ve Tom Hanks’in başrolünü oynadığı “Terminal” filmine konu oldu.
O zamanlar İran’da Şah’a karşı başlatılan isyanda Nasseri de yer almıştı.
Annesinin İngiliz olması sebebiyle 1986 yılında İngiltere'ye yerleşme kararı alan Nasseri, yolculuk esnasında evrak çantasının çalınması sonrası yine de Londra uçağına bindi.
Belirli bir bölgeye yeni doğmuş bir tavşan çifti (bir dişi, bir erkek) konuluyor. Her tavşan çifti ikinci aydan itibaren yetişkin hale geliyor ve her ay yeni bir tavşan çifti (bir dişi, bir erkek) doğuruyor.
Tavşanların hiç ölmediği varsayılırsa bu bölgede bir yıl sonra kaç çift tavşan olur?
Bu problem İtalyan matematikçi Leonardo Fibonacci’nin 1202 yılında yazdığı Liber Abaci (Hesap Kitabı) adlı kitabında yer alır.
Problemin cevabı Fibonacci dizisidir ve {1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, …} şeklinde devam eden sonsuz sayılardan oluşur.
Fibonacci dizisinin özelliği kendinden önceki iki ardışık sayının toplamının kendisinden sonraki sayıya eşit olmasıdır.
Büyük Taarruz zaferi ile Anadolu’daki Yunan işgali sona erip, 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalandığında artık ülkenin tek siyasi gücü fiilen TBMM Hükümeti olmuştu.
İtilaf Devletleri, İsviçre’nin Lozan kentinde toplanacak olan barış konferansına yine ikilik çıkarmak için TBMM’nin yanı sıra İstanbul Hükümeti’ni de davet etti.
İstanbul Hükümeti de Ankara’ya barış konferansına birlikte katılmayı teklif etti. Fakat Mustafa Kemal; ““Barış konferansında Türkiye Devleti yalnız ve ancak TBMM Hükümeti tarafından temsil olunur.” diyerek bu durumu reddetti.
Osmanlı’da 1848’den beri Galatalı İngiliz bankerlerin Sırbistan, Dalmaçya ve Karadağ’dan getirdiği taş ustası işçilerle gerçekleştirilen kömür üretimi ve İngiltere’den ithal edilen kömür, ihtiyacı karşılamadığı için 24 Nisan 1867’de Dilaver Paşa tarafından
“Ereğli Kömür Maden-ü Hümayunu” adıyla bir nizamname yayınlandı.
100 maddelik nizamname Ereğli Sancağı’nın Bartın, Eskipazar, Akçaşehir ve Karasu, Safranbolu, Perşembe, Ulus, Amasra, Gökçebey, Ereğli, Horcanaz, Yenice, Devrek, Karabük ve Eflani gibi 14 kazasını kapsıyordu.
Mükellefiyet yasası 13-50 yaş arasındaki erkeklerin sağlam olanlarının ocakta kazmacı, küfeci ve direkçi olarak çalışmasını zorunlu kılıyordu.
Madende çalışacakları ise muhtar belirleyecekti.
9000 yıldan daha uzun bir süre önce inşa edilmiş olan bu şehir şimdiye kadar keşfedilen en büyük Neolitik yerleşim yerlerinden biridir.
İngiliz kaşif James Mellaart tarafından 1958 yılında keşfedildi.
Konya’nın 52 kilometre güneydoğusunda, Çumra ilçesinin sınırları içinde yer alan tarihöncesi yerleşim alanı Çatalhöyük Batı ve Doğu olarak iki höyükten oluşuyor.
Doğudaki Neolitik, batıdaki ise Kalkolitik döneme tarihleniyor.
MÖ. 7.400 ve MÖ. 6.200 yılları arasında tarihlenen 18 adet neolitik yerleşim katmanı bulunuyor.
Neolitik yerleşimler, göçebe yaşamdan yerleşik yaşama, başka bir deyişle tarım yaşamına geçişi işaret eder.