Ahmet Yozgat Profile picture
May 2, 2021 489 tweets >60 min read Read on X
2. Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU mu KURULUYOR?
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
SAVAŞI BAŞLATAN ŞİFRE: SOYKIRIM
Karadeniz Merkezli Savaş Kapıda mı?
Ahmet YOZGAT
3. Şu cümleyle girelim konuya: Zannedildiği gibi Türkiye, artık bir Bölgesel Güç olma yolunda veya bir Bölgesel Güç değil.
Ya?
4. Merkezi koordinatta bir Dünya Gücü... Hatta Merkezdeki “Yüzyılcı Emperyalistler” ve “Binyılcı Küresel-Emperyalistler”in üstünde, “Empergram” bir gerçeklik durumunda...
5. Bunu Türkiye’nin, tüm rakip ve düşmanları, adı gibi biliyor ama saklıyorlar. Ve yine bunu, tüm Türk Dostları ve Mazlum Milletler de biliyor ama onlar da yüreklerinde sarmalıyorlar.Bunu bilmeyense; sadece, Anadolu'daki gafil halkımız! Muhalefet de biliyor fakat üzerini örtüyor.
6. Şimdi, geçelim konumuza:
2021’in Mart ve Nisan aylarında tam bir “Siyasi Karmaç/Kaos”la karşı karşıya kaldı dünyamız. Fakat bu süreç, o oranda da kırılma ve ayrışma olarak yaşandı/yaşanmakta. Yani “Son Siyasi Resim” parça parça oluşup yerli yerine yapışıyor da diyebiliriz.
7. Takvimler, 25 Nisan… Dün dikkatimizi çeken, bir iki haberi verelim.. Bir kısım Fransız Generalleri, Cumhurbaşkanı Macron'u, bir bildiriyle uyardı ve dediler ki; Ülkedeki anarşiyi önlemezsen; iş varır, İç Savaşa dayanır...
8. Ha, bu arada; Almanya'da da aklından "Darbe" getiren akerlere rastlandı. Hem de organize...
Amerikan Başkanı Biden'in “Soykırım” açıklamasının ardından; Ermenistan Lideri Nikol Paşinyan, Haziran'daki Genel Seçimlere hazırlık olarak, görevinden istifa etti.
9. Şimdi, konunun asıl girizgahına geçebiliriz: B
ir süre önce demiştik ki...
"Türklerle savaşabilecek olan, yine ve ancak Türklerdir! Başka hiç kimse... "
10. Bu nedenle Tarihin başından beri Bozkırlı Kavminden parça parça kopartılan ve negatif paradigma anlamında “Bilinçsiz Mankurt”a dönüştürülen ve ardından "Aryanik Bilinç"e inisiye edilen Bozkırlı oluşumlar, Türk karşıtı cephede, ön safta"Kalkan Güçler"olarak istihdam edildiler.
11. Yanlış anlamayın lütfen!
Bu iki tespitimizi, bir hamasi zan/sanı olarak yapmadık. Zira her ikisi de Tarihi birer gerçekliktir. Tarihteki Savaşlar, bu gerçeklik içinde kurgulandı ve icra edildi düne kadar.
12. Lakin Konforizmin zirveye tırmandığı bu zaman diliminde, Mankurt Aryanik kalkan Bozkırlılar da pörsüdü. Böylece "Hanif Suyu" verilmiş Çelik Bilekli, Altın Yürekli Bozkırlı Oğuzlarının karşısında dayanacak hiçbir kavim yok artık, kalmadı.
13. Dememiz o ki artık, Bozkırlı Oğuzlular; "Ölümsever" ve inadına Kahraman/inadına Cesur, tek topluluk olarak yaşamakta dünya yüzünde. Yerkürede hiçbir insan, kavim ve devlet, ölüm korkusunda (savaşa) iştahlı değil, olamaz da...
14. Veya diyelim ki “Ölümün iştahı mı olur?” Olmaz! Ammavelakin bir istisna var: Bozkırlı Türkler, ölüm iştahıyla dopdolu bir hayatın Serdengeçtileri olageldiler, Tarihin her devresinde; aynı ruhu (Bozok Ruhu'nu) taşımaktalar.
15. Bu anlamda; Hanif Paradigma ise, ölümle bilenen/ölümsuyu verilmiş bir “Ölümsüz Ruh”un; Zulmün karşısında dik ve dosdoğru duruşu olup sadece bize yani Oğuzlara ait bir fiil olarak yaşadı/yaşamakta/yaşayacak hem de artarak...
16. Bu yüzden; düne kadar, bu duruşun karşısına, kendi kanından dönüştürülmüş “Mankurt (Çakma Bozkırlı) Aryanik Kavimsiler” çıkarılarak savaşılabildi ancak. Fakat dedik ya zamanımızda, bu anlayış da tavsadı.
17. Zira Haniflikten dönüştürülmüş eski Bozkırların da savaş yetenekleri, Konforizme yenik düşmüş durumda.
İlaveten, onlarda da bir “Uyanış ve Öze Dönüş” başlamış durumda. İlk "Domino Taşı" da Karabağ'da devrildi.
18. (Bir başka taş da Libya'da"Turkuvaz Kavimler"tarafına devrildi.) O nedenle “Türkiye bir Dünya Gücü” ve önünde kimsenin duramayacağı bir “Yanardağ Seli” gibi bendini zorlamakta. Kendimize güvenelim!
Eksiğimiz,sadece“Özgüven”di;cesaretimiz çoğalmış olmasına rağmen hala Özgüven!
19. Yukarıdaki girizgahı yapma gereğini duyduk... Çünkü Tarihin “Kılıç-Kalkan” devresinde Türk'e karşı savaşacak kimse yoktu; bu nedenle “Mankurt Türkler” kullanıldı “Kalkan” olarak ama artık Çakma Türk de kalmadı “Kalkan Bölgesi”nde.
20. Bu yüzden, “Bomba-Füze” devresinde de durum aynı: Kimse yok! Bu nedenle dört bir yanda sinyal veren herhangi bir savaşın çıkması halinde; “Mankurt Savaşçılar" ve "Aryanik Vekiller” de tepelenip geçilecek ......
21. ............ ya da Malazgirt'te olduğu gibi “Mankurtlar” uyanacak, “Kurt” olacak ve karşı safa, Oğuzların safına geçip Hanifleşecekler. Yani her savaş, “Hanif Gücü”nü biraz daha artıracak/büyütecek…
Bunun başka yolu yok!
22. "Korkma, sönmez" üstümüzdeki hilal! Hatta tüm dünyanın üstüne doğar/doğacak...
Peki; bu Girizgahı, neden yapma/yazma gereğini duyduk?
Şundan...
23. Şundan… Diyorlar ya… “Türkiye’nin; eti ne budu ne? Nasıl dururuz, Amerikan Gücünün karşısında, İngiliz Gücünün karşısında, Alman Gücünün karşısında, Rus Gücünün karşısında? Biz, bu ‘Kafa Tutma/Posta Koyma’ sevdasından vazgeçelim. ............
24. Adamların suyuna gidelim/dümen suyuna girelim. Bunca sıkıntıdan da kurtulalım!” Yani biz de zaten "Aryanlaştık, topyekun “Mankurt” olalım!
Fakir de diyoruz ki:Ne Amerikan Gücü, ne İngiliz Gücü, ne Alman Gücü ve ne de bunların Birleşik Gücü; “Hakk’ın Gücü” karşısında duramaz.
25. Adımız gibi eminiz bu anlamda! Yeter ki “Hanif ve Muhammedi” olarak, başımız dik olsun!
Vallahi, korkuyorlar “Hanif Türkiye”den…
O halde Türkler, neden korkuyor ki?
26. Ama korkacakları bir nedenleri var: zaten, yeni yeni toparladığı Özgüvenini, tekrar kaybetmek… İşte, “Orada ne işimiz var, burada ne işimiz var!” nakaratında takılı kalmış olan “İç Muhalefet” ...............
27. Anadolu’da Mankurtlaşmış (Aryanlaşmış) ve kaybetmişler kampı olup ülkenin en “Yumuşak Karın”ını temsil etmekte… Buna karşı; Türkiye’nin kazancı, “Dış İttifak” olarak şekillenmekte. Her “Zafer” Dış İttifakı artırmakta olan bir adım...
28. Yani ilk elde; Mankurtlar, "Kurtlaşıyor!" Ve aslına dönüyor. Ve ikinci elde ise “Turkuvaz Kavimler (Yani Mazlum Halklar) Hanifler Kervanına dahil olmaya başladı bile. (Sıkıntı, içerdeki Mankurt-Aryanikler sadece…
(Ki onlar da anlayacaklar gerçeği, zor da olsa!)
29. O halde; korkmadan ve yılmadan mücadeleye (hatta Savaşa) devam ki “Müttefikler” çoğalsın… Mankurtlar uyansın ve Kurtlaşsın… Yani orda burada, kullanıla gelen “Mankurt Bozkırlılar (Yafesi Kavimler)” kendine, aslına dönsün… Zaten, dönüş başladı, haberiniz olsun… Diyelim…
30. Yeni bir başlıkla devam edelim…

Siyasetin Son Teorisi
MANKURTLAR, "KURTLAŞIYOR!"
Ahmet YOZGAT/Hanif YÜCEL
31. DD'nın kardeşlerinden, gönderileriyle fakiri destekleyen ve Siyasi Vaziyetin gözden kaçanları bağlamında haberdar eden Sevgili Hanif Yücel, Facebook'da okuduğu "Yafesi Kavimler Bloku" yazımızla ilgili olarak diyor ki: "Önce, hürmetle selamlarım sizi Ahmet abimiz!
32. Bu sefer ki yazınızı okuyunca, bir iki kelam etmek geldi içimden!

Özetle demişsin ki 'Ölümsever Oğuzluları' Tarih boyunca Mankurtlaştırıp kendi saflarında diğerlerine veya birbirlerine karşı savaştırdılar!”

İşte, buna; konuya tam on ikiden vurmak denir!
33. Çünkü ta Tarihin derinliklerine inince görüyoruz ki... Vaziyet, tam da böyle... Bu işi (Mankurtlaştır ve Kullan!" işini, ilk keşfeden, kalabalık ve uyuşuk Çin'dir.

Hatırlayalım! Büyük Hun İmparatoru Metahan'ı, Babası ile karşı karşıya getirmelerini!
34. Daha sonraki devirde; Çin'lilerin ballandıra ballandıra anlatıp durdukları, meşhur hanedanları TANG'ları! Hani "Şu Türklerle savaşmayın; onlar, savaştıkça büyür. Onların bir kısmını destekleyelim. Hatta içimize alıp komutan ve asker yapalım; diğerlerine karşı savaştıralım."
35. "Böylece birbirlerini yok ettirelim. Takatleri kalmayınca da en son darbeyi biz vuralım!" diyerek; Göktürklerden, 10 bin kişiyi alıp Çin'e götüren ve orada yeniden formatladıktan sonra, .....................
36. .......... bozkırdaki kardeşlerine karşı kullanan şu ikiyüzlü, çerçöp ve haşerat yiyen uyuşuk Çinliler'in taktiğini!
37. Dünyada bilinen bütün imparatorluklar; Türkleri, Türklere karşı hep kullanmışlar.
Mesela... Çin benzeri taktiğin aynısını; hem Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans), hem Pers İmparatorluğu kullana gelmiş. .............
38. Malazgirt'te de aynı taktik üzere Bizans, Sultan Alparslan'a karşı Hazar Ülkesinden getirttiği Peçenekleri, Uzları kullanmaya kalkmıştı da neyse ki son anda, getirtilenler, Oğuzlu kardeşlerinin safına geçmişlerdi.
39. Moğollarda da aynı taktiği görüyoruz. Temuçin'i, Cengizhan yapan yine başta Uygurlar olmak üzere Kazaklar ve diğerleriydi. Cengiz Hanın askerlerinin büyük çoğunluğu, Türklerdendi.
40. Elli senelik süreçte durdurulamayan yenilmez Moğolları, nihayet durdurup iki kez ağır yenilgiye uğratan Sultan Baybars'tı. Hatta Baybars'ın karşısındaki Moğol Komutanı da yine bir Türk olan Ketboğa'ydı.
41. Osmanlı'ya geliyoruz... Sultan Murad Hüdavendigar'a karşı; çıkan Avrupa ordusunun birçoğu Sırp (Avarların torunları)ve Macar (Hunların torunları)ndan oluşan askerlerden müteşekkildi. Başlarına da Hunların Sekel Boyundan olan Hunyadi Yanoş isimli Macarı geçirmişlerdi.
42. Bunun gibi Çarlık Rusya'sının savaşlarda kullandığı askerlerinde de Türk Boyları ağırlığı teşkil ediyordu. Keza, Sovyet Rusya'sı da Hitler'e karşı, ön safa Başkurtları koymuştu.
43. Berlin'e; ellerindeki yaylarıyla seri şekilde ok atarak giren onlar olmuştu. Dahası; Hitler bile Rusya'dan getirttiği Başkurtları asker yapmış ve Paris'e ilk giren, yine onlar olmuştu!
44. Günümüze gelince... Arz-ı Mevud Planına, ta bin yıl öncesinden hazırlık yapılmış. Tevrat'ın dediği 'Kuzeydeki Kavim'in koskoca Budununu yani Hazarları, Musevi yapıp getirmiş ve planlarındaki coğrafyanın ortasına yerleştirmişlerdi...
45. Kuzeyden gelen, ayağa kalkmış arslan; kavimleri kıran kavime karşı mankurtlaştırdıkları kardeşlerini kendilerine kalkan olarak kullanmak için tasarlamışlardı.
Artık uyanık olalım..."
***
Teşekkürler Sevgili Hanif!
***
46. Ve artık asıl konumuza geçebiliriz... Dedik ya bu yazıyı yazmaya başladığımız tarih: 25 Nisan 2021… Yani 24 Nisan’dan bir gün sonra…
***
Yeni bir başlıkla devam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
THOREX ve KRİPTO PARA
Ahmet YOZGAT
47. Bir süreden beri, televizyon Ana Haberleri dopdolu! Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başlattığı Pençe Şimşek ve Yıldırım operasyonları, Terör yuvalarını paramparça etmekte bugünlerde...
48. O halde diyebiliriz ki... Türk Aklı; “Kuzey Cephesi”nin ikinci kıstağına (Birincisi Karabağ”dı.) yönelmeden önce, “Güney”de canlı odak bırakma niyetinde olmadığını göstermekte bu operasyonlarıyla.
49. Yani cephe arkasının temizliği şart olmuş gibiydi; şimdi, Kılıçarslanlarımız; oruçlu ağızlarıyla son süpürme aşamasındalar. (Şanı Yüce Allah, onları Mansur ve Muzaffer eylesin! İnşallah!)
50. Ancak tam da bugünlerde; Kripto Para Cephesinden Thodex Olayı patlak verdi. Anlaşılan o ki hala Türkiye'nin yumuşak karnı Para... Bu nedenle karşı saldırı, oradan ya da ilk cephe saldırıları, paradan açılmış görünüyor.
51. Fakat bu sefer, Dolar-Döviz bağlamında değil; Dijital Kripto Para piyasasından yapıldı orijinal haliyle ilk hamle. Bu konuda iki çift laf etmeden geçmeyelim:
52. Farkında olmalısınız... Bir süreden beri; Coin reklamları dönüyordu orada, burada. Yani anlaşıldığına göre... Dijital zemin örtüsü altındaki alan, oldukça hareketliy(miş)di. Tahminen 5 milyon kadar Mudi, Coin Borsasında oynamaktay(mış)dı.
53. Doğal olarak; bundan, Türk Maliyesinin haberdar olmadığı düşünülemez. (Hatta diyelim ki alanı hareketlendiren de “Resmiler” olabilir mi? Neden olmasın! Bu nedenle Thodex'in batış haberinin hemen ardından, Coin Borsasındaki tüm işlemler durduruldu.
54. Gördüğümüz o ki... Türk Maliyesinin Refleksi, beklenenden hızlı oldu sanki, “Maliyeciler” eşikte bekliyormuş gibiler. Hazır halde. Tuhaf! Bir başka gariplik de....
55. Thodex’in Tosun'unun, Paraguay-Uruguay gibi el erişmez yerlere değil de yanıbaşımız diyebileceğimiz bir ülkeye, Arnavutluk (Makedonya, Kosova, Karadağ) 'a kaçması, "Akıllı Adam" işi değil gibi geldi bize.
56. Çünkü ha İstanbul'dan Doğu Balkanlar'a yani Edirne ve Tekirdağ' a kaçmışsın, ha Bizim Eski Batı Balkan Vilayetlerimize sıvışmışsın... Aynı şey! Yani “Devletin Eli”nin altındasın!
Bir başka tuhaflık da...
57. Her şeye hazır olan Devletin eli, bir hafta kadar önce, orada bir başka operasyondaydı, malum... “SP Operasyonu”nda. “FF Opearasyonu” ile “SP Operasyonu” niye bu kadar üst üste ve çakışık oldu sualinin cevabı da olmalı. Bir bakmak lazım Sosyal Medya’ya.
58. Fakat hala kafamızı kurcalayansa “Bu kadar, sıkışık bir alanda, Operasyona takılan “Thodex Yakışıklısı” niye mesela Yunan’a, kaçmadı da komşusu Arnavutluk’a kaçtı. Niye oradan İtalya ve Fransa’ya atlamadı da Makedonya ve Karadağ'a kaydı…
59.Belki de müfettişler hala orda...Dedik ya bu akıllı adam işi değil.Fakat bir“Resmi Akıl”ın işi gibi geliyor insana. Öyleyse ne iyi! Yani bütün bu malumat demektir ki işin içinde iş var...Biz de diyelim ki o halde; işin içinde iş varsa, pek de korkulacak bir şey yok demektir.
60. Bir iki bağlantı daha kuralım: Thodex Olayının; tam da Ankara'nın, “Milli Dijital Para”ya geçişi konuştuğu ay içinde (Son Ekonomik Eylem Planı’ı esnasında) ortaya çıkması da manidar. Öyle ise Milli Dijitalin gerekçesini oluşturmanın çakarı da bu olay olacak demektir.
61."Kripto"yu itibarsızlaştırmanın ve o piyasaya kayan 5 Milyon kadar mudiyi, Devletin istediği "Dijital" alana yani "Milli Dijital"e çekmenin bir yolu olmalı, bulunmalıydı değil mi?Ya da öncelikle Dijital Para"ya, Türk halkı ne kadar itibar edecek, bilinmeliydi. Şimdi biliniyor.
62. Esasında, böylece Türkiye, kendi "ÖZResetleme"sinin, "2. Adımı"nı Dijital Para piyasasında başlattı demekte bir mahzur görmüyoruz. (Daha önce söylediğimiz gibi birinci adım, “Aşı” ve “Kapanma” meselesiydi. Başarıldı!)
63. O halde, Türkiye; “Resmi Resetleme”de İspanya'nın da önünde yürüyor. “Dijital Medeniyet” yolunda neredeyse birinciyiz. Hatta bu anlamda, “Sadece “Madrid Burbonları”na değil; Papa'ya da bir Dijital gol atıldı!” diyebiliriz.
64. Hülasa.Türkiye, kendi “Dijital Para”sını, “Ziraat Merkez Bankası” üzerinden hayata geçirme aşamasında lazım olanı yaptı. Bir:Dijital Paranın “Kripto”karekterli olanını itibarsızlaştırdı; Kripto Coinlerle yola devam edilemeyeceğini hem yatırımcılara hem de devletlere gösterdi.
65. İki: Arkasında; kimin olduğu belli olmayan ya da arkasında, hiçbir otoritenin olmadığı, “Kripto Coin”lerin yerine, “Devlet Coin”inin ikamesinin gereğini cümle aleme gösterdi.
66. Ve dedi ki “Devletler”e; “Şayet kendi Coininize geçmezseniz, vurgun sırası sizde. Bu durumda; ‘Dolar Coin’inin gelmesini de beklemeyin. Zira ha Kağıt Dolar, ha Dijital Dolar! Haydutluk aynı ve katlanmış halde koşuyor
üstümüze. Ve en güvenli olanın kim olduğunu düşünün!”
***
67. Bu operasyonla Türkiye, bir bakıma, "Kağıt Dolar"a da bir çizik attı; Dijital Dolar'a da... Diyelim...
68. Yeni bir başlıkla devam edelim…

Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
EBABİL İHA'LARINA YOLCULUK
Ahmet YOZGAT
69. Tam da Thodex'in patladığı gün, Amerika Kripto Devleti; Türkiye'yi, F35 Projesinden resmen çıkardı. "Öyle olmaz, böyle olur!" der gibi...
70. Devlet Bahçeli, yine esti gürledi... De bizce, üzerinde durulması gerekense şu cümle oldu: Projeye ödenen para, derhal istenmeli ve tahsil edilmeli! Anlaşılan Binyılcı Haydutlar, ödenen kısma çökecekler gibi. Baba, boşa laf etmez!
71. İki (20. ve 21.)yüzyılın aralığında; Türkiye üzerinden, “Ekoller Savaşı” kıran kırana devam ediyor. (Sanki birçoğu Mankurtlaşmış Aryanik olan); İngiliz, Amerika, Alman ve Rus vs. Ekollerinin temsilcileri, her daim medyadalar.
72. (Ana Haberleriyle, Tartışma Programlarıyla, Dizileriyle vs.) Yalnızca, Türk/Türkmen Ekolü yok aralarında! Bunlardan birinden açalım sözü, Alman Ekolünden… Bu Ekolün Panislamist trolleri, özellikle Sosyal Medyada, tekrar ezberi yapıyorlar.
73. Neymiş Efendim?!Türkiye'nin Silah Sanayi'ndeki “Yeni Konsept” bağlamında oluşturduğu başarı, “Kesinlikle Hoca Aklı’na bağlı!”ymış tekerlemesini devam ettiklerini söyleyelim . Yani gelişen “Yeni Nesil Savaş Sanayi’nin temelinde de 1974'teki, “Ağır Sanayi Hamlesi” var!”mış.
74. Bunun gibi Siyaset sahasındaki, AK Parti başarısının arkasında da yine, “1974 Aklı” yatmakta! Hatta istikbali de o akıl kurguladı vs. Tabii ki biz fakir; bütün Ekoller gibi Alman Ekolünü de şiddetle reddeden bir tarzın sahibiyiz.
75. Hata bu Ekolleri (Jargonumuzdaki “İngojudik, İngoamerika, Almofrans Ekolleri” ifadesiyle anlata geliyoruz. Bu manada; hususiyetle Alman Ekolünün atını kalın kalın çizerek Deşifre eden de Derindünya oldu. (Kadim Ekoller: Babil ve Mısır Ekolü ifadesini kullanan da DD…
76. Modern Ekollerin kökünün de oralar olduğunu söyleyen de…) Lakin itiraf etmeliyiz ki “Bu Deşifrelemelerde başarılı oldunuz mu?” diye sorarsanız. Hayır, ezberi bozamıyoruz bir türlü.
77. Hani küflü bir darbımesel var ya: Nato Kafa, Nato Mermer!” diye… Onunla karşı karşıyayız…
Her neyse, hayırlısı olsun!
Kısmet...
78. Dememiz o ki… Selçuk Bayraktar üzerinden, Erdoğan'ın planladığı.”Yeni Nesil Savaş Sanayi”nin özelliği hafif oluşu. “Bu hafifliğin de “İmkansızlık” nedeniyle spontan olarak başladığını ve başarısının da sürpriz olduğunu söyleyelim.
79. Oysa Alman Ekolünün ve dolayısıyla “1974 Hocası”nın anlayışı, “Ağır” oluşuyla bilinmekte. (Hatta o kadar ağır ki… Günümüz Almanya’sının, Sanayi ve Endüstrideki başarısı, ağırlığıyla ilgili olup oraya takılı kalmış durumda.
80. Bundan sonrası başarısızlığa gebe! Amam Almanya Aklı, ayağının takıldığının ve zirvede eskimeye mahkum olduğunu farkında... Debeleniyor kurtulmak için tıpkı Sovyet Paradigması”na takılı kalmış olan Rusya gibi ve Anglosakson Medeniyetin tüm ilerlemişleri gibi…
81. (Zaten, bu yüzden, “Sıfırlama/Resetleme” diyorlar ya! Tamam Sıfırlama da “Sıfır”dan sonraki “Bir” de yok ellerinde. Bir umut, zannediyorlar ki “Bir” Binyılcıların portföyünde saklı. Bu yüzden; o Kriptolar, son 20 yıllık mücadelede yenildikleri halde, yeniden ortaya çıktı/...
82. .... çıkartıldı bu Binyılcılar Amerika’da.
Ama valla, onlar da da yok “Bir” Teknolojisi.
Peki nerde?
Bizde Türklerde yani Kun Medeniyetinde, Kün Dijitali olarak mevcut.
O halde kullanalım!
Yo! Önce onlar, “Sıfırı” tüketsinler de…
83. Tamam o zaman!
Yine yo! “Sıfır” tükendikten sonra, sıra Türklere gelecek. Fakat bir şartla: Türkler de Mankurtluktan sıyrılıp “Kurt” olmak zorundalar. Ve “Ayranlık”tan sıyrılıp Hanifleşecekler ki “Bir Olan’ın Post-Dijital Kun Medeniyetine “Bismillah!” desinler.)
84. Devam edelim…
Sonunun geldiğini anlayan Sarışın Doyçe Aklı; birkaç yıl önce ortaya attığı, “Endüstri 4.0” Paradigması, Almanya’ların tıkandığı “Ağırlık”tan kurtulma çabası olarak okunmaktayız.
Ama adıyla sınırlı kaldı o projede. Hani 4.0?
85. “Endüstri 4.0” bağlamında, öncü bir buluşa/oluşa imza atamıyor Almanya. Geçen Yüzyılın “Mercedes Ağırlığı” kendi kendisini çökertiyor. Yani “Ağır Almanya”nın “Hafif İstikbal”de doğru dürüst bir yeri yok! Bu Sorun, tüm “20. Yüzyıl Ağır Abileri” için geçerli.
86. Bu Ağır Abiler’in “Büyük Resetleme” tasarıları da “20.Yy Ağırlıkları”dan kurtulup “Hafifleme” çabaları olarak okunmalı dedik ya...
87. Fakat “Ağır Geçmiş” beyinlerini öyle bir ağırlıkla formatlamış ki ol görüp hafif düşünemiyorlar. O tarafın handikapı bu! Yani para-pul, bilgi-bilim vs. değil: Beyin... Yani beyinleri, beyinlerini taşıyamıyor ve bunuyorlar. Kollektif Alzaymer belası diyelim...
88. “Hoca Ekolü”ne dönelim ve devam edelim, kaldığımız yerden; Bilen biliyor zaten; 74 Hamlesinin adı da “Ağır Sanayi Hamlesi” olarak geçti Siyasi Endüstrü Tarihine. Ve o hamle, birkaç beton temel aşamasındayken; İktidarın bozulmasıyla akim kaldı.
89. Ama ondan sonraki Türkiye Aklı; Kıbrıs Barış Harekatı esnasında, kendisine zorluk çıkartan, Batılı Müttefiklerinin gerçek yüzünü anladığı için kendi yağıyla kavrulma dönemine geçti. (Ya da geçmek için zorladı kendini...
90. Ama geçemedi zira hedef yine "Ağır Sanayi" konseptiydi. Değil Türkiye, kimse "Hafif" düşünemiyordu o sıralarda. Ve Ağır işler de "Ağır Batı"nın işiydi ve onlardan sorulurdu. Onlar da sorulara cevap vermezlerdi zaten. Teknolojik konularda Ketumdular yani.
Hepsi bundan ibaret!
91. Yani dememiz o ki... Eğer “74 İktidarı” devrilmeseydi de Hoca’nın anlayışı, Ağır Sanayide yani Konvansiyonel olarak devam edecekti. (Ve şimdi, yarım yamalak Teknolojisinin “Ağırlık”ı altında ezilen bir ikinci sınıf gelişmişliği olacaktı ülkenin.
92. Çünkü…) 1975, Dünya Politiğinde, Katastrofun Başlangıç Yılı; aynı zamanda, her alanda olduğu gibi Endüstri ve Askeri Savaş Sanayi'nde de Konvansiyonelin sonunun başladığı yıldı.
93. İşte, bu manada; şimdi dahi Türkiye'nin kafasının büyük bir kısmının, geçen 20. Yüzyılın formatı olarak; “Sanayi” denince, bunun “Ağır” olanını hatırladığını kayda geçelim. Halbuki İHA benzeri uygulamalar; Ağır Sanayinin değil, “Hafif Sanayi”nin işi olarak havada ve başarılı.
94. Bu arada, birkaç yıl önce konuşulan, “Nano Teknoloji”nin de altını çizelim. Ne demek Nanoteknoloji? En basit tarifle şu:“Hafifin de Hafifi, Küçüğün de Küçüğü…” anlamına gelen Dijital uygulama demek. O kadar hafif ve küçük ki son noktası Kuantum Fiziği buluşları diyebiliriz.
95. Bu anlamda; Selçuk Bayraktar Nesli'nin geldiği/gerektirildiği yer; Küçük Düşünmek… Zaten, Genç Bayraktar da “Küçük Düşünerek” başlattı İHA Üretim Operasyonunu.
96. (Belki de “Ağır Nesil”in temsilcisi olan babasının, “Yahu oğlum! Seni, okuttuk, Teknoloji Mühendisi yaptık ama sen, hala çocuk oyuncağı uçaklarla oynuyorsun!” zılgıtının dışlayıcı tavrına rağmen, küçük düşünmeye devam etmiş ki geldiği yer burası.
97. Yani Selçuk, “Çocuk Oyuncağı”nda başarılı oldu. Lakin o ve bu başarısı, şu an çok kritik bir eşikte duruyor. Zira “Çocuk Oyuncağı”nın “Büyük Oyuncağı”na dönüştüğünü gören, “Hoca’nın Ağır Sanayiciler Tayfası” olaya dahil olmakta gibiler.
98. Bunun için”Hafif İHA'lar” ağırlaşma yoluna ittiriliyor, Hem de Genç Selçuk’la beraber yani Selçuk’un beyni de ağırlaştırılıyor. Bizce yanlış olan bu! Doğru olansa Selçuk’un “Hafif Sanayi” ürünlerini, daha hafif ve daha küçük olana yani Diji-Nano Teknolojiye doğru yürütmesi.
99. Son açıklamasında Selçuk’un haber verdiği, F35’lerin bir benzerini Türk F35’leri şeklinde üretme düşüncesi; Bayraktar’ın Hafif Tezgahının, geriye yani 1974’ün Ağır Sanayi istikametine döndürülmesi anlamına gelir ki…
100. Bu da bir nevi, “Sanayi Gericiliği” diye tarif edilir tarafımızdan.
101. Öyleyse Selçuk ne yapmalı? Onun, Küçük ve Hafif Tezgahında ne yapılmalı? Kısa ve net: İHA’lar, Nano Teknoloji doğrultusunda, daha da küçültülmeli. O kadar! Ya büyük olanlar, mesela F35 ihtiyacı ne olacak?
102.Varsa böyle bir ihtiyaç!Ki kısa bir müddet için var diyebiliriz. O durumda memleketin “Selçuk’u mu yok, o da bir başka Selçuk’a yaptırılsın; Büyük Selçuk’a! (Fakat Büyük Selçuklu’nun Selçuk’una değil, 17. Empergamlığın Selçuk’una. Bekleyin, bu konuda da bir yazı yazacağız!)
103. Dememiz o ki “Küçük ve Hafif @Selçuk Bayraktar”ı ikiye bölmek, onun beyninin yarısını atıl hale getirmek olur; bırakın o, hep ve sadece küçük ve hafif düşünsün!
Peki, nereye kadar küçük ve hafif?
104. Şuraya kadar… Hatırlayın, bir yazımız da şöyle demiştik: “Cihanşümul ve Zamanşümul olan Yüce Kur'an'ın, inzali sürecindeki yaşanan olaylara istinaden inen Ayetlerin, en son ve en mühim okumasını, “Ahirzaman”a göre yapmak, farz gibi bir şey!
105. Yani Kur’an’ın insanlığa verilecek bir “Son Cevabı” daha var; şimdi onu okumanın zamanındayız Allahualem: Kun Zamanında…
Yani ne demek istiyoruz yahu?
106. Hz, Peygamberin doğumundan, kısa bir süre önce; Kabe'yi yani Doğmak üzere olan Son Dini,
Müstakbel İslam’ı,
Şanı Yüce Rahman’ın, doğacak Müslümanlarını,
daha Ana Rahmindeyken, vurmaya gelen,
zamanın, “Konvansiyonel Ağır Ordusu;” ..............
107. Mekke'ye bir kaç kilometre kala korkunç bir şekilde hezimete uğratıldı. En Ağır ve Zırhlı Fillerle (yani Tanklarla) donatılmış olan “Ağır Sanayi Ordusu”nu bitiren şey, sayın ki “Dijital Nano Teknolojik Ebabil @İHA”larıydı.
108. Bu örnekten hareketle demek istediğimiz şu…Neo Ebrehelerin yedindeki bunca gelişkin Bilgi ve Bilime rağmen; onlara karşı, “Yeni Fillerin Ağır Ordusu”nu kurmaya zaman da yok gerek de...Kuramayız, kurdurmazlar, kurduk dediğimizde iş, işten geçer. Yani boşa emek, boşa para...
109.O halde Türkiye için “Yeni Amaç” Kur’an’da işaret edilen; Dijiyal/Yapayzekalı "Ebabiller Ordusu" kurmak olmalı. Şu an, bu fırsat; sadece Türkiye’ye açık. Bu açık kapıdan giren Türkler, “Yeni Medeniyet”i kaçırmaz ve hatta kurucusu olur. Yani “Matbaa”yı ilk Türkler kurar!
110. Bu anlamda; Sevgili @Selçuk Bayraktar'ın, son konuşması arasında geçen, “Sürü @İHA’sı” ifadesini önemsiyoruz. Ve diyoruz ki… “Türk Silah Sanayinin Küçük Depertmanı” “Ebabil Sürüsü”ne doğru, biraz daha/biraz daha “Ebabilsel” düşünerek yol almalı.
111. İşte, o zaman Türkiye; Dünyanın “Yeni Nesil Savaş Sanayi”nin yeni Konseptinin mucidi ve sahibi olur. Herkes; Türkiye'yi takip eder ve taklide başlar. Şimdi bile taklitteler ama anladığımız o ki tam anlamıyla beceremediler…
112. Mevcut Türk İHA’ları karşısında dahi başarılı olamayan, Ağır Sanayinin Konvansiyonel Akıl sahipleri; savaşı, Hafif @İHA Tekniğinden, tekrar geriye, Ağır Sanayiinin tonlarca ağırlığı olan Tanklarına, Toplarına, Jumbolarına ve benzeri ekipmanlarına çekmeye çalışıyorlar.
113. Bu tuzak! O halde, tuzağa düşmemek lazım! Zira “Ağır Sanayi, onların işi… Bu nedenle Türkiye, Ağır Sanayie dönerse kaybeder. O halde Türk Gücü; Hafif Sanayi yolunda, kendi önünü aça aça, sahasının “Avangart”ı olmak zorunda. Diyelim ve Genç @Selçuk’a Selam edelim.
114. Şanı Yüce Rahman, Ebabiller Aleminde başarılarını daim etsin onun Sevgili @Selçuk Bayraktar'ımızı!
115. Fasla son eklememizi de yapalım: Yeni Siyaset Döneminde Türkiye; Teknolojik olarak, küçük düşünmek zorunda. Lakin buna bağlı olarak; Siyasette en büyüğü düşünmeli hatta düşünüyor.
İşte, yeni Paradigma bu!
116. Yeni bir başlıkla evam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
“SOYKIRIM”ın DEŞİFRESİ
Ahmet YOZGAT
117. Ve 24 Nisan'da, ABD Başkanı Biden, zorunlu Ermeni Göçü olayına, "Soykırım!" dedi. Bunun üzerine, ABD Sefiri, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Ve en sert şekilde uyarıldı(mı)? İnşallah diyelim! Ve o halde, geçelim bu meseleye…
118. Konuyu biliyorsunuz. Bir Güney Kafkasya Halkı olan Ermeniler, kendilerine, “Hayklar” adını veriyor. Ermeni ise Miilet adı değil esasında, coğrafi bir addan geliyor: Ermenistan'dan…
119. Hayk Halkının şekillenmesinde, Deşti Kıpçak Coğrafyasının Tarihi yerlileri olan Kıpçak/Kuman Steplileri/Bozkırlıları; “Mankurtçular” eliyle eriye eritile, kendilerini yok ederken, bölgedeki birçok ulusun şekillenmesinde rol aldılar.
120. Mesela Kıpçaklar; Ruslaştı, Belaruslaştı, Estonlaştı, Ukrayniyanlaştı, Gürcüleşti, Ermenileşti vs. Yani dememiz o ki Mankurtlaştılar veya Ayranlaştılar.
Ermeniler de aynı tezgahtan geçti…
121. Ermeni Halkının üst boyası kazınırsa; altından, ciddi oranda “Kıpçak Bozkır Türklüğü” çıkacaktır. Ve üstte saydıklarımızın hepsinin, en arkaik kökeni de aynı: Tıpkı Oğuzlular gibi hepsi Yafesi yani Yafes Oğlu...
122. İsa'dan sonra, ilk Hristiyani unsurlardan biri de Ermeniler oldu. Onlar, kendilerine has bir Hristiyanlık Mezhebine inanmaktalar. Bu nedenle Pers ve Roma arasındaki küçük coğrafyalarında, yalnız, kimsesiz bir şekilde rahat olamadı, huzur bulamadı ve ..............
123. .........bu iki devasa Uygarlık tarafından, rencide edilerek yaşayan bir edilgen unsur olarak kaldı tüm Tarihi boyunca. Özellikle Ortodoks olarak Ermenilerden ayrışan Doğu Roma/Bizans tarafından, sürekli din değiştirmeye zorlandı ve bu manada, sık sık sürgünlere uğradılar.
124. Bu yüzden, Anadolu ve İran toprağına dağıldılar. Ermenistan dışındaki Roma ve Pers Coğrafyasının her tarafında, küçük Ermeni göçmen topluluklarına rastlanır oldu. Bir bakıma ilk Diasporaları Anadolu ve İran oldu.
125. Zaten, bu Halkın; Oğuzlu Bozkırlıları ile karşılaşmaları da bu ortamda gelişti.
Selçuklu Sultanı Alparslan zamanında; Bizans'ın Doğu kapılarını zorlayan Oğuzların, İran coğrafyasında uyguladıkları “Adil İdare”den etkilenen Roma Ermenileri, Türk Sultanını imdada çağırdı.
126. Ve şehirlerinin anahtarlarını kendi elleriyle teslim ettiler. Ondan sonra; Türkmenlerle Ermenilerin arası, hep iyi oldu. Gerek Selçuklarda, gerek Osmanlılarda; ülkenin zenaat erbabı Ermenilerdi.
127. Mimari, demircilik, kuyumculuk, taş oymacılığı gibi mesleklerini kullanarak saygınlık edindiler. Böylece bol para kazanmalarına ve Dinlerini özgürce yaşamalarına asla engel olunmadı.
128. Büyük Osmanlı Devleti içerisinde, Gayrimüslimlerin pekçoğu; kendi bölgelerinde oturuyorlardı. Özellikle Balkanlı Gayrimüslimler... Lakin İstanbul ve Anadolu'da, Türkmenlerle iç içe olanlar da vardı. Bu Gayrimüslimlerin başında Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler geliyordu.
129. Bunlardan Yahudilerin durumu farklıydı... Onlar; kendilerine ait Gettolarda yaşamaktalardı ya da Kriptolaşmış bir şekilde Türkmenlerle karışık haldeydiler. Ve “Sözde, Türk ve Müslüman; özde Yahudi” gibi garip bir yaşamın sahibiydiler.
130.Rumlar ise genelde; İstanbul ve Ege’yle birlikte, Konya Karaman hatta Orta Anadolu ile Trabzon civarında oturmaktaydılar. Adları, Urum Türkü’ydü. Bu yüzden; Ortodoks olarak bilinen Dini kimliklerine rağmen; Rumların, Türkmenlerle akrabalık ilişkisi bile kurdukları biliniyor.
131. Zaten, Türkçe konuşuyor ve Türkçe ibadet ediyorlardı. Selçıklulardan sonra Osmanlıların da Rumlarla çok iyi ilişki kurduklarını biliyoruz. Hususiyetle İstanbul'un Fethinden sonra; bu ilişkinin, “İstanbul Bizans Rumları” üzerinden, önemli bir aşamaya yükseldiği de vaki.
132. Bu “Üçlü”den en Özgün ve Özgür olanı Ermenilerdi. Anadolu'nun tamamına dağılmış bir şekilde; hemen hemen küçük büyük, her yerleşim yerinde, bir grup Ermeni zanaatkar, mutlaka vardı. Yaşadıkları yerlerde; kendi Dillerini ve Dinlerini koruyor ve rahatça işlerini yapıyorlardı.
133. “Milleti Sadıka/Sadık Ulus” olarak nitelenen Ermeniler, yüzlerce sene, bu özelliklerini korudu ve “Sadakat”te kusur etmediler.
134. Şunu da ekleyelim... Daha önceki yazılarımızda; Osmanlılar, Balkanlardaki bazı Gayrimüslimlerden devşirme yaptılar; bu arada, Anadolu Rumlarından da Yeniçeri devşirdiler demiştik ya.
135. Ancak Bizans düştükten sonra; İstanbul ve Güney Balkanlardaki Rumlardan, ciddi oranda Devşirme yapıldığına dair bir bilgi yok. Daha doğrusu; Bizans Rumlarından yapılan Devşirmeler, üst düzeyde oldu.
136. Hatta şöyle söyleyelim: Fetihten sonra; Balkanlarda ilerleyen Osmanlılar; ele geçirdikleri bazı bölgelerin, Özgün yapısını ve Yönetimini korudular. Ve oralarda; “Voyvoda” gibi ad verilen, Küçük Krallıklar tesis ettiler.
137. İşte, bu Kralların önemli bir bölümü, Rum Soylular arasından seçildi. Fetihten sonraki ilk dönem, Osmanlı Bürokratları ve Üstdüzey idarecileri de sözü edilen bu Bizans Rumlarındandı: Bu anlamda, bildiğimiz kadarıyla Ermeniler de Devşirmeden muaftılar.
***
138. Ve aradan yüzyıllar geçti. Gelindi, 1800’ler ve sonrasına… Yani Osmanlı Devleti'nin, artık Batıcılaştığı ve “Batı Misyoner Ajanları”na kapıyı açtığı dönemlere ulaşıldı. Sözü edilen bu, “Ajan Din Adamları” bir gizli gayenin temsilcileriydiler.
139. O gizli gaye; Osmanlı'daki Gayrimüslimler üzerinde operasyonlar yapmak ve onları Aryanikleştirmek ve kendi İdealleri doğrultusunda kullanmak…
140. Anlaşılan o ki bu operasyonlarda, öncelikli Hedef Kitlesi Ermenilerdi. Kimsesiz, sahipsiz Ermeniler... Bu nedenle kullanılmaya müsait Ermeniler... (İkincil Uluslar böyle oluyor, "Güçlü"nün himayesine girmeye teşne!)
141. Vaktiyle Güçlü olan Selçuklulara nasıl sığındılarsa... Osmanlının "Güçsüz Zamanı"nda da Amerikan Ajanlarına kandılar.
142. Böylece Amerikan ve Fransız Ajanlarının ve hatta sınır boylarında Rus Ajanlarının, üç taraftan üzerine çalıştığı Ermeniler; onlara, “Kolay Lokma” mı gelmişti? Yoksa bir “Doğulu Hristiyan” grubu olarak Ermeni Halkı, önemli bulmamış ve bu hengamede harcamak mı istemişlerdi?
143. Her ikisi de!
144. Bu kullanışlılık kolaylığı, o kadar işe yaramıştı ki… Osmanlı yıkıldıktan sonra da Ermeniler kullanılmaya devam etti. Hala günümüzde de Türklere karşı “Kullan at!” cinsinden olan Gayrimüslim unsurların elde kalanı Ermeniler. (Nedense, akıllarını başlarına da alamıyorlar.)
145.Ermenilerin, kullanışlı bir unsur olduğunu ilk tespit edenin; Amerikalılar olduğunu, bir daha söyleyelim. Öyle ki ta, 1800'lü yılların başında yapılan “Kullan At!” tespiti üzerine,“Amerikan Misyoner Ajanlar” Anadolu'ya doluşmuştu.“Kilise Okullar” açarak görev yapmaktaydılar.
146. Mesela; şu ünlü, Robert Kolej, bunlardan biriydi; günümüzdeki Boğaziçi Üniversitesi...
(Hala aynı amaçla kullanılıyor görüldüğü gibi Robert’in Koleji. Ama artık Türk Çocuklarını “Aryanlaştırma”kta.)
147. İlerleyen yıllarda; Fransa ve Rusya da dahil oldu bu, “Kullan at!” taktiğine. Ve duruma göre, diğer Batılılar da.
148. Günümüz Ermenistan’ı, Rus kontrolünde kuruldu ve kollandı. Sovyetlerin dağılmasıyla Müstakil olan Ermenistan’ın bu bağımsızlığı göreceliydi.
Buna rağmen; günümüz Rusyası'nın, Ermeniler üzerindeki etkisinin yavaş yavaş kaybolduğunu görüyoruz.
149. Zira Ermenilerin “Kullan At!” hususundaki kolaylığına alışkın olan Batı (ABD ve Fransa vs.), musallat olmuşlardı bir kere bu kavme… Bu nedenle Ermenistan’ın yakasını bırakmadıklarını söyleyelim. Rus Ermenistan'ında önce; Ermeni Diasporasının yakasına yapışmışlardı zaten.
150. Aktif kullanımın merkezi de bu yüzden, Gurbetteki/Diasporadaki Ermeniler oldu… Yani ABD ve Fransa'daki Ermeni Cemaatleri...
151. Bir bakıma, Ruslara; Ermenilerin çulsuzları kalmış durumdaydı. Ama Batılılar, ona bile el koymanın musallatına ara vermediler. Bu nedenle artık, “İki Ermenistan Devleti” var iç içe…
Bu ikilik, Karabağ Zaferinden sonra saklanamaz şekilde aşikar oldu.
152.Hatta “Ermenilere Musallat olan Batı Ekolü (Ki ona artık, sadece Amerikan Ekolü demek lazım! Çünkü Fransa'daki Diaspora etkisizleşmekte..)” ve Rus Ekolü” "Zavallı Ermenistan Devleti" üzerinde mücadeleye tutuşmuş durumdalar şimdilerde.
153. Ermeni kullanışlılığının biatlı parçasınınn “Diaspora” olduğundan hareketle diyebiliriz ki: “Aryanik Diaspora”nın kaymağı, Amerika'da. Bu yüzden, Fransa Diaspora Ermenileri, orta karar bir kıymet ifade etmekteyken, son kozunu Karabağ'da oynadı Paris. O da olmadı.
154. 70'li Yılların Ermeni Terör Örgütü “Asala”nın, Amerika'da kurulduğu ama Fransa tarafından da kullanıldığı biliniyor. Ancak Paris'teki, Orly Havaalanı Kanlı Baskınını da Asalacılar yapmışlardı. Yani Fransa'nın, Ermeni pisliğini; eline, yüzüne bulaştırdığını söyleyebiliriz.
155. En son; Türkmen-Ermeni Husumetinin Kuzey Cephesi olarak, Karabağ Bölgesindeki, Türkiye-Baycan Harekatı'nın başlangıcından beri Fransa'da olaya dahildi. Fakat bu manada; ciddi bir tokat yiyerek, Akdeniz'in dışına çıkmanın acısını, Akdeniz'den dışlanarak, yüreğinde hissetti.
156. Bu manada; Doğu Akdeniz Bölgesi Politiğinde; Mısır-İsrail-Yunanistan bağlamındaki ortakları tarafından dahi ciddiye alınmayan bir Fransa var artık. Bu cihetten son gelen haber şöyleydi: Fransa; Türkiye'ye karşı, BAE ile birlikte, bir “Afrika Planlaması” yapmakta!
157. Bu planlamayla Afrika; “Emperyal Fransa”nın, yiyeceği “Son Vurgun” alanı olacağını şimdiden söyleyelim. Zira Afrika'daki "Fransız Nefreti" Türkiye'nin önünü açan buldozer görevi yapmakta.
Mersi Mösyö!
158. 1.Dünya Savaşı sonrasında; İngilizlerden “Maraş-Antep” Bölgesinin “İşgal İcazeti”ni alan Paris, “Zeytun Ermenileri” üzerinden başlattıkları isyanla beraber, bir “Ermeni Dosyası” açmışlardı.
159. Orada köteği yedikten sonra, yanlarında götürdükleri “Fransız Diaspora Ermenileri” üzerinden, kullanmaya başladıkları bu ulusun “Mankurtlar”ıyla yaptıkları son hamle Karabağ’da oldu. Sonuç ortada. Yani artık “Mösyönün Ermeni Dosyası” kapanma aşamasında.
160. Aynı sebeple “Moskof’un Ermeni Dosyası”da bitti bitecek. Artık bu konu, “Binyılcı Amerika’nın Ermeni Klasörü” olarak tekelleşmeye doğru gidiyor. Da... Ermenistan tebası arasında, "Mankurtluk"tan uyanış devrine girildi, girilecek...
161. Bir daha diyelim: Genetiği ve kökeninde Yafesilik ve Kıpçaklık bulunan bu "Kimsesiz Halkı" Mankurt Uykusundan uyandırmak ve Çakallara karşı kollamak da Hanif Gücün görevi... Tüm "Masum Halklar"ın hakkını savunmak olduğu gibi. bu görev de bize yazılı..
162. Öyle ise "Ermenileri" kollar görünen Sırtlanların işini yapmaya soyunan Çıkarcı ABD'nin karşısında duruşumuzun bir maddesi de bundan böyle Ermeni...
O halde dönelim Amerika'ya: “Neticede, kullanışlı Ermeni silahı, Kripto Amerika'nın eline geçmiş durumda, dedik ya…”
163. İşte, bu nedenle Ermenilerle ilgili olarak, “Kullan-at Planı”nı yeniden yapan ve çapını büyüten Başkan Biden, ilk kandırım tadı olarak, “Soykırım” balını çaldı, bu aklı kıt halkın ağzına… 24 Nisan 2021...
164. Bu durakta sorumuz şu olsun: “Türkiye; bir Karabağ Zaferi elde etmiş olmasaydı; Biden, yine “Soykırım” der miydi?
Zannetmiyoruz.
"Büyük Felaket" deme geleneğinin Dramatizasyonunu biraz artırırdı o kadar!
165. Çünkü hem Rusya'yı, hem Türkiye'yi; aynı “Kuşatma Çemberi”yle yola getirmeye çalışan, Binyılcı Kripto Amerika'nın; Doğu Cephesi'nin Kafkasya ayağı, “Karabağ Zaferi”yle parçalanmış oldu. Surda gedik açıldı.
166. Bu nedenle Bidengiller; orayı, Ermenilerin ezber ettiği Soykırım yalanını destekleyerek onarabilir miyiz hamlesini yaptılar. "Soykırım!" diyerek. Ukrayna'nın durumu da buna benzemekte zaten.
167. Onarabilirler mi? Hayır tabii... Mesele, Ermenilerin ayranlığını kabartmak ve "Asala Varyantı" Terör kıpırdanmaları yapmak. Ve Azerbaycan'ın sınırlarına Milis tecavüzleri tertipleyerek, bölgeyi sıcak tutmak niyetindeler.
168. Böylece amaçlanansa Türkiye'nin dikkatini dağıtmak ve gücünü bölmek... Aynı şekil de Rusya'nın da... Ukrayna ve Ermenistan Sorununda, Türk-Rus sürtüşmesini sağlamak, yapabilirse iki gücü karşı karşıya getirmek...
169. Sadece, bununla kalsa iyi... Binyıl Vatikan Şirketi; (tıpkı, Ukrayna-Kırım cihetinde olduğu gibi burada da...)kazanın altına bir "Odun" daha atmanın arka planını da İsrail ve Siyonistleri kullanarak faal tutmak niyetinde.
***
170. Yeni bir başlıkla devam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
SİYONİSTLER NEREYE KOŞUYOR?
Ahmet YOZGAT
171. Sözünü edegeldiğimiz Kuşatma Çemberinin, Kafkasya Bölgesini parçalayan Türk-Baycanlı ortaklığının görünmez destekçisi olan siyonist İsrail'in bu alanda olşunu nasıl yorumlamak lazım? Daha doğrusu; Siyonist Yahudiler, Kafkasya'da ne arıyor ve niçin arıyor.
172. Karabağ Sorunu esnasında; niçin “İki Türkmen Devleti/Türkiye ve Azerbaycan'”ın yanında yer almak gibi bir çaba içerisinde oldular ve hala olmak istiyorlar? Ve bu anlamda; Ermenilerin (Hatta ABD’nin) karşısında durmalarnın sebebi ne?
Bir bakalım…
173. Biliyorsunuz; Türkmenler, Mazlum Milletleri arkalayan bir Genetik merhamete sahipler. Bunun tam tersi olarak Yahudilerin ise güçlü olanın yanında yer aldığı hatta yanında yer almak istedikleri Milletleri de güçlü hale getirerek Zalimleşmelerine neden oldukları biliniyor.
174. İşte; bu nedenle Tarih içerisinde Türkler, itilip kakılmış Yahudi Kavmini kollaya geldiler çoğunlukla. Bu manada; kolladıkları ikinci Kavim ise Ermenilerdi. Ama Türklerin kolladığı bu iki Kavmin, kendi aralarındaki ilişkileri hiç de iyi sayılmaz bir şekilde seyretti.
175. Yani güçlüden yana olan Yahudiler zayıf Ermenilerden hiç hoşlanmadılar/hoşlanmıyorlar da...
176. Bunun gibi genel anlamda; Katolikler de Yahudilerden nefret edegeldiler. Sadece 1650 Yılından sonra; Katolik Almanların Yöneticileri olan Habsburglarla Seferatların arası düzeldi.
(Hatta Vatikan Şirketi düzeltti diyelim.)
177. Bu düzelme; her iki tarafın da Mısır Ekolüne intisapları sebebiyle idi. Öte yandan; aynı yıllarda; (Bir Yafesi Bozkırlı Kökten gelen) Aşkenaz Yahudilerinin, Protestanlarla araları iyi oldu.
(Ya da Vatikan Şirketi, aralarını iyi yaptı diyelim.)
178. Ondan öncesinde de Aşkenazların arası, Ortodokslarla iyiydi Deşti Kıpçak Rus bölgesinde.
(Bu kurguyu yapan da Bizans Aklıydı, diyelim.)
179. Tabii, Aşkenazlarla aynı bölgedeki Hazar Kağanlığını Dindaşlığa dönüştürülen ittifaklarının da altını çizelim.
(Bu kurguda da Babil Aklının varlığını haber verelim.)
180.Aşkenaz Yahudilerinin; İsrail-Amerika ilişkisine gelince: Bu ilişki, Cumhuriyetçi Parti-Aşkenaz ilişkisi şeklinde başlamıştı; ortak patron, İngiltere sebebiyle.
Çokta uzak olmayan bir Tarih içerisinde; Binyılcı Amerikan Kriptoları Demokratlarınsa Sefaratlarla ilişkileri oldu.
181.Demokrat-Sefarat ilişkisinin Avrupa'daki alanı "Güney Fransa, İsviçre, Bavyera ve Avusturya" dairesinde görülmekteydi. Bu bağlamda; Seferad Yahudileri ve OrtaBatı Avrupa Bölgesinin Hristiyanlarının ortak paydasında, Tapınakçıların olduğunu da söyleyelim. Ortak Ekol Mısır'dı.
182. Kökeninde, Tapınakizm'in olduğunu bildiğiniz, Günümüz Kripto Amerika’sının, Katoliklerle ortaklığı, “2 Yahudi”den birini seçme pozisyonuna getirdi Biden Hükümetini. (Ama birliktelik, 2.D.Savaşının sonunda, Nükleer Hırsızlığı” esnasında başlamıştı, diyelim.
183. Bu “Hırsızlık” Binyılcılara başarı getirince, Vatikan Şirketi, “Roma’nın Tacı”nı Binyılcı Başkan L. Jonson’a takarak, Kripto Amerika’yı Roma’nın yeni şekli ilan etmiş olmuştu zaten, diyelim.)
184. İşte, bunca arkaik nedenden ötürü Biden de şimdilerde Sefaradları tercih etmiş görünüyor. Bu sebeple Filistin'de, İki Devletli Çözümü önermekte... Yani Kripto Amerika, bir Filistin Devletine karşı değil; niye? Filistinlileri sevdiği için değil tabii.
185. O halde; Seferadlara yurt açmak için mi? Yo, Seferadlar, zaten gelmek istemiyorlar Filistin’e. Akıllarında Kırım var, olmazsa Ukrayna da bir bölgecik de olabilir.
186. Öyleyse neden; Siyonist Aşkenazlığının, Binyılcı ittifaktan silinmiş olması sebebiyle mi? Evet gibi! Ama arka planda, ihtiyaç başka: “Aşkenazları İsrail’den kovmak” için bir gerekçe lazım.
187. O gerekçe de Siyonist Devletini, bitiş yoluna sokabilmek adına önce, Filistin Devleti gerekçesini kullanmak gerekiyor da ondan. (İşte, M. Dahlan Haininin, burada kullanılması planlanıyor.) Sonra Filistin de çöpe atılacak nasılsa…
188. Dedik ya… Kıyamet Generallerinin, onca çabaya rağmen, “Türkiye Sınırboyu”nda bir “Binyılcı Siyasi Şerit” oluşturamaması nedeniyle “İsrail Toprağı”na göz dikmeleri yatıyor.
189. Madem öyle… "Bu durum karşısında, Ankara ne yapmayı planlamakta?" Sualinin cevabını, İsrail Dış İşleri Bakanının, Başkent ziyaretinde ortaya çıkacak. Ve galiba Ankara ile Aşkenazlar, ilk defa ortak paydayı konuşarak başlayacaklar: Hazar Bozkırlı Kökeni ve Yafesi Genetik…
190. Köken ve Genetik konusundaki sıkıntı ise “Mankurtlaşmış Genetik” ve “Siyonculaşmış Köken”in terk edilip edilmeyeceğiyle ilgili. Eğer Aşkenazlar; “Genetik ve Köken”deki başkalaşmayı kabul eder ve “Öze” dönme konusunda bir Siyaset belirlemeye "Evet" derse ne ala…
191. Yok demezse, kendileri için bitiş süreci başlamış olacak. İşte, söyleye geldiğimiz, “Türkler ve Yahudiler arasındaki Kıyamet Savaşı” böyle bir şeymiş ve bu anlamda Ankara’da kurulan masa da bir “Kıyamet Masası” olacak gibi görünüyor.
192. Yeni bir başlıkla evam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
NE OLACAK BU YAHUDİLERİN HALİ?
Ahmet YOZGAT
193. Hani demiştik ya: İngiltere ile Siyonistler, Filistin'de bir Yahudi Devleti için 75 Yıllığına anlaştılar, diye. 2023'te sonlanması planlanan bu anlaşmayı bitirmek istemeyen Siyonist Akıl; bu yüzden, önce Kraliçe ile küs düşmüş ve Cumhuriyetçi Amerika'nın yanına kaçmıştı.
194. Onun için "Kushner"i, Trump'a damat verdi ve Kayınpederi, Başkanlık yoluna ittirdi. Ama Trump, tek kullanımlık oldu.

Bu nedenle şimdi, "75 Planı"nı uygulama gücünü ve işini eline alan Kripto Amerika'yla yakınlaşmayı denedi fakat anlaşamadı; Biden'le de küsüştü.
195. Zaten; geçen yıl Galler Masası, “İki Yahudi”yi barıştırmak istemişti ortak Telaviv Yönetimi içinde. Lakin Kraliçe, bunda da başarılı olamadı demiştik ya...
196. O başarısızlığın üzerine, bir de Kripto Amerika'nın Katolik planı eklenince Siyonistler, tekraren yeni bir yurt derdine düştüler. Yani bu sefer; kaçarları yok ancak göçerleri var.
197. Biliyorsunuz; 2017'de, bir Yahudi geleneğinden gelen Kripto olduğu söylenen Barzanilerle Kuzey Irak da yeni bir Gizli Yahudi Devleti inşa etmeye kalkışan İsrail'le Mesut Barzani'nin bu planı, Türkiye ile İngiltere ortaklığıyla geçersiz hale getirilmişti o vakit.
198. Gelinen bu noktada; Amerika'nın karşı tavrına ilaveten, Vatikan'ın bir kolunun Babil’i inşa etmeye başlamış olması Siyonistler için kesin sonu, ortaya koymuş görünüyor.

Sözünü ettiğimiz; Barzani Referandumunda, Türkiye'nin gücünü gören Siyonistler; ........................
199. ........... bu sefer kendilerini, Kuzey Irak’da madara eden Türkiye eliyle yeniyurt elde etmenin planını yapmaktalar. Bu plan, Karabağ Zaferi ile kesinleşmiş durumda.
200. Yani Siyonistler, Türkiye'yi ikna ederek; Karabağ’dan başlamak üzere, kendilerine bir yeni adres bulmanın ataklarını yapmaktalar.
Bu anlamda; Genetiğinde Aşkenaz kanı olduğu söylenen “Aliyev Hanedanlığı”nın, ikna edilmiş olduğu görünüyor.
201. Şimdi, Türkiye'nin ikna edilmesine sıra geldi diyebiliriz. Bunun için İlham Aliyev; ikide bir, arabulucu olmak için Erdoğan'a, telefonu açmakta.
202. Peki, İlham’ın ikna edilmiş olması; Aliyev Ailesi'ndeki Aşkenaz kanıyla mı ilgili sadece? Hayır! Öyle olsa; Türkiye, zaten ikna olmaz. Ancak Siyonistler; belki Türkiye'nin de reddedemeyeceği bir proje getiriyorlar sanki masaya:
Büyük Azerbaycan!
203. Bu proje ile Baycan İlini büyütebilme işleminin yumuşak karnının Ermenistan'dan taraf olduğu aşikar. Böyle bir duruma Azerbaycan, dünden teşne… Fakat Ankara'nın, buna cevaz vermediği anlaşılıyor.
204. Çünkü Karabağ Zaferine çökmek ve oradan, “Azerbaycan'ı büyütüyoruz!” diye, Ermenistan üzerine yürüyerek… Zalim bir Siyasetin temelinin atılıyor olması, Ermenileri mazlumlar kılacağı için Ankara'nın şiddetle karşı çıkacağı bir durumu beraberinde getirmekte.
205. Bu nedenle Ermenistan'da da Türkiye ile yakınlaşma eğilimlerinin başladığını görüyoruz. Zira bu eğilimde olanlar da biliyor; Türklerin, Zalimlere karşı Mazlumları kollandığını.
206. Aşkenazlar; bu planlarını 650-1000 Yılları arasında yaşamış olan, Hazarya Devleti'nin, mirasçıları olduğu temeline istinaden, bir haklılık payı devşirmeye çalışıyorlar kendilerine. Bu nedenle ayak basacakları yer şimdilik sadece Karabağ…
207. Ve onun devamında işgal edilecek yer sadece Ermenistan olmayacak elbette. Çünkü…
Dedik ya… Hazarya’nın mirasına talipler diye! Hazarya ise Karadeniz'in kuzeyindeki Deşti Kıpçak arazisinin tamamını kaplamaktaydı.
208. Yani Azerbaycan'dan, Polonya’ya kadar; Ukrayna'yı da kapsamaktaydı. Bu nedenle İsrail Siyonistlerinin “Yeni Hazarya” parantezinin bir tarafı, Azerbaycan Karabağ ise diğer tarafı da Ukrayna olmak durumunda. Özellikle Odessa Kenti…
209. Yani Ukrayna’daki Yahudilerin başşehri... Tabii; Kırım'ın da bir Aşkenaz Yahudi Bölgesi olduğunu biliyoruz. Ama aynı zamanda, Kırımçaklar da Kırımlı.

Aşkenazların bu planıyla örtüşen, Kripto Amerikan Planı'nın nihai amacı ise Rusya'yı parçalamak...
210. Çünkü Rusya parçalanmadan; İsrail'in, “Yeni Hazarya Projesi” hayata geçirilemez. Belki; ite kaka, Karabağ Bölgesiyle sınırlı kalır ama… Böyle bir durumda da Türkiye ile Baycan'ın arası bozulacak demektir.
211. Bu anlamda; İsrail'in, İran'la olan husumetinde, Türkiye'nin de ağzına çalınan bir bal tutuyor TelAviv parmağı: Güney Azerbaycan’ı, İran'dan koparmak... Kısacası; Siyonist Aklı zannediyor ki Ankara, "İran Planı"na buna hayır demez!
212. Lakin fakir, şimdiden söyleyelim: “Hayır!” diyecektir! Zira Türkiye açısından, İran; sadece Güney Azerbaycan Bölgesi, Türk vatanı olan bir ülke değil. Ya? Ülkenin tamamı Türk toprağı, Türk vatanı ve Türk Ülkesi! Eğer Türkiye, İran üzerine bir operasyon yapacaksa…
213. Bu, bir sınırlı parçalama hamlesi değil; bütünüyle bir ülkeye sahip olma harekatı olur ancak. Bunun gibi… Türkiye'nin, Ukrayna'ya destek vermesinin altında yatan gerekçe de budur. Avrupa ülkelerinin de dahil olduğu…
214. Kripto Amerika'nın, Rusya’yı parçalama planının karşısında, “2 Rusya”dan birisinin çanak tuttuğunu söylemiştik ya… Habsburg Rusyası Ekolü... Peki; “Rusya'nın Toprak Bütünlüğü”nden yana olan bir ülke yok mu? Var! O da Türkiye…
215. Zira Türkiye açısından; bütün Rusya Coğrafyası da bir Türk Vatanı, Türk Yurdu ve Türk Toprağı olarak algılanabilir ancak.
216. Oradaki (maalesef) “Mankurtlaştırılmış Rus, Bizanslaştırılmış Ortodoks Aklının izalesi için Ankara, Bozkırlı Milletinin Ezeli Coğrafyasını, Batılı Yamyamların hatırı için parça parça öldürmez.
217. Bu anlamda bir taraftan, Ukrayna'yı kollarken; diğer taraftan, “İkinci Rusya Aklı”yla bu konunun temasını kurmaktan çekinmediği de görülüyor. Gerek Ukrayna bölgesinde, Habsburgların, elinin altında bir “Sefarad Yurdu” oluşturma düşüncesine ve gerek ..........
218. Ve gerek Karabağ-Azerbaycan Bölgesinden başlayarak, “Neo Siyonist Hazarya” kurma planına karşı çıkan Türkiye'nin, asla cevaz veremeyeceğini anlayan Kripto Amerika; Ankara'yı, Ermenilerle karşı karşıya getirerek, ..............
219. Karabağ Zaferini, Aşkenazlar lehine gizli bir büyütmenin kışkırtıcılığını yapmakta. Yani “Soykırım”ın kabulüyle Ermenilerin, ayramlığı kabarsın ve yeniden Baycan’a ve Türkiye'ye kafa tutarak, hedef haline gelsin isteyen bir Amerikan komplosu söz konusu.
220. Bu itibarla Ankara'nın; arabulucu olmaya ikna edilmesinde rol alan Aliyev'in, sakinleştirilmesini sağlamak için önümüzdeki ay, İsrail'in Dış Bakanıyla bu konuyu görüşeceği anlaşılmış oldu.
221. Aynı şekilde; Türkiye'nin, “Erivan'ın Aklı üstünde” tarafıyla benzeri bir temasta olduğunu zannediyoruz. Bu görüşmeler; aynı minvalde, Putin-Erdoğan arasında da zaman zaman tekrarlanıyor. Tabii… Ve zaten, Ukrayna'da bu işin içerisinde.
222. Yani Türkiye'nin işi zor! Bunca benzeşmesin, “Kemikleşmiş Ezberler”ini parçalayarak, hepsini bir araya getirmesi akıl alacak gibi değil. İkna edeceğini zannediyoruz.
223. Bir bakıma, Türkiye; Mısır ve Babil aşamasına geçen Batı Blokunu, bir üstündeki “Politik Segment”e çıkıp yeni bir oyun kurmaya yürüyor.
224. Bu oyunun adı, “Yafesi Milletler” ve onların İttifakı… İşte; bu ittifakın, tepeden inen darbesiyle parçalanmak üzere olan, Vatikan Masası ve onun Mısır-Babil Siyaset Sistematiği.
***
225. Yeni bir başlıkla devam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
UKRAYNA ve KARABAĞ BENZEŞMESİ
Ahmet YOZGAT
226. Bu arada, bir haber düştü gündeme. Buna göre; Ukrayna Donanmasının, yılsonunda Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de yapacağı tatbikata katılacağı açıklandı.
227. Aynı esnada; Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky, Rus Lider Putin’i, bir anlaşma zemini yakalamanın adresi olarak, Vatikan'a çağırdı. İlginç bir çağrı! Peki, bu çağrı, ne anlama geliyor dersiniz?
228. Bize göre, bunun, iki anlamı olabilir. Ya Zelensky; Türkiye'yi, arabuluculuk konusunda yetersiz görmüş/bulmuş ve kabullenmiş olarak, bir üst mercie müracaat ediyor.
229. Ya da Rusya adına; Putin'in, “Türkiye'nin Deşti Kıpçak Projesi”ne neden destek vermesi gerektiğini göstermek arzusuyla hareket ediyor.
Nasıl mı?
“Yafes Bloku” anlatımımızda söylediğimiz üzere…
230. Nasıl ki İsrailli Aşkenazler kendilerini; Azerbaycan üzerinden, kuzeye doğru yani “Parçalanmış Rusya” istikametinde bir “Büyük İsrail” ya da “Yeni Arzı Hazar”a hazırlıyor ve bir hamle planlıyorsa…
231. Ortadoğu'da (Yani Babil’de) artık Yahudi unsuru görmek arzusunda olmayan Vatikan Şirketi de (Katolik Viyana’nın) himayesi altındaki Sefaratlara, Ukrayna topraklarında, bir “Küçük İsrail” veya “Arzı Mevud” tasarlıyor demektir, kanaatimizce.
232. Üstelik Ukrayna'da bir Yahudi Yurdu tasarısı, yeni de değil. Yüz küsur yıl evvel, İsviçre’nin Basel şehrinde, Siyonist Kongreyi toplayan Kuzey Aşkenazlı Yahudiler; kendilerine, yeni bir yurt aramaya başladıklarında, ...............
233. ............ akıllarında üç adres vardı: Ukrayna, Afrika'nın ortasında Uganda ve en son tercih olarak Filistin… Bunlardan en güçlü aday, o yıllarda Ukrayna idi. Lakin gerçek, en zayıf bölgede, Filistin'de şekillendi.
234. Şimdilerde Habsburgların; kontrollerindeki Sefaradları iskan edecekleri yurt olarak, Ukrayna'yı seçmelerinin de iki sebebi olsa gerek: Bir. Parçalanması mukadder olan Rus İmparatorluğu'ndan; Yahudilerin mağduriyetlerini kullanarak (kendi hesabına) yağlı parça koparmak...
235.Bununla birlikte İki:Aşkenazların kovalanıp boşaltılacağı günümüz İsrail'ini de kendi gözetiminde bir Filistin veya“Filistin-Sefaratlı Devleti”şeklinde kontrol altında tutmak...Nasılsa Vatikan, onların abisi... Abi de orayı birine emanet edecek; Papa'nın kendi Milleti yok ki.
236. Lakin Kripto ABD; boşaltılacak olan Filistin’in, Derinin Yapısını; tüm Binyılcı unsurlarının kök hücresi diyebileceğimiz Tapınakçılar adına, Alamut misali bina etmeyi düşünmekte dedik ya...
237. Çünkü Amerikan Pentagon Aklı; Binyılcı Cent-Com Dünya Ordusunu kontrol eden Kıyamet Generalleri eliyle “Binyılcı Tapınakçıların Ortadoğu Merkezi” bina etme konusunda, operasyon yapageldiği, Türkiye'nin Sınırboyundaki Kürt Bölgesinde, gücü yetersiz kalmış durumda.
238. Daralan zaman itibariyle hazır eldeki İsrail'i, boşaltıp orayı bir “Tapınakçı Devleti”ne dönüştürmek, daha kolay olacakmış gibi görünüyor. Nasılsa, Vatikan Şirketiyle, "Katolizm Emtia"sında ortak... Papa, "Boş İsrail" kovanını birine verecek elbet...
239. Dönelim… Ukrayna ve Rusya'nın, “Geleneksel Cenevre yerine- doğrudan Vatikan'da bir görüşme Masası ayarlanması isteğinde, söz sahibinin Papa olacağı kesin. Bu nedenle Masada, Katolisizm-Ortodoksluk tartışmasının çıkacağı da belli.
240. Çünkü Papa anlayışına göre; "Mekan"ın sahibi Katolizm (yani Batı Roma...)
Tamam da "Kök Proje"nini telifi de Ortodokslara (Doğu Roma'ya...) ait.
Tamam da Doğu Roma, Merkezi Roma'nın icazetiyle kuruldu yani göreceliydi.
241. Hem Rus Ortodoks Patrikliği, Doğu Roma'nın nesi oluyor ki? Hiç! Zaten, say ki bir korsan Kilise!
242. Bu anlamda, Vatikan Şirketi, isterse kendi yarattığı markalarını (Baba Tanrı, Tanrı İsa/Hıristos/Jesus/Bible yani İncil/Kutsal Ruh/Tanrıça Meryem gibi tescilli markalardan söz ediyoruz...) onları çekip Moskova'nın elinden alırsa geride Ortodoksluk mu kalır!?
243. Vay Efendim, nasıl böyle dersin?!
Derim...

Ezcümle...Görüldüğü gibi tartışma konusu hazır! Ne Papa'yı ve ne de Patrik Kril'i kızdırmamak lazım.
Zelenski de Putin de bunu biliyor.
244. Tartışma böyle uzar gider.
Ve tabii, Vatikan'ın "Ukrayna Masası"nda, Aşkenaz Siyonistler’in, Kafkasya’ya göçme konusunu; Ankara ile görüşmeye başladığından da söz edilecektir.
Sadece bu kadar da değil. Masadakilerin bir kısmı; Rusya'dan, ilhak edilen Kırım'ı da isteyecektir.
245. Bu ve benzeri konular; Ukrayna'dan çok, Rusya'yı rahatsız etmeye elverişli gibi duruyor. Zaten, Zelenski de Putin’in, bunları işitmesini ve “Yeni Babil Siyaset Dönemi”nde Rusya’nın parçalanacağının işaretini almasını istiyor kanaatimizce. Galiba Ankara’da…
246. Türkiye ve Ukrayna'nın; varmak istediği yer; Rusya, Kripto ABD ve (ortağı Vatikan)’la savaşmak yerine, Ukrayna’ya yüklenmesinin nelere malolacağını görerek, “Yafesi Blok”un gereğine inanmasını sağlamak olsa gerek.
247. Zaten Putin, bu gerçeği gördüğünde, “Kuzey Savaşı” yön ve şekil değiştirecektir. Ankara’nın istediği bir rotadan söz ediyoruz.
248. (Tam da bu arada, bir haber düştü. Onu da ekleyelim: Sudan’dan Askeri Üs koparmak üzere harekete geçen Rusya’nın bu arzusu, kursağında kaldı. Çünkü Erdoğan, Sudan Devlet Başkanıyla görüşerek; bu girişimi önledi.
249. Dedik ya mesele, Rusya’nın; Türkiye ile idrar yarışına girmeye, (artık) gücünün yetmeyeceğini göstermek. Ve mümkün mertebe Moskova’nın, “İstanbul Lokomotifi”ne eklenmesini sağlamak…
Olabilir mi?
Zor ama gide gide olacak galiba çünkü her yerde, Türkiye var! Şükür!)
***
250. Yeni bir başlıkla evam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
VATİKAN’DAN YUKARIDA TÜRKİYE
Ahmet YOZGAT
251. Yukarıda, Yasef ve Sam dedik de… Esasında; Hazreti Nuh'un, üç oğlu olduğunu biliyorsunuz. İlk ikisi, Yasef ve Sam...
Bu listenin üçüncüsü de Siyahi Ham...
252. Tarihin başından beri, Dünya Siyaseti, (hatta Tarih, Dinler ve Medeniyetler dahi) Ortadoğu’da ve Samiler bağlamında kurula geldi.
Belki de Tarihte ilk defa Yasef Blokunun oluşumundan söz ediyoruz.
(Yo, bir daha var galiba...
253. ..... Kanaatimiz o ki evet; bir kez daha, benzeri bir oluşum sağlanmıştı: Zülkarneyn Seferleri sırasında. Allahualem!)
Hamilerse Siyaset üretecek akıl ve güçte değiller henüz. Bu nedenle; Afrika'da ve Güney Amerika'da oturan Bilali Hamiler de Yasefilere dahil.
254. Dedik ya “İstanbul Bloku” diye... Bu itibarla Kuzeyin Yafesileri ve Güneyli Hamiler de Payitaht'a bağlı olmak durumunda. Bu anlamda; “Yeni Türkmen Devleti Libya” ve Ankara ile ilişki kurmaya hazırlanan Mısır üzerinden, Kara Kıtanın Mazlumları, .............
255. .............. illa ki İstanbul Blokunun çocukları olacaklar. Çünkü Mısır ve Babil bağlamında “Yeni İki Batıl” Tahteravallisini kurmaya hazırlanan, Vatikan bayrağı altında toplaşmaya başlayan, “Binyılcılar-Yüzyılcı Hanedanlar ve Katolik Cermen ve Latin Dünyası” ...........
256. ....... Ankara’nın “Yafes Bloku” karşısında, mecburen “Sami Bloku” safında tekleşmek zorunda kalacaklar. İşte, böylece savaş, asıl ana fikrine dönüşmüş olacak “Hakk ve Batıl” Mücadelesine…
257. Bu mücadelede; “Hamiler”in, yine “Batılın Zalimleri”nin eline bırakılması düşünülemez.
Ya… Bu sefer onların da İstanbul’un kanatları altında olmaları mukadder. Yani “Hakk’ın yanında ve safında...
258. Kanaatimiz o ki… “Hakk’ın sahibi olan, İlahi Masada, “Evli evine, köylü köyüne” yöneltliyor gibi.
Geçmekte olduğumuz Medeniyet Döneminde, Zalimlerin doldurduğu yerler boşaltılıyor/boşaltılacak ve “Hakk’ın Gücü”nün yolu ve yeri açılıyor/açılacak gibi işler oluyor/olacak.
259.Bu çerçevede; Akdeniz ve Kafkasya yenilgisinden sonra; Fransa'nın; üçüncü hamlesini BAE ile ortaklaşa ve muhtemelen Çin'in dahliyle Afrika üzerinden yapacağı anlaşılmakta dedik ya...Bu konuda,“Hain Prens”le anlaşan Paris'i, girdiği son yolda intihar bekliyor olacak. İnşallah!
260.
Daha önce; “Yeni Siyaset Döneminde Türkiye; Teknolojik olarak, küçük düşünmek zorunda… Lakin buna bağlı olarak; Siyasette en büyüğü düşünmeli hatta düşünüyor.” demiştik ya…
261. Bu çerçevede; “Batıl’ın İki Bloku” üzerinden; dünyayı bir daha “Köleleştirme Planı”na çalışanlara karşı Ankara; kendi çabalarıyla kuracağı/kurmak üzere olduğu “Üçüncü Yol” ve onun gücü ile Cihan Siyasetini, olması lazım geldiği şekilde, “Hakiki İki Blok” biçimseline .......
262. ........... yani “Hak ve Batıl Bloku”na döndürmenin devasa hamlesine hazırlanıyor sanki (ya da bir el, Hanifleri; Yeni Siyaset Paradigmasına hazırlıyor.) Yani “Kıyamet Dönemi”nin Ahirzamanına, “Zamanın Sahibi” müdahil Allahualem…
263. Bu anlamda Türkiye; "En Büyük Benim!" diyerek, kendini "Tanrının Oğulları Sananla"rın üzerindeki katmana çıkıp kurulmasına, meydan okuyarak, onun da üstüne çıkıyor.
264. Esasında; Ankara'yı "Yafesi Kavimler İttifakı"na zorlayanlar da "Üçler Şirketi(Binyılcılar-Yüzyılcılar ve Papalık)" oldu.
Türkiye'nin "Doğal hatta İnanç Müttefikleri" olması gereken, Acemleri, Persiyanist kışkırtmayla,
Kürtleri, PKK-YPG yapılandırmasıyla...
265. Arapları, "Neo-Osmanlıcılık Yalanıyla ana gövdeden kopardılar. Bu koparmanın ana paydası "Sami Kardeşliği"ydi.
266. O nedenle Ankara, aynı silahla vurmaya hazırlanıyor Vatikan ve yoldaşlarını. Madem öyle alın size "Yafesi Kardeşliği" diyerek. (Yunanistan'ın da Sami ırkından olduğunu biliyor muydunuz; ya Derin Mısırcı Latinlerin?)
***
267. Yeni bir başlıkla evam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
BOŞALTILAN FİLİSTİN
Ahmet YOZGAT
268. Yukarıda unuttuk. Şu hususu, bu aralığa ekleyelim: Dedik ki Siyonistler için artık Filistin yok! Orada kalırlarsa ölecek yok olacaklar! 2023'ü doldurmadan önce, kendilerine bir “Küçük İsrail” kurmak istiyorlar ya...
269. 2017, Kuzey Irak Referandumundaki başarısızlığın ardından… Şimdi de araya Azerbaycan'ın koyarak, Türkiye'nin desteği ile Karabağ'da bir “Küçük İsrail”in peşindeler ya...
270. Ola ki oraya ayakları basınca; hayallerini “Küçük İsrail”den, “Büyük İsrail” aşamasına geçirmeyi tasarladıklarını söyleyelim.
271. Bunun için kafalarının ardındaki; yine, Türklerin; Türk Dünyasına doğru açılma isteklerini kışkırtıp Rusya'yı parçalatarak yapmak niyetindeler. Aynı şekilde,Karadeniz’in karşıyakasında da Odessa Şehri merkez olmak üzere, Ukrayna üzerinden de bir hareket tasarlıyor gibiler.
272. Henüz, 33 Yaşındaki Zelenski’nin, çocuk denecek yaşta Kiev Tahtına oturtulması boşuna değildi. Çünkü “Genç Başkan” bir Hasidik Yahudi Ailesine mensup olduğunu söyledik ya... Başkanın “Hasidik”lerden seçilmesi de boşuna değildi.
273. Hasidizm’in babası olan Haham Nahman Ukraynalı ve onun mezarı “Hac Merkezi” olarak biliniyor. Yani Ukrayna, Hasidikler için Kutsal Topraklardan sayılmakta Kutsal yani...
274. Ukrayna konusunda plan yapanlar sadece, Aşkenazlar da değil dedik ya… Sefaradların ve Habsburgların da ilgili benzeri bir düşüncesi ve çalışması var ya hani.
275. Bu bağlamda; Hasidik Aşkenaz olan Ukrayna Devlet Başkanı, Zelensky'nin, -muhtemelen uyarıldığı için- Rusya ile olan husumetini Vatikan'da çözmek isteğini, Babil Papasının ortaya çıkışıyla açıklaması manidar.
276. Bu atak; Kafkasya'dan Deşti Kıpçak’a giriş yapmak isteyen Siyonist Aşkenaz türdeşlerine kıyak olsun diye bir girişim olabilir mi? Muhtemelen! Şöyle ki.. Sefaradlara, Ukrayna toprağında bir “Minik Alan” açarak, Filistin'in, bir yüzyıl daha Siyonistler de kalmasını sağlamak
277. ... gibi bir düşünce içerisinde olma ihtimalini de kayda geçelim.
Ya da Kafkasya'da, Siyonistlere tavır koyma ihtimali olan Türkiye ile olan bağını kopararak, Ankara'yı tavize zorluyor da olabilir.
278. Bu anlamda; Zelensky ile Erdoğan irtibatını takip ederek, neyin ne olduğunu anlayacağız İnşallah.
***
Devam edelim kaldığımız yerden... Madem, “İki Yahudi”nin Rusya üzerine yeni projeleri ya da “İki Yahudi”yle ilgilenenlerin benzeri planlarından söz ediyoruz..............
279. “O halde, mevcut İsrail boşaltılıyor mu?” sorusu üzerinden, biraz daha sürdürelim konuyu.
Evet boşaltılıyor!
Niye?
İzah edeceğiz!
280. Öncelikle... Şu Arzı Mevud konusunda iki çift laf daha edelim. Üç bin küsür yıl evvel; İsrailoğulları'nın, Mısır'dan çıkışıyla Literatüre giren Arzı Mevud, Yüce Allah'ın, Musa Peygamber evlatlarına vaadettiği topraklardı o zamanlar malum.
Şu anda değil ama.
281. Çünkü aradan geçen, bu kadar bin yıl içerisinde, söz konusu Kavim; Hazreti Davut ve Süleyman Dönemindeki, 75 Yıllık İktidarlarına ilave olarak, günümüz Siyonist İsrail’inin 75 Yıllık ömrüyle realize edilebildi ancak. Yani 3 Bin küsür yılda, sadece 150 yıl.
282. O iki iktidar dönemi de buraya kadarmış! Birinci İktidar döneminin sonunda; Yahudiler, iki ayrı istikamette sürgün edildiler. Asurlular ve Babilliler eliyle....

İkinci İktidar Devrelerinin sonunda da kendi kendilerini sürgün etmek zorunda kalmış görünüyorlar.
283. Bu nedenle diyoruz ki “ Filistin, şimdi yine boşaltılıyor.
Fakat hani Vaad Edilmiş Topraktı?
Evet, Vaad Edilmiş Toprak lakin “Allah'ın Sadık ve Salih Kulları”na vaat edildiği, Kur'an Ayeti ile sabit.
284. Bu anlamda; Musa Aleyhisselam'ın, Tevhidçi İsrailoğulları, Sina’da bu özelliklerini kaybettiler dolayısıyla Toprak hakları da kayboldu, tapu düştü. O nedenle Hz. Musa ve Harun Dönemlerinde, bir “İsrailoğlu Devleti” kurulamadı ya zaten...
285. Ama ondan birkaç yüzyıl sonra ancak Hz. Davut ve Süleyman Peygamber zamanında; yeniden, Salih Kul özelliği kazanmış olmalılar ki bu sebepten ötürü; ilk kez, 75 Yıllık miras hakkını kullandılar. Fakat Hz. Süleyman’dan sonra, tekrar Yahudileştiler ki Devletleri parçalandı.
286. Yani kendilerine, “Vaadedilmiş Toprak Mirası” üzerlerinden tekrar kalkmış oldu; Tapınakları yıkıldı, dört bir yana, zelil bir şekilde kovalandılar.
287. Bu konuda, iki yıl kadar evvel yaptığımız, “Mevud, Kimin Mevud’u?” kaydıızı bir kez daha dinlemelisiniz.
Orada, özet olarak diyorduk ki: Kur'an ifadesiyle Arzı Mevud, sadece “Sadık ve Salih Kullar”ın Vaad Edilmiş Toprağı”dır. Sadece ve doğrudan doğruya Yahudilerin değil!
288. İlelebet hiç değil! Ya kimin? Her kim/kimler Salih Kul olmaya hak kazanırsa onların...

Yahudilere; Sadık Kul olmadığı halde; geçtiğimiz 75 Yıl içinde bir hak daha verildi. Bunun nedeni, Sadık Kulluğa dönüşleri sebebiyle değildi elbette. Niye öyleyse? Hikmetini, Allah bilir!
289. Ama Kutsal Kitap’ta üç sınanmadan söz ediliyor. Bu “İkinci Sınanma” mıydı yoksa üçüncü mü? Biraz muğlak bir resim. İkinci ya da üçüncü olsun, 1948 Hakkı; muhtemelen “Kur’an’ın Hakikati,” artık Yahudilerin kafasına dank etsin diye verilmişe de benziyor.
288. Yani “Tanrısal Miras” saydıkları toprakların, kendi hakları olmadığını bir kez daha anlasınlar... Hem de acı bir şekilde anlasınlar diye...Ve hatta bu kez sürgün-mürgün de değil; yeryüzünden süpürülsünler diye Allahualem. Zira "Gayretullah"a dokundu ve silinmeyi hakettiler.
289. Sonunda, her İki Yahudi de bunu yani sona dayandıklarını ve sonlarının geldiğini anladılar galiba! Bu nedenle Siyonistler; yok olmadan önce, bölgeden çıkmak istiyor. O kadar ısrara rağmen, Sefaradlar da Arzı Mevud kapanına girmek düşüncesinde değiller.
290. (Bu arada; hatırlatalım, ABD Başkanı Trump’ın 15 Mayıs, Kudüs’ü Başkent yapma kararını! Konuyu kaydetmiştik. Bir bakın lütfen!)
291. Durum buyken... Ortadoğu'da olan biteni illa da “Büyük İsrail”e bağlayan yorumcular; Yahudilerin, Arzı Mevud şeklindeki ham hayalini gerçek sanarak; bu ezberin tekerlemesini yapa yapa Yahudi ekmeğine (yo aslında Binyılcı ekmeğine…) yağ sürdüklerinin farkında değiller.
292. Ya da bile bile “Yahudi Reklamı” (yo Tapınakçı Binyıl reklamı…) mı yapıyorlar desek? Yok canım! Yorum yapanların, içlerinde, öyleleri var olabilir fakat çoğunluğun tekerlemesi gafletten.
293.Çünkü“Yahudilerin Arzı Mevud Masalı”nı, bizimkilerin ağzına verenlerin de “Binyılcı Kripto Siyonist Hıristiyanlar” olduğu aşikar. Bizi üzense; bu konuyu, daha önce yazdığımız halde;Derindünya Kardeşleri arasında da hala “Büyük İsrail” masalını devam ettirenlere rastlanmakta.
294. Yahudiler; kendi adlarına, Türk Tv’larında bunca ağız tarafından, “ Arzı Mevud Tekerlemesi” söylenmeye devam edildiği halde panik halindeler. (Çünkü bu hamurdan, kendilerine ekmek çıkmayacağını biliyorlar artık.) Bu husstaki temel korkuysa: “Türkler geliyor!”a dayalı.
295. (Bu hususta bir makaleyi, geçen yıl Hearetz Gazetesi yayınlamış, biz de bir makale yazmıştık. Sevgili Recep hatırlayacaktır.)
Ama garip olansa; bu durumdan, Türklerin haberi yok. Lakin Kavmin hepsi biliyordu! Hem de Binlerce yıldan beri. Biliyor ama inanasıları gelmiyordu.
296. Oğuzlular aTarihinde; önce Selçuklu ve ardıllarını "Haçlıları" kandırarak ortadan kaldırdılar. Sonra, 450 Yıl, bilfiil Osmanlıyla uğraştı ve onu da sildiler. Cumhuriyete, "Derin Devlet" oldu ve Oğuz Genetiğiyle oynadılar.
297. Ve dediler ki; "Kıyametimizin Türklerinin dosyası Tamam!" Biliyor musunuz, bu süreçte Oğuzlular, "Musa Evlatları" dediği bu kavmi hep kolladı. Onun, kara kalbinin ve karanlık düşüncesinin farkına bir türlü varamadı.
Saflığın (mazlumluğun) bu derecesindeyiz!
298. 15 Temmuz'da da onların Aklı vardı organizasyonun kışkırtıcıları olarak. Zaten o gece, olan oldu. Şanı Yüce Rahman, sanki bizatihi durdurdu, bu arsız Kavmi!
Yine anlayamadı saf Türkler, işin iç yüzünü.
299. Ama Kavmin Şeytani Akıllıları anladı. İşte, bu yüzden; “İki Yahudi” Grubundan biri, Filistin’den sağ salim çıkmak; diğeri , zinhar oraya girmemek hususunda aceleci ve bu hususta, kesin kararlarını vermiş durumdalar. Ölümü gördüler çünkü!
300. Buna rağmen; Siyonist Hıristiyanlar, Yeni İsrail'de bir “Binyıl Tapınakçı Alamut’u” kurmak üzere, Arzı Mevud sözünü, gündemde tutmak için gayret sarfediyorlar.
Ya buna çanak tutan bizimkiler?
Onlar da “Kahve dövücünün, hınk deyici yorumcuları” diyeceğiz de öyle değil.
301. Meseleyi, Müslümanların kafasında oluşması ihtimal dahilindeki, “Arzı Mevud Hakikati”ni karartmak ve üstünü örtme bağlamında kışkırtılmaları şeklinde okuyoruz fakir.
İzah edeceğiz…
***
302. Yeni bir başlıkla devam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
TAPINAKÇI BİNYIL KRALLIĞI
Ahmet YOZGAT
303. Yukarıda dendiği gibi... Anlaşılan o ki “Boşaltılmaya gebe İsrail Toprağında” bir “Tapınakçı Binyıl Krallığı” kurulabilir mi? Hayır! Zira dedik ya… Merkezi Filistin olan Arzı Mevut, Şanı Yüce Allah'ın, “Sadık ve Salih Kullar”ına vaad edilmiş durumdaydı/hala öyle.
304. Bu nedenle Mevud; Sadık ve Salih olmayanların ellerinden alınıyor; yeniden, bir başka “Sadık ve Salih” olmayanlara mı verilecek?! Zannetmiyoruz...
Ya? Tabii ki Sadık ve Salih olanlara verilmek üzere boşaltılıyor bölge.
305. Sıfatları Sadık ve Salih olan o kulların isimlerini de verelim: Hanifler, Hanif Muhammediler! Ve bu tarife uyan tek unsur: Oğuzlular... Yani Hanif Türkler/Türkmenler...
306. İşte,“Gerçeğin Üstünü Örtme Planı/Komplosu/İşlevi” dediğimiz bu! Yüreklerdeki dehşetin ifadesi de şu: “Aman ha, Hanif Türkler duymasın! Çünkü Arzı Mevud Vaadi, Yahudiler için ne kadar masalsa; Hanif Türkmenler için o kadar gerçek! O halde, örtün gerçeğin üstünü sıkı sıkı…”
307. Büyük İsrail; Yahudilerin Arzı Mevud Masalının, pratize edilerek, Nil’den Fırat'a uzanan bir bölgenin, bu iş için hazırlanmasında, rol alan Batılıların da aleyhine işleyecek bir tasarıdır esasında; sadece Müslümanların değil.
308. Bu yüzden, Batı dünyasında “Küçük İsrail’e evet ama Büyük İsrail’i; İngiltere de istemez, Almanya da istemez, Fransa da istemez, İtalya da istemez vs. Bu istemezlerin, asıl fikirlerine rağmen, ister görünmelerinin sebebi, Yahudilere bir devasa Krallık kurmak değil.
309.“Din Kökenli” bu Yahudi tahayyülünün/masalı'nın üzerinden yürüyerek, kendi tasarılarını hayata geçirmek istediler/istiyorlar. Yani “İki Yahudi”nin de İsrail'in de hayrına değil hiçbir şey. Artık değil. Limon gibi sıkılmış Yahudi'yi kimse istemiyor gayrı. Şimdinin gerçeği bu!
310. Bu bağlamda; son dilimde; Hıristiyan Siyonistlerce körüklenen haliyle planlanan BOP Projesi de bir “Yahudi Arzı Mevud”u tasarısı değil; bir “Binyılcı Amerikan Projesi”ydi. Projenin, "Yahudi Dini"yle sarmalanması, hedefi, uzaklaştırıyordu Kripto ABD'nin üzerinden.
311. Oysa “Saftirikler” tarafından zannedildi ki Batılılar, (yani Amerika ve destekçileri gibi gösterilen İngiltere, Almanya, Fransa ve hempaları) Yahudilere, kocaman bir “Aden Cennet Bahçesi” tasarlamaktalar.
312. Zaten, öyle olmadığı için BOP, aksadı ve üç harfli bir tasarım olarak Siyaset Tarihinin karanlıklarında kaldı. Niye aksadı derseniz? Kıta Avrupası Ekolü eliyle Demokrat Amerika Binyılcılarının, Cumhuriyetçi Amerikan Ekolüne attığı, “Arap Baharı” kazığıyla aksadı.
313.(O saftirikler de Arap Baharını, Arap Dünyasına, Demokrasi götürme sandılar ve yalana inandılar.Bu inanlardan biri de Fransa'ydı. Paris'in"Emeryal Şehveti"ni gıdıklayan da Binyılcılar oldu. Güya Mösyö, Tarlası Tunus'tan girip "Bahçesi Suriye"ye kadar, tıngır mıngır gidecekti.
314. Bu arada da kendi mülkü olmayan Libya, Mısır ve Ürdün'ü de kısa gün karı olarak zincirine ekleyecekti. Fakat Libya'da ayağı takıldı. Takılan o ayağın karı, on sene sonra Türkiye'ye yaradı.
315. Bu arada, Binyılcıların asıl planı, güya "Baba Yurtları Mısır"a çökmekti, darbeyle çöktüler. Irak'tan Suriye'ye atlamaktı, atladılar. Bölgenin Terörize halini ele geçirmekti, geçirdiler. Terörle "Türkiye'ye diz çöktürmekti, çöktüremediler ama.
316. Beş sene önceki planları malum, "Fetöcü Darbe" ile Ankara'yı bulandırmak ve bulanık sudan istifade Türkiye'ye akmaktı; akamadılar ama. Hiç olmazsa sınır bölgesinde, bir "Hasan Sabbah Üssü" kurmaya razı oldular, onu da kuramadılar.
317. Şimdi de hiç olmazsa İsrail Toprağı diyorlar. Yani Windsorların Planına sızmak düşüncesindeler. Lakin gerekçe lazım. O da Filistin Devleti taraftarlığı...

Galiba, tam da bu yüzden; Filistinlilerin kafası, karışık bu sıralarda.
318. Türkiye; Libya'ya ve Mısır'a iki ekiple çıkarma yaptı ya. Bu arada, Filistin'i unuttu mu ne?! Nasılsa çantada keklik der gibi. Ama Binyılcı kapkaççılar, çantaya göz dikmiş diyoruz.
Diktirme abi!
319. Aa, dur hele!Yoksa "Al, Mısır'ı; ver Filistin'i!" pazarlığı mı var, aranızda ağır abiler?Olmadı ama şimdi! Varsa"Sisi"bu oyunda melek yüzlü şeytanı oynayabilir. Çünkü Mısır zaten,Binyılcıların değil, bir aydan beri. Ya kimin? Dedik ya Kadim Mısır Firavunların. Uyandılar ya!
320 . Dönelim ön paranteze: (O saftirikler de Arap Baharını, Arap Dünyasına, Demokrasi götürme sandılar ve yalana inandılar tey o zaman.) Her neyse! Eski defterlerde, çok kapatılacak hesap var. Peyder pey kapatacağız gari!
321. Fakat girdiğimiz hesabı bari kapatalım: Hülasa… İsrailoğlu Musevilerinin Arzı Mevud’una; son devrede Siyonist İsrail çökmek istedi. Çökemedi!
Siyonistlerin, Arzı Mevud’una, Cumhuriyetçi BOP’çular çökmek istedi; Çökemedi!
313. Cumhuriyetçi BOP’çuların Mevud’una, bir kez daha Demokrat Binyılcılar çökmek istedi; Çökemedi!
Bunun üzerine; Binyılcı ve Yüzyılcılar, ortaklık kurmak istediler kendi Arzı Mevudlarını oluşturmak adına.
Onların, hamhayaline de Vatikan dur diyor şimdilerde.
322. Bu arada; kendi dertlerinin ardına düşmüş olan Aşkenaz Yahudileri (Belki Seferad Yahudileri) de Zelenski’nin Ukrayna ve Aliyev’in Azerbaycan Cephesinden, karşılıklı olarak hamle başlatıp Kırım ve Kafkasya İbrani şeridini oluşturmak…
323. Bilahare kuzeye, Rusya içlerine doğru yayılmak istiyorlar.
(Bakın,yine hinlik peşindeler. Oysa bu içten pazarlıklı hinlik, adamı da yer, kavmi de!)
Niye kuzey derdindeler?
Dedik ya Arzı Mevud boşaltılıyor.
Kimin için boşaltılıyordu?
Hanifler, rahatça girsin diye! Bizim için.
324. Rusya'nın iki tarafında, fırdolayı oluşan “Kuzeyi Kuşatma Çemberi”nin altına “Ateş Kayanlar”ın sayısının gittikçe artıyor olması; Rusya'daki parçalanmaya müsait yarı canlı bedenin, parçalanmasını hızlandırmakta ve aç çakalları iştahlandırmakta.
325. (Yani herkes hinlik peşinde… Türkiye ve Türkler hariç! Hanif Muhammedi İhlası, böyle bir şey işte...)
326. Bu anlamda dedik ya… “Artık, Rusya'nın Toprak bütünlüğü de İran'ın Toprak bütünlüğü de Ankara'dan sorulacaktır!” Zira oralar da Hanifler için, Hanif Muhammedi Oğuzlular için hazırlanmakta.
327. Kanaatimiz o ki… Dört bir taraftan; Rusya’nın yağlı bedenini parçalamak için saldıran canavarlara karşı, “Derin Kuman Aklı”nın Rusyası, Türkiye'ye iltica edip Hanifleşerek, “Alper Tunga’nın Kadim Ülkesi”ni koruyabilir ancak. Allahualem, oraya doğru gidiyoruz.
328. Zaten; Hanifleşmiş beyni, İstanbul'da olan bir Rusya İmparatorluğu; “Hakk ve Batıl Mücadelesi”nin en büyük ordusu olarak, dünyanın geleceğini değiştirmeye aday diyelim.
329. İçinde; Yafesi Kavimlerin, neredeyse tüm unsurlarından parçalar taşıyan Rusya İmparatorluğu, Babil ve Mısır Siyasetini realize etmek için sahneye çıkmış olan Sami Aryan Kardeşliğini de anlamsız kılacaktır.
330. Yeni bir başlıkla devam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
HAKK VE BATIL MÜCADELESİ
Ahmet YOZGAT
331. Dedik ya… “Türkiye'nin Oyunu” oyun değil ve çok büyük bir hakikat hamlesi…
332. Daha iki ay evvel, “İki Bâtıl”ı, Babil ve Mısır”ın, Nemrut ve Firavunluğu üzerinden, yeniden bina etmek için harekete geçen, “Binyılcı A.Ş-Vatikan Ltd.” ortaklığına karşı Türkiye, “3. Yol”unu; Babil ve Mısır’ın yani Vatikan'ın da üzerindeki katmana doğru uzatmakta...
333. Yani “İstanbul Bloku”nu, en üstte, kurmaya karar vermiş durumda olan, bir Türkiye var artık. İşte, o “Neo Katman/Level/Layer,” Nuhoğulları Katmanı... Yani Dünya Siyasetinin, Mısır ve Babilci Babalarının Düalist Tiyatrosunu, Sam'ın Sahnesinde birleşmeye zorlamak...
334. (Yo, bu cümledeki "zorlama" ifadesi yanlış oldu. O cephe zaten, gizli gizli “Sami Bloku”nu bina edegeliyor. Nereden mi belliydi: Sami Irkının iki temel kavminden olan Sünni Arapları; Sünni Türkler karşısında baş düşman yapmalarından...
335. İki Sami kardeş olan Arap-Yahudinin, imkansız ortaklığını kurmalarından… Sami Irkından olan Yunanlıları, Araplar ve İsrail'le aynı ittifakta buluşturmalarından… Hatta Babil Blokunu, Şii İran üzerinden değil de Şii Araplar üzerinden bina etmelerinden vs…)
336. Ve böylece zaten saklı gizli oluşan"Sami Biraderliği" oyununu çözen Ankara, oların karşısında, “Yafesi Kavimleri”konuşlandırarak, “Hakk’ın Bloku”yla sahne almaya yönelmekte. Yani yeni oyunun sırrını çözen, kodlarını okuyan ve Tarihin de üstüne çıkan Türkiye'den söz ediyoruz!
337. Bu yöneliş, aynı zamanda Avrupa'nın; kesin olarak, ortadan ikiye çatlamasını da beraberinde getirecek gibi. Tabii ki Galler Masasını da… Hatta Çin’i de...
Niye?
Bu oluşumlar içinde Sami ve Yafesi kavimlerin ortaklığı var da ondan.
338. Zaten gizli gizli kotarıla gelen “Sami Bloku” karşısında, Türkiye'nin (zorunda kalan) Projesi ile Mısır-Babil Vatikanları’nın üstündeki, Nuhoğullarından öndeki ikisinin etrafında kümelenenlerin oluşturacağı yeni Dualist, Dünya Siyasetine karşı, ...............
339. Yafesi Ekolün/Yafesi Blokunun merkezinin, mutlaka İstanbul olacağını bir kez daha söyleyelim.
Bu anlamda; Asya’nın olduğu kadar; Avrupa'nın Kuzeyinin de yönü, İstanbul’a çevrilmek durumunda.
340. Zira Kuzey Avrupa’ya hakim olan ve Gelişkin Batının bir parçası diyebileceğimiz, Saksonyalılar da, Yafesi Kavimler Şeridinin devamı niteliğinde aslında. Bu sebeple Avrupa’nın, ortasından yarılma hususunda, pek çok sebebi vardı, şimdi bir nedene daha sahip oldu Küçük Kıta.
341. Bu çatlama; Almanya'dan başlayarak; Avrupa'yı ikiye bölecek olan olan en güçlü sebep durumunda: Bu anlamda; Yafesi Planın, Avrupa’daki koçbaşı da Saksonyalılar tabii ki. Yani Kuzey Almanya ve İskandinav Ülkeleri…
342. Bunların arasında, Danimarka'da bulunuyor.
(Danimarka önemli! Çünkü Windsorların mirasçısı Oldenberg Hanedanı. Yani olası bir Windsor çöküntüsü durumunda, Babilci Hanedanların bayrağı Danimarka Hanedanlığına geçecek, Oldenberglere. Hatta geçti bile…)
343. Bu geçişi onaylayanların en önemlisinin Türkiye olduğunu söyleyelim. Birkaç yıl önce, Danimarka Eski Başbakanı Stoltenber'in NATO Sekreterliğine adaylığı konuşulduğunda, müstakbel Gn. Sekreter, Ankara'ya gelmiş ve icazet almıştı. Ondan beri, Stoltenberg'le Erdoğan arkadaş...
344. Bu anlamda; halen, Danimarka Hanedanının Yeddi Eminine verilmiş olan NATO'nun, birkaç yıldan beri yeni yuvası ve karargahı Oldenberg Sarayı…
345. Yeterince Poüler olmayan Oldenberg Hanedanlığı (Aslında, Avrupa Soylu Ailelerinin en eskisi Oldenbergler yani tüm hanedanların saygı duyduğu, akıl danıştığı ve hatta anlaşmazlıklarda arabulucu olan aile, bunlar.)
346. Hanedanlık ve Küçük Danimarka’nın, Türkiye'den vazgeçmesi olası değil. (Kraliçe'nin aracı ve kefil olduğunu da not edelim!) Yafesi Akıl oluşturulduğunda, NATO; zaten, “İstanbul Yafes Bloku”nun askeri parçası olacaktır.
347. Kraliçe demişken... Haminnenin, son birkaç aydır; Türkiye'ye verdiği ekstrem destekler: Kıbrıs'ın ve Uygur Bölgesi'nin tanınması gibi… hamleler, olası Sami Bloku’na karşı bir tavır olarak okunmakta tarafımızdan.
348. Dolayısıyla bu atraksiyonların; Yafesi Blokun kurulmasında, önemli ve güdüleyici bir etken olacağını da söyleyelim.
349. Yafes Rüzgarı”nın etkileyeceği ve hatta böleceği coğrafya, sadece Avrupa değil.
350. Daha evvel demiştik: Çin'in Kuzey bölgesi Karluk Bozkırlılarının, Çinliler tarafından Mankurtlaştırılması, (Manihist) İranlılar Tarafından Aryanikleştirilmesiye oluşturulmuş bir “Mankurt Bozkırlı Coğrafyası” niteliği taşımakta.
351. Yani gözümüz; Kuzeyli Han Çinlileri ve Müslüman Huilerin üzerinde. Dolayısıyla Karluk Bozkırlıları gibi Çin'in yarısını teşkil eden Budist Han ve Müslüman Hui bölgesi, Kore ve Japonya'ya kadar uzanan Yafesi Kavimlerinin, Kuzey Coğrafyasının bir parçası.
352. O nedenle unutulmamalı. Ve bölünecekler Listesinde altı çizilmeli.
Daha önce; Ermenilerin de Yafesi olduklarını söylemiştik.
353. Bunun gibi İran'ın çoğunluğunun da…
Ve Akhunlar ile Gaznelilerin oluşturduğu Urduca/Orduca Türk Dilini konuşan Pakistanlıların da aynı şekilde, çoğunlukla Yafesi nüfusa sahip Ülkeler olduğunu ekleyelim.
354. Bugünlerde bültenlerde sözü edilen; Pakistan ve Türkiye'nin, Afganistan'da oluşan bozguncu tarafların Terörizmini önleme konusunda, ortak karar almış olmaları; söz konusu, Afgan Toprağının da gözden çıkarılamayacağının bir hamlesi olarak hayata geçmeye hazırlanıyor.
355. Ve Asya'nın Gözetleme Kulesi olarak, bu ülke; çöplüğe dökülmüş hazine kadar kıymetli... Bu arada; Afganistan'ın yanı başındaki, Bozkırlı Kırgızistan ve İrani Tacikistan arasındaki elektriklenen ortam, Türkiye'nin Afganistan hamlesinden hoşlanmayanların desisesi...
356. Dedik ya Sünni Farisi olan Tacikleri, kışkırtacaklar listesi epey fazla: Çin, Rusya, İran...
Hatta ABD dahi...
Peki, Amerika'nın, bölgeden çekilmeye hazırlandığı yolundaki haberleri nasıl tarif etmek lazım?
357. Bilindiği gibi Afganistan'ın hemen öte yanı, Uygur Sincan Bölgesi... Anlaşılan o ki… Amerika, kendine has, Pragmatist Çok Yüzlü Politikası bağlamında; gerek İngiltere ve İran'la arka oda masaları kurabilir. Bu minvalde sabıkası çok…
358. Gerek TAP (Türkiye-Azerbaycan-Pakistan) Birliğiyle ve gerekse Yafesi Blok zemininde hatta üst tvitte söz edildiği gibi Taciklerle dahi başka başka renk ihtiva eden anlaşmalar yapmaktan çekinmemekte.
359. Binbir Suratlı Sam Amca; (Rusya Coğrafyasında olduğu gibi) Çin'in parçalanmasına da karar vermiş görünüyor. Bu nedenle Çin’in ipini, Uygurlar bölgesinden çekmek üzere; Türkiye ve Pakistan’la anlaşmış ve belki de harekete geçirmiş gibi izlenebilinir.
360. “Peki, bu konuda; Kripto Amerika'nın, üstte saydığımız Kuzey Dünyasıyla ve Yüzyılcı İngiltere ile aynı konuda anlaşmış olmasının nedeni ne olabilir?” sualine karşılık, şunu söyleyebiliriz:
361. Çin'in, başkasına hayat hakkı tanımayan “Acımasız Tüccar Yayılmacılığı” dünyadaki tüm tarafların hoşuna gitmeyen ve onları birleştirmeye zorlayan bir “Pekin Saldırısı” olarak algılanmakta.
362. Yani hem Yüzyılcılar, hem Binyılcılar ve hatta muhtemel Yafes Bloku, öncelikle Çin Meselesini çözmek arzusunda birleşmenin eşiğindeler. Daha sonra, birbirlerine döneceklerdir…
***
363. Türkiye’yi ve Rusya’yı da içine alan bir Kuşatma Çemberi kurulmakta ya…
Soralım: Bütün bunlar ne demek oluyor?
Şu oluyor...
364. “İki Devlet (ABD-Rus ya da ABD-Türkiye veya Türkiye-Rusya)” arasında gelişen, yukarıda saydığımız ve saymadığımız olayları, izah etmenin tek ifadesi geliyor aklımıza: Kızışan Kuzey Cephesi ve yaklaşan Savaşın ayak sesleri!
365. Ee, bu vaziyet karşısında, en yukarıdaki girizgahı hatırlayarak diyebileceğimiz tek söz şu olmalı: O halde, Gazamız mübarek olsun Ey Kılıçaslanlar ya da Türk Milleti!
366. Yine girizgahtan hareketle bu durumda, şöyle iki Sosyolojik tespit yapmak mümkün: Mevzubahis İki Devlet arasında; olası bir savaş haberi, Türkiye'de sevinçle karşılanacaktır! Ama Amerika ve hempalarında, yüreklere karabasan çökeceğine eminiz.
367. Türkiye açısından, yaklaşan muhtemel savaşın neticesinin tarifi de belli: Zafer!
İlla barıştan yana olan Türkiye'nin, bir savaşa mecbur kalır da Zafer tacını başına koyması gerekli olursa şayet, ..........
368. bu durumda, yapacağı tek iş Türk'ün Derin Gücü ve Türkiye'nin Kutlu Sermayesini, ortaya koymak olacaktır.
Nedir o güç ve sermaye?
369. Malum; ülkemizde ve insanımızdaki beklenti, 15 Temmuz'da doyurulmayan savaş ve şehadet beklentisidir diyebiliriz. İşte, Türklerin sermayesi bu! Başka hiçbir kavimde rastlanmayan bir sermaye... Şehit olma isteği ve Şehadete koşanların Gücü!
370. (O halde, Kılıçarslanlarımıza karavanadan önce, çiğ et yedirmeyi unutmayın komutanlarımız! Aslanların, şeytan avına çıkacağı zaman geliyor gibi! Yok gelmeden Zafer nasip olursa o da Şanı Yüce Allah'ın lütfu olur... )
371. Hülasa, Türk Milleti ve Devleti, barışa da savaşa da hazır! Ama diğer oyuncular, ne barışa ve ne de savaşa hazır değiller. O nedenle vekalet kullanmakta ve çeşitli karakterlerdeki vekillerini de öne sürmekteler.
Mesela Amerika!
372. Dedik ya Savaş,"Adı Konmamış bir şekilde" başladı. Lakin bu Kripto Hain devlet; Savaşı, adam gibi başlatamıyor. Ya Yunanistan'ı,Adalar üzerinden sürüyor ya da Ermenileri, soykırım yalanı üzerinden ittiriyor Savaş alanına. Artık ortalıkta dolanan Terör Örgütlerini saymıyoruz.
373. Lakin ihanet odakları haline gelmiş olan, Arap Kripto yönetimleri de Amerika ve Avrupa'nın Savaş alanına sürdüğü canlı Kalkan malzemeleri durumunda. Amerika tamam da...
374. Hele birileri var ki... Laf yine döndü dolaştı onlara geldi. Zira bugünler, onların Tarihlerinin, en vıngır vıngır kaynadığı devrelerden biri. Sonuncusu belki de... Kim mi onlar?
374. Bir ara...
375. Onlar, Siyasetin münafıkları, bin bir yüzlü Yahudiler! Bunların, Devlet olanı Siyonistler olarak bilinen Aşkenazların, Türkiye'nin yanında mı, arkasında mı, önünde mi olduğu belli değil. Hatta hangi Yahudi, Türkiye ile kontaklı o bile muğlak.
376. Birkaç yıldan beri; "İki Yahudi"nin biri giriyor, bir çıkıyor Ankara'nın Siyaset sahasına. Bu girip çıkmalar; birbirlerinin ayağını çelerek mi husule geliyor yoksa hala Türklerle ilişkilerinde, megaloman/tepeden bakmacı/burnu büyük özelliklerini dayatmalarından mı?
377. Her ikisi de... Lakin şunu söyleyebiliriz: Fiziki Yahudi, eski Yahudi değil; içi kof bir ağaç ve sıkılmış, yarımşar limon gibiler. Bakmayın kuruğu dik tuttuklarına...
378. Ve Türkiye'den Türklerden korktukları kadar... Ne o Amerika'dan ne bu Amerika'dan, ne o İngiltere'den ne bu İngiltere'den, ne o Almanya'da Almanya'dan. ne o Rusya'dan, ne bu Rusya'den, ne o Çin'den ne o Çin'den, ne Hind'den, Ne Arap'dan, ne Acem'den vs...
379. Hatta ne Yahova'dan, ne Alohim'den korkmuyorlar. Hatta Yahudileştikleri, binlerce yıldan beri korktukları tek Millet Türklerdi, şimdi daha da korkmaktalar... Zira korktukları, kapıya dayandı. Yani "Yahudilerin Kıyameti" kopmak üzere.
380. Bu nedenle kıyametlerinden kaçmaya çalışmaktalar. Kıyamet'in adresini biliyorlar: Filistin ve Megiddo... Adresten kaçacaklar da yine emin değiller geleceklerinden. Onlar için en güvenli yeri de biliyorlar, Türklerin kanatlarının altı...
381. Buna rağmen; güvenli kanat sahibine biat etmek yerine; onu kendilerine biat ettirmek gibi densiz bir iştahtan da kopamıyorlar. İşte, kronik problemleri bu! O nedenle ayak oyunlarıyla kafa karıştırmanın münafıklığındalar hala.
382. Türkler, bu kabil Siyasetten hoşlanmıyorlar. Lakin ne yazık ki Dünya Siyaseti böyle! En "puşd" olanı da Siyonistlerin yaptığı Siyaset anlayışı. Sefaradlar da onlardan hali değil. Puştluk, bu Kavmin kanında var sanki!
383. Hülasa...Korkunun ecele bir faydası yok, münafıklığın (ve puştluğun) hiç yok! Ama bir yol, (Yahudiler için verilmesi gereken son karar...) var. Şanı Yüce Allah'a sonra da Ankara'ya teslim olmak... Teslimin sonunda, yeniden Yahudileşmeme şartıyla... Deyip noktayı koyalım!
**
384. Yeni bir başlıkla devam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
NE AMERİKA’YLA NE AMERİKA’SIZ
Ahmet YOZGAT
385. “Soykırım” açıklamasından sonra Ankara, ABD Büyükelçisini, Dışişlerine çağırdı ya... Tıpkı onun gibi İsrail'in Dış Bakanını da Ankara'ya çağırdı. Bir ay kadar sonra, İsrail Dışişleri Bakanı, Erdoğan'ın huzurunda olacak.
386. Malum; Ankara, her şeyin farkında yani herkesin planlarını, kolaylıkla okuyabiliyor. Bu okumalarla ortaya çıkan nahoş durumların hesabını, gerektiğinde de neyin ne olduğunu soracak gibi görünüyor. Çünkü yürek yedi. Eski korkular izale oldu.
387. Bu itibarla bizatihi Devlet, "Muz Cumhuriyeti" olmadığını, tüm dünyaya resmen haykırdı. Ve” Artık Eski Edilgen Türkiye yok!” dedi. Korkun bizden! Kısasa kısas!
***
388. Buraya kadarki anlatımdan, çıkarabileceğimiz iki sual var, Türkiye'nin önünde: Bir: Amerika ile bir savaş mümkün mü? İki: Rusya-Türkiye Savaşı olabilir mi?
389. (Haydi çoğaltalım bu sualleri: Avrupa Birliği ile bir çatışma ihtimali var mı? Ya Avrupa'da; Ortadoğu'ya doğru uzanan bir hat üzerinde şekillenmeye yeltenen, Yeni Vatikan gücünün, Türkiye'ye karşı böyle bir cesareti var mı?
390. Ya İran'la bir savaş ihtimaline nasıl bakmak lazım? Uzak (belki de İran sınırı kadar yakın) bir tahmin olarak, Çin'le herhangi bir sürtüşme/takışmak mümkün mü? Vesaire...)
391. Üstteki paragrafta yer alan parantez içini atlayarak (sonraki bir vakte bırakarak), Amerika ve Rusya konusunu iyice analiz etmek şart!
Olan bitene ve yaşananlara bakınca; bu iki devletle Türkiye ilişkilerinde, muğlak bir yakın geleceğin söz konusu olduğunu söyleyelim.
392. Lakin lafı uzatmadan; önce, bu yazının son iki açıklamasını, buraya yazalım mı?

Bir: Pakistan'la Nükleer konusunda, son imzalar atılır ve Atomik transfer, tüm dünyaya duyurulursa, Türkiye'nin kılına dokunmaya cesaret edilemez.
393. Ancak bu hususta, Öncelikle Kraliçe'nin ikna edilmiş olması şart! (Çünkü Pakistan Nükleerinin, asıl sahabısı o.) Bu ikna için en uygun zamanın, bu vakit/şimdi olduğunun altını çizelim. Zira Windsor Hanedanlığı ve Hanedanı, yok oluşun eşiğine doğru itiliyor/sürülüyor.
394. (Yahudilerin durumuna benzer bir dert, Kraliçe'nin de kapısının eşiğinde sanki.)

Kısa bir süre önce; Papa eliyle Babil'in oluşumunda, el vermiş olmalarına rağmen Vatikan, Windsorların yerine Tudorları, İtalyanlar'ın yerine de İspanyol(Burbonraını) ikame etmeye başladı bile.
395. İki: En kısa zamanda, (mesela, 6 ay içerisinde) Kanal İstanbul inşaatı tamamlanırsa hem ABD ve hem de Rusya da Türkiye'nin kılına dokunamaz.
396. Çünkü ABD ve Rusya üzerinden, Yeni Soğuk Savaş'ın, kurucu Monopolik Babası, Ankara olur.
Bu durumda Ankara; Amerika ve Rusya'nın, her ikisinin yularını, İstanbul' a bağlar... Ve Washington ile Moskova'yı, Kanal ile tehdit etme imkânına kavuşur...
397. Şimdi; bu "Kanal İstanbul" konusunun "Stratejik Dosya"sını biraz daha açalım... Hatırlayanlarımız olacaktır! Birkaç yıl önce, şöyle bir yazı yazmış hata video kayıt yapmıştık: "Türkiye Kuşatılıyor mu?"
398. Orada demiştik ki... ABD'nin; Baltık'tan başlayıp Doğu Avrupa ya... Oradan Yunanistan'a inen... Ve Akdeniz’le Ortadoğu üstünden Gürcistan'a (Hatta N. Paşinyan iktidarıyla Ermenistan'a) kadar fır dolanan kuşatmasını, niye illa "Türkiye Kuşatılıyor?" diye okuyoruz ki?
399. Aynı çemberi, "Rusya Kuşatılıyor!" diye tercüme etmek de mümkün değil mi? Bize göre; mesele, bu minvalde düşünülmeli ve ona göre gereği yapılmalı..." Evet, böyle demiştik. Fikrimiz değişmiş değil. Yine aynı şekilde düşünüyoruz..
400. Üstelik, böyle düşünmeyi gerekli kılan şartlar, artık teorik değil; ortada ve aşikar!

Malum... ABD ve Rusya, karşı karşıya şimdilerde...
401. Ammavelakin son yaşananlarla birlikte, ABD ve Türkiye'nin de karşı karşıya olduğu su götürmez. Yani ABD kuşatması; Hem Türkiye'yi, hem de Rusya'yı ateş çemberine almış durumda.
402. Ya da şöyle izah edelim: İki koca filin arasında kızışan tepişmenin altında, bir yavru fil durumunda konmuş/kondurulmuş bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Çünkü Ankara, bir seçime zorlanmakta! Babil Ekolü değil ama ABD (Mısır Ekolü) mü? Yoksa Rusya mı?
403. Bu üçlemenin (ABD-Rus-Türkiye'nin) ortasında; "Bebek Filcik) durumundaki Ukrayna ise üstteki sualin belirleyici unsuru olarak duruyor resimde.

Şimdi, yani "24 Nisan Biden Skandalı"ndan sonra, (Karabağ Zaferine rağmen,) Ermenistan da ikinci unsur olarak fitillendi.
404. Yani şimdi de Ankara'nın; Kiev ve Erivan imtihanıyla karşı karşıya olduğunu görebiliyoruz. Bu ateş ortamında; Kiev'i körükleyen Habsburg-Almanysı ile Babilci Ortodoks Papa ve Total Vatikan Troykası, gölgede olmasına rağmen, gören gözler için fitne merkezleri olduğu aşikar!
405. Kripto Amerika'nın da Troykaya yardım ettiğini söylemeye gerek yok. Batı yakasındaki esas oğlanlığıyla birlikte...
406. Doğu yakasında da aynı Amerika; Karabağ Zaferini görmezden gelircesine; Ermenistan'a benzin döken bir konumda... (Ve tabii, ihtiyat olarak; Katolik Vatikan ve her düğünün Kamber'i olan Fransa, besbelli durumda... Böylece Ankara iki cihetten de seçim zorlamasına tabi tutuk!
407. Bu iki yakadan yapılan hamleye; Rusya'nın içinden çanak tutan ise Başbakan Mişustinin, Germanik Rus Ekolü diyebiliriz...
***
408. Etti üç... Türkiye'nin ensesine dayanan bu üç namlu, Türk Siyasetini, "Binyılcı Mısır Ekolü" tercihine zorlamakta yani Erdoğan-Biden arkadaşlığına. Ha aynı yolu işaret eden, "Muhalefetin namlusunu da unutmayalım. Ve bir namlu daha: Made in Yahudi...
409. Made in Yahudi'nin derdi ne? Tekeden süt sağarcasına, durumdan vazife çıkarttırmak: Seç beni, ensendeki tüm namluları, "Mantar Tabanca"ya döndüreyim!
410. Yeni bir başlıkla evam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
KIYAMETİN YAHUDİLERİNİN FİNAL SAHNESİ
Ahmet YOZGAT
411. Bu oyunun, saydığımız oyuncuları arasında biri daha var demiştik ya: Yahudi kafasından söz ederek... Bu nedenle şu Yahudi meselesine, biraz daha yakından bakalım:
412. Malum! Kıyametin bir tarafı Türkler... Bu kesin! Kesin olan bir şey daha mevcut: Kıyamet’in karşı tarafındaki topluluğun arasında, "Fünye" olarak yer alacak olan da Yahudinin her ikisi birden...
413. Bu Kavmin, iki unsurunun da en iyi bildiği, "Kıyamet Bilgisi" olsa gerek. O bilgi de şu: Son kertede; Türkler, Yahudilerle savaşacak ve bu savaşta, Kavim yok olacak! (Bu noktada İki Yahudiyi, "İki Kıyamet Kavmi" diyebileceğimiz Yecüc Mecüc gibi okumak da mümkün.)
414. Bu nedenle Kavmin, her iki unsuru, ne yapıp edip Türkleri, bir "Ön Kıyamet Savaşı"nda "Neo Yedi Düvel"le yorup "Son Kıyamet" vuruşu ile kendileri bitirmek niyetindeler. Yahudi'nin görünen ya da hissedilen nihai amacı bu... Fakat bir hinlikleri daha var:
415. İki Yahudi nin her biri, bu cebelleşme sırasında bir diğer unsurun da tepelenmesini amaçlamakta. Plan içinde, böyle bir saklı planları da var. Esasında bu sır, onların en yumuşak karnı diyelim. Ya da "Aşil Topuğu" bu!
416. Bu noktada, Ankara; (çok katmanlı düşünerek) düşmanları arasındakilerden...
Bildik, ABD-Rus karşıtlığını...
Ve baş düşmanı Kavmin, iki unsuru olarak Sefarad-Aşkenaz karşıtlığını, birbirlerine karşı kullanarak; "Batılın Anti-Türk Planı"nı kendi başlarına geçirebilir.
417. Bunun gibi... ABD Fetö'cüleri ve Alman Fetö'cülüğünü de birbirine yedirebilir.
( Bu arada; TSK' daki büyük Fetöcü Operasyonu serisini da not edelim buraya. Operasyon ciddi, hem de 15 Temmuz'un akabinde olduğu kadar ciddi ve aritmetiği kabarık... Ve devam ececek gibi...)
418. Biz de aynı istikamette devam edelim.
Yine bunun gibi:İç Muhalefette de yeni bir, "İkinci Millet İttifakı" Ya da "3.İttifak" la Tandoğan Planını hayata zorlamalı.
Bizimki de laf işte! Zaten Devlet Aklı; bu çiftli çetelerin, kendi aralarındaki fay hattını tetiklemiş durumdan.
419. O halde, burada duralım. Ve şu suallerin karşılığını, sizden isteyelim:Mevzubahis süreç içerisinde...Başkanı Biden'in,Soykırım açıklamasından sonra ABD Medyasının; "Ankara-Washington arasında gerilen ortam nedeniyle Türkiye, ABD'nin, İncirlik'i kullanmasını yasaklayabilir!"
420. ..... demesi, Ankara'nın önünün açılması anlamına gelebilir mi?
İsrail Dışişleri Bakanı'nı, Ankara'ya davet eden Akıl, ne yapmak niyetinde olabilir?
Ermenistan Genel Seçimlerine, iki ay kala, Nikol Paşinyan' ı İstifa ettiren akıl, neyin peşinde ve kim olabilir?
421. Bağlı olarak... Hrant Dink cinayetini, bir ay kadar önce karara bağlamanın ve zanlıları, en ağır şekilde cezalandırmanın zamanlamasını nasıl tercüme etmek lazım?
422. Yine bağlı olarak; Türkiye Ermenileri Patriği ile 24 Nisan bağlantısı kuran Ankara'nın, yerli hamlesinin, en taze nedenini okumak için aklı fazla zorlamaya gerek yok sanırız.
Bu ateş içinde; Mısır'la teması başlatan Ankara'nın, bu atraksiyonunu; ..........
423. ........... "Mısır Ekolü, Türkiye'yi, Kahire üzerinden Binyılcılarla mı irtibatlandırılıyor?" diye yapılan, klasik okumayı, tersten ve şu şekilde yapmak mümkün olabilir mi? Mısır üzerinden; bir kısım Binyılcılar, Ankara yörüngesine mi çekiliyor?
424. Buraya; İtalyan Başbakanı Drago'nun, huysuzluğuna rağmen; Malta Hastanecillerinin, verdiği sözde hala duruyor olmasının nedenini düşünüp Ankara'ya bağlamak mümkün mü?
425. Bir yandan; Ukrayna'nın toy Başkanına akıl veren Erdoğan profilinin, aynı günler içerisinde; Putin'le telefon görüşmeleri yapması, Başbakan Misuştin ve Habsburglar Rusya'sına karşı bir ortak hamle olabilir mi?
426. Menfi 24 Nisan Beyanatından kısa bir süre önce; Başkan Biden, Erdoğan'la ne görüştü? Ve buraya bağlı olarak; 24 Nisan Soykırım açıklamasını; Bidenciler mi kaleme aldı, yoksa Kamalacılar mı?
427. Aynı günlerde; Kuzey Irak’ta başlatılan, "2 Pençe Harekatı" kime karşı yapılmakta? Biden'e mi Kamalacılara mı? Ve dahi Babil Papasına mı karşı?
428. Aynı günler içinde, Türk-AB yakınlaşmasını nasıl okumak lazım?
Bağlı olarak; Ankara görüşmesindeki koltuk krizini çıkaranlar; ABD'deki hangi kırılmayı açık etti? Ve bunu, niye duyurdu Türkiye'ye?
429. Bu arada; İngiltere'nin, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıma isteğini de ekleyelim. Ve soralım; niye tanıma ve şimdi? Buraya, bir son dakika haberini de embetleyelim: İngiltere Meclisi, Çin'in-Uygur bölgesindeki uygulamalarını, Soykırım olarak niteledi. Niye ve Neden şimdi?
430. Bunun gibi birçok sualin cevabını, okurken vermiş olmalısınız.
Bir ek daha yapalım: "Londra Müzayedesindeki Kanuni Tablosu; niye döndü, dolaştı ve İBB'ne hediye edildi?" suali hariç. Bu husustaki Fatih'in sorusuna, tam anlamıyla karşılık vermedik daha. Büyük sürpriz orda.
431. Yeni bir başlıkla devam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
KANAL İSTANBUL STRATEJİSİ
Ahmet YOZGAT
432. Gelelim şimdi, Kanal İstanbul'un pozitif getirisine... Malum; Karadeniz'e giriş ve çıkış, İstanbul Boğazı'nın tekelinde... O da Montrö kurallarına bağlı... Bu kuralların en sıkı tedbiri de Askeri savaş gemileri ile ilgili.
433. Herhangi bir savaş sırasında; bu tür gemilerin, Karadeniz'e giriş ve çıkışı neredeyse yasak. Barış zamanlarında da 21 günle sınırlı.
Bu yasak; öncelikle...
434. Rusya başta olmak üzere, Karadeniz'de kıyısı olan ülkeleri alakadar ediyor olmasına rağmen; Karadeniz'e girmek isteyen tüm ülkeleri de engellemekte. Giriş çıkış serbestisi olan tek ülke ise Türkiye.
435. Bu şartlar dairesinde; bir ABD-Rus Savaşı'nda, her iki tarafın da eli kolu bağlı durumda. Türkiye, ne derse dha doğrusu Montrö ne diyorsa o! Ancak Boğazlar Tekeli kırılırsa, Montrö'nün bir anlamı kalmaz.
436. Peki, bu Tekeli kırmak mümkün mü? Mümkün! Bir örnek verelim: Geçtiğimiz ay, Süveyş Kanalının tıkanması üzerine; Gazze-Akabe Kanal projesiyle İsrail'in, Süveyş’in tekelini kırmaya hazırlandığını biliyorsunuz. Ve bu manada, herhangi bir itiraz yok!
437. Buna benzer bir şekilde, İstanbul Boğazı'nın da Tekeli kırılabilir. Zaten Türkiye, buna hazırlanıyor işte. Ancak Türkiye dışında da alternatif kırıcılar olabilir. Mesela Balkan ülkeleri… Diyelim ki Adriyatik’ten-Karadeniz'e bir kanal açarak Tekeli kırabilir.
438. Bunun gibi bir başka hattan da Rusya kırabilir. Hatta Moskova ve Tahran'ın; Hazar-Basra Kanalıyla böyle bir hazırlık planlamasında olduğunu da duymuşsunuzdur. Ve belki arkasından; Karadeniz-Hazar Kanalının da projeye eklenmesi düşünüyordur Rusya.
439. (Hani, vaktiyle Osmanlı'nın planladığı ve Kırım Hanının engeli ile yarım kalan "Sokollu Kanalı" nı biliyor olmalısınız. Onu tamamlamak; niye Rusya'ya kısmet olmasın ki? Neticede kendi toprağı… Hiç kimse karışamaz!
440.Böyle bir proje; İstanbul Boğazı'nın hükmünü, Rusya açısından geçersiz olmasa bile yarı yarıya zedeleyebilir. Fakat planlama aşamasında olduğu söylenen bu su yolu, o kadar da kolay bir iş değil.
441. Kolay olsa bile, Kanal İstanbul; sözkonusu muhtemel Karadeniz-Hazar-Basra kanallarını da anlamsız kılacaktır. Yani her halükarda, Montrö'ye alternatif yol, sadece Kanal İstanbul.
442. İşte, bu çizgide şöyle bir sorun var: Diyelim ki her ne olursa olsun Rusya-İran projesine bir itiraz var mı? Niye olsun ki?! Hatta sayılırsa Tuna nehri de Karadeniz ile Baltık Denizi arasında işleyen bir sığ kanal sayılabilir.
443. Birisi çıkıp mevcut Tuna'nın derinliğini ve genişliğini artırırsa büyük bir su yolu haline getirse kim ne diyebilir ki?
Hiç!
444. Peki, Türkiye; kendi topraklarından, bir Marmara-Karadeniz Kanalı açınca, niye, yer yerinden oynuyor? Veya bu hususta, itiraz edenlerin haklı olması mümkün mü? Hayır tabii!
445. İtirazın sebebine geçmeden önce şu tespitimizi de yapmış olalım: Kanal İstanbul; tıpkı, hayali bir Balkan Kanalı ve düşünülen Rus-İran Kanalı gibi bağımsız ve Montrö'nün dışında bir iştir. Kanalın yanı sıra, Montrö' ye bağlı olarak, İstanbul Boğazı yine işleyecektir.
446. Şimdi gelelim, "İtirazlar niye?" sualinin cevabına... İtirazları yarı yarıya indirmek anlamında; Kanal İstanbul Projesini Türkiye; ABD ile ortaklaşa olmasa bile anlaşarak yaparsa Rusya biter! Buz Denizi (kapalı) Azak Denizi parantezine hapsolur.
447. Yok; şayet söz konusu "Sun'i Kanalı" Türkiye, Rusya ile anlaşmalı yaparsa bu sefer de ABD'nin, Akdeniz'deki gücü yarı yarıya düşer. Rusya'yı (Karadeniz ve çevresinde, Asya'da, Kafkasya'da hatta Akdeniz'de dahi) tehdit edemez!
448. Montrö'ye, Amerika ve Rusya'nın dışındaki tüm ülkeler de taraf sayılır. Türkiye de o taraflardan biri ve geçiş şartlarını Montrö nün koyduğu kurallı bir işletmenin görevli işleticisi...
449. Lakin Türkiye'nin Kanal İstanbul'u, herhangi bir kamu şirketinin karlı bir işletmesi olacaktır. Bu özellik nedeniyle patron olan Ankara; işletmesinden, istediği ülkenin donanmasını geçirtmek; istemediğini de Montrö kurallarına mahkum etme hakkına sahip...
450. Tabii olarak;Türkiye'nin, kendi çıkarlarına kurşun sıkacak birilerine verilecek cevabı olmasın mı? Montrö de böyle bir cevap hakkı yok!Ama Kanal İstanbul, bu hakkı veriyor Ankara'ya. İşte, bu nedenle acil bir Kanal İstanbul; Türkiye'yi, Kuzey'in oyun kurucusu haline getirir.
451. Hatta sadece, Kuzey'in değil; Akdeniz'in terkibini de değiştirir. Yani bu sefer de Akdeniz'i, Rusya'ya yasaklar, "Merkez Dünyada/Dünyanın Kalbi"nde" Rusları, ABD ile durdurur.
452. ABD'yi ise Rusya tehdidi ile Akdeniz'de huzursuz hale getirir, Karadeniz etrafındaki gücünü sınırlar. "Kuzey Savaşı"nın teorik galibi Moskova olur.
453. İşte, Kanal İstanbul'un böylesine derin ve Stratejik anlamından söz ediyoruz. Yoksa "Boğaz geçişlerinde, para kazanamayan Türkiye'ye, harçlık kapısı açmak kadar basit bir iş değil Kanal İstanbul projesinin işlevi" ya da .........
454. .....ya da "Kanal İstanbul, çevresinde rant alanı açmak..." ucuzluğunun malzemesi de sayılmaz.
455. (Hem söz konusu Türk Kanalı, etrafında bir rant alanı açsa ne olur ki?!" Unutulmamalı ki... İktidarların bir işi de vatandaşına, rant/kazanç alanı açarak gelirinin artmasına yardımcı olmak değil mi? Gayet tabii!
456. Bugünlerde savaşın eşiğine geldikleri söylenen ve bu nedenle Türkiye açısından da bir "Beka Tehlikesi" hali arz eden "İki Dev"i (ABD ve Rusya'yı) bağlayan zincir, İstanbul Boğazı ve Montrö diyebiliriz.
Ancak yeterince bağlaya biliyor mu?
Yo!
457. Ve o Montrö; aynı zamanda, Türkiye'nin de elini bağlamakta. Fakat Türkiye, Montrö'yü sabit tutarak; kendi elini bolartmanın yolunu arıyor bu ateş harmanında.
İşte, o aranan şey: Kanal İstanbul!
458. Bunun da ötesinde söz konusu proje, aynı zamanda İki Devin yularını da Ankara'nın eline vererek; Türkiye'yi, bir nevi bölgenin işvereni haline getirmekte. Ya da savaşların izinvereni veya vermeyeni de yapıyor sahibini...
459. Sadece, “İki Dev”in değil, Avrupa'nın yularını dahi; İstanbul'a bağlamak gibi bir işlevi de olacak kanalın. İşte, Türkiye'nin istikbali açısından, böylesine önemli bir unsur, Çılgın Proje-Kanal İstanbul...
460. Hele hele, bir yan hamleyle irtibatlanırsa... Kazancın hacmi de boyutu da genişlemeye gebe.
(Ne mi o yan proje? Aşağıda söz edeceğiz!)
461. Kanal Projesinin, Avrupa bağlamındaki kazanımı ise... "Yeni Avrupa" düşüncesinin dinamiklerinden olmak üzere uyanan;
Vatikan-İspanya Latin Projesini,
Vatikan-Habsburg-German Planını
ve Rus-Habsburg Avrasya'sını da yakından ilgilendirecektir, söz konusu Kanal.
462. Ve tabii, Doğu Avrupa ülkelerini, İstanbul'a bağlayacak bir etkisi de olacak. Yani "Türk AB" sinin zeminini de potansiyel olarak elinde taşıyan bir su yolundan söz ediyoruz. Hatta Kraliçe'nin, "Anglosakson AB Planı" da ipini, İstanbul'a uzatacaktır bu durumda.
***
463. Yeni bir başlıkla evam edelim…
Siyasetin Son Teorisi
YAFESİLER BLOKU
Dünyanın Merkezindeki Türkiye
UYGUR MESELESİ
Ahmet YOZGAT
464. Bu arada; yazının arkada kalan kısmında söz ettiğimiz; İngiliz Kamarasının, Uygur Türklerine yapılan Çin zulmünü red kararına uzanan bir ok işareti çizelim. Açıklamasını da yazının sonuna bırakalım, buraya bir virgül koyarak.
***
465. Efendim! Yukarıda sözünü ettiğimiz; Türkiye'nin elindeki iki kozdan, bir üçüncüsünü de ekleyelim. Yazının başında unutmuştuk.
466. Bu aralar, sizin de gözünüze çarpmıştır; şu ünlü Seküler Binyılcısı Bill Gates'in, yerli bir şirket aracılığıyla Trakya'da satın aldığı, onbinlerce dönüm araziden söz ediliyor Haber portallarında...
467. Şayet; bu husus gerçekse, Tapu Dairesi; bu saklı-gizli satın alınan arazileri... Yok, haber gerçek değilse Trakya sınırındaki, köy merası ve hazine arazilerini, istimlak ederek toplulaştırmalı. Ve TOKİ aracılığıyla oraya, 1 Milyon kişi kapasiteli, mülteci kampı inşa etmeli.
468. (Bu düşüncemizi,birkaç yıl önce söylediğimizi hatırlatalım.)Bir Biyo-Nükleer Silah, diye tasvir ettiğimiz bu husus, geçen yıllardan çok daha mühim hale geldi çünkü. Geçen yıllarda bu düşünce, Yunanistan ve Germen dünyasına karşı yapılması gereken özel bir hamleydi ve şarttı
469. Şimdi, onlara Vatikan ve Rusya da eklendi. Unutulmamalı ki... Yeni Kavimler Göçü, Avrupa'yı diz çöktürmenin en ucuz silahı olarak elimizde duruyor. Bu anlamda, sadece Suriyeli misafirlerimizin adreslerini değiştirmekten söz ediyoruz.
470. Ezcümle...Kanal İstanbul'a eklenecek bir milyon mülteci potansiyeli; Amerika, Avrupa ve Rusya üçgeninde ısıtılan yangını söndürme hususunda en kestirme yoldur diyebiliriz.
471. Bu iki proje, bununla kalmaz; Türkiye'yi, yangın yerinin yeni patronu haline de getirir... Yeni dünyanın oyun kurucusu da!
472. Yeni Dünyanın, Neo-Babil ve Mısır Blokları şeklinde inşa edilen siyasetinde; bir "3. Kutup" olarak, "İstanbul Bloku" da artık şart oldu dedik ya. İşte, bu şartı oldurmanın şartlarını sıraladık yukarıda.
473. "Dünya Haniflerinin ve Mazlumlarının İstanbul Bloku" istikbalin; tek gücü olmaya doğru koşmaya aday, Allahualem! İşte, 17. Empergamlık ve Kun Medeniyeti'nin temeli de İstanbul'da atılabilir ancak, anlatıldığı gibi...
474. Hemen, şunu da ekleyelim buraya: Eğer, bir "İstanbul Bloku" inşa edilebilirse... Dünya, bir "Yeni Soğuk Savaş" ın kısmi sükunetine girerek, soğumaya yüz tutar... Yok eğer; bu sağlanamazsa Savaş, sıcak hatta cehennem ateşinde bir kaynamayayı da beraberinde getirecektir.
475. Yukarıda, İngiltere ve Uygur Türkleri bağlamında, bir virgül koyduk ya... Şu son paragrafı da o konuda yazalım.
476. Yukarılarda yazdık: bugünlerde; Kuzey Kıbrıs'ı tanımaktan söz eden İngiltere'nin, Uygur Türkleriyle ilgili olarak aldığı bu karar, ne anlam ifade etmekte? Ya da İngiltere, ne yapmak istiyor?
477. Tercümemiz o ki... Kraliçe, bu ataklarını iki sebepten yapmış olabilir: Ya Haminne, Çin'i defterden sildi ve Uygurlar üzerinden ipini çekmekte denilebilir. Ya da Çin'i; Türkiye'ye müttefik yapmak için adımlar atmaya başladı.
478. Bu; Kraliçe'nin, gide gide kendi egemenliğine darbe vuracak olan Neo-Babil ve Mısır yürüyüşlerinin karşısında, 3 Bloktan yana olduğunu gösterir.

Gösterir de... Türkiye, yavaş yavaş uzaklaşmakta olduğu İngiliz Ekolü ile yeniden kuzu sarması olabilir mi? Olabilir!
479. Ancak fakirin, sözünü ettiği Aryanlaşmanın ve Hanifliğin izalesinin unutulmaması lazım. Diyeceğimiz o ki... Bu saatten sonra Türkiye; İngiltere ve Galler Masasının kalıntılarıyla taktik bir birlikteliğe gidebilir.
480. Ancak Türkiye'nin Stratejik ortağı; bundan böyle sadece, "Mazlum Milletler" olmak durumunda.
Nokta! Çünkü onlar, artık Şanı Yüce Rahman'ın, Hanif Türklere, "Son Emanet"i olarak zimmetli.

Malum...Emaneti basite almak ya da ihanet etmek, "Münafıklık"ın alametlerinden biri.
481. Münafıklıksa İnsana ve Devlete, zinhar hayır getirmez. Unutmayın ki 2023'te "İnsanlığın Karabelası" Yahudi İsraili'nin sonu da... Türkiye'nin de "Kader Noktası" olarak aynı anlamı taşımakta.
482. Tarihteki "Selanikliler Devresi" kapanıyor. Ya "Hanif Bozoklu Türkmen Muhammediler Devresi" başlayacak. Veya "Emanetullah'a Rağbet Etmeyen"lerin de helvasını yiyecek Yamyamlar.
483. Dedik ya Mazlum Milletler, artık Yüce Rahman'ın, Hanif Türklere, "Son Emanet"i. Emaneti basite almak ya da ona ihanet etmek, "Münafıklık"ın alametlerinden biri. Münafıklıksa İnsana ve Devlete, zinhar hayır getirmez.
484. Şanı Yüce Allah, Milletimizi, Devletimizi; Mazlumlar Aşkına korusun!
İşte, sözün bittiği yer!
***
485. Efendim... Şimdilik sözü, burada noktalayalım. Ve fiyelim ki biz, siz büyüklere yine bir Pinokyo masalı anlattık. Lakin hakikati, Şanı Yüce Allah biliyor... Azze ve Celle!
***

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ahmet Yozgat

Ahmet Yozgat Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @AhmetyozgatDD

Aug 27, 2023
Oğuzlara Açılan Kapı: Anadolu
SON HANİF ZAFER: MALAZGİRT
İlk Hanif Sultan: Alparslan
Ahmet YOZGAT

#26Ağustos #Malazgirt #Selçuklu
#Alparslan #Abbasiler #TuğrulBey
#Nuhoğulları #Göbeklitepe #Türkmenler
#Mısır #Babil #Bizans #İskitler #Oğuzlar
#HanedanlarSavaşı #PinokyoTarihi Image
9. Dolayısıyla gemiyi merkeze alan bu bölge için İnsanlığın Anavatanı demek lazım. İnsanlık, ilk anavatanında, hazreti Nuh’un üç oğlu üzerinden türedi. İlk babalarsa Yafes, Sam ve Ham’dı…
Başlangıç için rivayet böyle.
10. Bununla birlikte, Gemiyle gelen 80 İnanmış adam iddiası da var hatta bu sayının 200 olduğu da söylenmekte. Her neyse! Neticede insanlığın yeni nesli, böyle doğdu. Günümüze kadar gelen tüm kavimlerin ilk tohumu, bundan ibaret.
Read 100 tweets
Aug 26, 2023
Tanrının Mirasçıları Kim?
NEO PAYLAŞIM SAVAŞLARI 6
Babil Tanrısal Mirası Kimin?
Ahmet YOZGAT

#Ağustos #TanrısalMiras #YeniMedeniyet
#Trump #Erdoğan #Putin #Şi #Amerika
#İngiltere #Kraliçe #Charles #Papa
#Mısır #Babil #Hollanda #Danimarka #İsveç
#HanedanlarSavaşı #PinokyoTarihi Image
2. Bugün, 26 Ağustos 2023…
Konumuza, dün kaldığımız noktadan başlayalım.
Demiştik ki… Binyılcıların uhdesindeki Medeniyet tasavvurundan, Yüzyılcıların pay alıp almaması konusunda, anlaşmaları ya da anlaşamamaları, Ortak Masanın temel sorunu olarak duruyor.
3. Çünkü ortak bir Medeniyette, elbette dümenin, Binyılcılarda olacağı biliniyor. Çünkü Dijitalizm’in bundan ötesinin şifreleri, onların kasasında saklı. İşte bu ihtimal, Yüzyılcılar adına İngilizleri kara kara düşündürüyor.
Read 88 tweets
Aug 25, 2023
Tanrının Mirasçıları Kim?
NEO PAYLAŞIM SAVAŞLARI 5
Babil Tanrısal Mirası Kimin?
Ahmet YOZGAT

#TanrısalMiras #PaylaşımSavaşları
#Trump #Erdoğan #Putin #Şi #Amerika
#İngiltere #Kraliçe #Papa
#Mısır #Babil #SonMedeniyet
#Hollanda #Danimarka #İsveç
#HanedanlarSavaşı #PinokyoTarihi Image
58. Yani Erdoğan, kısmi bir iktidar sahibi olarak; sadece, Dış Politika ve Devlet ölçeğinde, belediye hizmetlerinden sorumlu durumunda oldu Türkiye. Bu bir...
Ve iki yapılı Hükümet…
59. İkili Hükümet bağlamda, Seçim sonrasında kurulan veya kurdurulan Yürütme Organı, saklı İngiliz IMF’si ve gizli Amerikan IMF’sinin adı konmamış ortaklığındaki Ekonomik uygulamayla bir süreden beri fiiliyatta.
Read 100 tweets
Aug 22, 2023
Tanrının Mirası Ne? 3
Mülk, Tebaa ve Bilgi
TANRININ MİRASÇILARI KİM?
Ve Neo Paylaşım Savaşları
Ahmet YOZGAT
#TanrısalMiras #PaylaşımSavaşları
#Trump #Erdoğan #Putin #ŞiJinping
#Kraliçe #William #Charles
#Mülk #Tebaa #Bilgi
#GıdaSavaşı #SuSavaşı
#HanedanSavaşları #PinokyoTarihi Image
21. İşte, bu durum, sorun oldu ve Kraliçe Doktrinini, yumuşak karnından yaraladı.
22. . Çünkü böylesine girift ve iç içe geçmiş; 2+1 Tanrı, 12 Hanedan, İki Amerika ve Birleşik Üç İngiltere aralığında yapılmak zorunda olan “Son Paylaşım Savaşı” halen kördüğüm halinde.
Read 100 tweets
Aug 17, 2023
4. Arabistan’a gidenler bilir.Bu ülkede, kullanım suyunun tamamı, arıtılmış deniz teknolojisine bağlı.Üç tarafının denizlerle kaplı olduğuyla övündüğümüz lakin yıllardan beri su savaşları propagandasıyla korkutulduğumuz ülkemizin su yetkilileri;arıtma konusuna neden el atmadılar?
128. Velakin Milenyumist Güruhun, Binyıllararası Katastrofuta tam hâkim Olduklarını söyleyemeyiz, zaten değiller de. Onlar sadece, Binyıllar aralığında, Anarşizm’in kavgasal sürecinin müsebbibi oldular Dememiz mümkün.
129. İşte, tüm Tarih boyunca, onların toplam Hakimiyetleri bu kadar ve kendi kargaşa alanları içerisiyle sınırlı görünmekte. Bu manada; içinde bulunduğumuz 21.Yüzyıl ve 3.Binyılda da durum değişecek değil. Yine onların Hakimiyet alanları, sadece Katastrofik dönem kadar olacaktır.
Read 100 tweets
Aug 4, 2023
İslam ve İnsan Manifestosu
ERDOĞAN’ın SON GÖREVİ NEDİR?
Ahmet YOZGAT Image
2. Bugün, 3 Ağustos 2023. Siz kardeşlerimizi, sevgi ve saygıyla selamlayarak başlayalım konumuza. Malum, 2023 Seçim Zaferinin arkasından, “Beklenen Muzaffer Türkiye”nin oluşmamasının nedenlerini anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz ya.
3. Doğruyu söylemek gerekirse Halkın genelinde, şöyle bir haleti ruhiyeyi gözlemlediğimizi söyleyelim: “Erdoğan’ın böyle olacağına, inanasımız gelmiyor.” Bizim de… bu nedenle İç ve Dış Siyaseti Zahiri ve Batıni izlemde analiz ediyoruz.
Read 84 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(