Kapheros Profile picture
Jun 8, 2021 27 tweets 11 min read Read on X
Şair, senarist ve de roman yazarı.
1919 yılında Samsun’da doğdu, Samsun Lisesi’nde okudu.
1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.
Abdülkadir Pirhasan , bildiğimiz, tanıdığımız ismiyle Vedat Türkali…

Maltepe ve Kuleli Askeri Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptı.

“Kendimi çok talihli saymışımdır. 1919’da çok yoksul bir semtte, emekçi bir ailede doğdum.
Bu bir defa büyük avantajdı benim için.
Mahallemde okuyan tek kişiydim. Ve asıl talihim de o zaman TKP’yle ilişkisi olan bir komünist genç arkadaşın bizim okulda olması ve bana ışık tutması oldu.
Yani dünyayı, liseyi bitirmek üzereyken sınıfımdaki hemen hemen herkesten daha erken kavramaya başlamıştım.
Çünkü sınıf arkadaşlarımın çoğu zaten küçük burjuva / burjuva, memur ailelerindendiler.
Ben açlığı biliyordum.”

Asker olduğu için ilk şiir ve yazılarını Hasan Denizli takma ismiyle yazan Türkali, 1960’dan itibaren eserlerini Vedat Türkali takma ismiyle yayımlamıştır.
Ayrıca Hüsamettin Gönenli ismiyle yayımladığı yazıları da bulunmaktadır.

Türkali, öğretmen yüzbaşı iken, 1951'de Türkiye Komünist Partisi tevkifatında tutuklandı.

Yazar, 9 yıl ceza almış, cezasının 7. yılında şartlı tahliyeyle serbest bırakılmıştır.
Bir söyleşisinde, “Ben şiirden çok iyi anlarım. Çok da kullanırım. Ama şiiri anlamak başka bir şeydir, şair olmak başka… Nazım varken, Yahya Kemal varken insan şiirden ürker” sözleriyle neden kendine şair demediğini anlatır.
1958’de cezaevinden çıktığında işsizdi. Cumhuriyet gazetesinde düzeltmenlik yapmaya başladı.
Çalışırken “Yeşilçam Dedikleri Türkiye” adlı romanını yazdı.
Romanda, adını vermeden gazetenin yöneticisi Nadir Nadi Abalıoğlu’yu eleştirince Cumhuriyet gazetesindeki işinden oldu.
Türkali, Rıfat Ilgaz ile beraber “Gar Yayınları” adlı yayın evini kurdu.
Daha sonra Yılmaz Güney ile tanıştı.
Onun yüreklendirmesi ile 1960 yılında “Dolandırıcılar Şahı” ile senaristliğe başladı.
Senaryosunu yazdığı onlarca filmde toplumsal sorunlara değindi ve gerçekçi bakış açısını elden bırakmadı.
Vedat Türkali asıl ününü 'Bir Gün Tek Başına' adlı romanıyla duyurdu.
Türkiye Yazarlar Sendikası ve Barış Derneği yöneticilik ve üyeliklerinde bulundu. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Aydınlar Dilekçesi ve Barış Derneği'nin davalarından yargılandı.
Vedat Türkali, kimi için “Bekle Bizi İstanbul” şiirinde, “Tophanenin karanlık sokaklarında/Koyun koyuna yatan” çocukları anlatan şairdir.
Kimi için, Günsel ve Kenan’ın aşkının romanı Bir Gün Tek Başına’yı kaleme alan büyük yazardır.
Kimi içinse, Karanlıkta Uyananlar’ın senaristidir...

Türkali, verdiği bir röportajda isim değiştirme konusunu şu sözlerle anlatmıştı:

"Bana 'Sen deli misin, seni sinemaya sokarlar mı?' diyorlardı. Bende nedense bir umut, hayal... Suphi'ye (Kaner) söyledim.
Suphi 'Ben hallederim. Sen merak etme. Takma ad kullanırız.' dedi. 'Oğlum, anında öğrenirler' dedim. 'Bir daha değiştiririz.' dedi. Hadi bir isim bulalım dedik. Vedat Türkali, o zaman oldu."
Kaleme aldığı "Karanlıkta Uyananlar" filminin senaryosuyla "Vedat Türkali" ismi ün kazandı.

"Otobüs Yolcuları", "Üç Tekerlekli Bisiklet", "Karanlıkta Uyananlar" gibi önemli filmlerin senaryolarına imza atan Türkali,
1965'te senaryosunu yazdığı "Sokakta Kan Vardı" ile yönetmenliği de denedi.

Türkali, "Dallar Yeşil Olmalı" oyunu ile 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışmasında Başarı Ödülü alırken, "Bir Gün Tek Başına" romanıyla da Milliyet Yayınları 1974 Roman Yarışmasında birincilik ödülü ve
1976 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı.

Senaryolarını yazdığı "Karanlıkta Uyananlar" ve "Kara Çarşaflı Gelin" eserleriyle Antalya Film Şenliği'nde En İyi Senaryo Ödülünü alan Türkali'nin "Bedrana" ve "Güneşli Bataklık" filmlerinin senaryoları ise
Carlovy Vary Film Şenliği'nde Cidalc ve İşçi Sendikaları Özel Ödülüne layık görüldü.

Şiirlerini ‘’Eski Şiirler Yeni Türküler’’ adıyla ilk kez 1979 yılında yayımladığında şunları söylüyordu:
“Bu şiirler, uzun yıllar almış bir uğraşın, nasılsa elde kalmış, bazıları parça parça örnekleridir.
Yakın dostlarımın sürekli üstelemesine dayanamadığımız için kitap biçimine de soktuk. Ülkemizin ağır baskılı bir döneminde, çoğunluğuyla çeşitli cezaevlerinde yazılmış bu şiirler,
yalnız yazarının değil, karanlık bir dönemde devrimci savaş sürdürmüş tüm kişilerin duyarlıklarının tanıkları diye alınır da yetersizlikleri bağışlanırsa sevineceğim.”

Vedat Türkali, 29 Ağustos 2016 Pazartesi günü Yalova’da tedavi gördüğü hastanede hayata veda etti.
Vedat Türkali nefesinin yettiği güne kadar, eşitlikten, özgürlükten, kardeşlikten ve sosyalizmden yana olup, kalemini bu değerler için kullanmış, hayatında yaşadığı hiçbir zorluk karşısında susmamış, yılmamıştır.
"Şu esnaf, şu tüccar, şu işçi, şu atölye sahibi, şu memur camiden çıkıp işlerine dönecekler birazdan; soyan soyacak, soyulan soyulacak! Namazla, mevlitle mi değiştirecektin dünyayı!"
"Acı çektirilen bir halka nasıl uzak dururum.
Türk’üm ama insanım önce! Ermenilere, Süryanilere, Alevilere de yakınlık duyuyorum. Biliyorum ki, onlara acı çektirenler, Türk de içinde, herkese çektiriyorlar. Onlar kurtulmazsa bize de kurtuluş yok."
Roman: "Bir Gün Tek Başına" (1975-1980), "Mavi Karanlık" (1983-1985), "Yeşilçam Dedikleri Türkiye" (1986), "Tek Kişilik Ölüm" (1990), "Güven" (2 cilt, 1999), "Kayıp Romanlar" (2004).
Oyun: "141. Basamak" (1971), "Bu Ölü Kalkacak" (1976), "Dallar Yeşil Olmalı" (1985).
Senaryo: "Dolandırıcılar Şahı" (1960), "Üç Tekerlekli Bisiklet" (1965-1984), "Otobüs Yolcuları" (1965-1984), "Şehirdeki Yabancı" (1965), "Karanlıkta Uyananlar" (1965), "Bedrana" (1974), "Güneşli Bataklık" (1977), "Kara Çarşaflı Gelin" (1977), "Kızgın Delikanlı ve Erkek Ali",
"Üç Film Birden" (Kara Çarşaflı Gelin, Güneşli Bataklık, Analık Davası, 1979), "Eski Filmler" (1983).
Şiir: "Eski Şiirler Yeni Türküler" (1979).

+++ 👉👉👉
Anı-Deneme: "Bu Gemi Nereye" (yazılar, konuşmalar, soruşturmalar, 1985), "Savunmalar" (1989), "Yanıtlar" (1992), "Ölmedikçe" (1999), "Komünist" (2001), "Tüm Yazıları Konuşmaları" (Bu Gemi Nereye, Savunmalar, Yanıtlar, Ölmedikçe'nin birlikte basımı, 2001).

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Kapheros

Kapheros Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @sigaramcamel

Oct 30, 2023
1799 , Fransız General Napolyon Bonaparte, Osmanlı yönetimindeki Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması fikrini ortaya attı.
Birinci Siyonizm Kongresi İsviçre'nin Basel şehrinde toplandı. 1896'da gazeteci Theodor Herzl, ''Der Judenstaat'' yani Yahudi Devleti adlı
bir kitap yayınlamıştı ve kongrede bu kitaptaki fikirler tartışıldı.
Kongrenin sonunda, Basel Programı yayınlandı. Bu belgede, Filistin'de bir Yahudi vatanının kurulması ve Dünya Siyonizm Teşkilatı'nın bu amaca ulaşmak için faaliyete geçirilmesi öngörülüyordu
Image
Image
1903'e kadar, göçmen sayısı 25 bine ulaştı. Çoğu Doğu Avrupa'dan gelmişti.
O zamanlar Filistin, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçasıydı.
1904 ila 1914 arasında 40 bin kişilik bir ikinci göçmen dalgası geldi. Image
Read 32 tweets
Jan 22, 2023
Ünlü yönetmen Steven Spielberg'in filmine ilham verdi.
1942’de İran’da doğdu. 1973 yılında Bradford Üniversitesinden kabul aldı ve 3 yıl boyunca İngiltere’de yaşadıktan ve okul bittikten sonra ülkesi İran’a geri döndü.
Mehran Karimi Nasseri, hayatı , 2004 yılında Steven Spielberg’in yapımcısı olduğu ve Tom Hanks’in başrolünü oynadığı “Terminal” filmine konu oldu.
O zamanlar İran’da Şah’a karşı başlatılan isyanda Nasseri de yer almıştı.
Annesinin İngiliz olması sebebiyle 1986 yılında İngiltere'ye yerleşme kararı alan Nasseri, yolculuk esnasında evrak çantasının çalınması sonrası yine de Londra uçağına bindi.
Read 19 tweets
Dec 17, 2022
Belirli bir bölgeye yeni doğmuş bir tavşan çifti (bir dişi, bir erkek) konuluyor. Her tavşan çifti ikinci aydan itibaren yetişkin hale geliyor ve her ay yeni bir tavşan çifti (bir dişi, bir erkek) doğuruyor. Image
Tavşanların hiç ölmediği varsayılırsa bu bölgede bir yıl sonra kaç çift tavşan olur?

Bu problem İtalyan matematikçi Leonardo Fibonacci’nin 1202 yılında yazdığı Liber Abaci (Hesap Kitabı) adlı kitabında yer alır. Image
Problemin cevabı Fibonacci dizisidir ve {1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, …} şeklinde devam eden sonsuz sayılardan oluşur.
Fibonacci dizisinin özelliği kendinden önceki iki ardışık sayının toplamının kendisinden sonraki sayıya eşit olmasıdır. Image
Read 26 tweets
Nov 3, 2022
Büyük Taarruz zaferi ile Anadolu’daki Yunan işgali sona erip, 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalandığında artık ülkenin tek siyasi gücü fiilen TBMM Hükümeti olmuştu. Image
İtilaf Devletleri, İsviçre’nin Lozan kentinde toplanacak olan barış konferansına yine ikilik çıkarmak için TBMM’nin yanı sıra İstanbul Hükümeti’ni de davet etti.
Image
Image
İstanbul Hükümeti de Ankara’ya barış konferansına birlikte katılmayı teklif etti. Fakat Mustafa Kemal; ““Barış konferansında Türkiye Devleti yalnız ve ancak TBMM Hükümeti tarafından temsil olunur.” diyerek bu durumu reddetti. Image
Read 22 tweets
Oct 20, 2022
Osmanlı’da 1848’den beri Galatalı İngiliz bankerlerin Sırbistan, Dalmaçya ve Karadağ’dan getirdiği taş ustası işçilerle gerçekleştirilen kömür üretimi ve İngiltere’den ithal edilen kömür, ihtiyacı karşılamadığı için 24 Nisan 1867’de Dilaver Paşa tarafından
“Ereğli Kömür Maden-ü Hümayunu” adıyla bir nizamname yayınlandı.
100 maddelik nizamname Ereğli Sancağı’nın Bartın, Eskipazar, Akçaşehir ve Karasu, Safranbolu, Perşembe, Ulus, Amasra, Gökçebey, Ereğli, Horcanaz, Yenice, Devrek, Karabük ve Eflani gibi 14 kazasını kapsıyordu.
Mükellefiyet yasası 13-50 yaş arasındaki erkeklerin sağlam olanlarının ocakta kazmacı, küfeci ve direkçi olarak çalışmasını zorunlu kılıyordu.
Madende çalışacakları ise muhtar belirleyecekti.
Read 27 tweets
Aug 4, 2022
9000 yıldan daha uzun bir süre önce inşa edilmiş olan bu şehir şimdiye kadar keşfedilen en büyük Neolitik yerleşim yerlerinden biridir.
İngiliz kaşif James Mellaart tarafından 1958 yılında keşfedildi. Image
Konya’nın 52 kilometre güneydoğusunda, Çumra ilçesinin sınırları içinde yer alan tarihöncesi yerleşim alanı Çatalhöyük Batı ve Doğu olarak iki höyükten oluşuyor.
Doğudaki Neolitik, batıdaki ise Kalkolitik döneme tarihleniyor. ImageImage
MÖ. 7.400 ve MÖ. 6.200 yılları arasında tarihlenen 18 adet neolitik yerleşim katmanı bulunuyor.
Neolitik yerleşimler, göçebe yaşamdan yerleşik yaşama, başka bir deyişle tarım yaşamına geçişi işaret eder. ImageImage
Read 23 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(