#EnverAltaylı: 1) Bugün Cezaevinde ailemden uzak geçirdiğim 4. Kurban bayramı. Bugünlerde Türkiye’nin Dış Politikada Avrasya Eksenine yakınlaşmasına kurban verilen kişi olduğumu daha iyi idrak ediyorum.
2) Fethullah Gülen’in Amerika’dan çıkarılması için üst düzey Amerikalılarla yaptığım görüşmelere rağmen FETÖ üyeliği ile; Rusya'nın Türkiye aleyhine faaliyetlerini ülkemiz yetkilileriyle paylaştığım halde askeri casuslukla suçlanıyorum.
3) Üstelik bu faaliyetlerimin tamamı dava dosyasında yer aldığı halde Moskova Başsavcısı gibi hareket eden savcılar tarafından kötü niyetli olarak yorumlanmıştır.
4) İnternetten indirdiğim makaleler, önemli yabancı siyasetçi ve akademisyenlerle yemek yemiş olmam aleyhime yöneltilen casusluk suçlamasının kaynağını oluşturuyor.
5) Cezevinde hayatımı adadığım ülkeme ihanetle suçlanmanın kalbime getirdiği ağırlığın yanında Doğu Türkistan’da devam eden soykırımı, Güney Türkistan’da değerli arkadaşım Raşid Dostum’un Taliban kuşatması altındaki mücadelesini düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
6) Her aklı baliğ Türk vatandaşı dava dosyama baksa benim suçsuz olduğumu görecektir.
Ancak farkındayım ve sizlerin de bilmesini istiyorum. Enver Altaylı birileri istiyor diye içeride, Türkiye’yi medeni batıdan koparmak isteyenlerin arzusuyla cezaevinde.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1- Türk toplumun kutup yıldızı @abdulkdir_selvi aleyhimdeki linç kampanyasında arz-ı endam etti.
Görüyorum ki A. Selvi, Hablemitoğlu davası ile ortaya çıkan durumun tam farkında değil.
Zira başlatılan süreç kapsamında zarara uğrayacak kişilerin başında bizzat kendisi geliyor
2- Hablemitoğlu davasının terör mahkemesinde görülmesine karar verilmesi ile “FETÖ”de milat değişti.
17/25 Aralık olarak uygulanan keyfi milat keyfi olarak 2002’ye düşürüldü.
2002 yılından sonraki eylem ve sözlerin terör suçu olarak yargının önüne getirilmesinin yolu açıldı.
3 - 2017 başlarında bu meseleyi (iddianame+kararlardaki standart “FETÖ” anlatımı ve yargılamalardaki “milat” kavramının tehlikeli olduğu; 1970'lerden bu yana herkesin istenirse soruşturma + kovuşturmaya maruz bırakılabileceğini) Lütfi Elvan’a anlatmıştım.
1- Artık "post-truth'' döneminde yaşıyoruz. Bu dönemde geçer akçe, hakikatin söylenmesi değil, sanki hakikati dillendiriyormuş gibi yapıp ardı ardına hilaf-ı vaki beyanları ya da modern tabirle “kurgu gerçekleri” dile getirmektir.
2- Ondan sonra da bekle ki birileri gelsin ve bu "kurgu gerçekler” yerine hakikatleri açıklasın!
Hakkımda hazırlanmış olan ve beni odak noktasına koyan iddianamenin yaptığı da tam olarak budur.
3- Bu iddianamede yer alan “kurgu gerçekleri” tek tek ortaya koyacağım.
Ancak hukuk devletinin bekasını ilgilendiren bir hakikat var ki, onu açıklamamın öncelik arz ettiği kanaatindeyim.
#EnverAltaylı/2- Kendilerinin ifadem kapsamında lehime olan hususları neden görmezden geldiklerini bilmediğimi ve bu konuda açıklama yapmaları gerektiğini belirtmiştim. Bildiğim kadarıyla şu ana kadar herhangi bir açıklama yapmış değiller.
Bu nedenle tekrar belirteyim:
#EnverAltaylı/3- Saygı Öztürk ve Aytunç Erkin 28 Şubat Davasının dijitallerdeki usulsüzlükler sebebiyle bozulması gerektiğine dair defalarca yazı kaleme aldılar. Benim dijitallerim ise, tüm usul hukuku ihlal edilerek toplandı.
1/#EnverAltaylı: "Türkiye'nin ciddi bir göçmen sorunuyla karşı karşıya olduğu konusunda herkes müttefik. Tartışma bunun nasıl çözüleceği konusunda.
Sorunun kaynağı doğru tespit edilmeden, bir meselenin halli mümkün değildir."
2/#EnverAltaylı: "Bir dönem devletin başbakanına ve güvenlik kurumuna ilettiğim Rus İstihbarat teşkilatı 2. başkanı General Sirotkin tarafından hazırlanmış, Rusya'nın Türkiye'ye yönelik bir eylem planı var. Bu planda Rus devletince gerçekleştirilen bazı tavsiyeler var."
3/#EnverAltaylı: "Raporda, Suriye'de yerleşim yerlerinin bombalanarak çok sayıda Suriyeli'nin Türkiye'ye gitmesinin sağlanması tavsiye ediliyor.
Ülkemize sığınacak milyonlarca Suriyeli'nin ekonomi, sosyal ve güvenlik sorunlarına sebep olacağı belirtiliyor."