1- insanların çoğu hala nasıl durumun içinde olduğumuzun farkında değil ve umut tacirlerinin sözlerine inanmayı tercih ediyorlar.
- coronavirüs ailesine karşı uzun süreli ve sağlam bağışıklık oluşmaz. (6-12 ay)
- sars2, bunlar arasında en kısa süreli olandır. (3-12 ay)
2- bağışıklıktan kaçma konusunda uzman iki patojen olan grip ile c.virüsleri karşılaştıralım;
- gribe karşı oluşan bağışıklık sağlamdır, kızamık gibi yıllarca sürer. (virüs evrimleşmediği sürece)
bu nedenle grip sürekli evrimleşir ve değişerek bunu atlatır.
3- ispanyol gribinde yaşlıların daha etkilenmesi ve gençlerin ölmesi buna bağlanmıştır.
gribe 5-7 yılda bir bağışıklığımız güçsüz olduğu için değil, virüs bağışıklıktan kaçacak şekilde değişime uğradığı için yakalanırız.
yakalandığımız her grip farklıdır.
4- insanları enfekte eden coronavirüs ailesinde ise durum farklıdır.
örneğin NL63&diğerleri evrim ya da mutasyon geçirmeden aynı virüsler bizi periyodik olarak enfekte eder, değişmesine gerek yoktur.
ayrıca bazı re-enfeksiyonlar daha şiddetli olabilir. elifesciences.org/articles/64509
5- bunun nedeni ise bilinmemektedir, coronavirüslerdeki bazı mekanizmaların neden olduğuna dair hipotezler vardır.
sars2 ise insan c.virüsleri arasında en kısa süreli bağışıklık yanıtı oluşturan virüstür. 3. aydan itibaren re-enfeksiyon riski oluşur. thelancet.com/journals/lanmi…
6- bağışıklık hafızası (uyarlanabilir bellek) ve antikorlar ikinci aydan itibaren gerilemeye başlar ve yeniden hastalanmaya açık hale gelirsiniz.
aşı ile bu durum biraz daha uzun sürse de değişmeyecektir, şu anda bunu yaşıyoruz.
varyantlar durumu daha da karıştıracaktır.
7- lia van der hoek (coronavirüs uzmanı), 22.03.21 konuşmasından;
-eğer yılda 1 kez (her yıl) aşı olursak bu iyi bir senaryo ve mutluluk verici olur.
-beni asıl korkutan bağışıklığın 2. aydan itibaren sönümlenmesi (konuşma yaptığı tarihte bu bilinmiyordu)
8- bir viroloğun söylemiyle kapatayım;
'' -çok ciddi bir düşman ile karşı karşıyayız ve bağışıklık sistemimizin limitleri oldukça sınırlıdır.''
: )
bundan daha öncesinde herhangi bir coronavirüs salgını yaşanmadı. 2019'da başlayan salgın bu açıdan da özel bir konumda.
1889-90 rus salgını iddia edildiği gibi OC43 h-cov'un değil, H3N8 influenzanın eseriydi.
yani grip gibi olacak diyenler palavra atıyor.
yalnız 20.000 yıl önce doğu asya'da bir coronavirüs epidemisi yaşanmış ve insan genomunda iz bırakacak kadar derin tahribatlar yarattığı belirlenmiştir.
500 insan kuşağı kadar öldürücülüğü korunmuş, sonrasında öldürecek insan azaldığı için düşmüştür. 🤡
benzer şekilde bu yeni salgın da insanlık üzerinde seçilim baskısı oluşturabilir.
hipoteze göre, interferon tepkisinde yoksunluk olan kişiler sars-cov2 tarafından ayıklanabilir.
aynı aileden 5 kişi öldü gibi haberleri hatırlayalım, mantıksız olmayabilir.
- güney afrika'daki küçük bir kümelenmede, spike proteininde olağandışı fazlalıkta mutasyon taşıyan yeni bir varyant keşfedildi. antijenik perspektifte bu varyant açık ara en kötü sicile sahip.
antijenik açıdan bu kadar uzakta olması, aslında yeni bir tür olarak yorumlanabilir.
haftalardır belirtmeye çalıştığım gibi, 1. nesil aşılara elveda etmeye hazırlanmalıyız.
aşılar çok yüksek ihtimalle fransa ve kongo'da ortaya çıkan B.1.640 ve bu varyant üzerinde çalışmayacak.
yeni davetsiz misafirin en önemli özelliğinden bir diğeri ise, furin bölünme noktasında (FCS) ilk defa iki farklı mutasyona sahip olması.
P681H ve N679K.
varyanta ayrıca bostwana ve hong kong'ta da rastlandı.