Eğer zenginleşmek istiyorsanız, yapmanız gereken şey, Çin gibi üretim ekonomisi ile kapital birikimi yapmak, veya Hindistan ve İrlanda gibi yazılıma kastırmaktır. Yok eğer bu aşamalara sahip olmadan dünya hakimiyeti hayaliniz varsa o vakit bilmeniz gereken bazı teoriler vardır
⬇️
Bunlardan en önemlisi ve en kullanışlısı, Oyun kurucu ülke durumunda olan karaların kalbi bölgesidir. Kalpgah da demişiz buna. Sovyetler buna sahipti ve Afganistan ile taçlandıracaklardı. Bu sahaların en ciddi avantajı korunmaya elverişli merkezden çevreye açıklığıdır.
⬇️
Etkili bir kara gücüne sahip olma avantajı sunarken (tabii hava dahil) deniz gücü zayıf bir alandadırlar. Bunu kuşatan dış hilaldeki kısım onu tahdit eder (sınırlar) ve hakimiyet denizleri bulmaz ve deniz kıyılarında oturmuş deniz gücüne sahip devletler, güçlü şekilde direnir
⬇️
Sör (kasten sör yazdım) Halford Mackinder ortaya koymuş. Doğu Avrupa'ya hakim olan güç, Karaların kalbini kontrol eder demiş. Dünya hakimiyeti kuramlarından en duyulanı olmuş. İngilizler de doğal olarak ellerinde böyle bir malzeme olmadığı için buna alternatif için kastırmış.
⬇️
Mackinder'in atladığı şey, dünyayı 2 kutba ayıran kafasıydı. Oysa tüm bu ülkelerin de bir ömrü vardır. Amerikalılar ise, bu sahayı nasıl kontrol edip dışarıdan sınırlayabiliriz düşüncesini geliştirip Rimland yani kenarkuşak teorisini kendileri için uygulanabilir görmüşler.
⬇️
Teorinin mimarı ise Nickholas Spykman oluyor. Kendisinin ortaya attığı bu teori, 1945 sonrası ABD'nin Dünya'daki jeopolitik yerleşimini de açıklar. ABD'nin şu anda bu sahada tek kontrol altına alamadığı bölge Çin. Hindistan ise zaten Çin'e karşı destekledikleri bir müttefiktir
⬇️
Bu teorileri bilmeyen biri politik arenayı okuyamaz. Bilmesi de yetmiyor. Bu eski fikirlerin artık işlemez yanları da vardır. Örneğin Heartland'ın uygulanabilirliği, farklı dinler, coğrafyalar ve ulusları kontrol edecek baskıcı bir güç gerektireceğinden günümüzde imkansızdır.
⬇️
Türklerin bu konuda ortaya attıkları bir hakimiyet teorisi yoktur. Aslında benim var ve üzerinde çalışıyorum ama geliştirmem gerek. Zira tüm hakimiyet teorileri,hesaplarda insanın unutulduğu teorilerdir. İnsanlar din, dil ve ortak tarihi önemser ve hesapları sıklıkla bozabilir
⬇️
Dünyanın en güçlü devletini kursanız bile bir masumun gırtlağına basıldığında sokaklarınız ateşe verilebiliyor, dünyanın en güçlü ordusuna sahip olsanız da(SSCB) birkaç senede 15 parçaya ayrılarak yıkılabiliyor. İnsana adalet,hürriyet ve eşitlik hissini vermeyen ülke yaşayamaz
⬇️
Bu sebepten öğrencilerime sıklıkla şunu söylerim. Türkleri ve türklüğü severim ama dünyaya Türklerin hakim olacağı bir ülke istemem. Adil ve güçlü bir refah ülkesini kurmalarını isterim. Çünkü Türk Hakimiyeti demek, diğerlerine "öteki" duygusu hissettireceği için yaşayamaz.
⬇️
Bu tür haritalar da bir defa iş bilmeyen kişilerin paint veya photoshop ile boyadığı komik şeylerdir. Eğer Yunan'dan Selanik'i koparacaksan o savaşta yenmişsin ve AB'yi karşına almışsın demektir. Tamamını almalısın ki burnunun dibinde bir sınır oluşturup orada mevzilenemesin
⬇️
Rusya'dan Kırım'ı alabiliyorsan, Hazar kuzeyindeki bölgeyi niye bırakıyorsun? Orası da Astrahan'dır. Hem çukur bölge yürüyerek geçersin coğrafi engel yok. İran'dan Azerbaycan'ı ayırabiliyorsan in Kızıldeniz'e Kirman'a git.Orası da Türk yurdu değil mi? Bunları kim çiziyor sahi?
⬇️
Bir de bu tarz hakimiyetin asgarisinin sağlanması için gerekli ilk şart yoktur. İdeal Birliği. Bizim evvela Azerbaycan (İran'daki kısım dahil) ile birleşmemiz gerekiyor ama ülkede sabah akşam Şiilere sallayanlar ile bunu da afedersiniz ama "Nah" yaparız. Bunlar uçurumlardır.
⬇️
Benzer ayarsızlar elbette İran'da da var. Sünnilik ve Şiilik, GS/FB gibi bir şey.Birinin fanatiği olunca diğeri otomatik olarak sana iblis gibi geliyor.Bunlar da sanıyor ki bu şekilde konuşunca diğer taraf "hakikate" gelecek. Gelmez. Daha da bilenir! Batının da istediği budur
⬇️
Başkalarına "meddah" diyen soytarılar yüzünden farketmeden "kardeşlik" alanımızı daraltıyoruz. Bu kafaların hakim olduğu bir devlette kim Şİİ TÜRKLER için ölür? Kim Gagavuzya'da bir kan dökülse oraya gönüllü gider? Evvela bu tarz fikirlere saygı duymamayı öğreneceğiz.
⬇️
Ayrımcılık ve Nefretin suç kapsamına alınması işte BATI'da bunu getirdi. Bu tür konuşmalar yapılamadığı için toplum, birbiri aleyhine MİLLET, IRK, DİN, MEZHEP gibi şeylerle zehirlenmiyor ve ORTAK ÇIKAR üzere birleşiyor. Avrupa Birliği'nin kurulmasının şifresi de tam buradadır.
⬇️
Ayrımcılık, hiçbir İslam ülkesinde suç değil. Bir camide şiiler sahabeye küfrediyor der milleti gazlarsın. Şiiler de der ki onlar Ali'nin hakkını, Hüseyin'in kanını döktü der onlar gazlar. İki gaz da iki topluma asır kaybettirir. Başkasına saydırmanın hiçbir getirisi yoktur.
⬇️
Açık konuşuyorum.Şiiler 3 halifeye mi küfretmiş? Sünniler Hüseyin'i mi öldürmüş? Banane abi? Ne olur yani sövülse? Manyak mısınız? Irak birbirini yerken ABD geldi bölgeye yerleşti. Hala Suriye'de mezhep, din kavgası üzerinden ABD Rusya kenar kuşak üzerinde hakimiyet kuruyor
⬇️
ABD'de kafe işletiyor arkadaş.Iraklı bir şii çocuk gelmiş işten anlayan. Beni keser diye korkup işe Maltalı birini aldım diyor. O da bunun karısını ayartmış kafeye çökmüşler.İslam dünyasında olan olay aslında bunun makro versiyonundan farksız.Bu örnek en minyatür alandaki hali
⬇️
Ben ticari anlaşmalarımı yaparım isteyen anneme bile sövebilir diyordu bir arkadaş. Çocukla dalga geçiyorduk ama çocuk 35'e gelmeden plazada 5 katı kiralamışken biz maaşa talimdik. Böyle işliyor dünya. Farklılıkları yok ede ede birleşirsin. Farklılıkları yücelterek değil.
⬇️
Bu da isteyin ya da istemeyin ama Laiklikle mümkün. Devlet saydamdır Laiklikte bir dini,bir rengi yoktur. İran da Türkiye de laik olduğunda inanmayana saygı duyarım ama İslam birliği dediğiniz şey(aslında parasal çıkar birliği olursa birlik olur) işte o vakit kurulur.Turan da!
⬇️
Laikliği oturtmadan, dini yönetimler asla bir birlik oluşturamaz. Çünkü hiçbir cemaat diğerinin inancını değiştiremiyor ki ülkeler birbirininkini değiştirebilsin. Propagandalar,köylü ve fakir milletlerde ya millet ya din ya da dil üzerinden yürür.Daha çok asır kaybedilir böyle
⬇️
Ortadoğu toplumlarının mevcut hali ergen refleksidir ve bunun da sebebi halklarının çoğunun genç nüfusa sahip olmalarıdır. Genç nüfusları da her şekilde gazlarsınız. Anadil eylemi de Harran'da 10 bin kişiyi sokağa dök. Senin akranların Norveç'te Tesla'ya biniyor saf herifler!
⬇️
Bir problemi gözünüze ne kadar yaklaştırırsanız o kadar büyür.Neymiş? Anadil.Evvelden makul bulurdum doğru haklısınız derdim. Artık "anan öğretsin"diyorum çünkü bıktık. Ne yani Irak'ta Anadil eğitimi tüm okullarda var da orada bitti mi problem? 2.Level'a geçtiler. Bağımsızlık!
⬇️
Şimdi kimse kusura bakmasın ama ülkede size o 2. Level'ı verecek bir hıyar görmüyorum. Çünkü dizinin 2. Bölümünü zaten Irak'ta, 3.sünü de Suriye'de izliyoruz. Öyleyse bu dizi daha ilk bölümde yayından kalkar. Kimse bu topa girmez beyler. Anadil ile masum başlar ama sonu belli.
⬇️
Üst kültür, devletin kurucu unsurunun kültürüdür. Üst kültüre teslim et kendini ve yücel. Sen kürtçülük yapmazsan karşında hiçbir Türk Türkçülük yapıp milletini gözüne sokmaz. Etki yoksa tepki de olmaz çünkü aptalca durur. Milletini yüceltecek tek şey, makul bir birlikteliktir
⬇️
Ülkesi ile çok iyi entegre olmuş toplumlarda hiçbir talep geri çevrilmez. Ama bu entegrasyonu (Bütünleşmeyi) buraya pasaportla gireceksiniz diye sürekli zehirleyerek taze tutanlar olduğu sürece, kavga bitmez. Bu aptal söylemler her devlette refleksi getirir. Kimse aptal değil.
⬇️
Asimilasyon'un en ciddi düşmanı nedir bilir misiniz?
Milletinin adını sürekli söylemekten vazgeçip köşesiz ve düz bir insan olup kendine saygı duyulmasını sağlamak ve bu şekilde kurumlarla ve toplumla entegre olmaktır. Sen entegre olursan kimse senin diline kafayı takmaz.
⬇️
Toplumsal entegrasyon candır CAN! Arnavutların, Boşnakların, Çerkezlerin, Lazların, Pomakların, Arapların ve hatta Zazaların büyük kısmının bir dil problemi yaşamamasının sebebi de budur. Kendilerini sürekli vurgulama gereği duymadıkları için karşı tarafta refleks belirmez.
⬇️
Devletler, bağışlayıcıdır çünkü ayakta kalmak isterler. Hiçbir devlet de vatandaşlarını hepten kaybetmek istemez velev ki bir örgüt yüzünden bile olsa. 1920'ler başında Çerkezlerin bir kısmı Ege Marmara civarında devlet kurmak bile istemişlerdi. İsteyenler sürüldü tabi.
⬇️
Ancak bu sebeple Çerkezleri defterden silmedi devlet. Sürülenlerin çocukları, torunları, devlette önemli görevler de aldılar. Çok önemli kurumlarda tercih de edildiler. Bu işler böyledir. Siz "unutursanız", biz de unuturuz. Çünkü siz "bizle biz" olmayı seçerseniz iş bitmiştir.
⬇️
O vakit sorun kalmaz ve ortak amaçta,müreffeh bir ülkeyi birlikte yüceltmekte birleşilir. Dil mi? Köpeğin olsun! Canımsınız! Ama yok sürekli dili gözün önüne sokarsan o vakit Irak'taki 2.bölüm ve Suriye'deki devletleşen 3.bölüm gözümün önüne gelir ve yağmurda su yok sana denir
⬇️
Bu milletler,diğer Hristiyan milletlerin arasında cehennemi tadarken bir bayrağı asırlarca yüceltmekle hayatta kalabilmişler. Türküz demeleri bundan. İslam coğrafyasının huzurlu yerindeki doğmadılar. Hep sınır hattındaydılar.
⬇️
Anavatan'ın sol yarısını asırlarca savunan Rumeli Türklüğü, yeşil bayrağı düşmüş olsa da al bayrağın altında saf tutup safını korumuştur.Günümüzde bir Boşnak, Boşnak milliyetçiliği yapsa ilk küfrü Boşnaklardan yer. Bu bilinç biraz da coğrafidir. Çünkü sınır hattı milletleridir
⬇️
1915 yılındaki E..meni katliamlarına dek Doğu ve Güneydoğu Anadolu bana sorarsanız "çöpsüz üzümdü". Buna rağmen ne bilim gelişti ne de ekonomi. Hep fakirlik. Bunun da sebebi Osmanlı değil çünkü zaten verdiği vergi yok doğru dürüst. Sebebi coğrafyanın kendisi.Arazi dağlık,kurak
⬇️
1. sebep buydu. 2. sebep ise özelikle Güneydoğu'nun limanlara uzak olmasıdır. Ama bu da bölgenin Irak, Şam, Bağdat ve Halep ticaret yolları üzerinde olması ile telafi ediliyordu. Arap isyanları ile bu bölgeden sınır da geçince Cumhuriyet döneminde gelişim hepten zora girdi.
⬇️
Kerkük'ün ve Musul'un kaybına hiç girmeyeceğim ama bölge halkının ilk gaza getirilişi(Ş.Said isyanı) ile kaybettiğimiz Musul ve Kerkük'ün kaybı yine bölge halkına zarar vermiştir. Gelişemedi çünkü. Zira bölgenin can damarı oradaki enerji idi. İsyan edildi, ekmeği İngiliz yedi.
⬇️
Türkiye'de topluma en az 20 sene milli ve dini retorik kullanma yasağı demeyelim de bu retoriği kullanmama "adabı"verirseniz şüpheniz olmasın önceliklerimizi daha iyi belirleriz.Ben kendimi bir kürtten üstün görmem aşağı hiç görmem.Ülkesine vergisini veren bence en iyi adamdır
⬇️
Türkiye'de gelişemeyen bölgeler, coğrafi sebeple gelişmez. Gelişen de coğrafi sebeple. Basit bir örnek vereyim. Taşeli platosu, Doğu Karadeniz, Yukarı Kızılırmak yöresi ve İçbatı Anadolu'nun Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan çok farkı yoktur. Hepsi fukara. Çünkü dağlık veya yüksek
⬇️
Ama etnik milliyetçilik için bahane lazım tabi. Bölgemiz geri bırakıldı söylemleri en kolayıdır. Bölgeden çıkan milyonerler bile bölgesine yatırım yapmaz nasıl bir geri bırakma ise. Çünkü yatırımın yönü, bu ülkede batıdır. Gözler batıya bakar. Batı düz, limanlar da batıda.
⬇️
Bir dahaki sefere tam bu kısmın altından diğer hakimiyet teorilerine dair devam edeceğiz. Ancak bilin ve iyi kavrayın ki sen, ben kavgalarında Heartland ve Rimland'e yani Karaların kalbine ve denizlere hakim olan 2 güç arasında maymun edilirsiniz. Ölen öldüğüyle kalır.
⬇️
Devamına yakında youtube kanalımdan devam edeceğiz. Haberdar olmak isteyen abone olabilir. Belli sayıya geldiğinde yapacağız ve daha uzun sürecektir. Canlı yayın da gerekirse yapar, soru cevap gideriz. Herkesin zevk alacağı konular olmayabilir. Alıcısına. youtube.com/channel/UCqAYc…
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1⃣Birazdan okuyacaklarınız sizi şaşırtabilir. Belgeleri ile koyuyorum ki yalan söyleyip makam işgal edenler bir nebze utanırlar, onlar utanmaz iseler onları o mevkilere taşıyanlar “biz doğru mu yaptık?” desinler diye. Burada özellikle @fahrettinaltun beyi etiketliyorum zira kendi personelinden birinin dezenformasyonu sebebiyle hakkımda olmadık ithamlar ve haberler yapılmıştır. Bu personelin twitine dair de hukuki haklarımı ülkede geriye kalan hukukta ne kadar takip edebilirsek edeceğim. Başlıyoruz. Sn. Fahrettin Altun, aşağıdaki kişi benim hakkımda fetö ile irtibat ve iltisakım olmadığını söyleyen savcılık kararına karşın gerçeğe aykırı haber yayarak kurumunuzu töhmet altında bırakıyor. Bu kişinin verdiği bilgi gerçeğe aykırı olup tutuklanma sebebimle de ilgisi yoktur. Evime, Suriyeliler ve mülteciler hakkında yazdığım twitler sebebiyle 16 ekim 2023 tarihinde gece vakti denilmeyecek zaman diliminde girilmiş olup, gecikmesinde sakınca bulunan bir hal durumu olmadan yasalara aykırı olarak yapılan aramada dahi suç unsuru bulunmamış olmasına rağmen, tutuklanma sebebim ise okuyanlara garip gelebilir ama Azerbaycan'ın Karabağ operasyonu öncesinde ihtiyaç duyduğu top mermilerini Bosna'dan temin etmek gibi imkan dairesinde olmayan bir suçlamadır. Buradan beni seven sevmeyen, az da olsa tanıyan tüm Türk halkına gerçekleri ve meseleleri nasıl çarpıtıp bu noktaya getirdiklerini BELGELERİYLE açıklayacağım. Devletin belgeleriyle. İlk belge, Edirne Cumhuriyet savcısının hakkımdaki FETÖ iltisakı olmadığına dair kararıdır.⬇️
2⃣16 Ekim’de evime gelen polisler avukatımı aramama bile önce müsaade etmeyip, hiçbir arama izinleri olmadan, yasal olarak hiçbir kaçma ihtimalim olmadığı halde ve çağırdıklarında geleceğimi bildikleri halde, evime gelmeleri yasal olarak mümkün olmayan bir usulde gelmişlerdir. Teslim aldıkları telefon ve bilgisayarımın şifresini hiçbir şeyden çekinmediğim gibi verdiğim halde, beni o akşam İstanbul emniyet müdürlüğüne götürdüler. Gece birkaç saat nezarethanede kaldıktan sonra ise Ankara’dan sırf benim için gelen bir ekip ile Ankara’ya emniyet kemeri bağlanmayan adeta karpuz taşımaya bile müsait olmayan bir araçta soğuk havada götürüldüm. Ankara’ya götürülürken benden habersizce yaptıkları diyaloglarda zaten operasyona start verilmesine neden olan kişinin kim olduğunu duymuştum. Gönül isterdi ki bu kişi bir kanun adamı olsun, bir hukukçu olsun. Derken Ankara’ya geldiğimde Ankara emniyetine götürecekleri araçta AYKIRI gazetesi editörü Furkan ve Muhbir editörü Kaan adındaki bir genç ve birkaç da diğer gençle (19 yaşlarında) karşılaştım. Bu gencecik milliyetçi çocuklar, operasyonu Akit gazetesinden Cumhurbaşkanlığı iletişim djital medya koordinatörü olan Aslan Değirmenci’nin @aslandegirmenci yaptığını öğrendiklerini belirttiler. Bunu nasıl öğrendiklerini sormama lüzum yoktu zaten araçta Ankara’ya getirilirken de bu ismi birkaç kez öndeki polislerden duymuştum. Bu insanların hepsi yabancı, mülteci ve kaçak göçmenlere dair twitler sebebiyle içeri alınmıştı. Evime gelen polislere de arama emrinizi gösterin diye her itirazımda bana TCK 216 halkı kin ve nefrete kışkırtmak ve TCK 217b yalan bilgiyi yaymak ile alakalı maddeleri kendi telefonlarındaki karınca duası gibi bir yazıdan gösteriyorlardı. Ortada bir arama emri, bir matbu kâğıt yoktu. Hukuk ya da hukuksuzluk evinize palas pandıras ayakkabılarını bile çıkarmadan giriyor, 11 yaşınızdaki oğlunuzun ve kalp hastası kayınvalideniz ve eşinizin önünde sizi en mutlu günlerinizden birinde götürüyordu.⬇️
3⃣2 gece de Ankara’daki nezarethanede tutuldum. Ne temiz çamaşır ne de bir temiz şiltesi olan, tuvaletleri sabunsuz bir ortamda 2 gece kaldım. Verilen çorbayı limonlu sandım ama ekşimiş ve kokmuştu. Verilen pilavın üzerinde pamuk gibi küfler birikmiş, içerisinde de kıskaçlı bir böcek geziyordu. Nohut yemeği de kokuyordu. Tuvalette sabun olmadığı için kullanmak da mümkün değildi. Ön dişleri olmayan bir polis memuru ise tüm bunların üzerine tuz biber ekti. Tam bulunduğum nezarethanenin önüne gelip “bacınızı s..kti sanki Suriyeliler, otur maaşını al… bela arıyonuz amuğagoyim” deyip önümden gitmesini de ayrıca beynime yazdım ki özgür kaldığım ilk anda duyurabileyim. Şu anda özgür kalalı 11 gün oldu ve geç de olsa duyurabiliyorum. Bu gecikmenin sebebini de anlatacağım⬇️
🇮🇱İsrail'i tek bir millet gibi görseniz de içerisinde birbirinden farklı ana 7 yahudi grup ile ufak 108 ayrı etnik ve kültür grubu mevcuttur. Aralarında tamamen Avrupalı ideolog ve kurucu halk Aşkenazlar olmakla birlikte savaşla alakasız milletler de bulunur. Biraz tanıyalım.
⬇️
Bunlar Aşkenazlardır. Eğitim oranları geriye doğru 5. nesilde bile (100 yıl) yüksektir. Siyonizm'in ilk kurulduğu ve ona ilk sahip çıkan gruptur. Türk, Alman, Macar,Rus ve Yahudi melezi bir topluluktur. Sarışın ve açık tenliler genelde bunlardır. Şu bölgelerde çokturlar.
⬇️
Bunların dedelerinin genelde hiçbiri boş tipler değildir. Ya bir dedesi ülkenin kurucu kadrosundandır ya da bir örgütün lideri, gençlik yapılanmacısı, ilk sinema tv kurucusu, ilk basın, hastane, kurucusu, üniversite hocaları vb. şeklindedir. En asil zümredir ve saygı görürler
⬇️
Enis Doko kötü birisi değil, sufi olduğunu da sanmıyorum ama sosyal meselelere duygusal bakıyor. Zannedersem fizikçi olarak sosyal mevzuları ve toplumların "din benimseme" süreçlerini fazla basit algılıyor. Şimdi size Endonezya gibi ülkelerin nasıl İslamlaştığını açıklayayım.⬇️
Her şeyden önce belirtmem gerekir ki bir dervişin Ortadoğu'dan Çinhindi'ne, oradan da Endonezya'ya ulaşacak ne imkanı ne coğrafya bilgisi vardır. Ama filmi yapılsa güzel olur o ayrı. Peygamber bile Endonezya gibi bir yeri bilmezdi ki ondan asırlar sonra türeyen sufiler bilsin.⬇️
Arkadaşlar bundan daha 100 yıl öncesine dek insanların bir yerden diğer yere gitmek için ihtiyacı olan şey KERVANLARDI. Yol uzadıkça gecelemeler de artardı ve kişi başına o develere veya atlara konacak malzeme yükü de... Kervanla bir yere gidecek kişi için günümüz parasıyla⬇️
Bazı Türk kabilelerini tanıyalım. Nerelisin? Eskişehir! Tatar mısın? Yok Manav. Mesleği sormadım köken nedir? Manav! Türklerde alçak bölgelere yerleşen kimselere denirdi Manav. Tarımla uğraşanlar Manav, hayvanla uğraşan ise Yörüktü. Biri eker, diğeri beslerdi. Burada yaşarlar
⬇️
Benzeri bir durum Almanlarda da vardır. Hochdeutsch yani Yüksek almanca ile Platdeutsch denilen ova almancası konuşulur. Onlar da düze yerleşen ve dağlık bölgelere yerleşenler gibi iki ana yerli milletten oluşurdu. Bu o kadar belirgindir ki haritada yeşil bölge ovalara bakınız ⬇️
Buraya yerleştikleri dönemde tarım topraklarında çalışmak üzere ilk gelen ve ovayı kapanlar bunlar oluyor. Bizans'a sebze ve meyve yetiştiriciliği yapan ve sonrasında Anadolu'daki verimli nehir kenarlarını ilk tutup göçebeliği bırakan toplum bunlar.%60'ında açık tenlilik hakim ⬇️
Zeka seviyesi ve devlete bağlılık arasında farklı ilişkiler söz konusu. Düşük zekada biri devlete sadık olabilirken devlete asi de olabiliyor. Sadakat ve asi olmak arasındaki çizgiyi göremiyorlar. Yani devlete sadık olduğunu düşünürken aslında o devletin altını oyabiliyorlar.⬇️
Birazdan konu ilginç bir yere gidecek. İQ seviyesi yükseldikçe ya da düştükçe bir manevi mefhuma sadakat için kriterlerimiz değişiyor. Bunu devletler için yapmamışlar manevi kavramlara bağlılık ve sadakat için yapılmış kimi çalışmalardan çıkardığım sonuçtur. Başlıyorum.⬇️
140 üzeri İQ seviyesinde iki tutunma noktası mevcut. Birisi amigdala yani beyindeki risk ve tehlikede hayatta kalma kısmının aktivasyonu ile karar değerlendirmesi ama çok uzak görüşlü bir amigdala bu yani adam öldükten sonraki neslinin, çocuğunun esareti ihtimaline bakıyor.
⬇️
Anadolu'daki Yunan bozgununun sebeplerinin analizi için Yunanistan'da 1922'de yüzeysel, 1927'de detaylı, 1932'de ise yabancı uzmanlara ihale ettirilen üç rapor hazırlanmış. Yunan bozgununun sebeplerini özellikle İngilizler incelemiş ve Yunan genel kurmayına sunmuş.⬇️
Bunlarla alakalı 1500 sayfa fotoğraf belge, fotokopi ve arşiv ile rapor var. Sonuç şu: Geldikleri coğrafyayı askeri olarak da olsa tanıyorlar ama tecrübe etmedikleri için büyük zorluklar yaşıyorlar. Buna dair uzun bir çalışma için şu anda vaktim olmadığından bu floodu yazıyorum⏬
Çünkü bu aralar meşgulüm. Kıymetli Selim @HarpCografyasi üstadımızın yaptığı çalışmalara yetişmese de bunu diğer cenahtan doğrulayacak onca enteresan şey yakaladım. Bunlar arasında özellikle Yunan'a saç baş yolduracak tarzda hareketler gözüme çarptı. En basitinden örnekler⏬