Thread by @LatifErkan6

15 TEMMUZ MİTOLOJİSİ

MİT’in darbeleri bağlı olduğu sivil otoriteye haber vermeme geleneği vardır!
#15Temmuz'da bu geleneği bozmadı ama KONTROLÜ de elden bırakmadı!
Hakan Fidan’ın dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a haber vermeme gerekçesi ise nerden baksan dökülüyor.+

İstihbarat teşkilatı amirine ulaşamamış! Ancak absürt filmlerde olur.
TSK’daki MİT muhbiri Bnb. O.K darbeyi ihbar edince Fidan ne yapıyor? Yine bir başka subay muhbir kod Abdullah (E.Ö) ve gizli tanık Kadir (M.Ö) tarafından ‘fetöcü’ olarak itham edilen Hulusi Akar’a gidiyor.

O kod Abdullah ki, "11 Haziran 2016'da Saray'a giderek Cumhurbaşkanı’na Org. Hulusi Akar'ın FETÖ'cülerle birlikte darbe hazırladığına dair brifing” vermişti.

Ayrıca iddianameye göre darbe 20:09'da öne çekiliyor yani Fidan’ın 20:22'de Genelkurmay'dan ayrılmasından 13 dk önce!

MİT, Meclis Darbe Araştırma Komisyonuna gönderdiği raporda "Darbeye yönelik bir ihbar değildi" dese de eleman O.K. "çok kan akacak dediklerini, hatta darbe olabileceğini söyledim" diyor.
O.K dinleme cihazı kuşanıp “Pastacı” kodlu MİT’teki kontağına o gece yaşananları not etmiş!

Üstelik gelen bir bilgi notunda Akar için, “Genelkurmay başkanı olursa ihtilal yapar” deniyor.

Fidan, “sizin personel beni kaçıracakmış” deyince Akar, “kimmiş bu O.K?” diye soruşturmuyor. Fakat O.K’nın verdiği iki ismi merak edip Yaşar Güler’e safahat kartlarını çıkarttırıyor.

Akar bu isimleri KKK Salih Zeki Çolak’a verip, “yanına kurmay başkanı ve savcıyı al” diye tembihleyip Kara Havacılık’a gönderiyor.
Peki Çolak ne yapıyor? Sözde Fidan’ı kaçıracak ihbarı yapılan Tabur Komutanı Pilot Deniz Aldemir’den özel brifing alıyor.

Çolak’ın sorduğu diğer subay İzmir’de Gökhan Ş. Sönmezateş ekibini Marmaris’e götürecek birlik olan Kara Havacılık'ın Alay K. Alb. Murat Dağlı idi.
Ankara’da “kaleden müsteşar kaçırma” senaryosu ile İzmir’deki komutan ne alaka?!!

Neyse ki MİT oraya da muhbir görevlendirmişti.

Sönmezateş’i Marmaris'e götürmek üzere ayarlanan helikopter pilotlarından Bahattin Akgül ve 2. pilot önce tutuklandı sonra göreve iade edildi.

Niye mi? Çünkü Albay Akgül de MİT'e çalışıyordu. Devre arkadaşı, eski pilot Ali Murat Kendil'i arayıp enforme ediyordu.

Kara Havacı Pilot Deniz Aldemir sorgu sırasında Savcı Alpaslan Karabay, Salih Zeki Çolak ve İhsan Uyar hakkında çok soru yöneltince,
“hayırdır, onlardan da şüpheleniyorsunuz galiba onlar için cezaevinde yer mi ayırıyorsunuz” diyor.
Aldığı cevap şuydu:

“Onların da özellikle KKK’nın işin içinde olduğunu ve darbeyi önceden bildiğini biliyorum ve ona da sıra gelecek, her şey sırayla.”

O.K’yı kurtarma senaryosu da hazırdı.

Çolak, Kr Hv K. Hakan Atınç’a O.K’yı sorunca, personelini tek tek fişleyen Atınç, “2 yıl önce onlardan ayrıldı” deyip muhbire kefil oluyordu.

Tümg. Atınç’ın tanıklığına Hakim Oğuz Dik bile inanmazken Akar 3 yıl daha general olarak tuttu.

Üyelerini sözde gün gün fişleyen Cemaat ise elemanın ayrıldığını 2 yıldır anlamamış, darbede en kritik görevi O.K’ya vermişti.
O.K bile buna şaşırmış(!):
“Ankara’da bu helikopteri kullanan yüze yakın pilot vardır. Beni bu önemli görev için niye seçtiler, anlamış değilim! +

++Kendilerinden olduklarını düşündüğüm personelin bir kısmını da çağırmamışlar.”
...

Cemaat nedense #15Temmuz'da tüm kritik görevlere MİT muhbirlerini görevlendirmiş!

Genelkurmay Başkanı Akar, aslında Bakanlar Kurulu yetkisinde olan “havadaki tüm uçakları indirin” emrini Başbakanı atlayarak tek başına vermiş,
boğaz köprüsü tek taraflı kesilmiş,
jetler havada,
tanklar yollarda
ama Fidan 22.30’a karar Başbakana haber vermiyor.
Ne proje ama!

OK'nın darbe ihbarı haber olunca, Akar ve Fidan apar topar yazılı açıklama yapmıştı.

Akar 16 Temmuz sabahı BB ile konuşup darbecilerin teslim olacağını bildirdikten sonra yine MİT Müsteşarını arayıp bilgi vermişti.

Niye sürekli Fidan ile konuşma ihtiyacı duyuyor olabilir?

MİT Başkanı Fidan’ı tanık olarak çağıran dönemin Ankara Başsavcısı Harun Kodalak’ın gönderdiği yazı sert bir cevapla iade edilmişti.
Yine Hulusi Akar’ın tanık olarak ikinci kez ifadesini almak isteyen Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen de Yargıtay’a düz savcı olarak sürülmüştü.

Bu konuları çok kurcalayanları Nagehan Alçı’nın Ertuğrul Özkök’ü uyardığı gibi kibarca uyarıyorlarmış!

Darbe yapılmayacağına, Akar’ın tüm tedbirleri alacağına kanaat getiren Fidan, Genelkurmay basılmadan birkaç dakika önce ayrıldığı için darbecilerle karşılaşmamıştı.

Oysa Binali Yıldırım’a, haberim yok dediği saatten önce darbenin başladığından haberdardı.
Kim mi ihbar etmişti!+

O akşam yemek yediği DİB Başkanı Mehmet Görmez’in eşi haber vermişti.

Ne tuhaftır, darbeden haberi olmayan MİT’in basın danışmanı Nuh Yılmaz, daha jetler havadayken henüz şafak sökmemişken, gazetecilere darbenin bastırıldığı müjdesini vermişti.
Yerseniz.

HULUSİNASYONDA İLK PERDE: O.K İHBARI

Anlaşılan “O.K’nın ihbarı” ‘hulusinasyon’ sahnesinin ilk perdesiydi.
Darbe kurgusuna bir noktadan başlanması gerekiyordu.

https://twitter.com/LatifErkan6/status/1345126133256380422?s=20

Akar-Fidan ikilisinin, Saray yapımcılık danışmanı Şirin Ünal koordinatörlüğü ve Abidin Ünal gözetiminde sahnelenecek “Allah’ın lütfu projesi” için ‘motor’ diyebilecekleri bir atraksiyon lazımdı!

OK darbeyi ihbar için değil fitili ateşlemek yani düğmeye basmak için seçilmiş bir piyondu.

OK askeri yönergeleri ihlal ederek MİT’e gitmese;
gece 03’te yapılacak denilen darbe nasıl öne çekilecekti?

- KKK Çolak Kara Havacılık’a gitmese, komutan gelmiş diye çağrılan tüm pilotlar orada başka türlü nasıl toplanacak,
- "Birlikte çay içip sohbet ediyor. Demek ki emir komuta zincirindeki bu darbede Çolak da bizimle birlikte" algısı nasıl oluşacaktı?

- Tuğg. Semih Terzi Ankara’ya inmiş olacak ve henüz darbe girişimi başlamadığı için öldürülmemiş olacaktı.

“Bugün TSK tarihinde ilk defa bir general ölecek” öngörüsünde bulunan Zekai Aksakallı Terzi’yi nasıl vurdurtacak ve vuranı da nasıl öldürtecekti?

https://twitter.com/LatifErkan6/status/1343155031835619331?s=20

15 Temmuz’da MİT İZLERİ

Sıradışı şekilde 14 Temmuz'a alınan ÖKK mezuniyet töreni ve sonrasında sabahlara kadar süren Hulusi Akar, Hakan Fidan ve Zekai Aksakallı'nın ikili ve üçlü görüşmeleri çokça yazıldı.

15 Temmuz'da bombalama öncesi keşif gezisi yapılan tek yer Akıncı değildi.
Keşif yapan da sadece MİT değildi.
Operasyonun saha ayağını yürütecek bir kısım ÖKK personeli TÜRKSAT tesislerini kolaçan etmişti.

Hakan Evrim: "MİT personeli tarihte ilk kez, üstelik ısrar ederek Mayıs 2016'da üssümü ziyaret etmek istemiştir. Biz yoğunluğumuzu bahane ederek kabul etmek istemesek de, Genelkurmay Başkanlığından gelen yazı ile 70-80 kişilik grup üsse gelmiş; +

++ 141, 142, 143 filoları, uçuş kulesini, uçak bakım ünitelerini, hangarları, cephanelikleri ziyaret etmiştir.
İnsanda görev öncesi üsse keşif gezisi kapsamında yapılan bir faaliyet izlenimi doğuruyor değil mi?"

Ankara dışından gelmiş jetler başkent semalarında uçuyordu.
6 jetten sadece 2'si Akıncı'dan havalanmıştı. 4'ünü kim uçurdu ortaya çıkmadı, çıkarılmadı.
Akıncı’ya gelen bazı emekli pilotların da kimlikleri ve niye geldikleri öğrenilemedi.

https://twitter.com/LatifErkan6/status/1340432306453016578?s=20

Akıncı üssüne inen ve havalanan jetler Kule’den yönlendirilir.
Kulede o gece Meydan Harekat Komutanı Yb Nihat Altuntop vardı.
Altuntop, Akıncı keşfinde MİT ekibini bilgilendiren subaydı.
O gece MİT’teki arkadaşı Korkut Gül’e her saat başı rapor verdi.

Mağdur, müşteki ve tanık Altuntop, 16 Temmuz 04.20’de ‘derdest edilene’ kadar Akıncı’dan iniş kalkış yapan jetleri yönlendirdi.
Sabah polisler gelince hemen kuleye gidip o gece yapılan kule telsiz konuşmalarının olduğu tapeleri yerinden sökerek emniyetli bir yere koymuş, +

++savcıya ertesi gün teslim etmiş.
Yani o gecenin gizemini çözebilecek kayıtları yerinden ederek hukuki zincirci bozduğunu bizzat ifade etmişti.
Üstelik kayıtlar 17 Temmuz'da Emniyet Kriminale teslim edilmesine rağmen 2 hafta sonra kopyası alınmış.
Sanırım birileri ÇOK MEŞGULDÜ!

MİT izlerine devam edelim:

- Kazan ilçe Jandarma personeli ifadesinde, Akıncı Üssü civarında saat 11:00-11:30 sularında siyah bir Honda CRV marka araçta 5 MİT mensubu görüldüğünü, kimlik kontrolü sonrası serbest bırakıldığını belirtiyor.

- O gece Akıncı nizamiyesinde olan şahıslardan Gökhan Ertürk ifadesinde, kendisini Ecevit Akbaba olarak tanıtan bir kişinin, “ben MİT'ten geldim, gerekirse burada kelle alacağız, sizlerle birlikteyiz” dediğini belirtiyor.

- Yine o gece Akıncı nizamiyesine giden Gökhan Erdoğan, Nizamiyede bulunan kırmızı tişörtlü bir şahsın, “ben MİT'tenim diyerek halkı yönlendirmeye çalıştığını” beyan ediyor.
Aynı anda orada bulunan Osman Aydın, Bayram Meral, Mustafa Karakaya da benzer ifadeleri tekrarlıyor.

- Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'da o gece cep telefonu vardı ve Akar ile 04:00 sularında gizlice buluşmuştu.
Ünal darbeden bir gün önce MİT mensubu Sadık Üstün ile, 17 Temmuz’da da Gökhan Şahin Sönmezateş ile makamında görüşmüştür.

- İstihbaratçı Gökhan Ş. Sönmezateş: “Adil Öksüz MİT'in FETÖ içinde kullandığı çift taraflı ajan. Adil Öksüz FETÖ'cüdür ama Adil Öksüz MİT'in adamıdır. Ne zamandan beri? Bilmiyorum uzun zamandan beri. Neye göre söylüyorum? Belgelere göre söylüyorum, ne gördüysem onu konuşuyorum.”

Sönmezateş: "Halil İbrahim Yıldız, Emniyet İstihbaratın FETÖ içindeki denizci kanadındaki adamıdır.
Eğer cahillik yapıp bize Hakan Bıyık'ın ismini vermese o jandarma albayı, şerefsiz FETÖ'cüyü öğrenemeyecektik. Adam gizli kalacaktı, gizli gidecekti. Hakan Bıyık ise MİT'in adamı."

-Adil Öksüz SIR plakalı araçla 12 kez Ankara’ya gelmiş.

Ancak PTS (Plaka Tanıma Sistemi) görüntüsünü sadece jandarma tespit ediyor.

Ankara içinde bağlantılarını, "muhbirlik yaptığı kuruma" gidip gitmediğini gösterecek PTS-MOBESE görüntülerini Emniyet mahkemelere göndermiyor.

-Albay Remzi Albasan. Astsubaylıktan geçmiş, muhabereci, Hakan Fidan ile aynı devre.
Fidan’ın görevlendirmesi üzerine Genelkurmay Karargahı’na yerleştirildi.
Odası karargaha giren çıkanı tam görebilecek bir konuma ayarlandı.

Merhum Kur Alb Barış Avıalan: "Bir gün Hulusi Akar “o MİTçi albay (Remzi Albasan) ne yapıyor” dedi. Ben de çalışıyor komutanım dedim ve devam ettik.
Bu şu demek yani benim onun MİT'çi olup olmadığını anlayıp anlamadığımı sorguluyor."

https://twitter.com/LatifErkan6/status/1311409308236746753?s=20

Avıalan: "Albay Sadık Üstün, 23:17'de Korg. Yılmaz Uyar'ı arayarak, "darbenin başı Akın Öztürk" diyen kişi.

O akşam Zekai Aksakallı ile irtibat kurup, generalleri basınla görüştürüyor. Hulusi Akar KHO K. iken alay K. idi. Genelkurmay’a sık gelirdi. MİT'te daire başkanıydı.+

++sonra müsteşar yardımcısı oldu en son basından öğrendiğimiz kadarıyla şu an Avustralya'da tatil yapıyormuş.
2015 yılı. KK Krgh.daydım. Ömer Şevki Gençtürk tayin subayını çağırdı. Bu 2 albayı araştırın, dedi. Birini tanıyordum. "Hayırdır Komutanım niye araştırıyorsunuz" dedim.+

++Bana, "bunların dedi ismini Hakan Fidan vermiş. Büyük ihtimalle Genelkurmay'a sokacak birisini" dedi.

Bu iki adamdan biri Genelkurmay'da abidik gubidik bir kadroya atanmıştı. Remzi Albasan şuanda Akar’ın MSB’de özel adamı.++

++ Remzi Albasan bir gün bana,
- Barış ben Hakan Fidan’ın adamı değilim ama Davutoğlu'nun adamıyım. Ben hocacıyım.
- Peki Davutoğlu'na kim verdi senin ismini?
- E tamam, onu Hakan Fidan söylemiştir falan. dedi.+

++ Barış diyordu "bak kendine dikkat et çok ciddi şeyler olacak arada güme gidersin" falan türü böyle el altından tehditlerde de bulunuyordu.
Gerçekten çok şey biliyordu bu adam ve bizzat söylüyorum bakın Hakan Fidan'ın Genelkurmay'a soktuğu adamdır bu.+

++ Nerim Bitlislioğlu, 15 Temmuz'dan önce beni, "Senin mezarını kazdık, gömeceğiz, mezarının üzerine toprak atacak adam dahi bulamayacaksın" diye tehdit etmiştir, devre arkadaşlarım da şahittir.
15 Temmuz'dan önce biz böyle bir şey olacağını duyuyorduk o dinozor albaylardan+

++ Hatta "1 numaranın kellesini alacağız" cümlesini aynen duydum. 1 numara dedikleri Hulusi Akar. Hulusi Akar'ın kellesini alacağız diyorlardı.
Biz bunları yemek masasında konuşurlarken duyuyorduk ve bu Nerim Bitlisoğlu onların sözcüsüdür, onların en baş çıbandır."

15 Temmuz Saat 19:00:
“Akın Öztürk’ü mü alacaklar?”

Org. Akın Öztürk: "Başbakanlık görevlisi Murat Aydın eski havacı emekli Yarbay. Sürekli benim nerede olduğumu soruyor. MİT görevlisi emekli karacı albay Sadık Üstün’ün sırdaşı.

Ütğm Mehmet Akçara: "Genelkurmay’da birlikte görev yaptığımız Bayram Akpan ile nezarette karşılaştık. Çok pişman olduğunu, kendisini affetmemi, bana yapılan işkenceden dolayı 15 gün gözüne uyku girmediğini, işkence esnasında çok korktuğunu,+

++ adını sonradan öğrendiği OĞUZ TOZAK'ın kendisini MİT'çi olarak tanıttığını, kendisine Bylock listelerinde adının olduğunu söylediğini, hatta babasının üzerinde Bylock gözüktüğünü söylediğini, bu sebeple kendisine dikte edilen şeyi söylediğini belirtti.

https://twitter.com/LatifErkan6/status/1366926929002135555?s=20

Fırat Alakuş ifşa ediyor:
"Mustafa Fırat Çelik. Zekai Aksakallı'nın ayrılmasını müteakip tasfiye edilmiş ve emekli olmuştur. Halen MİT'te görevlidir. Aksakallı'nın en has adamıdır. Arkasındaki akıldır. Aksakallı'nın kafası çalışmaz, Fırat Çelik'in aklıyla idare eder.+

++"Astsb Mahir Eser, Z.Aksakallı tarafından koruma olarak komuta katına yerleştirilmiş. Darbeyi anlayınca Gnkur Bşk'nı kurtaracağına MİT'ten arkadaşını arıyor.
HTS kaydında çıkacağını bildiği için "koridorda bu astsubayı MİT'ten zannedip, MİT'e teyit ettirmeye çalıştım" diyor.+

++ Zekai Aksakallı ifadesinde; MİT’ten (E.Alb.) Kemal Eskintan tarafından sağlanan zırhlı araç ile kışlaya geldiğini belirtiyor.
Aksakallı'nın o gece senkronizasyonda gizlemeye, örtmeye çalıştığı hususlardan bir tanesi kışlaya geliş, infaz ve işkenceleri."drive.google.com/file/d/1TwN5pG…

Alb. Oğuz Yalçın: “(Kod Abdullah) Esad Özormancık birçok arkadaşını devreye sokarak aynen bana şunu söyledi:

100 kişilik isim listesi yaptım ve MİT'e verdim. Git Özcan Karacan ile konuş, eğer davayı geri çekmezse 100 kişilik daha isim listesini yaptım, bunu da vereceğim.”

Şimdilik bitti. Yoğun istek olursa devam ederim:))