Bugun izmir tarihinin yüz karası kubilay olayının yol dönümü.. bugun anmalar yapılacak ama kimse çıkıp demeyecek “1923-1930 arası izmirde o kadar çok komünist kırımı oldu ki, meydan şeriatçılara devlet eliyle bırakıldı”
Ve yine kimse anlatmayacak, menemen olayı patlayınca başka illerde de komunizme karşı el verilen nakşibendi şeyhlerinin idam edildiğini.. menemen olayı ile tamamen alakasız olsalar da sırf “bunlara da el verdik” dedikleri için idam etmişler insanları
Dahası menemen olayları sırasında istanbulda olan şeyh esad erbil’in erenköy’den alınıp çok yaşlı olduğu için yerine oğlu mehmet ali’nin idam cezası edildiğini de anlatmayacak..
27-38 yılları arası iç işleri bakanı olarak gazi paşa tarafından atanan şükrü kaya’nın tam bir nazi olduğunu, “tek millet tek dil tek din” şiarı ile bu menemendeki gibi çetelere göz yumduğunu da kimse anlatmayacak.. rejim o gün de bugun de menemen üzerinden kendi hatasını örtecek
Her türlü merkez dışı ideolojiden nefret eden türkçü şükrü kaya’nın menemenden sonra kendilerine eziyet etmesini anlayamayan islamcılar da kendisini buradan bokluyor.. derintarihten asagıdaki makale.. bu siyasal islamcılar böyle salaklıkların müptelası olmuşlar
Bu arada fun fact, saadettin erbil 1925’de doğuyor.. babası, dedesinin yerine idam edilirken cumhuriyet bize yetim bi saadettin erbil ve sevgisiz yetiştirilmiş bir tacizci yaratıyor.. nerden nereye geldi sosyalist kırımı dimi.. ya işte bu yüzden ya sosyalizm ya barbarlık diyoruz
o gün orada dükkanını açan ve ölmemek için şeriatçı çeteye "he he" diyen hayimoğlu jozef'i de asmışlar.. adam yahudi, şeriatçı ayaklanma nedeniyle idam etmişler. bakanlık menemen olayında o kadar sorumlu ki, telaşla alakalı alakasız herkesi kesmiş, herkesi avlaremoz.com/2016/12/23/men…
ilk tweette adı geçenlerden en meşhuru "cazım aktimur" olmuş.. işsiz şair hayri hakkında tek satır yokken, cazım bey, ilk nesil cumhuriyet sosyalistlerinin (izmirli) tanışı olmuş hep.. onun kavgasını aynı sokaklarda vermişiz bilmeden, umarım gurur duyuruyozdur kendimizle..
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
aile'ni reisi 66 yılında 20 yaşında istanbul'a geliyor. garsonluk çaycılık yaparken "ilim yayma cemiyeti" tarafından elinden tutuluyor. askeri darbe, son rum mallarına çökme, yeşil sermaye, adamın üzerinden büyüyor. haliyle bunu göstermek istiyorlar..
"kürt" falan diyorlar adama ama değil. birinci kendini tanımlama şekli "müslüman".. haliyle gayri müslimlerin sahibi olacağı bir servete "müslümanların" sahip olması 7 düvele gösterilmesi gereken bir şey. bir zamanlar ermeniler, rumlar yahudiler vardi artik harput holding var
milli ve manevi değerler dedikleri şey özellikle gayri müslim vakıflarının mallarına çöküp sermayeyi islamlaştırmaları. yüzlerce yıldır yaşadığımız buralarda demokrat parti ile birlikte kurulan bir cemiyetin, 100'ü aşkın okul yaptırtacak sermayeye kavuşmasında sıkıntı var.
İş bankasını kuran Cavid bey, aynı zamanda Ermeni soykırımının da kasası olmuş bir ittihatçı olduğu için Mustafa Kemal tarafından astırıldı. Suikastle zerre ilgisi yoktu. Ermeniler öldürse bugun bu reklamda kurucumuz olarak anılacaktı, şimdi esamesi okunmuyor.
Soykırımdaki payı nedeniyle 15 sene cezaya çarptırılır. Hapse girmemek için Talat ve Enver gibi kaçar. Talat ve Enver Ermenilerce öldürülünce 1922’de geri gelir. 1926’da öldürülür. Talat ve Enver kahraman olurken, Cavid, Nazım, Kemal’in adı silinir. Zira Ermeniler öldürmemiştir
Ne hikmetse Ermeni Soykırımının tüm ama tüm failleri 1926 itibari ile öldürülür. Ermenilerin Nemesis operasyonu ile öldürülenler kahraman olurken, Kemalist rejim tarafından astırılanlar suikastçi hainler olurler. Hrant Dink’ten önce bunu fark eden de olmamıştır.
Homeros zamanında gemilere de “at” “hippos” deniyormuş. Yani diyorlar ki akhalar bize gemi de hediye etmiş olabilir. Geminin içine saklanmışlar ve işgal etmiş olabilirler. Gemi hediye etmek de bi barış anlaşması ananesiymiş. Ki gemi yerine at da hediye ediyor olabilirler
Homeros zaten ilyada ın sonunda, odisede de kısaca bi yerde anlatıyor. Diyorlar böyle sıradışı bir hediye olsaydı şayet biraz daha ballandırırdı homeros. Bu arada hipopotam da nehit atı demek..
Truva atının direkt çıkış yeri, romalılara bir tarihsel çıkış arayan virgil’in “aeneid” kitabıymış. Bu kitaba göre zaten Roma’yı kuranlar truvan’dan kaçan Aeneas’ın torunları. Romalılar aslında Anadolulu fikri
Bir senede dört farklı ortama girdim, hepsinde haketmediğim bi düşmanlıkla karşılaştım. Dışardan gelene default olarak farklı ve soğuk davranılan bir toplumda mülteciler hakkında iyi bile düşünüyoruz.
Tanıdığınız - tanımadığınız gruplamasında, gruplara davranış şeklinizde bu kadar fark olmamalı arkadaşlar. Nezaket, yardımperverlik, hoşgörü, sempati sadece tanıdıklarınıza sunmanız gereken güç yüzükleri değil…
Yeni işe girdiğim bi yerde biri “neden tanışayım ki sonuçta iş arkadaşı gelip geçici” dedi. Hakikaten gelip geçici ce bu kabalığa ne gerek var? En hakiki dalyarak yarışması var da ona mı hazırlanıyoruz?
İngiltere kralının ne zaman taç giyeceği belli değilmiş. Bu vesile ile bizans kayzerlerinin taç giydiği omphalion’a baktım. Halıflex kaplamışlardır diye düşünüyordum böyleymiş. Burası yaklaşık 1000 sene dünyanın merkeziydi.
bizans basileus'u (kayzeri, sultanı) altın bi tahta otururmuş, patrik gelip giydirirmiş tacı, hadi dermiş allah yar ve yardımcın olsun... muhtemelen altın tahtı barbar italyanlar hüpletti. yok ortada koca taht... ben istanbul müzelerinden sorumlu olsam gün aşırı venedik'i ararım
darlaya darlaya taht olmasa bile atları geri alırım gibi geliyor ya.böyle bir inancım var.en sonunda "ya başımızın gözümüzün sadakası olsun allah da senin belanı versin" denilip,2 isuzu kamyonla venedik'e gideriz gibi. devlet bana yurt dışına açık bir telefon bir de 2 sene versin
aslında istiklal madalyası verme işi 3 kere düzenleniyor. 1926'dan sonra her isteyene verme noktasına geliyorlar. bu yüzden şeritlerinin rengi mühim . yeşil milletvekillerine, kırmızı cephede savaşanlara, beyaz her önüne gelene veriliyor.
mecliste aşırı sıkıcı toplantılarda madalya verilenler tek tek okunuyor. işgalde bergama'da hallaççılık yapan dedemin de ismini buldum buralarda... madalya nerede belli değil ama.
6.5 milyon erkek nufusu var 1927'de. 100binine istiklal madalyası vermişler.. beyaz kürdeleli madalyalardan, savaşı saklanarak geçiren ama sonra "ben sökede çok partizan iş yaptim" diye anlatan ama tek bir kaydı olmayan menderes'te de var. beyaz olduğu için takmayı çok sevmiyor