Fondaş medyanın yurt dışından Türkiye karşıtı yayınlar için aldığı rakamlar dudak uçuklattı.
Bianet, 140 Journos, Medyascope, Serbestiyet gibi medya kuruluşlarının aldığı paralar milyon dolarlarla ifade ediliyor.
AK Parti Hükümeti'ni eleştiren ve muhalefete destek veren haberleriyle bilinen 'Bianet' adlı internet sitesinin İsveç devletinden 2007-2021 yılları arasında toplam 8 milyon 106 bin 773 dolar fonlandığı belirlendi.
ABD merkezli Chrest Foundation Vakfı da; Bianet'e 2006 yılında 24 bin 17 dolar hibede bulundu.
İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı, Bianet adlı internet sitesini 2019 ve 2020 yılları arasında 1 milyon 427 bin 733 dolar fonladı.
Bianet’i sivil toplum örgütü olarak gören Ajans, Bianet yöneticilerine 2019 yılında 613 bin 374 dolar ve 2020 yılında 814 bin 359 dolar hibede bulunduğu öğrenildi.
📌İsveç devletinin Bianet adlı internet sitesine verdiği hibeler yıllara göre şöyle:
•2007: 221 bin 976 dolar
•2008: 269 bin 473 dolar
•2009: 340 bin 662 dolar
•2010: 435 bin 284 dolar
•2011: 493 bin 127 dolar
•2012: 443 bin 203 dolar
•2013: 4 bin 161 dolar
•2015: 956 bin 189 dolar
•2016: 593 bin 302 dolar
•2017: 977 bin 208 dolar
•2018: 320 bin 353 dolar
•2019: 613 bin 374 dolar
•2020: 814 bin 359 dolar
•2020: 51 bin 962 dolar
•2021: 434 bin 325 dolar
Ruşen Çakır'ın sahibi olduğu Medyascope adlı internet sitesi Amerika, Norveç ve İsveç tarafından fonlandı
Medyascope'nin ABD merkezli Chrest Foundation Vakfı'ndan 477 bin 58 dolar,
Norveç Dışişleri Bakanlığı'ndan ise 582 bin Norveç Kronu hibe desteği aldığı öğrenildi.
Medyascope adlı internet sitesinin 2017 yılında İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı'ndan 59 bin 289 dolar hibe aldığı belirlendi.
Medyascope'un söz konusu fonu, sivil toplum örgütü olarak aldığı ifade edildi.
Amerika ve İsveç'in; Hasan Cemal'in sahibi olduğu Bağımsız Gazetecilik Platformu P24'ü fonlandığı bildirildi.
ABD merkezli Chrest Foundation Vakfı, P24'e 124 bin 15 dolar fon sağladı.
İsveç İstanbul Başkonsolosluğu Türk-İsveç Kalkınma İşbirliği Şubesi de; P24'ü fonlandığı ve söz konusu siteye 2015 yılında 63 bin 4 dolar hibe verdiği öğrenildi. İsveç, söz konusu hibeyi P24'e sivil toplum örgütü olarak verdi.
ABD’li Chrest Foundation vakfının fonladığı bazı kuruşlar ise şöyle;
•HRANT DİNK VAKFI: 1 milyon 47 bin 823 dolar
•ANADOLU KÜLTÜR: 464 bin 903 dolar
•HAFIZA MERKEZİ: 389 bin 422 dolar
•Türkiye Ekonomi ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV): 133 bin 277 dolar
•140 JOURNOS: 60 bin dolar
•SERBESTİYET: 49 bin 995 dolar
İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı’nın 2021 yılında fonladığı kuruluşlar;
•Türkiye İnsan Hakları Vakfı: 793 bin dolar
•Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı: 597 bin dolar
•Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği: 553 bin dolar
•Anne Çocuk Eğitim Vakfı: 347 bin dolar
•Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER): 157 bin dolar
•KAMER Vakfı: 542 bin dolar
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Dünya servetinin yarısına sahip olan ailenin reisi olan Jacob Rothschild, “İsrail’i benim ailem yarattı.” demiş; İsrail’in kuruluşu için “Buna ulaşmak 3 bin yıl sürdü.” sözlerini sarf etmiştir.
Antony Blinken
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, İsrail Gazze’yi katlederken İsrail’e gidip “Bugün sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım.” açıklaması yaparak diplomatik temayüllerin tamamen dışında bir tarafgirlik sergiledi.
Sinema dünyası ve özellikle Hollywood’un üzerindeki Yahudi lobilerinin tahakkümü, Meksikalı aktris Melissa Barrera’nın İsrail’i eleştirdiği için başrolünü oynadığı “Çığlık 7” filminin kadrosundan kovulmasıyla tekrar gündeme geldi.
Barrera’nın başına gelen bu olay ilk değildi.
Hollywood’un bir Siyonist algı mekanizması olarak kullanıldığı, aslında yıllardır bilinen bir gerçek.
#StandAgainstCensorship
Hollywood'un Kuruluşu ve Yahudi Topluluğunun Rolü
Sinemanın kurucuları, 22 Mart 1895’te halka açık ilk sinema gösterimlerini Paris’te yapan Fransız Lumiere Kardeşler oldu.
Sinema Fransa’da icat olsa da ABD’de büyüdü gelişti.
Avrupa sineması ABD sineması ile birlikte ilk dönemde gelişse de 1. ve 2. Dünya Savaşlarının oluşturduğu yıkım ve kaçıştan dolayı birçok alanda olduğu gibi sinema alanında da merkez ABD oldu.
ABD’de sinema faaliyetleri başlangıçta New York’ta yoğunlaşsa da çok kısa bir sürede Hollywood sinemanın merkezi haline geldi.
Özellikle, 1. ve 2. Dünya Savaşı arasında Hollywood, diğer bir değişle Amerikan Film Endüstrisi kurumsal olarak olgunlaştı.
#StandAgainstCensorship
Yahudi Temsili, Etkisi ve Ödüller
Peki Hollywood’u yani ABD film endüstrisini kuran şirketler ve yöneticilerini hiç merak ettiniz mi?
Gelin bazı önemli isimlere beraber bakalım.
Yahudiliği ile gurur duyan Joel Stein, Aralık 2008’de Los Angeles Times’ta yayınlanan yazısında bu isimleri şöyle sıralıyor:
- Walt Disney’in İcra Başkanı Robert Iger, (Walt’un kendisi Yahudi karşıtıydı ama sektör şirketini tam bir Siyonist yapılanmaya dönüştürdü.)
- Sony Pictures Başkanı Michael Lynton bir Alman Yahudisi.
- Warner Bros Başkanı Barry Meyer.
- Paramount Pictures Başkanı Brad Grey.
Amcası İsrail’in ilk başbakanı olan CBS’nin İcra Kurulu Başkanı Les Moonves. (Taciz iddialarıyla istifa etmek zorunda kaldı)
News Corporation Yöneticisi Peter Chernin.
MGM Başkanı Harry Sloan.
NBC Universal İcra Başkanı Jeff Zucker da yine koyu bir Yahudi.
Günümüz küresel ekonomik-siyasi sistemi, Yahudi Lobisi’nin sermaye gruplarının ağır etkisi altında.
Yahudi Lobisi, dünya çapında siyasal ve finansal güce sahip.
Peki Yahudilerin bu güçleri nereden gelmektedir?
ABD gibi bir gücü nasıl kendi devletleri gibi kullanabiliyorlar?
En güçlü Yahudi aileleri hangileri?
ABD’deki Yahudi Gücü
“Eğer Yahudi olsaydım, Siyonist olurdum.“ Bu sözler, şu anki ABD Başkanı Joe Biden’a ait.
Aynı Biden, 1986 yılında da şunları söylemişti: “Eğer İsrail diye bir devlet olmasaydı, ABD bölgedeki çıkarlarını gözetmek için bir İsrail icat ederdi“.
Tek başına bu açıklamalar dahi Yahudilerle ABD’nin ne denli iç içe geçtiğini göstermektedir.
Yahudiler, 7 milyonluk nüfusları ile ABD’nin %3’lük bir bölümünü oluşturuyor.
Lakin etki alanları bunun çok çok üstünde.
Yahudiler, esas olarak ekonomik güçleri ABD politikalarına doğrudan yön veriyor.
Seçimlerde adaylara yapılan yüklü para desteği ve medya gücü ile parlatılması, Yahudiler eliyle gerçekleştiriliyor.
Washington Post, “Demokrat başkan adaylarının sırtlarını, paranın %60'ını karşılayan Yahudilere dayadıklarını” söylemiştir.
ABD Eski Başkanı Kennedy, “Amerikan Yahudilerinin oyları sayesinde seçildiğim biliyorum. Seçilmemi onlara borçluyum. Yahudi halkı için ne yapabileceğimi bana söyleyin.” demiştir.
İsrail, 1976'dan beri ABD’den yıllık doğrudan en fazla ekonomik ve askeri yardım alan ülkedir.
Ekim 2023 itibariyle ABD, İsrail’e yardım ve askeri finansman kapsamında toplam 158 milyar dolar vermiştir.
ABD, İsrail’e her yıl ortalama 3 milyar dolar vermektedir.
ABD’nin 2023’te İsrail’e askeri finansman için ayırdığı toplam tutar, 3,8 milyar dolardır.
Yahudi kökenli Amerikalılar, ABD dış politikasını belirleyecek bir örgütler silsilesi oluşturmuşlardır.
Bunlardan en iyi bilineni ve en güçlüsü Amerikan-İsrail Kamu İşleri Komitesi’dir (AIPAC).
1951’de Washington merkezli olarak kurulan AIPAC’in ilk adı Amerikan Siyonist Konseyi’ydi.
1959’da ismi AIPAC olarak değiştirilen teşkilatın amacı, kısaca “ABD ve İsrail’in güvenliğini artıracak şekilde ABD-İsrail ilişkisini güçlendiren ve genişleten politikaları desteklemek” olarak ifade edilmektedir.
AIPAC, Temsilciler Meclisinde ve Senatoda İsrail’i ilgilendiren konularda kimin nasıl oy verdiğini yakından izlemek ve resmi web sitesinde ilân etmek suretiyle siyasetçilere yapılan bağışları yönlendirmektedir.
AIPAC eski kurmay üyelerinden Douglas Bloomfeld, “AIPAC'in yasama çalışmalarına çağrıldığından, tavsiye verdiğinden ve oyları belirleme gücünden” bahsetmektedir.
Eski bir Demokrat Senatör olan Ernest Hollings, "Burada AIPAC'in öngördüğü dışında İsrail politikamız olamaz." itirafında bulunmuştur.
American Jewish Committee (AJC) ise, 1830’lu yıllarda Amerika’ya göçmüş “Alman Yahudileri” tarafından 1906’da kurulmuştur.
AJC’nin amaçları ise; ABD kamuoyunda İsrail farkındalığı oluşturmak, ABD’de yaşayan Yahudilerin kimliklerinin korunmasına destek olmak, her türlü hak ihlali karşısında Yahudilerin haklarını savunmaktır.
İsrail'in savunucuları, üzerlerine çok gelindiğinde, İsrail'i eleştirmenin “yeni bir anti-semitist dalga” olduğunu iddia etmektedirler.
Bir başka deyişle Yahudi lobilerine göre herkes, İsrail'i eleştiren herkes birer anti-semitisttir.
Yahudi lobilerinin etkisiyle İsrail’i uzun yıllardır koşulsuz destekleyen ABD, İsrail'in işgal ettiği topraklarda yayılmasını sağlamıştır.
ABD, İsrail’in Filistinlilere yönelik işgal ve katliamlarını suç ortağıdır.
ABD, nükleer silahlanmanın kısıtlanmasına yönelik girişimlerde bulunmakta ama İsrail'in nükleer cephanesine göz yummaktadır.
Tayyip Erdoğan Türkiye'de sayısı artık on binlerle ifade edilen hizmetler gerçekleştirdi.
Ancak bir de Tayyip Erdoğan döneminde Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen bazı şeyler var. Bu ilk defa yapılan hizmetlerin sayısıysa binlerle ifade ediliyor. Biz de şöyle bir şey yaptık… twitter.com/i/web/status/1…
Ders kitapları 2003-2004 eğitim yılından itibaren ücretsiz dağıtılmaya başlandı
Kapakta "Demokrasiyi kurtarın", "Oy verin", "Erdoğan gitmeli" gibi ifadeler kullanıldı
The Economist’in Başkan Erdoğan’ı ve Türkiye’yi hedef alması ilk değil
Haziran 2013: The Economist “Demokrat Mı Sultan Mı?” başlığını kapaktan atarken Erdoğan’ı elinde gaz maskesi tutan bir Sultan olarak çizmişti. Gezi Ayaklanmasına değinen Economist Erdoğan’ı otokrasi ile… twitter.com/i/web/status/1…
Temmuz 2016: 15 temmuz darbe girişiminden hemen sonra The Economist bu defa “Erdoğan’ın İntikamı” başlığı ile çıktı. Makale içeriğinde “Türklerin canı ile savunduğu demokrasiyi Erdoğan’ın yok ettiği” ithamında bulundu.