ABD, Estonya, Hollanda gibi ülkelerde şirket kurup bu ortamlarda 𝙖𝙢𝙖 𝙗𝙞𝙯 𝙪𝙡𝙠𝙚𝙮𝙚 𝙙𝙤𝙫𝙞𝙯 𝙜𝙞𝙧𝙙𝙞𝙨𝙞 𝙨𝙖𝙜𝙡𝙞𝙮𝙤𝙧𝙪𝙯 diye #bullshit çeken 𝙢𝙚𝙢𝙡𝙚𝙠𝙚𝙩 𝙨𝙚𝙫𝙙𝙖𝙡𝙞𝙡𝙖𝙧𝙞𝙣𝙖 güzel bir haber vermek isterim🧵
%85+ yurt dışı kaynaklı uygulama içi satışlardan gelir elde eden bir şirketiniz varsa (reklam geliri kabul edilmiyor) ihtisas serbest bölgelerinde bir şube kurarak özellikle vergisel anlamda Ticaret Bakanlığı’nın sunduğu çok önemli teşviklerden faydalanabiliyorsunuz.
Üniversitelerin Teknopark’larındaki gibi AR-GE projeleri geliştirerek bir kurula onaylatma zorunluluğu yok. Her gün gidip kart basma derdi de olmadığından çok daha ayrıcalıklı bir seçenek.
Eğer mevcut şirketiniz ile son 3 yılda $2.250K ciro elde ettiyseniz başvurabiliyorsunuz. Yeni bir şirket/şube kuracaksanız o da mümkün ancak gelecek 3 yılda $3M+ brüt yurt dışı geliri taahhüdünde bulunmanız gerekmekte.
Onay aldığınız takdirde teşviklerden 3 yıl süreyle koşulsuz faydalanabilirsiniz, 3. yıl sonunda $3M taahhüdünüzü yerine getirmeyi başarırsanız ruhsat süreniz +17 yıl daha uzatılarak toplamda 20 yıl oluyor.
𝙐𝙡𝙠𝙚𝙮𝙚 𝙜𝙚𝙧𝙘𝙚𝙠𝙩𝙚𝙣 𝙙𝙤𝙫𝙞𝙯 𝙜𝙞𝙧𝙙𝙞𝙨𝙞 sağladığınız için güzel imkanlar tanınmış:
- Kurumlar vergisi: 0
- Gelir vergisi: 0
- KDV: 0
- Diğer bazı alanlarda ekstra avantajlar da söz konusu.
$400K reklam ve tanıtım, $200K pazara giriş, $100K store komisyon giderleri, $400K raporlama ve danışmanlık, $50K uygulama geliştirme, $120K yurt dışı şubeler için yapılan harcamaların geri ödemelerini -ayrıca- teşvik olarak almak mümkün.
Ticaret Bakanlığı’nın TCMB hesabına $5K USD başvuru bedeli yatırıyorsunuz. Seçtiğiniz ofisin metrekaresine göre de dolar bazında bir kira ödemeniz gerekmekte. 4 kişilik bir şirketin ilk 3 yılı için ~$20-25K olarak düşünebilirsiniz.
Başvurunuz onaylanmazsa $5K iade ediliyor.
Bir noktada yanlış anlaşılmak istemem, daha önceki bazı girişimlerimde ben de multi-national yapılanmalar kurdum. Non-US satış yapan SaaS şirketleri için US-based bir kurgunun da şüphesiz farklı avantajları var.
Ancak!
Sadece giderleri karşılayacak kadar parayı ülkeye sokup 𝙗𝙞𝙯 𝙙𝙤𝙫𝙞𝙯 𝙜𝙞𝙧𝙙𝙞𝙨𝙞 𝙨𝙖𝙜𝙡𝙞𝙮𝙤𝙧𝙪𝙯 diye şov yapmanın da bir anlamı yok.
Bu spesifiğe uygun iş modelleri için US, Estonia, vb. ile uğraşmanıza da gerek yok. Türkiye net olarak daha avantajlı.
֍EternityApps (@EternityAppsCO) olarak biz profesyonel bir ekiple çalışmayı tercih ettik.
Pek bilinmeyen bir model olduğu için genel hatlarıyla paylaşmak istedim.
Sorulara muhtemelen layığıyla cevap veremeyeceğim ancak hakim olduğum çerçevede DM üzerinden destek olabilirim.
Sevgiler.
Buraya ufak bir ekleme:
3 yılda 2.250.000 USD ise direkt 20 yıllık ruhsata başvuruluyor, eğer yoksa gelecek 3 yılda 3.000.000 taahhüt ile 3 yıl + 17 yıl şeklinde başvuru yapılıyor.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
[SONRADAN EKLEME]
Tatlı bir tesadüf olarak paylaşımı yapmamdan sadece bir kaç dakika önce Escrow onayı da geldi ve artık geriye sadece ödemenin hesaba geçmesi kaldı 🤗
[DEVAMKEEE]
"Cool story bro" diyecek olanlar için eminim 3 yıllık bu hikayeye şahitlik eden saygın dostlarımın mesajları tatminkâr olacaktır.
"Ne kadar vergi ödedin" diye trollük eden olursa da ağzına kürekle vururum lakin ֍𝐄𝐭𝐞𝐫𝐧𝐢𝐭𝐲𝐀𝐩𝐩𝐬 bir serbest bölge şirketi ve Ticaret Bakanlığı'nın sunduğu teşviklerle ilgili en çok etkileşim alan paylaşımlardan birisi de bana ait.
Sıfır vergi avantajına rağmen 6 şubat depremleri sonrası yıllık toplam ciro üzerinden getirilen %10 vergimi de son kuruşuna kadar ödedim, rahat olun! 🙏
Bu hafta ֍𝐄𝐭𝐞𝐫𝐧𝐢𝐭𝐲𝐈𝐧𝐯𝐞𝐬𝐭𝐦𝐞𝐧𝐭𝐬 markasıyla Türkiye’de girişim-yatırım ekosisteminde sosyal etkiye sahip harika bir şirkete ilk yatırımımı yaptım ❤️
Bu vesileyle 𝟏𝐩𝐞𝐫𝐜𝐞𝐧𝐭 ve 𝟓𝐩𝐞𝐫𝐜𝐞𝐧𝐭 vizyonu hakkında bazı detayları paylaşmak istiyorum 🧶
Öncelikle Türkiye’deki yatırımcı yaklaşımını asla beğenmiyorum ve hatta kendi geçmiş deneyimlerim çerçevesinde uzun zamandır eleştiriyorum.
Yatırımcı titrinin içinden geçecek şekilde davranıp, gerçekten parası olup olmadığı dahi şüpheli pek çok ünlü yatırımcı gördük çok şükür..
Yatırım yaptığı şirketteki kurucu ortakları birbirine düşürüp şirkete çökmek isteyen mi ararsın, mentörlük seansında çocuklar %70’ini bana verin uçalım diyen mi ya da sunum yaparken karşımızda sütlaç yiyen mi?
Hepsi var ama girişim ekosisteminin ihtiyacı olan şey bu değil.
This champagne is for a strong-willed dream house that I first dreamed of 14 years ago. Strange but it came true last week just within 5 months of intensive progress, let me tell you HOW?
I met the Internet at home in 1999.
I was then 15, now I kicked 38.
My first computer wasn't strong enough to run video games, so I focused on web design, published my first website in the first month and the story began…
I discovered that the online world was so productive.
Couldn't even remember how I dare but I believed in a dream that was clearly perceived as “stupid” by most of the others around.
It was about the internet which could give me a shortcut for the life at any time in the future.
Bir çok popüler kelimede organik olarak #1. sırada olan uygulamamız için 8-13 Nisan tarihleri arasında Google Ads üzerinden reklam açmayı denedim.
Gelin rakamlara birlikte bakalım 🧵
Bizim uygulamanın trafik çekebileceği iki ana keyword bloğu var. Bunları A ve B olarak ifade edeceğim. A grubunda bir çok keyword için zaten #1. sırada çıkıyoruz.
B grubunda ise çok uzun yıllardır markette olan köklü bir uygulama ile rekabet söz konusu olduğundan #7-8 civarında kalıyoruz ve bu sayede aslında nereye oynamak gerektiğini de çok iyi biliyorum.
Yani istediğim kelimeleri hedefleyebilirsem ciroyu ikiye katlamak çok kolay.
Rocket science olmadığının farkındayım ancak 𝙞𝙣𝙨𝙩𝙖𝙡𝙡𝙖𝙩𝙞𝙤𝙣𝙨 𝙗𝙮 𝙘𝙤𝙪𝙣𝙩𝙧𝙞𝙚𝙨 vs 𝙨𝙖𝙡𝙚𝙨 𝙗𝙮 𝙘𝙤𝙪𝙣𝙩𝙧𝙞𝙚𝙨 metrikleri arasındaki korelasyonu analiz ederek mobil uygulamanız için en değerli ülkeler verisine ulaşmış olursunuz. (Country Tiers)
Bu analiz sayesinde örneğin üst gelir grubunda olup, sizin uygulamanız için 2. kategoride yer alan bölgelere yönelik ürün geliştirme ve fiyatlama stratejilerinizi gözden geçirebilirsiniz. (Bold olanlar en çok indirmeyi aldığımız ülkeler)
#MobilePublishing işinde çoklu dil desteği sunmak her zaman olumlu sonuç vermeyebilir. Örneğin bu tabloda Tier 1 görünen bazı ülkeler ingilizce dilinde yetersiz olsa da ödeme yapıp geçiyor. Tier 2 olanların bazıları ise kendi dilinde olmayan uygulamaları tercih etmiyor.
Gözardı etmeniz gereken veriler ise şunlar:
Retention & Churn Rates.
Biraz daha açayım..
Biz şimdiye dek hiç paid marketing yapmadık.
Bu projeyi en başında gelir amacı olmadan geliştirdiğimiz için de klasik bir publisher gibi top-keywordlerden çekinip ikincil pazarın büyük oyuncusu olmayı hedeflememiş olduk.
Doğrusu bu bilinçli bir tercih değildi -çünkü gelir odaklı değildik- fakat bilinçli hareket etmemek bizi bir şekilde top-keyword’lerde en üst sıraya taşımış oldu.
Bir nevi öğrenilmiş çaresizlik içerisinde olmamak başarılı bir sonuç verdi diyebiliriz.