Çayınızı alıp gelin; Bugün sizlere ülkemizde çay nasıl üretilmeye başlandı, Çaykur nasıl kuruldu ve Çaykur 4 yılda 2 milyar liralık zararı nasıl başardığını anlatacağım. Image
Türkiye yıllık kişi başına çay tüketimi konusunda 3,5 kilogram ile dünyada birinci sırada, çay üretimi konusunda 260 bin ton ile beşinci yer almaktadır.
Hepinizin bildiği gibi ülkemizde sabah kahvaltıda, molada, öğle yemeğinden sonra, akşam yemeğinden sonra hatta her boşlukta her fırsatta çay içiliyor. Yeri geliyor sudan çok çay içiliyor...
Fakat Türkiye'nin bu köklü şirketi tüm bu üretime ve tüketime rağmen milyonlarca lira zarar ediyor, nasıl mı? Önce Çaykur'un nasıl kurulduğunu ve çayın ülkemizdeki tarihini anlatayım
1. Dünya savaşı sırasında 1914 ve 1918 yılları arasında topraklarımızda çay kıtlığı yaşanıyor ve insanlar çay ihtiyaçlarını karşılamak için buldukları bitki yapraklarını kaynatıp içiyorlar.
Bu tarihlerle alakalı 2. önemli hususta 1917 yılında Ekim Devriminin olması ve Rusya'nın savaştan çekilmesi sonucu Kars, Ardahan, Artvin, Batum ve Rize'nin işgalden kurtulmasıdır. Neden mi?
Bölge işgalden kurtulup rahatlayınca bu bölgenin zirai açıdan incelenmesi için ekip gönderiliyor. Savaş devam etseydi ekip bu bölgelerde zirai inceleme yapamazdı.
İnceleme yapmaya giden ekibin ortaya koyduğu raporda özetle Doğu Karadeniz bölgesi Batum'a benzeyen ekolojiye sahip, dolayısıyla bu bölge çay ürünlerinin yetiştirilmesi için uygun bir bölge.
Bu konu Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığı açısından önemli bir husus olduğu için İktisat Bakanlığına (şu anki Ekonomi Bakanlığına) bildiriliyor.
Raporun Adı: Şimâl-i Şarkî Anadolu ve Kafkasya’da Tedkîkât-i Zirâ’iyye (inceleyebilirsiniz)
Bu rapor tarihimizde çay üretimi için atılan ilk adım olduğunu söyleyebiliriz. Raporu hazırlayan kişi de Profesör Doktor Ali Rıza Erten'dir. Çay içmemize sebep olan her bardakta adını bilmesek de hatrı olan kişidir...
Dünya savaşı sonrasında Karadeniz Bölgesinde ekonomik anlamda hareketlilik sağlanması ve göçün önlenmesi için iş fırsatı oluşturulmaya çalışılıyor.
Bu raporla birlikte Rize ve çevresinde fındık, narenciye ve çay yetiştirilmesine karar veriliyor. Böylece çay tarımı için ilk yasal çerçeve çizilmiş oluyor. Bundan sonra çay üretimini koordine eden kişi ''çayın babası'' olarak bilinen Ziraatçi Zihni Derin.
Zihni Derin 14 yıl süren çalışmalar neticesinde Batum'dan ülkemize çay tohumu ithal etmeye başlıyor. 1937 yılında 20 ton tohum ithal edilmiş. 1938 yılında ilk yaş çay yaprağı hasatı ve kuru çay üretimi yapılmış.
1939 yılında 30 ton, 1940 yılında da 40 ton daha çay tohumu ithalatı yapılıyor. Bu çalışmaların neticesinde çay bahçesi tesisi için çalışmalar başlıyor.
Az önce bahsettiğim bu bölgede iş fırsatı yaratabilmek için devlet de çayla alakalı tüm girişimleri destekliyor. 3788 sayılı çay kanunu ile birlikte çay bahçesi kurmak isteyenler ruhsat alarak çay bahçesi açabiliyor.
Dolayısıyla devlet kanunlarla çay bahçelerinin yaygınlaşmasını ve çay tarımının artmasını destekliyor.
Şimdi çayı ürettik, gelelim fabrika kısmına, yani yaş çayı kuru çaya çevirmeye... 1947 yılında Rize'nin Fener mahallesinde Çay Fabrikası açılıyor. Günlük çay üretimi kapasitesi 60 ton olan bu fabrika Türkiye'nin ilk çay fabrikası olarak tarihe geçiyor.
1938 ve 1948 yılları arasında Devlet Ziraat İşletmeleri çayla alakalı süreçleri yürütüyor. 1949 ve 1973 yılları arasındaysa Tekel Genel Müdürlüğü ve Tarım Bakanlığı süreci yönetiyor.
1963 yılına kadar ülkedeki çay ihtiyacı ithalatla dışarıdan karşılanıyor, fabrikalar kurulmaya başladığından beri iç talebi karşılamaya yeterli oluyor.
İlk çay fabrikasından 26 yıl sonra Türkiye'deki fabrika sayısı 36'ya çıkıyor. 1985 yılında 45 fabrikaya ulaşıyoruz. 1971 yılında çay kurumu kanunu yürürlüğe giriyor. Böylece çayın topraktan satımına kadar tüm süreçler Çay Kurumu Genel Müdürlüğünce yürütülüyor.
Çaykur'un özelliği şu; tüzel kişiliğe sahip faaliyetlerini özerk şekilde yürütüyor. İktisadi Devlet Kuruluşu statüsünde ve 1973 yılında faaliyetlerine başlıyor.
1982 yılında 2929 sayılı yeni kanunla beraber Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çay Kur) adıyla faaliyetlerine devam ediyor. 1984 yılında bu kez 3092 sayılı kanun bizi karşılıyor. Bu kanunla beraber artık çay tarımının yapılması serbest hale geliyor.
Buraya kadar çayın ülkemizdeki tarihini ve Çaykur'un kuruluşunu anlattım. Şimdi de kaynaklardan bulabildiğim kadarıyla verilerle Çaykur'un zarar edip etmediğine beraber bakalım.
Çaykur'un kendi sitesinde bulduğum yıllık faaliyet raporlarını inceleyip, zarar değerlerini excel dosyası yapıp tablo oluşturdum.
Kaynak: caykur.gov.tr/Pages/Yayinlar…
Basit tablomda solda yılları, sağda ise kırmızılar seneyi ne kadar zararla kapattığını, yeşiller de seneyi ne kadar kârla kapattığını gösteriyor Image
2017-2018-2019 ve 2020 yılları toplamında 4 senede Çaykur'un zararı 2.107.168.000 TL. Okunuşu iki milyar yüz yedi milyon yüz altmış sekiz bin Türk Lirası...
2017 yılının Çaykur için önemi: Türkiye Varlık Fonuna devredilmişti. Bu fona devredilmesinden sonra zararın sebebi merak uyandırdı değil mi? devam edelim anlatmaya.
Çaykur Genel Müdür Vekili Yusuf Ziya Alim Bloomberg HT'nin bir yayınına katılmıştı. Kendisine Çaykur'un zararıyla ilgili bazı sorular yöneltildi ve bu yayında özetle Çaykur'un zarar etmesinin ana sebebinin "kredi faizleri" olduğunu söylemişti.
Diyor ki ''Biz çiftçiden yaş çay alımı yaptığımızda çiftçinin teri soğumadan ödemesini yapıyoruz, fakat şirketin öz sermayesi yeterli değil bu noktada da dış kaynağa ihtiyacımız oluyor ve bankadan kredi alıyoruz. Kredi faizleri çok yüksek %30 %34 faizle kredi alıyoruz.''
Bu konuşmanın yapıldığı dönemde kredi faizlerinin %17 18'lere düştüğünü söylüyor ama yine de çok yüksek oranlar olduğunu dile getiriyor kendisi.
Bu durumdan kurtulmak için de 1 1.5 milyar liralık sermaye artışının gerekli olduğunu söylüyor Hazine ve Varlık Fonuna başvurduklarını henüz sonuç alamadıklarını da yayında konuşmasına ekliyor.
Bu ifadelerle çiftçinin yanında olunduğunu ve memnuniyetinin sağlanması için çalışılıyor gibi düşünebilirsiniz fakat çiftçi tarafına bakarsak da durum öyle değil...
Özellikle üretim maliyetinin yükselmesi tabiki sadece çay üreticilerinin değil tüm çiftçilerin en temel problemlerinden bir tanesi. Çay üreticisi de kilosu 3,87 liradan destekle birlikte 4 liraya çıkan yaş çayın alımı konusunda da dertliler.
Bu arada çiftçiler ürettikleri çayın sadece 3 te 1'ini Çaykur'a satabiliyormuş ve geriye kalanı özel sektöre satmak zorunda kalıyorlarmış. Buradaki sorun da şu; özel sektör devletin belirlediği fiyattan daha da düşüğe satın alıyor... İster sat, ister satma zarar et misali...
Dönüm başına 14-15 kg gibi bir sınır sözkonusuymuş. Anlayacağınız çiftçiye bir nevi üretme diyorlar.
Aynı zamanda özel sektöre mahküm edilen çiftçi "özel sektörün çayı devletin belirlediği fiyattan alması tüm sorunu çözecek 20 yıldır bu böyle" diyerek isyan ediyor.
Günümüzde Çaykur'un 46 yaş çay işleme fabrikası 1 çay paketleme fabrikası var, günde 995 ton yaş çay işleme kapasitesine sahip ve 12.541 çalışanı var.
Yurtiçi kuru çay pazarında da pazar payı %45 50 seviyelerinde fakat maalesef okuduğunuz gibi genel durum tüm paydaşlar açısından tatmin edici değil.
Hem üretiyoruz, hem satıyoruz hem de çok içiyoruz fakat dışardan müthiş görünen bu çevrime karşın maalesef ciddi zararlar söz konusu.
Üreticilerin yaşadığı bu memnuniyetsizlik, emeklerinin karşılığını alamaması ve artan maliyetler tabiki tüketici olarak uzun vadede bizleri de etkiliyor.
-2.107.168.000 TL 😢 vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim bir başka flood'da görüşmek üzere.
Analizlerim için telegram kanalıma abone olabilirsiniz. t.me/dunyadanfinans

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Ekonomi Dünyası

Ekonomi Dünyası Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @dunyadanfinans

Mar 20
COLA TURKA NASIL PİYASADAN KAYBOLDU? FLOOD BAŞLIYOR.. Image
1-) Cola Turka, Yıldız Holding A.Ş. firması tarafından 25 Haziran 2003 tarihinde piyasaya sürülen kola türü gazlı içecek. Sakarya'nın Akyazı ilçesinde, Yıldız Holding'e bağlı Della Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından üretilmiştir.
2-) Cola Turka markasıyla kola pazarına giren Ülker, tanıtım, pazara giriş ve ürünü tutundurma çalışmalarında agresif bir reklam kampanyasıyla rekabetçi fiyat uygulamasını, yerli ve milli olma unsuruyla birleştirdi ve kısa zamanda hızlı bir ivme aldı.
Read 36 tweets
Mar 18
İki Kardeşin Anlaşmazlığından Doğan İki Dev Marka: Adidas ve Puma'nın Hikayesi.. Flood başlıyor Image
1-) İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesindeki yıllarda Almanya’nın Herzogenaurach şehrinde Adolf Dassler ve Rudolf Dassler adında iki kardeş yaşamaktaydı. Image
2-) Bu kardeşler ayakkabı yapıp satmak için kendilerine bir atölye açmışlardı ve ismini de Gebrüder Dassler Ohg koymuşlardı. Bu firma genelde atletizimcilere hitap eden modeller yapıyor ve yaptığı ayakkabılar da oldukça kaliteli oluyordu. Image
Read 20 tweets
Mar 16
Siz sadece elinizdeki kağıtların para olduğuna inandırıldınız ama değil,
Dünyada 1971 yılından beri para kullanılmıyor.. Nasıl mı? Buyrun flooda..
1-) Para sadece altın ve gümüştür. Tarih boyunca da hep böyle olmuştur. Binlerce yıl.
Bugün devam eden kağıt para sisteminin ise ilk temelleri 1789’daki Fransız ihtilalinden sonra, endüstri devrimi ile atıldı.

Yeni başlayan bu çağa Aydınlanma Çağı dendi.
2-) İlk zamanlarda her şey güzeldi. Kıymetli metallere karşılık gelen çekler bankalar tarafından, gerçek para (altın/gümüş) sahiplerine veriliyordu.

Ve bu kağıtlar gerçek bir değeri ifade ediyordu.
Bunu şöyle bir örnekle anlatmaya çalışalım..
Read 25 tweets
Mar 14
Bugün sizlere Çiftlik bank dolandırıcılığını ve ponzi sisteminin nasıl işlediğini anlatacağım. Image
1-) Öncelikle ponzi sistemden bahsedeyim, ilk ponzi sistemi Charles Ponzi tarafından 1920 yılında gerçekleştirildi. 1982 yılında İtalya'da doğan Charles Ponzi zengin olmayı kafaya takıyor ve bu sistemi geliştiriyor. Image
2-) Yaklaşık 100 yıldır Charles Ponzi'nin kurduğu bu sistem günümüzde hâlâ devam etmektedir.
Read 19 tweets
Mar 12
Marlboro'yu İflastan Kurtaran Efsane Stratejiyi anlatacağım.
1-) Marlboro, piyasaya ilk girdiği sıralarda satışları hiç de umduğu gibi gitmiyordu.. Şirketin iflasın eşiğinde olduğu günlerde adamın biri, bir teklifle çıkagelir...
2-) Teklif şuydu;

"Satışları 1 ayda 3 katına çıkartırım. Bunun karşılığında da şirkete %50 ortak olurum. Bu vaadimi gerçekleştiremediğim takdirdeyse ömrümün sonuna dek fabrikanızda bedavaya tütün sararım."
Read 8 tweets
Mar 11
Cem Uzan'ın göz bebeği Telsim'in batış hikayesi..
1-) Telsim Markası, Telsim Telekominasyon Hizmetleri A.Ş olarak Uzan Grubu tarafından 1994 senesinde Türkiye ve KKTC'de kuruldu.
2-) 27 Kasım 1995'te Türk Telekom, uluslararası GSM konsorsiyumuna başvurmadan Kıbrıs'ın GSM şebekesini yasal olmayan yollardan ele geçirdiği iddiasıyla Telsim'e el koydu ve şebekeyi kapattı. Telsim 1 Ağustos 1996'ya kadar kapalı kaldı.
Read 18 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(