22 Eylül 1981, Pancarköy* için heyecan verici bir gündü.
Askeri tatbikat nedeniyle askeri araçlar köyden geçiyor, binlerce asker ovaya yayılıyor, savaş uçakları üstlerinden uçuyordu.
Kimse o günün tarihe feci bir şekilde geçeceğini tahmin etmiyordu. #TrakyaBalkanSerisi
*Babaeski
Figen Yılman küçük kardeşiyle evlerini önündeki kuyunun üzerine çıkmış, geçen savaş uçaklarına el sallıyordu.
Tam üzerlerinden F-5a tipi bir savaş uçağı geçti.
Neşeyle ona da el sallılar.
Ancak hemen sonra kulaklarını sağır eden bir patlama duyuldu ve ardından dumanlar yükseldi!
Pilot Yüzbaşı Mustafa Özcan'ın kumandasındaki uçak düşmüştü!
Ama bu kötü haberin sadece çok küçük bir kısmıydı...
Uçak, Karabatak merasında istirahatteki askerlerin üzerine düşmüştü ve üstelik tamamen yakıt doluydu!
Olabileceklerin en kötüsü olmuştu!
Uçak, görgü tanıkları ifadesine göre alçak uçuşta tepeye çarparak düşmüştü.
Resmi açıklamaya göre kazada tam 65 asker yanarak öldü o gün!
Köyün ovası ölü ve yaralı askerlerle doluydu...
Yaralılar için Kırklareli'nin her yerinden hastanelere buz taşındı o gün.
Ben 11 yaşındaydım ve olay yerine oldukça yakında yaşıyordum (Uzunköprü).
Haber tüm Trakya'ya yayıldı ama cunta günleriydi, kimse konuşmak istemedi açıkça.
Kasa, TSK'nın en çok ölümlü uçak kazası olarak tarihe geçti.
Hikayeleri yıllarca anlatıldı.
O günlerde, kazadan yaralı kurtulmuş ama aklını kaybetmiş bir askerin saatler sonra Alpullu civarında ormanda bulunduğu söylenirdi.
Faciada birliğindeki 57 askeri şehit olan emekli Binbaşı Rıfat Kılıç:
"O anlar hiç aklımdan gitmiyor. Ne kadar anlatsam yaşanan faciayı anlayamazsınız. Yanan askerler bağırarak sağa, sola doğru koşturuyordu. Bir kısmı yandaki dereye koşup atladı. Cehennemi bu dünyada görmüştüm.”
“Yanan askerlerin başı normalin 3-4 katı şişmişti. Askerlerimin naaşları tanınmaz haldeydi. Künyeler sıcaktan eridiğinden kimlik tespiti çok güç yapılabildi. Şehit 7 askerin kimliği tespit edilemediğinden Radartepe denilen yere defnedildi. Diğerleri yaptırılan şehitliğe gömüldü."
Emekli Binbaşı Rıfat Kılıç:
"Korkunç kazadan sonra hayata bakışım değişti. Psikolojimi bir türlü toparlayamadım ve binbaşı rütbesindeyken emekliye ayrıldım.
Allah böyle bir acıyı kimseye yaşatmasın. Şehit ailelerinin acısını 37 yıldır yüreğimde taşıyorum."
"Pilotun bir anlık hatası veya yanlış manevra sonucu kaza yaşandı.
37 yıldır her gün o kıyamet günü aklıma geliyor.
Birçok kere ‘keşke ben de ölseydim’ diye hayıflandım. Pancarköy faciası beni hayallerimden kopardı.
Dinmeyen bir acıya mahkûm edilmiş gibiyim.”
Dediğim gibi darbe ertesiydi.
Basın 12 Eylül cuntası kontrolündeydi.
Cuntanın izin verdiği kadar haber çıktı.
İlk gün 35 ölü açıklandı.
Sadece Milliyet gazetesi kazanın ardından kampanya başlattı ve 38 milyon toplayıp şehit ailelerine verilmek üzere Genelkurmay'a teslim etti.
2000 yılında Pancarköy'e bir şehitlik anıtı dikildi. Şehitlerin adları mermer bloklara işlendi.
Her sene 22 Eylül günü şehitler anılıyor.
Katılımın yüksek olduğu söylenemez.
Şehitlik, E-5 Karayolu'ndan 2-3 km içeride sadece. Geçerken aklınızda bulunsun belki uğramak istersiniz.
1981 Pancarköy Faciası üzerine daha detaylı ve teknik bilgi içeren seri:
1981'de Kırklareli Babaeski yakınlarındaki Pancarköy Faciası üzerine Kerem Gök'ün youtube kanalı için hazırladığı video:
Kerem Gök, 1981'de askeri tatbikat sırasında Kırklareli-Babaeski-Pancarköy'de yaşanan korkunç uçak kazası ve 65 askerin ölümü olayının üzerine gitmeye devam etmiş ve olayı yaşayan bir askeri bulup onunla söyleşi yapmış.
Derinden etkiliyor insanı:
Yukarıda anlattığım Kırklareli’nin Babaeski ilçesine bağlı Pancarköy'de, 1981 yılı askeri tatbikatında askerlerin üzerine düşen F-5 tipi askeri uçak, o tatbikatta düşen tek uçak değildi!
Bir gün sonra, bu kez bir F-4E Phantom, Tekirdağ Saray'a bağlı Büyükyoncalı'da yere çakıldı!
Trakya'daki tatbikatta düşen bu uçağın iki pilotunun da Trakyalı olması acı bir rastlantı olarak tarihe geçti.
Hatta pilotlardan biri olan H. Kubilay Mayadağlı, düştüğü Tekirdağ topraklarında doğmuştu!
Diğer pilot Bora Tuncay ise Çanakkaleli idi.
Saray’ın Büyükyoncalı köyünün güneyindeki Bozoba mevkiinde düşen uçağın iki pilotu da şehit oldu.
Görgü tanıklarının dediğine göre uçağın dalışından sonra göğe yükselen tek şey dumanlardı.
Trakya'daki tatbikatta yaşanan iki uçak kazasında 3 pilot ve 65 asker kaybedilmiş oluyordu.
Askeri birlik üzerine düşen uçakla ilgili komplo teorileri de çıkmıştı:
Pilot "solcuydu" ve "kendimi devrim adına feda ediyorum." diyerek askeri birliğin üzerine düşürmüştü uçağı!
K. Evren
"...haince düşünce sahipleri, her türlü yalanı maksatlı yayabilir" diye açıklama yapmıştı.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Bosna Savaşı'nda Sırp Çetniklerin yanında savaşan ve Srebrenica Soykırımı'nda rol alan Yunan gönüllüleri üzerine #TrakyaBalkanSerisi.
Ruslar kadar çok olmasalar da Yunan gönüllüler savaşta etkindi.
Yunan devleti bunlara hiç dokunmadı.
Sonra NeoNazi AltınŞafak Partisini kurdular:
11.07.1995, Srebrenica.
Ratko Mladic'in birlikleri ile en az 10 Yunan gönüllünün şehre girdiği biliniyor.
5 tanesi bu karede.
Sırbistan'daki Sırp savaş suçluları bile cezalarını çekti/çekiyor.
Ama Yunanistan bunları değil, bunları haber yapan gazeteci Takis Michas'ı yargıladı!
Yunanistan, Bosna'da Çetniklerin yanında savaşan ve Srebrenica Soykırımı'na katılan faşist Yunan gönüllüleri korusa da, Yunanistan'da bunları faş etmek için ciddi araştırma yapan gruplar var.
Atatürk 1930'da Edirne'ye geldiğinde Selimiye Camii'ni de ziyaret eder.
Ziyaret öncesinde yaşanan bir kasırga, Selimiye Camii başta olmak üzere birçok camiye ciddi zarar vermiş, minareleri yıkmıştır.
Atatürk hasarı yerinde inceler.
“Bir dine bağlı olmayan kalp istirahattan mahrumdur. Bakınız ecdadımız İstanbul’un fethinden 125 sene sonra, bu şaheser camiyi İstanbul’da değil Edirne’de yaptırmış; Edirne’ye mührünü basmış, tapulaşmıştır. Büyük Usta Mimar Sinan, sanat ve din aşkıyla bu eseri bina etmiştir” der.
Atatürk, hemen Bayındırlık ve Vakıflar Müdürlerinden, başta Selimiye, Edirne’nin hasar gören tüm camilerinin tamiri için gerekli keşfin yapılarak bilançosunun 3 gün içinde kendine verilmesini ister.
Fakat o gün, Menemen'de şeriatçı ayaklanmada Kubilay başı kesilerek katledilir.
Bugün size Hırvat tiyatro ve film yönetmeni Slobodan Praljak'ın en baba kurgu senaryolarda bulamayacağınız ilginçlikteki gerçek hayat hikayesini anlatacağım.
Sırp Konstantin Mihailoviç Osmanlı tarafından devşirilip yeniçeri yapılmış.
Daha sonra kaçan Mihailoviç 1451-1463 arası Osmanlı'da yaşananları yazmış.
Ben bu #TrakyaBalkanSerisi'nde şahsen katıldığı Vlad Drakul, nam-ı diğer KONT DRAKULA ile savaşlarda yaşadıklarını aktaracağım.
Osmanlı'ya bağlı Eflak voyvodası; büyüğü Vlad, küçüğü (Güzel) Radu adında 2 oğlunu Edirne Sarayı'na gönderdi.
Voyvoda ölünce, büyük oğlu Vlad yeni voyvoda olarak yollandı.
Küçük kardeşi ise sarayda tuttuldu.
Vlad, başta birkaç yıl vergilerini ödese de sonra ödememeye başladı.
Bunun üzerine Fatih, Hamza Bey’i İbrail şehrine, Drakul'a elçi olarak gönderdi.
Fakat Vlad onla görüşmeden ordusunu topladı, donmuş Tuna üzerinden geçip Niğbolu çevresinde Osmanlı topraklarını yağmaladı.
Müslüman-Hristiyan ayırmadan halkın burunlarını kesip Macaristan'a yolladı.