Babamı ellerimle toprağa verdiğimde henüz 14 yaşımdaydım. Emekli olmasının üzerinden yalnızca iki yıl geçmişti, 54 yaşındaydı. Manisa'nın Yunt Dağı Büyüksümbüller Köyünden, Molla Ahmet'ten olma, Bergamalı Raziye Hanımdan doğma emekli Jandarma Astsubay Kd. Başçavuş İbrahim Arınç.
Ardında maddi olarak devletin ona sağladığı cüzi bir emekli, bir de yetim maaşı bıraktı. Ankara Hukuk Fakültesi'ni 90 liralık yetim maaşı ile okudum. Diğer üç ağabeyim de aynı imkanlar-imkansızlıklar ve kendi çabaları ile hayatlarını kurdular, başarılı mühendisler oldular.
Bugün geriye dönüp baktığımda bizlere hiçbir maddi kavramla ifade edilemeyecek kadar büyük bir miras bıraktığını görüyorum. Vatanına milletine sevdalı, helâl-haram çizgisini bilen, iyiyi, güzeli ve doğruyu gören, samimi ve sadık insanlar olarak yetişmemizi sağlamışlar.
Çok şükür evlatları olarak bu yoldan hiç ayrılmadık. Allah onlardan razı olsun.
Dün, babamı ebedî âleme uğurlayışımızın 60. yıl dönümüydü. Onun ardından geçen bu uzun yıllarda sırtımızı hep onun bize bıraktığı kıymeti ölçülemeyek kadar büyük manevî mirasa yasladık. Hasret ve rahmetle anıyorum...
Bugün için biz evlatları, torunları ve torunlarının çoçukları da onları her zaman şükran ve sevgiyle anacaklar.
Bu duygu ve düşünceler ile tüm babaların #BabalarGünü'nü tebrik ediyorum. Babalarınıza saygı ve hürmet gösterin. Aramızdan babası hayatta olanlar yani şanslılarımız onlara koşsun, sarılsın.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Geçtiğimiz gün Sayın Cumhurbaşkanımız, Adalet Bakanımız ve yargı camiamızın kıymetli üyeleri ile birlikte Adli Yıl Açılış Töreni’ne katıldık. Sayın Cumhurbaşkanının konuşmasında adalet alanındaki reform iradesinin canlılığına yaptığı vurguyu oldukça önemli görüyorum.
Bu öneme binaen kendilerinin konuşmalarındaki bazı noktalara kamuoyunun dikkatinin çekilmesi gerektiği kanaatindeyim:
“Adaletin tesisin garantisi, yargının bağımsız ve tarafsız bir anlayışla ortaya koyacağı duruşu, temsili ve sonuçta vereceği adil kararlardır.”
“Eğer bir devlette adalet yoksa, onun hangi sistemle yönetildiğinin, kim tarafından idare edildiğinin, vatandaşlarının hangi inanca veya milliyete sahip olduğunun bir önemiz kalmaz, orada sadece zulüm hüküm sürer.”