İKTİDAR HIRSI KATLİAMI
III.Murat 1595’de öldü.AyasofyaCamisiAvlusundaki türbede54 kişi yatmaktadır.Bunlardan20’si oğlu,23’ü kızıdır.TürbedeYatan oğulların yaşı küçüktür,hatta6 aylık olanları bile vardır ama hepsinin ölüm tarihi1595’tir.
Peki1595’de ne oldu? #BirİktidarYalanıSoyle
Saraya kıran mı girdi?..
Hayır, salgın da olmadı, kıran da…
III. Murat öldükten sonra oğlu III. Mehmet tahta çıktı ve ilk işi de kardeşlerinin hepsini boğdurmak oldu.
Babasının tabutu saraydan çıkarken gerisinden 39 tabut daha geliyordu.#BirİktidarYalanıSoyle
III. Mehmet, 19 erkek kardeşini ve 20 kız kardeşini öldürtmüştü!
Bununla yetinmemiş babasının gebe eşlerini öldürtmüş ve ergenlik çağındaki iki kardeşinden gebe kalmış yedi cariyeyi denize attırmıştı.
Genç şehzadelerden biri: #BirİktidarYalanıSoyle
"Beni kestanelerimi yedikten sonra boğun"diye yalvarıyordu!EvliyaÇelebi,“BirŞehzadenin daha emzirilirken annesininkucağından sökülüp alındığınıBoğulduğunda emdiğiSütün burnundanGeldiğini” yazar.
SaraydanTabutlar çıktığındaEvliya Çelebi'nin naklettiğine göre #BirİktidarYalanıSoyle
"İstanbul halkının feryatlarını gökteki melekler duymuştu".
III. Mehmet sadece bununla yetinmemiş 16 yaşındaki oğlunu da öldürtmüştür!
III. Mehmet öldüğünde, I. Ahmet tahta oturdu. III. Mehmet'in cenazesi Ayasofya'ya götürüldü. Cenaze namazı kılınacaktı. #BirİktidarYalanıSoyle
Ama genç padişah gelmemişti! "Taht sahibi olmak için 39 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenazesini kılmam! Varın siz kılın!" diyerek daveti reddetti...
Barış Atay dan alıntıdır okuduğunuz için teşekkür ederim huzurlu geceler
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Memleketin birinde bir töre varmış .
Her şey töreye uygun yapılırmış .
Buna göre elden ayaktan çekilip üretim dışı kalmış ihtiyarlar ücra bir köşede ölmeye bırakılıyormuş !..
Töreye uymayanlar ise ceza olarak öldürülüyormuş!..
Uygulama çok katıymış karşı çıkmak kimsenin ++
aklının ucundan bile geçmiyormuş.
Bu ülkede bilge bir adam ve onu çok seven bir oğlu varmış.
Adam belirli yaşı aşınca, oğlu onu sırtlayıp, ormanın derinliklerinde bir yere getirip bırakmış.
Tam dönecekken
“Baba şimdi nasıl geri döneceğim, ormandan çıkışı nasıl bulacağım” ++
diye sormuş.
Babası
“Oğlum” demiş. “Sen beni sırtında taşırken, ağaçlardan kuru dalları koparıp, geçtiğimiz yerlere bıraktım. Onları izleyerek yolunu kolayca bulursun !..”
Oğul içinden
“Bu adama kötülük yapılır mı” diye geçirerek kuru dallar sayesinde kolayca evine ulaşmış .++
Kuvai Milliyeyi hain ilan edip Yunan ve İngiliz ile aynı yatağa giren Damat Ferit, Sait Molla gibi bir İngiliz işbirlikçilerinin torunları olan bu İngiliz ajanları dedelerinin yarım kalan ihanetini tamamlamak için yine devreye sokuldular!
1- Kurtuluş Savaşında milletin içine sokulan Mollalar yine son dönemde devreye sokuldular!
Kim bu Mollalar ve bu Mollaların dedeleri "İhanet Fetvasından Laikliğe" uzanan süreçte neler yapmışlar!
İngiliz Muhipler yani İngiliz Severler Cemiyetleri nasıl kurulmuş!
2- Kurtuluş Savaşı sırasında dini kendisine siper eden dindar görünümlü hain Mollalar, Devleti yöneten SARAY, şahsi menfaatlerini korumak için İngiliz işgal kuvvetleri ile işbirliği yaparak Milletin Dini duygularını kullanmışlardı!
🧿Arapseverlerin dikkatine!
İlk Suud devleti, bugünkü İŞİD gibi vahşet ve barbarlık vandallık eylemleriyle ortaya çıkmıştır!
Padişah İkinci Mahmut, Suud'lara çok kızar, İlk Suud Devleti'nin lideri Abdullah Bin Suud’u, İstanbul'a getirtir tabi türlü savaşlarda sonra...
Padişahın emriyle 17 Aralık 1818'de Abdullah Bin Suud ve üç oğlunun kafası kesilip,Topkapı Sarayı surlarında teşhir edildikten sonra kelleleri denize atıldı...
Hainlere yakışır bir şekilde ibret olsun diye de çürüyene kadar bekletildi... ++
Yıllar sonra yine bir Suud devleti kuruldu ama Osmanlı İmparatorluğu bu devleti de 1891'de kanlı biçimde devirdi.
Aynı yıllarda petrolün geleceğin en önemli hazinesi olduğu ve bu hazinenin de Arabistan'da bol bol bulunduğu fark edildi.
Sizce sömürge imparatorlukları ne yaptı?++
Yıllar önce kızım Zuhal'i bir bebek olarak kucağıma aldığımda onunla ne kadar süre ve nasıl bir hayat yaşayacağımı bilmiyordum.
Büyümeye başladı. Bebekliğinden itibaren onunla oynamaya başladım, gezerken omzuma aldım, kollarımdayken yukarı doğru atıp yeniden yakaladım, ++
sırtüstü yatıp onu ayaklarımın üzerinde havaya kaldırmamı öyle seviyordu ki.
Parklarda gezdik. Köye gittiğimizde çamuru naylon tabağa doldurup "Sana pasta yapıyorum baba." dediğinde anlamıştım yüreğinin sevgi dolu okyanuslar gibi olduğunu.
Okul hayatı başarılarla geçti. ++
Ailelerin cennet gibi olmasına katkı sağlamak için psikolog olmayı seçti. Gönüllere dokundu, evlere neşe saçtı. Benimle bir çok şehre konferanslara geldi.
Bir kurban bayramında Şırnak sokaklarında çocukların ellerindeki oyuncak silahları gördüğünde çok ağladı. ++
1913 yılı Kasımı'nda Sofya'ya askeri ataşe olarak atanan Mustafa Kemal, Bulgar ordusunun ünlü generali, Savunma Bakanı Stylian Kovaçeva'nın 20 yaşındaki kızı Dimitrina Kovaçeva'yla (Miti) bir baloda karşılaşır. ++
Yabancı diplomatlar, İsviçre'de eğitim görmüş,üç dil bilen,piyano çalan ve dans pistlerinde paylaşılamayan güzel Miti’ye ''Balkan Gülü''adını takmıştır. Mustafa Kemal baloda Miti’yi dansa kaldırır.
O gece Strauss’un''Güzel Mavi Tuna'' valsi eşliğinde sabaha kadar dans ederler. ++
Sofya'yı sarsacak aşk'ın ilk kıvılcımları başlamıştır.
Miti ve Mustafa Kemal sık sık görüşür, birlikte buz pateni yaparlar. Ancak, ilişkileri 1914 Sofyası’na esrarengiz,mutlu ve umutsuz bir aşk çıkmazı olarak damgasını vuracak, Bulgar sarayından gelen baskılar ve general baba ++
'Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku,yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince,halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar.
Hemen bir ferman ."++
çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir...
Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur...
Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu ++
yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde "artık zenginiz" der...
İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek "sen bu halimize zenginlik mi diyorsun" der...++