Yalova’da demiryolu yok, havalimanı yok. Ama Yalova Merkez, Topçular ve Armutlu’dan feribot ve deniz otobüsü seferleri ile güçlü bir denizyolu ulaşımı var.
Osmangazi Köprüsü ve ilgili otoyolların açılmasına dek Yalova, İstanbul-Bursa-İzmir yolunun önemli bir geçiş noktasıydı. Hatırlayanlar olacaktır: Yalova’nın merkezine 1km’den bile yakın mesafedeki dönel kavşak geçildikten sonra yola devam edilirdi.
Osmangazi Köprüsü ve otoyollarının açılması bir yandan buradaki yoğun trafiği ortadan kaldırdı. Öte yandan da Eskihisar – Topçular arasında çalışan feribotların yoğunluğunu da azalttı.
Bu yollar ağı Yalova ilini teğet geçilen bir hale getirdi.
~100km’lik kıyı şeridine ve kıyı tesislerine sahip Yalova’da Mavi Bayraklı bir plaj yok.
Bir yandan kıyı şeridine öte yandan zengin termal kaynaklara sahip bu küçük ilin, çok da yüksek olmayan tepeleri İstanbul'a yakınlığıyla doğa meraklıların ilgisini çekiyor.
Yalova Termal Kaplıcaları olarak adlandırılan bölge doğal ve kültürel değerleri ile çok etkileyici. Orada bulunduğunuzda geçmişinin ve termal değerlerinin farkına varabiliyorsunuz.
Öte yandan bu değere -Türkiye'de neredeyse her benzer durumda olduğu gibi- gereken nitelik ve özenle yaklaşmadığımız da oldukça açık bir şekilde ortada.
Yalova merkezde çok sayıda küçük sokak tek şerit haline dönüştürülüp yaya öncelikli yapılmaya çalışılmış. Ancak yine de tümüyle yayalaştırılmış sokak ve cadde çok az.
Türkiye'nin en küçük ili Yalova için burada, genel bir odaklar haritasıyla virgül koyabilirim.
İstanbul Anadolu Yakası'nın Marmara kıyılarına paralel raylı sistemleri ile ilgili bir başlık açmak ve bunu biraz tartışma gerekiyor. O halde başlayalım.
Şu an elimizde Marmaray ve M4 metrolarının paralelliği var:
Yeni açılan M8 Bostancı - Dudullu metrosu 25km boyunca ilk bağlantı oldu. Bu hattı aktarma çözümleri hayatımızı kolaylaştırıcı değil zorlaştırıcı (bunu yazmıştım).
İnşaatı devam eden M12 tamamlandığında yeni bir dikey bağlantı daha oluşacak. Böylece paralel hatlar Marmaray ve M4 ile elimizde mavi ile görünen alttaki bağlantılar olacak:
Türkiye için kokoreç ve İstanbul için hamburger, lahmacun, pide, döner, ve köfte listeleri tamam. Şuradan bakılabilir: omeryilmaz.com.tr/category/gastr…
İstanbul gece yemeklerini ve dondurmacıları toparlayamadım bir türlü. Türkiye için döner yakında. Pide ve köfteyi biraz çalışmam lazım.
Fırın ya da kuyuda pişirilen koyun & keçi (Büryan, fırın kebap, çevirme vb) için Türkiye ölçeğinde bir liste yapacağım.
Pizza ve Sushi için İstanbul çalışmaları devam.
Tencere/esnaf/Türk/sulu yemek olarak adlandırabileceğimiz yemeklerle ilgili bir liste yapmak kolay değil.
Deniz ürünleri için bir Türkiye listesi yapmalı. Ama henüz zayıfım (Yalova'dan dolayı tarafsız olabilir miyim bilmem).
Sütlaç, tost ve iskender listeleri epey olgun, bitirebilirim yakında.
Şinitzel ve sahanda yumurta yapmak lazım. Sağlıklı ve paralı kalabilirsek iş çok yani :)
İstanbul’un en ve tek iyisi Zeynep Kamil Kokoreç Kamil Usta (g1, çünkü Göbel'den).
Bursa'dakileri deneyemedim.
Balıkesir merkezdekiler listede yer bulmaz.
İzmir Ulukent'teki Akın Usta 5-6 gibi yer bulurdu ama çok olumsuz yorum gördüm, yeniden gideceğim yakında (g2, 2019).
Esas olarak işin odağı İzmir.
Asım Usta'nın atomu çok meşhur ama hiç bana göre değil (g1). İzmir'de ayrıca sulu yemek yapan lokantalarda değişik kokoreçlere denk gelmek mümkün (g2).
Son görseldeki (g3) Etchi diye bir Alsancak lokantasından; çok iyiydi ama kapandı.
Bu hafta içinde sevdiğim iki arkadaşımla yaptığımız Çekya – Polonya – Slovakya gezisinden notlar geliyor.
3 günlük ve Prag başlangıç bitişli, ana odakları Sky Bridge 721 ve Auschwitz olan bir geziydi.
Aşağıya doğru. 👇
1⃣ Çekya daha uçaktayken bir endüstri ülkesi olduğunu anlatıyordu.
Haritamda yarım yamalak bulunan Ostava'yı da ana odak gibi gezerek bunu (sanayi meselesi) taçlandırdık :) Bir de Prag'a ulaşamadığımız için Bruno eklendi.
2⃣ İlk durağımız Kladruby Atı'nın evi olan ve 2019'da UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne Kladruby nad Labem Tören Arabası Atlarının Yetiştirilmesi ve Eğitimi Peyzajı ismiyle giren yer oldu.