NESLİCAN
Berkin
15 yaşındaydı, bibergazı kapsülüyle kafasından vuruldu, komaya girdi, o halde yatarken 16 kiloya kadar düştü, Türkiye tarihinin gördüğü vebali en ağır 16 kiloydu, kısacık ömrünün son beş gününde, beynindeki hasar nedeniyle epilepsi krizi geçirdi, kalbi durdu, ++++
makineye bağladılar, akciğerinde hava deliği oluştu, beyin fonksiyonları çalışamaz hale geldi, iç organlarındaki yıkım büyüdü, vurulduğunda yaz mevsimiydi, sonbahar geçti, kış geçti,üç mevsim direndi,269 gün dayanabildi,son nefesini verdi.
★
Miting meydanında kitle halinde ++++
yuhladılar.
Evladını elleriyle toprağa veren annesini yuhladılar.
★
Ethem öldü, kaynakçıydı.
Abdocan öldü, narenciye paketleme tesisinde asgari ücretliydi.
Ali İsmail öldü,babası inşaat işçisiydi.
Mehmet öldü,garsondu,babası pazarcıydı.
Ahmet öldü,üniversite mezunu işsizdi, ++++
inşaatlarda amelelik yapıyordu.
Berkin öldü, babası işsizdi.
★
“Bir avuç kaymak tabaka” dediler.
“Elit semtlerde oturuyorlar” dediler.
Her mitingte yuhladılar.
Küfrettiler.
★
Özgür, Elif, Can,Büşra,Tarık, Ceren, Oğuzhan, bir de kedileri vardı, Nohut…Bilkent Üniversitesi ++++
öğrencisiydiler, hukuk, uluslararası ilişkiler, turizm, iç mimarlık, siyaset bilimi, ticaret yönetimi, kimya okuyorlardı, 18-19 yaşındaydılar. Yılbaşı gecesini Özgür'ün evinde geçiriyorlardı, doğalgaz zehirlenmesinden hayatlarını kaybettiler.
★
Sorumluların yakasına ++++
yapışacaklarına, aman belediye zarar görmesin diye çocuklara saldırdılar, polis kayıtlarına göre resmen “yalan” olmasına rağmen “üstleri yarı çıplaktı” dediler. Yandaş medya alenen iftira manşeti attı, “kızlı erkekli alkolden öldüler” diye yazdı.
★
Pamir, bebekti.
+++++
Üç yaşındaydı.
Zekeriyaköy'de ailesi uyurken minik adımlarla evden çıktı, kayboldu, tüm Türkiye nefesini tutarak arama çalışmalarını takip etti, maalesef komşu villanın yosunla kaplanmış havuzunda cansız bulundu.
★
“Annesi Gezi eylemcisiymiş” dediler.
“Annesi Aleviymiş” ++++
dediler.
“Annesi DHKP-C'liymiş” dediler.
“Ailesi beyaz Türkmüş” dediler.
“Villalarda matem var vah vah” diye yazdılar.
★
La Diva Turca,dünyaca ünlü sopranomuz Leyla Gencer vefat etti, vasiyeti üzerine bedeni yakıldı, İstanbul Boğazı'na serpildi.
Yandaş gazetede“küllerinizle ++++
suyumuzu kirletmeyin” diye yazdılar.
★
Profesör Türkan Saylan vefat etti.
Akp'nin akil gazetecisi “bizim ölülerimiz ayrı, bunların ölüleri ayrı” diye yazdı, “ölülerin arkasından konuşulmaz diye bir kural yok” diye yazdı.
Kemoterapi nedeniyle dökülen saçlarını örtmek ++++
için kullandığı boneyi kastederek “hayatı boyunca başörtüsü düşmanlığı yaptı ama, ömrünün son zamanlarını başörtüsüyle yaşadı!” diye yazdılar.
★
Zeki Alasya vefat etti.
“Rahmet okunmamalı,cenazesi camiden kaldırılmamalı”diye yazdılar.
Levent Kırca vefat etti.
“Müslümanlara ++++
zehir saçan alkolik tiyatrocu öldü” diye yazdılar.
Tarık Akan vefat etti.
Akp'li trol hesaplarında “cuma bereketiyle geldi” dediler,“ateşi bol olsun” dediler, “elhamdülillah bir RTE düşmanı daha gitti”dediler, “geberdi melun” dediler,“artık cehennemde rol kesersin”dediler.
++++++
Profesör Yaşar Nuri Öztürk vefat etti.
Yandaş gazetede“bunun cenaze namazı kılınacak mı?”diye yazdılar.
Kamer Genç vefat etti.
Akp belediye başkan yardımcısı “Allah düşmanları bir bir gidiyor” dedi.
★
Mustafa Koç vefat etti.
Yandaş gazetede“denize işediği için para cezasına ++++
mahkum olmuştu” diye yazdılar, “mübarek cuma günü defnedebilirlerdi, pazar gününü tercih ettiler!” diye yazdılar, “önce yahudi adetlerini yerine getirsinler, sonra şakacıktan müslümanmış gibi gömerler” diye yazdılar, “işbirlikçi komprodor ölmüş, ölmemiş kime ne” diye yazdılar.
★
Ankara Garı'nda bomba patladı.
Tarihimizin en ağır terör saldırısıydı, 109 insanımız hayatını kaybetti.
★
Konya'daki milli maçta güya saygı duruşu yapıldı, patlamada hayatını kaybeden insanlarımız yuhlandı, ıslıklandı.
Sosyal medya hesabında canlı ++++
bombaya fatiha okuyanlar oldu.
TRT'de “ölenlerin hepsini aynı kefeye koymayın, oradan geçen masum insanlar da vardı, kurunun yanında yaş da yanmasın” mesajı okundu, spiker “aynen katılıyorum” dedi!
★
Dubai'den gelen özel uçak İran'da düştü, ikisi pilot biri hostes, +++
11 pırıl pırıl genç kızımız hayatını kaybetti.
★
“Mevlütten dönmüyorlardı”diye yazan oldu.
“Bekarlığa veda partisi veriyorlardı, topluca bekarlığa veda ettiler”diye yazanlar oldu.
“Dünya bunlardan kurtuldu”diye yazan bile oldu.
★
Çocuğuna okulun istediği pantolonu alamayan ++++
45 yaşındaki işsiz baba, kendini astı, cebinden sadece 20 lira çıktı.
Yandaş eğitim sendikası başkanı “pantolon ajitasyonu” dedi.
Yandaş televizyonlarda “sayın cumhurbaşkanımıza zarar vermek için bu tür olayları sanki ekonomik kriz varmış gibi çarpıtıyorlar” denildi.
★
++++
Alanyaspor kafilesi trafik kazası geçirdi, Çek futbolcu Josef Sural hayatını kaybetti.
Trollere gerek kalmadı, müftülük tweet attı, “müslüman olmayanlara rahmet dilemeyin” dedi, “bir kimse iman etmeyip küfür üzere öldükten sonra, başkalarının onun için yapacağı ++++++++
dualar geçersiz olur” dedi.
★
Neslican vefat etti.
★
“Herkes cennete kavuştu diyor, bu çıplaklıkla biraz zor” dediler.
“Bir primciden daha kurtulduk” dediler.
Dökülen saçlarıyla fotoğrafını yayınlayıp “keltoş” dediler.
“Laik” olduğu için “ölüm bilinci” +++
olmadığını bile söylediler.
İsminin önünde “profesör” ve “rektör” sıfatı bulunan akp yandaşı akademisyen, “seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapılan Neslican'ın, dinin gücünden faydalanamadığını, bu yüzden acı çektiğini” söyledi.
★
Sadece hukukunu, ++++++
demokrasisini kaybetmedi bu ülke…
İnsanlığını kaybetti.
İnsanlıktan çıktı.
★
++++++++++++++++
Tek tesellimiz var.
Her tweette… Kara cehaletleri, kapkara kalpleri, zifiri karanlık vicdanlarıyla “ak” dedikleri zihniyetin, kara kaplı tarihini yazıyorlar. #YılmazÖzdil #24Eylül2019 alıntıdır zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim keyifli haftasonları
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
“TÜRK TARİHİNİN HAKKINDAN NASIL GELECEĞİZ, TATLIM?”
Avrupa Birliği (AB) hükümeti,1998 – 2002 sürecinde,Ankara’daki AB Delegasyonu’nun başına “Büyükelçi”unvanıyla kadın diplomat Karen Fogg’u getirmişti.
Karen Fogg,AB’nin Türkiye’deki baş casusuydu.
Karen Fogg’a verilen görev, ++++
Türk tarihini altüst etmekti.
Özellikle de Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimleri tarihi, tüm gerçekler yok sayılarak yeniden yazılmalı, Türk çocuklarına okullarda öğretilen tarih saptırılmış yeni kavramlarla anlatılmalıydı.
Peki, neydi bu yeni saptırılmış kavramlar?
++++++++
Çanakkale Savaşı’nda Mustafa Kemal yoktu!
Kurtuluş Savaşı diye bir savaş olmamıştı! Yunanlıların İzmir’i, İtalyanların Antalya ve civarını, Fransızların Adana, Mersin, Antep, Urfa ve çevresini işgal etmiş oldukları doğru değildi!
İstanbul; İngiliz, Fransız ve İtalyan ++++++++
Ölüm Yıldönümünde MARİE CURİE _ bilimde azmin ve başarının sıra dışı öyküsü
Bilim tarihi hayranlık verici bilim insanlarının hikayeleriyle doludur. Marie Curie ise ayrı bir yere sahiptir bilim ve insanlık tarihinde. Bu güzide insan, Nobel Ödülü’nü alan ilk kadın bilim insanı +++
olmanın yanı sıra, bu ödülü iki farklı bilim dalında alan tek kadındır.
Marie Sklodowska 7 Kasım1867’de Polonya’nın Varşova kentinde dünyaya geldi.1891 yılında Paris’e giderek Sorbonne Üniversitesi’nde fizik ve matematik okudu.Burada FizikProfesörü Pierre Curie ile tanışarak ++++
1895 yılında evlendi.
Eşiyle birlikte radyoaktivite üzerinde çalıştı. Alman bilim insanı Roentgen ve Fransız fizikçi Becquerel’in çalışmaları üzerine yoğunlaştı. Temmuz 1898 Curie cifti yeni bir elementi keşfettiklerini duyurdu. Bu elementin adını memeleketinden esinlenerek +++
Neden Japonya'daki çocuklara kahvaltıda çok yumurta yediriyorlar?
Dikkatli okuyunuz...
Osmanlı Devleti'nin son 200 yılı dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin gıda politikasını Emperyalistler dizayn ettiğinden beri zihinsel olarak ++++
sağlam bir gençlik maalesef yetişmiyor. Asıl sorunun kaynağına hiç inmedik, tartışmadık.
Japonya'da çocuklara 7 yaşından itibaren kahvaltı saati en az 2 yumurta yediriyorlar. Ekmek genellikle yok varsa da çok az. Her akşam ise kesinlikle sofrada deniz ürünü yani balık +++++
kesin oluyor. Japonya ve Güney Kore'de ceviz ithalatı son 50 yılda %140 artmis. Çocuklara durmadan ceviz yediriyorlar. Günde en fazla iki öğün yemek yiyorlar. Tamamen protein odaklı bir beslenme var...
ABD'de teknolojik üretimin merkezi "Silikon Vadisi'nin" nasıl ++++
🎗PROF. DR. CELAL ŞENGÖR HOCA'dan MÜTHİŞ YAZI...
"Bu halk zenginiyle fakiriyle, şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir."
■Türkiye halkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır,bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur,plansız şehirlere şekilsiz gökdelenler inşaa ederek ++++++
yaşanmaz hale getirir,ama tüm bu halk zenginiyle fakiriyle,şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir.
Kendi tarihinden habersizdir. Aslında ne dilini,ne dinini bilir, ne geleneklerini tanır,ne de toplumsal değerlerinin evriminden haberdardır.
■Muhteşem Yüzyıl diye televizyonlarda +++
alkışladığı dönemde, devletinde Amerika'dan gelen gümüşün ilk enflâsyonu başlattığını bilmez (çünkü Avrupalı dünyayı keşfederken, muhteşem(!) padişahları hareminde gönül eğlendirmekte,dünyayı öğrenelim diyen Pirî Reis'in kafasını vurdurmaktadır.
■O, muhteşem(!) yüzyılda ++++++
*RİZE de Ne var ne oldu ki bazı Rize Doğumlular ATATÜRK e hakaret ve küfür ederler dertleri nedir. ?İşte cevap Kurtuluş yıllarında* 13 kasım 1918 de İşgal kuvvetlerinin işgaliyle birlikte,*RİZE*merkezli o bölgede *RUM* lar isyan ettiler *RUMPONTUS* hükümdarlığı kurdular . ++++++
*BAĞIMSIZLIK* ilan ettier. 13 kasım 1918 den 15 aralık 1925 yılına kadar *BAĞIMSIZ DEVLET* olarak yaşadılar. 1925 Yılına kadarda kendilerini yönettiler. Devlete vergiyi kestiler, OSMANLI'ya askere gitmeme kararı aldılar. POTAMYA denilen bölge de buraya dahildi.+++++++++++
1923 deÜlke işgalden kurtulduktan sonra*ATATÜRK'ün emriyle HAMİDİYE savaş gemisi 15 aralık 1925 denizden buraları bombaladı,karadan da TÜRK ordusu tarafından kuşatıldı veRUMPONTUS hükümdarlığı yıkıldı.*İstiklal mahkemesi kuruldu,pek çok isyancı asıldı,kesildi,sürgün edildi.. ++++
Dinlenmemek Üzere Yürümeye Karar Verenler, Asla Ve Asla Yorulmazlar
Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki:
“Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni takibe ahdetmişsiniz. İşte ben bilhassa bu sözlerden çok duygulandım.
Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, +++
yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman bile durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Yorgunluk her insan, her mahluk için doğal bir durumdur. ++++
Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.
Sizler,yani yeni Türkiye’nin genç evlatları,yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. ++++